2 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

2 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Temmuz SON POSTA - o Saşfa 13 Telkrika Nor: 33 GENÇ KIZLAR iÇİN! Pek büyük ümitlerle takdim elttiğim bu arizama cevap yerine bizzat zatı aliyenizi bekliyorum. Hattâ onun için size adres ver« meye de lüzum görmiyorum. Otomobilin şoförüne sadece “Kayışdağı,, demeniz kâfidir. Ben- deniz size yolda iltihak edeceğim. En kalbi hörmet ve perestİş- lerimi İütfen kabul buyurunuz muhterem hanımefendi. Misir. Prenslerinden Az Çarpuk çurpuk bir yazı ve pek basit - hattâ, biraz da âmi- yane - bir ifade ile yazılmış olan bu mektubun kıiymeti; kâğıdın dan intişar eden tatlı füjer koku- sundan ibaretti. Fakat itiraf ede- yim ki, bu mektup; bana derin bir hayret vermişti. Acaba şu elimdeki kalın parşumeni bir ham- lede yırtıp atmak mı; yoksa, şu satırlara karşı bir kahkaha bas- mak mi icap etmekte İdi? Ben henüz buna karar verme- den kapı açıldı. Halam: — Kızım!.. Mektup kimden?.. Babandan mı?.. Diye içeri girdi. Meaktup he- nüz elimde idi. Halamın, büyük bir saffetle sorduğu bu suale ne cevap vereceğimi şaşırdım. Ayağa kalkarak mektubu ona uzattım. Halam mektubu aldı. Hayretli nazarlarla baktıf; —A. A, A., prens All bey- den.. ne münasebet ?. Diye bağırdı ve sonra, ağır ağır okumaya başladı. Mektubu okurken, halamın çeh- resi şekilden şekle girdi. Ve bi- tirdikten sonra da derin bir na- zarla yüzüme bakarak : — Garip şey!.. Dedi. Artık sabredemedim: — Yalnız garip değil, biraz da, küstahça bir hareket. Hiç tanı- madığı bir alle kızını otomobiline davet... Iyi bilmiyorum — amma hala; bu prens Ali Bey, herhalde pek şımarık biz şey olacak. Diye cevap verdim, Halam, daha hâlâ müteredditti. — Eh, nc yapacaksin? Dedi. Hiç tereddüt etmeden gevap verdim: — Nemi yapacağım?. Mek- tubu, yarın İdris ağanın eline vereceğim, Tam saat üçte Göztepe lstasyonunun Öönünde bekliyecek olan 424 mnumaralı — otomobilin şoförüne — göndereceğim. Idris mektubu bu şoföre verecek, — “ Efendinire söyleyin, bu mektup yanlışlıkla bizim köşke gönderilmiş.,, diyecek. — Olur mu kızım?.. — Niçin olmasın, hala! Sözü — uzatmak — istemedim. Mektubu zarfa koyduktan sonra masanın Östüne atıverdim. Halam yevaş yavaş dımağımı saran öfkeyi hissetmiş gibi süküt etti, Fakat hissediyordum ki dalgın ve düşünceli idi. Erenköyden, 1şıdiknleyı doğru dönebildik. Faik Beylerin köşkün- de, bir buçuk saat kadar süren misafirliğimizi, hakikaten entere- san bir şekilde geçirmirtik. Fakat hepimiz de ayrı ayrı hislerle mü- tohassistik. Faik Beyin — annesi, gözünü benden ayırmıyor;inceden inceye — her barekelimi gözden geçliriyordu. Halam, teşhir ettiği malın | nefasetinden emin ve mağrur bir tüccar gibi, müsterihane sigara- çekiyor göz ucu ile hem beni ve hem de Faik Beyin annesini süzüyor, biraz safça olan o ha- nımcağızın. benim hakkımdaki bislerini anlamaya çalışıyordu. Bana gelince, ancak halamın hatırı için kabul ettiğim bu * mürettep - ziyaretin iki taraf Üzerindeki tesirlerini tetki ediyor; içimden katıla katıla gülüyordum. Tam saat altı buçukta, Faik Bey geldi. Aman Allahım; hala- min bana büyük bir itina Hle namzet gösterdiği bu banka şefi, ne garip bir tipti. Hakikaten çok nazik ve terbiyeli bir adam olduğu görünüyordu. Fakat şekli, kıya- feti, tavırları; sivil elbise giydiri- miş bir medrese softaşına benzi- nordu, “Hele konuşurken sesinde öyle bir cızırtı vardıki, İnsanı zorla sinirlendiriyordu. Son yarım saati da, boğulacak gibi iç sıkıntısı ile geçirdikten sonra, avdet ederken halam sordu: — Eh.. ne dersin, Emel. Hiç tereddüt etmeden cevap verdim: — Olacak şey değil, hala. Halam, fena halde bozulmuştu. Fakat bunu bana hissettirmek istemedi. Başını çevirerek titreyen bir sesle: — İstersen bir kere de Kerlm Beyi gör. — Falacığıml.. Artık senin intihap zevkine emniyetim kalmadı. Pek şık ve zarif bir adam dediğin Faik Bey böyle olursa, çapaçul gezdiğini söyle- diğin komisyoncu Kerim Bey kim bilir nasıldır? Diyemezdim. Onun için hala- mın bu sözlerine süküt ile muka- beleyi tercih ettim. 6 — 8 Temmuz Sabahleyin henüz kalkmıştım ki odama Gülter geldi. — Eğer giyindinizâe. Hanıme- fendi sabah kahvesini burada içmiye gelecek. Dedi. Halamın, âdeta resmi bir zat mahiyetini alan bu Aarzusanu biraz garip telâkki ettim. Gültere : — Buyursun. Diye cevap verdikten sonra kendi kendime de; — Herhalde halamın bu geli- şi sebepsiz değil. Dedim. Biraz sonra halam geldi. De- nİz tarafındakl pencerenin önünde duran geniş - koltuğa — yerleşti. Biraz dereden tepeden bahsettik- ten sonra : — Kızıml.. Sana birşey söy- liyeceğim amma, aklına bir şey gelmesin. Dedi. Ve sonra, sesini biraz daha ağırlaştırarak ilâve ettl 1 — Zaman, pek inceldi. Bir çok meseleler gibi bu teehhül meselesi de artık bizim eski kafalarımızın pek o kadar anlıyamıyacağı hale geldi. Ihtimalki benim aklıma yatan birisi, senin gözüne direk gibi batacak. Onun için ben bu işe pek fazla karışmak fikrinde değilim. Amma bu gsözleri, dün Faik Beye karşı ret cevabı ver- diğine darıldım da söylüyorum sanma, ( Arkası vaş) Oralarda Ve Buralarda Çelebi Böyle Olur Oralarda Da Çiçek Bu resim, Felemenkde son defa açılmış olan bir çiçek sergisinin ön kısmını gösteriyor. Sergi, parça parça olarak tanzim edilmiş ve her çiçeğe bir parçâ ayrılmıştır. Ön kısım da muhtelif Iâlelere tahsis edilmiştir. Folemonk- Sergisi Dedigün! ram siğer a AA de iâle yetiştirmek mühim bir san'at olduğu için bu sergi, eşi bulunmaz bir nefaset maş- heri olmuştur. İlerde de sergi binası vardır. Mütohassıslar, bu lâle sergisinin pahası ol- kanaatindedirler. Elbiseyi Geri Vermedi, Altı Ay Hapise Mahküm Oldu Dün birinci cezada emniyeti suiletimalden suçlu Nuri adında birinin muhakemesine bakılmıştır. Iddlaya göre davacı berber Hasan bir takım elbisesini ütület- mek Üzere suçlu Nuriye vermiş, suçla Nuri elbiseyi lade etmemiş- tir. Hakyeri Nuriyi altı ay hapse, 50 lira tazminat İtasına mahküm etmiştir. Ölen Ingiliz Müslümanları Cemiye- tinin reisi olup — geçenlerde 80 yaşında Londrada — vefat eden Lort Headly İşte —bu adamdır. Gençliğinde Irlanda'da ve Hin- distamın Keşmir taraflarında mü- hendislik — yapmış ve müslüman olmaya o zaman karar vermiştir. Lort Headiy, birçok Ingilizin müslüman olması üzerinde pek büyük tesir yapmıştır. Sebze Hali... Dün Alış, Verişe Açıldı Amma Yer K mE * Dar Geliyor 4 Halde dünkü taaliyet Belediyenin yeni — yaptırdığı sebze ve meyva — hall dün alış verişe açılmıştır. — Haldeki alış verişlerin faaliyeti birgün evve- linden başladığı için Pazar akşa- mından — itibaren — hal faaliyete geçmiş ve Cumartesi gününden de dükkân tutanlar yerleşmiş bu- lunuyorlardı. Dün sabah saat beşten itibaren satışlar başlamış- tır. İlk gün olduğu için hal ida- resi fevkalâde tertibat almış ve emniyet müdürlüğünden gönde- rilen polisler de İntizamın temi- nine çalışmışlardır. — Hal Pazar günü gece yarısından sonra gelen BÜYÜKDERE : Büyükdere caddesi eski 101-107 yeni küfe ve sandıklarla — dolmuş ve halde koyacak bir yer kalmamış- tır. Bunun için de sebzeler hale alınamamış ve eski yerinde sa- tılmak mecburiyeti hasıl olmuş- tur. Sabahleyin hale gidenler hal kapısı önünde de bir yığın küfe ve sandık — görmüşlerdir. Tlk bakışta bu manzara evvelce ileri sürülen bazı itirazları baklı gösterecek bir vaziyet arzediyor- du, Bununla beraber hal idaresi bunun ilk günü olmasına atfet- mekte ve birkaç gün içinde va- İstanbul Millit Emlâk Müdürlüğünden : 98, 102 sayılı önünde rıhtım bulunan yanmış büyük yalı arsasile arka taraf« ta iki harap mağaza ve matbah yeri ve bahçenin 36/64 payı, Umum : 2892 metre ve 50 murabbar. zarf usülile ve peşin ziyetin düzeleceğini — #ö lemek- tedi Muhammen değeri Hira 5444 santimetre azılı mallar 5/7/935 Cuma günü saat 14 de kapalı pera ile satılacaktır. Isteklilerin * yedi buçuk teminat makbuzlarile teklif mektupları muhtevi kapalı zarf- ları arttırma saatinden bir saat evvel Idarede müteşekkil satış Ko- misyonu Başkanlığına teslim etmeleri. (M.) “3477,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: