Muharriri: A R. Solan Büyük tarihi roman 21 -4 - 935 ) ESMER GÜL ((0 —- e— Tefrika No.: BA2 Güller! Üçüncü Ahmet, Kızı Ve Damadı İle Hem Söyleşiyor, Hem De Yün Örgüsü Örüyordu.. — Seni görmeyeli, yirmi dört santı geçer. Dikkat ederim, bu yakında bir hoş oldun. Bu sabah nerkiz gözlü kızımdan bir name aldım. Âyâ, Ibrahimin hall nice- dir. Aşırı meşgul müdür, korkarım ki düşünceden hali bir hoş olur; deyu tasalanır.. Hemşirel.. Hele bak. Bu dolguda bitti. Acep şimdi alttan mi... Yoksa, yan- dan mı 'almak gerek. Hadice sultan, tekrar yerine gelmişli. Göz ucu ile Ibrahim Paşanın çehresini süzdukten sonra: »— Hem yandan ve hem de alttan alımacak, aslanım.. Sanki bir gül varakı gibi kabartılacak., Amma, paşanın rengi bana bir az solgunca geldi. Acep, sıtma- sı mı depreşti. Allahın birliğine amanet siniz amma.. birar kendi: nize mukayyet olsanız, paşam, Dedi. Hatice Sultanın bu sözleri Üzerine Üçüncü Ahmet başını kasnaktan kaldırdı. Dikkatle Ib- rahim paşanın yüzüne baktı. Pa- şanın, beyaz sakalı Üzerinde daima parlak ve kırmızı görünen elma- cik kemiklerinin, bir hayli solmuş olduğunun farkına vardı. Fakat, sevgili damadına merak verme- mek için, şu sözleri homurdandı: — Kırk bir kere maşallah.. Bu yaşta, celâsin gibi durur. Bilirim.. Marazı varsa, ancak kalbindedir. Şahin bakışlı sultan kızımdan, — Beşiktaş — sarayının Hob-rülarından ayrı düşeli deru- nundan elem çekmektedir. Amma.. Bunlar da yine kendi taksiratı eseridir. Bu gsözler, Ibrahim Paşanın kaç gündenberi nice ıztıraplar çeken kalbinde acı bir tesir yaptı: — Beli, sultanım. Dedikten sonra, derin bir gö- ğüs geçirerek geniş bir mnefes aldı. — Zati hümayunları, her umur- da olduğu gibi kalbimin de kâf- fel seralrine vakıfsınızdır. Filha- kika.. Velinimetim, sultanım, efen- dimden cüda düşmek.. Azabı ce- henneme giriftar olmaktan beterdir. Güneşin ziyasından mahrum kalan nasılki muzayakal hayat çeker- se.. Bu aciz kalları da sultanımın huzurundan mahrumiyet ıztırabı hissediyorum. Malumuşahane- nizdir ki, bunun salki de, veli- nimetlerime — karşı — beslediğim aşurl — tazim ve muhabbettir. Velinimetlerimin bir tek nazarı iltifatına, dünyanın bütün Hübân ve mahbubanı feda — olsun... Zevkusefadan mahrum — ve ra- hatıhuzurdan mehcüf — olduğum için de gam yemem. Bu âciz vücut, dinü devlet ve velinimet uğrunda harap olsa dahi, zerre kadar şekva eylemem, Ancak... Ibrahim paşa duraladı. Söyle- yeceği sözleri tarttı. — lik defa olarak padişahına, — sevgili ka- yampederine acı bir mukabelede bu'unacaktı. Ihtimalki bunu, üçün- cü Ahmet te anladı. Başını kağ- nağın —üstünden — kaldırmıyarak Hatice sultanı yanma çağırdı: — Bak, hemşire.. Hele şöyle el.. Şu gül varakının üstüne ir tek inci kondurulsa,. Etrafını da bir zincir çevrilip doldurulsa.. Acep bir şebnem zevki vermez mi ?.. Dedi.., Hatice Sultan da kas- nağın Üstüne — eğilmişti. Elile biraderinin sırtını sıvayarak cevap verdi : — Maşallah.. — tebarekâllah.. ahsenülhalikin... — doğrusu, — bu akıl — daneliğine hiç diyeceğim yok aslânım... Gerek ehli islâm içinde ve gerek firenk elinde beni nice meşhur işlemeler ve oyalar gördüm.. Ama, böyle ateşi al gül üzerine inciden şebnem oturtan bir zarif san'at erbabına rast- gelmedim., Heman , senin akıl ve kıyasetine, hak nazardan sakla- sın, Sultanım. Bu gsözler, üÜçüncü Ahmedin gürürünü — okşamamıştı. Fakat, damadı Ibrahim paşanın sözünü de unutmamıştı. Şimdi onun sö- zünü kestiğine nedamet ediyor.. Kalbindeki yarayı deşmek-İstiyor- du.. Elindeki tığ iğnesini kasnak- takl kumaşın Üzerine sık sık sokup çıkarmakta devam ederek sordu; — Sözlin niye kestin, vezirim? Devam eyle.. Hem bu işi işlerim. Hem de senl dinlerim. Ibrahim paşanın rengi şimdi biraz daha solmuştu. Şu anda ka- bindeki ıstırabı daha acı bir sı- rette duyuyordu ...Koca memleket, Üstüne çöken ağır bir kâbus al- tında eziliyordu. O, bu kâbusun bir felâket doğuracağını hissedI- yor.. bunun için, Üzüm üzüm Üzü- lüyordu. Yegâne korkusu, kayin- pederi ve sevgili velinimeti Üze- rinde toplanıyordu. Bilhassa, ilk alâmetleri görünmiye baş- laya —bu felâketin, saray du- varlarına —kadar çarpacağından korkuyordu. Hal böyle iken, taç ve tahtı tehlikede olan efendisi, onun söylemek istediği makul sözleri dinlemeyi ihmal ediyor.. Harıl harıl kasnak Işliyor.. Neden Sorra, sözüne devam etmesini irade eyliyordu. Bunları zihninden geçiren Ibra- him Paşanın kalbi, sanki hain bir elle burulmuştu. Fakat, karşı- sındaki şahsiyete beslediği mu- habbet ve hlirmet dolayısile bu ıstı derhal yine kalbinin içinde uyuşturmuştu. Fakat, ne de olsa, söz söylerken sesi titiriyordu: — Şunu arzetmek isterim ki sultanım.. filhal zati hümayunı- nuz, bu —Üsküdar- köşelerinde bi huzur olur, durursunuz.. amma bunda, bu âciz kulunuzun hiçbir taksirim yoktur. Malümu şahane- nizdir ki, kul taifesinin ıslahı için birçok — defalar' baş — ağrıttım. Rusya kralının ibdaş eyledüğü gibi bir nizamı cedit İcadını arzeyledim. Hem, bida'ttir.. ve hem de harzine gerektir; deyu ma- ruzatıma İltifat buyurmadınız. İşbu asır, yovmen feyevma terrakki ede gelmiştir. Konca zayıf olan- ların serhadları tehlikiye girmek- tedir. Hazine israf olmasın deyu serhadlar umuru atıl kalmıştır. ( Arkam var ) LOKANTA NOVOTNİi EN İYİ YEMEKLER TAZE BiRA | HER AKŞAM KONSER Y. NECİP ve D. ZIRKIN Nisan 21 1 Atinadaki babriye divamharbinde muhakemeleri yapılmakta olan isyan suçluları ! Atina Mektubu: Mahküm Birçok Büyük | Rütbeli Zabitler Müebbet Hapse Mahküm Edildiler Atina, 20 (Hususi) Cumhuriyer H koruma dernekleri relsi gene- | râl Papulas ile mensuplarını mu- hakeme etmekte olan Divanı« harpte dün Papulas ile diğerleri müdafaalarını yapmışlardır. Avu- katları da müdafağlarını yaptıktan sonra divan hükmünü verecektir. Birinci ordu — kumandanının verdiği emir üzerine, on ikl ada- lara kaçan general Vlahır da da- hil olduğu halde bütün firarilerin mahkemelerine iki mayısda baş- lanacağı tebliğ edilmiştir. Burada Sakız adası asilerini mahkeme eden divan hükmünü vermiştir. Kaymakam Antonopu- los ile binbaşı Lenkal müebbet küreğe, ikl yüzbaşı muavini on beş sene küreğe, bir kısmı da da- ha az cezalara mahküm edilmiş-' lerdir. Suçlulardan büyük bir kıs- mı beraet etmişdir. Birinci ordu kumandanlığın- dan Midilli adasında İsyana kar- şan 57 kişinin ayın 23 ünde mu- hakemeleri başlanması Için Diva- mıharbe gönderilmişlerdir. Bunla- 1 — Öz türkçe — köklerden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında ea ile — usmanlarımızın (mütehassın) yazılarını gazetelere ve- roceğiz. $ — Yeni konan kargılıkların — iyl ayırt edilmesl için, geregina göre, Fransızoaları — yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. $ — Kökü Türkço olan kelimelerin bugünkü işlenilmiş ve küullanilan şe- killeri alınmıştır. —Asbı ak olan hak, aali ügcüm olan hüküm, Türkço “çek,, kökünden gelen çekli gibi. İrşad «tmek — Erdirmek, uslamak, yedemek, yönemek (Bak: Ikaz) Örneki 1 — Sizi hakikate — irşad etmek isterim — Sizi doğruya erdir- mek isterim. 2 — Bu genç, pek eğlenceye da!'dı, onu İrşad etmeli — Bu geng pek eğlenceye daldı, onu uslamalı, $ — Aklı ermiyenleri Irşad etmek wazifemizdir. — Aklı ermiyenleri yedemek borcumuzdur. 4 — Yüksek bilgilerile yalnız bizi değil bütün milleti irgad etti — Yük- sek bi'gilerile yalnız bizi değil bü. tün ulusu yönedi. İrtibat — Bağlanım, bağlantı Örnek; Aralarındaki — siki İrtibata nazaran — Aralarındakl sıkı bağlan- ma (bağlantıya) göre, İrtica — Kaytaklık Örnek; İrtica hiasi, inkılâbı. hazme- demiyenlerde doğar — Kaytaklık duygusu, devrimi sindiremiyenlerde doğar. İrticalen — Doğaçtan, tasarsız, hazır- lanmadan (Bak; Bilbedah:) Örnek; İrticalen bir nutuk irad etti- Doğaçtan bir söylev verdi., İrtidad etmek - İnanıncan dönmek İrtifa — Yükseklik ihal — Göçüm çıkmak, Divanıharpler Durmadan Ediyor TeT Behriye divanıharbi bir muhakem: #anasında rın arasında Midillt fırka kuman- danı General Grılanos ta vardır. Yenişehirdeki ikinecl Divanı- harp binbaşı Heretini iki seneyo, mülâzım Burdarayı altı aya, bir doktor İle bir avukatıda birer se- ne hapse mahküm etmiş diğerle- rinin beraetlerine karar vermiştir. Gömülcünedeki Divanıharpte kaymakam Spiliopulosu üç seneye Üç binbaşıyı Ikişer buçuk seneye diğerlerinide daha hafif cezalara mahküm etmiştir. Dıramadaki Divanıharp yirmi Örnek; Pek kıymetli bir. mueldin irtihali — Pek değerli bir bulmanın göçümü, tisamı etmek — Sınaylanmak, resmi düşmek Örnek; Ufukta irtisam eden — bir yelken — Ulukta — sınaylanan — bir yelken, tişa — Alımsaklık Öratk; İrtişa bir memleketi harap eden hallerden biridir — Ahmes>klık hsabet — Doğruluk, yerindelik, yamıl- iaabet (T. Kö) : Her bir. mese'ede görülen isabet şayanı hayratİr — Her bir sorumda görülen doğru'uk (yıml mazlık, yerindelik, isa! et) gaşlmığa değer. bir üÜlkeyi yıkılayan hallerden birldir. İsabet etmek — Düşmek, tutturmak, düşgelmek, isabet etmek Örn>k: Attğı kurşun tam hedefe lsabet etti — Attığı kurgun tam amaca düştü (düşegeld, — amacı tuttu, isabet etti). İsabeti rey (vuzuhu nazar, feraset) — Yalgörü Örnek; Devlet ricaline çok muktazi olan bir şey de isabeti reydir. — Devlet adamlarına en çok gerekli olan bir gey de yalgö- rüdür. İsabat ettirmek — Düşgetirmek, isa- bet ettirmek İsal (iblağ) etmek — Ulaştırmak İsar etmek — Esirgememek, bol bol vermek (Bak; bezletmek) İsbat — İsbat (T. Kö.) İsga etmek — Eslemek, söz dinlemek Örnek; Size verilen nasayihi pede- raneyi İsga etmelisiniz — Size veri- len babaca Ööğütleri celemelisisin'z. İsim — İsim (T. Kö)), ad İskâm etmek — Yurdlandırmak Örnek; Muhacirleri iskân etmek üzere yerler tefrik edildi — Göç- menleri yurtlandırmak Üzere yerlar altıncı alayın hudud muhafazasınâ memur İsyancılarının. muhakeme- lerini bitirmiştir. Miralay Garger ros, miralay Rilionis, kaymakam Tutan, binbaşı Peton, Tigopulos ve Hacakis müebbet küreğe, üÇ ğlıbıpyı yirmişer sene, Iki yüz-. aşıyı on beşer sene küreğe, di ğgerleri daha arx cezalara ve hep” sinin de rütbelerinin kaldırılmasınt karar verilmiştir. | Diğer taraftanda Bahriye DF vanharbinde de muhakemelere sıki sıkı devam ediliyor. ; Hükümet, bir jandarma gene“ ralı ile yedi miralayın kadro hark cine çıkarılmasına karar vermiştir. Sıhhat Müsteşarı da Yunanle- tandaki hastanelerin doktor ve sair müstahdim arasında tas- fiye yapılmasını hükümetten lıtı'l miştir. İ İntihabat Hazırlıklarına — Hararet Verlildi | Atina, 20 ( Husust ) — Saylar seçimi 19 Mayısta mutlaka yapı” lacak, o güne kadar divanıharpler vazifelerini bitirecek ve örfi Idare- de kalkacaktır. General Kondille kendi fırkasının meb'us namzet- lerini hazırlamıştır. Diğer fırka- larda seçim bazırlıklarını tamam” İ lamak için çalışıyorlar, Eski diktatör General Pangar los'da —siyasal hayata atılarak | intihabata girmeye karar vermiş tir. Pangalos diyorki: İ Ünkü vaziyet, memle- ketin menfaati için beni intiha- bata girmeye mecbur ediyof. Memleketin, Yunanlıların istediği vaziyete gelmesi için çok İş ve ! Um gayret İâzımdir,. ,, Osmanlıcadan Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu İsmet — Arığ İ Örnek; İsmeti her — türlü şülbedes beri olan — Arığı her lekeden beri olan, İsnad — Üsnet Örnek; Bu gibi lsnadat ona hiç bif zarar veremer — gibi Ösnetler ona; hiç bir #arar- veremaz. a İsnat etmek — Üsnemek, yasdamakı üstüne almak Örnek; Onun bir kabahatl yoktu,; fakat kabahatl ona İenat — öttiler * Onun bir suçu yoktu, ancak suçü ona Üsnediler ( yasdadılar, — onutl — Üstüne attıkır.) İsraf — İsraf (T.Kö.) İstib'ad etmek — İraksamak 5İ Örnek: Böyle «hareket edeceğlül istib'ad etmezdim — Böyle harekel edeceğini waksamazdım, İstibşar etmek — Müjde almek Tebşir etmek — Müjdelemek .' Örnek; Memnuniyetle tebşir ederilii ki - Sevinçle müjdelerim ki İsticnl — etmek — Evemek, olmak (Bakı ncele etmek) a İsticlâb etmek — Getirmek, :ıkıcı pi Örnek; Dikkat'ni. İsticlâb etmek istiyorau-Dikkatin! çekmek İstiyord? (da (Arzuhal) — Dîıııq. ö İstidad — Anıklık * Fr. — Aptitudt — eoııflııelltı'_' a L ek; İşten çok düşünmede Ğ ter?iği istidadla tanınmıştı. « l::—  çok düşünmede gösterdiği anıklıkl tanınm İstidane etmek — Borç almak İstid'âl etmek — Çıkarmak 5 Örnak: Sözlerinden ne düşündüğüt” — intidiâl etmeliydiniz- Sözlerinden 4” düşündüğünü çıkarmalıydınız. İstifa — Çekilim Örnek; İstifa, ker zaman hizmettik içtinab manasına gelmez - Çeklil aç her zaman işten kaçınma anlam! ; gelmez. ğ İstifa etmek — Çekilmek Örneki Makamından İstifa edertk” Orunundan çekilerek çabuk (Devamı 11 inel yüzde) di eZ