Muharriri: A, R. SON POSTA ç Tefrika No.: 74 Sihirli Anahtar!.. — İzniniz Olursa Şu Derdimendi ÜŞ Gün Sıra İle Bir Nefes Edeyiml. Pirüpâk Olsun!.. — Ben şerbetliyim, — imam efendi.. Onun için pek okadar 'korkmam. Amma sen, ayağını Hdenk al, Şimdi gideceğimiz yerde 'bir zavallı göreceksin. Galiba, 'gece orada destursuz. — gezmiş. Biraz merak getirmiş. Şimdi senl #lıp oraya götürmekten maksa- dim da.. Onu nefes ettirmek... Sarayda, arada sırada ağaları okuduğunu — biliyorum. — Oku- manların da gifa — bulduklarını işidiyorum. Galiba nefesin kes- kince.. e Diye sordu.. Eh, ne cevap verirsin; — Bizden okumak, ağa har retleri... Tesirini halkeden Cenabı Mevlâ., |* Demekten başka söz bula- | madim.. Ne ise efendim, uzat- ; _V*ııııyılm. Köşke vardık. Ağa, | “kapıyı açtı, İçeri girdik. Odanın | 4 l “birinde sırtüstü bir adam yatıyor. Haril, harıl sayıklıyor. Evvelâ 'köşede duran ibrikle abdest ta- | zeledim. Ve sonra o derdimendin |başaıcuna geçtim. Kadı Zülâli Efendi, daya- ' namadı: u "0 — Yatan kim?, YA Diye sormaya mecbur kaldı. — Yatan.. Ihtiyar bir harem — ağası.. Zavallı adam ateşler için- K | de yatıyor. Mütemadiyen: — Tövbeler tövbesi, yarabbi! şeytana uydum.. onu, sırtından hançerledim. — Bu yaştan sonra, BŞ EnE | günah Üstüne günah — işledim. | e | Hakkın huzüruna ne yüzle gide- ceğim. Aman bana bir. hoca çağırın.. -Allah rızası için — beni azaptan kurtarın, Deye - sayıklıyor hüngür hüngür yordu. Amber Ağa, yanıma yaklaştı; — Görür müslün şu kocayı.. kendini, bir adamı sırtından han- çerleyip katlettiğini — zanneder. Tövbe ve istiğfar etmek için bir hoca ister. Amma, bunlar.. hep, vehimdir. — Hakikat — şudur ki, destur demeden — gezinmiş.. eyi saatte olsunların Üstüne uğramış- tır. Hele kerem — edip bir nefes eyleyin de.. — dileği hasıl olsun. Eğer, nefesinizin berekâtile şifa bulursa, seni ihya ederim, İmam efendi. Yok eğerkim, Iki rahme- tin birl hasıl olursa., — ona da, neyleyeyim. Diye fısıldadı.., Allah biliyor ya, Mevlâna.. o zaman benim de içime birşey dımladı. Sanki birisi kulağımın dibinde ; — Ya, derviş.. gözünü aç.. bu işte, bir orostopoğluluk - var, Diye mırıldandı... Anber Ağaya, renk vermedim. Hemen iki diz Üstüne çöktüm, ttespihimi çıkar- dım, okumiya başladım... Galiba nefes, mintarafillah tesiri gösterdi. Adamcağız biraz ferahlık hissetti. Gözleribi açarak melül malül yü- züme baktı; — Tövbe ettir. Dedikten sonra, tekrar derin bir uykuya daldı. Orada, şöyle bir çeyrek saat kadar eyleştik. Sonra, yine Ağa ve sonra, ağlıyarak, dalı- Yine Yaş Derdi Ç — Zavallı madam, dul kalma- nıza çok müteessir. oldum. Hem de otuz beş yaşındal. — Hayır, on dört yaşımda!.. ile avdet ettik. Köşkten uzakla- şınca Ağa, birdenbire durdu ; — Bak, iİmam efendi, bu wak'ayı bir Allah kuluna söyle- miyeceksin, Sarayı hümayuna ait bir sırdır. Eğer gafil olup ta bu sırrı ifşa edersen.. Encamın, sen düşün. Nedamet, fayda vermez. Dedi.. Ağanın bu sözleri, kal- bime büsbütün bir şüphe verdi. Malüm ya.. insan bir şeyden ne derece menedilirse, ona haris olur; derler. Aynen, fakirde de © hal zâhir oldu. Hemen; cevap verdim: — A, benim sultanım., Ten- bihe ne hacet?, Biz, sarayıhüma- yun âdâbına vâkıf değil miyiz, zannedersin. Bu sırrı ifşa eylemek şu yana dursun.. Bilâkis, hizme- timizle sizi memnun etmek ve lâtfülhsanınızı — görmek dileriz, Egerçi izniniz olursa, şu derdi- mendi Üç gün sıra İle nefes edeyim. Bilrnihüda, piripâk olması me'mulümdür. ( Arkası var ) Talebeslilii İriha Düş- man Kesilen Papas Sevdiği Kızla Beraber Kızın Kardeşi Tarafından Feci Şekilde Öldürüldü Atinâ (Hususi) — Yunanista- nın Kalame kasabasında kanlı bir vak'a oldu. Neticesi on beş yaşında Aleksandra adlı bir kızla kasabanın papazı ve ilkmektep muallimi Margaridi feci şekilde öldürüldüler. Hâdisenin sebebi şudur : On beş yaşında olmasına rağ- men hâlâ ilkmektebe devam eden Aleksandra papas Margaridinin dikkatini üzerine çekmiş. Papas, muhtelif zamanlarda biçare çocu- ğu evine götürmüş. Adamın hem papas, hem de hocalık - sifatları çocuğun Üzerinde ruhl tesir yap- makta gecikmez. O da papasa alâkalanır. Fakat bu vaziyetten Aleksandranın ne arkadaşları, ne de ül!lesi hiçbir şey sezmez. "Geçen ders senesi sonlarına doğru büyük bir vücut inkişafı gösteren Aleksandra artık mek- tebe gönderilmez. Evde alıkonu- lur. Maamafih papas, genç kızla münasebetlerine devam — etmek çaresini bulur. Bu da, Aleksan- dranın papas tarafından ev — İşle- rine bakması için allesine yaptığı rica ile halledilir. Fakat xzaman, Aleksandranın vaziyetinde deği- şiklikler hasıl eder. Genç kız gebe kalır. Vaziyeti kız kardeşine açar. Hakikat diğer alle efradına da bildirilir. Yalnız bu hal, kızın yirmi beş yaşlarındaki — kardeşi — Spirodan saklanır.- Fakat küçük bir. kasa- bada gizli birşey kalır mı? O da başlarına gelen felâketi öğren- mekte gecikmez. Hemen tabanca sınıhalır, sokağa fırlar. — Civar kiliselerden birinde âylin yapma- Papas Margarldi ya giden papasla karşılaşır kar- gılaşmaz İki kurşunda herifi yere serer. Fakat papas — ölmemiştir. Yapma evlâdim, — diye Spiroya yalvarmaktadır. Fakat Spironun gözünü kan bürümlüştür. Papasın özerine — çıkar, — tabancasından dört kurşun daha sıkar, öldürür. Oradan eve gelir, son — kalan kurşunu da kıxzkardeşi Aleksan- dranın Üzerine atar, Fakat kız ölmez, mutfaktan — kaptığı bir satırla biçareyi parçalar. Bu ara- da anasının — ricaları, feryatları fayda vermez. Manmafih bu cinayetlerinden sonra nadim olmuş değik- dir. O, heyeti içtimalyeye karşı vazifesini yaptığına kanidir. Leh Komünlistlerinin Mahkümiyeti Varşova, 7 — Beherl iki ile beş sene arasında olmak Üzere yedi komünist mahküm edilmiştir | Osmanlıcadan - Türkçeye - Karşılıklar Kılavuzu 1 — Öz türkçe köklerden gelen Büzlerin karşısma ('T. Kö.) beldeği — (alâmeti) konmuştar. Bunların her biri — hakkında f | Ayırt edilmesi için, geregine göre, Fran- srası ile uzmanlarımızın (mütehsssıs) yazılarını gazetelere ve- Teceğiz. »2 — Yeni konan karçılıkların iyi sızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de r konulmuştur. 3 — Kökü Türkçe olan kelimelerin g_'(=|tinlı işlenilmiş — ve kullanılan şe- leri alınmıştır. Aslı ak olan hak, | malı ügcüm olan hüküm, Türkçe “gek,, |— kökünden gelen şekli gibi. Feryat etmek — — Haykırmak, - bağırmak, çağırmak —— Örnek: Neye feryat ediyor- , tunuz — Ne” haykırıyorsunuz. —. (Neye bağırip çağırıyorunuz ) - Ferzenda — Oğul | Fesh — Bozma, dağıtma ( Parla- mentolar terimi ) Örnek: 1 — Aramızdaki muka- veleyi feshedelim — Aramızaki ıüılı%ııyi bozalım, 2 — Fransız kabinesinin parla- - mentoyu feshi üzerine — Fran- — #z kabinesinin parlamentoyu —— dağıtması üzerine. eshetmek — Bozmak, dağıtmak /— (parlamentolar terimi) Örnek: 1 — Almanyanın asker- liği yeniden kurması, Versay muhahedesini feshetmektedir - Almanyanın askerliği yeniden Versay andlaşmasını bozmaktadır. 2 — Fransız kabinesl parla- mentoyu feshetmek İstedi — Fransız kabinesi parlamentoyu (, dağıtmak istedi. Infisah — Bozulma, dağılma Örnek: 1 — Aramızdaki anlaş- — Manın infisahi yüzünden - Ara- mızdaki anlaşmanın bozulması yüzünden, 2 — İhngilterade parlamentonun infisahı — İngilterede parlamen- tonun dağılması. Mütefessih — Bozulmuş, çürümüş, kokmuş Örnek: Mütefessih bir cemiyet - Bozulmuş (çürümlüş) bir sosyete « mütefessih etlerden yemek yap- mamalı - kokmuş etlerden ye- mek yapmamalı. Tefessüh etmek — Bozulmak, çürümek, kokmak - Fetret (fasılai saltanat anlamına) - Kargaşa devri Fr. Anarchle, interrögne Fettan — Oynak Feve — Bölük, takım Örnek: Fevc fevc — Bölük, bölük, takım takım Feveran — Fışkırma Fevvare — Fışkırık, döner fiskiye Fevk — Üst Örnek: Kısmı Fevkani - Üst kısım Fevkani tahtan! — Altı üstlü Fevt - 1 — Kaybetmek, kaçırmak, elden çıkarmak 2 — Ölüm. Örnek: 1 — Fırsatı fevt eden sonra dövünür — Fırsatı kaçı- ran ( elden çıkaran ) sonra F M'“('ı ghlr fetret) — Kargaşa 'evza (Bak: fetret) — - fr. Anarchie Feyezan — Taşma Feyz — Gürlük Feyzdar — Üregen Feyz bulmak, feyzdar olmak — Gürelmek Feyyaz — Gür, bereketli Fezleke (Bak: icmal, hulâsa). Fıkra — Bölek - fr. paragraphe Örnek: Yazınızın Üçüncü böle- ginde ( fıkrasında — Dans le troislâme paragraphe de votre article Fıikra — Anlatık - fr. Anecdote Örnek: Nasreddin hocanın an- lattığı (fıkrası) - L'aneodote de Nasreddin Hodja Fıkra (terim) — âoiuıı *İr. Ver. tâbre Fırka — Partl (T.Kö) Fırka (askerlik terimi) — Tümen fr. Division Fırka kumandanı — Tümkomutan fr. Commandant de division Fırka kumandanı mirliva — Tüm- eneral Fırka erkânı harbiyesi — Tüm kurmay * fr. Etat-major de divislon Fırsat — Fırsat (T.kö.) Fıtrat (Hilkat, cilbilet) — Yaradılış Fitri ( hilkt, ecibilli ) — Dogunsal (Dogunsal'in sonundaki “İ,, İnce okunur) Örnek: Kendisindeki anlayış ve buk kavrayış sonradan olma S:EL fitridir — Kendisindeki anlayış ve çabuk kavrayış son- radan olma değil, doğunsaldir. Fiat — Paha, eder Örneki Bu defterin fiatı kaç aradır — Bu defterin ederi adır. Fid ılç .p.ı:“ — Kurtulmalık rnek; Haydutlar yakaladıkla- ti zenginden büyük bir fidyel necat istediler — Haydutlar ya- kaladıkları zenginden büyük bir kurtulmalık İstediler. Figan (Bak: feryad) — Haykırı figâr — yaralı Örnek: Dilfigâr — Yüreği yaralı Fihrist — Bulmaç Fikdan — Yokluk, bulunmazlık Fikr — Fikir(T. Kö.)- Fr. Pensta Fikr — Düşünce - Fr. Avls Örnek: Bu işte benim fikrim şudur - Bu işte benim düşün- cem şudur. Fikr — Ide (Yakutça) - Fr. Idöe Örneki Fikir, dimağın işleme- sinden doğar — İIde dimağın işlemesinden doğar. Fikri — Düşünsel, ideyel, fikriğ Örnek; 1 — Fikri mesalnin ver- diği yorgunluk - Düşünsel ça- lışmaların verdiği yorgunluk. 2 — İnsanların fikr! kudretl — issanların fikriğ erki. Fikri takib — Güderge ı[Öı'ııl:'.- OL fikri takib llıohıe- et eder bir gençtir — O, derge ile Iı:nkıt eder m ençtir. l-'lliılıih — Gerçekten Firamuş etmek — Unutmak Firar — Kaçma Firar etmek — Kaçmak Fi ” DaĞE Di aş — Döşene şe Firak, firkat, (iftirak) — Ayrılık Fitade — Düşmüş Fitne (fesad anlamına) — Bozut Fr. Corruptlon, s&dition, per- turbation Örnek; ortalıkta fitne alâmetleri görülüyordu - ortalıkta bozut beldekleri görülüyordu. Fitne ( nifak anlamına ) — Ara- bozma Örnek; Aramıza fitne soktu - Aramızı bozdu. Fitnecu (bak: müfsit) — Bozutçu Örnek; Bilmezsiniz, o ne fitne- cu bir adamdır - bilmezsiniz o ne bozutcu bir adamdır. Fuzuli — Boşuna, haksız, yersiz Örnek; 1 — Bu konuşmaya fuzuli müdahale etmenize ne demeli? - Bu konuşmaya boşuna (yersiz) karışmanıza ne demeci? 2 — Bu parayı fuzult olarak aldılar - Bu parayı haksız ola- rak uldılar. Füceten — Ansızın, birdenbire * Örnek; füceten vefat etti - an- sızın (birdenbire ) öldü. Fürce — Aralık, delik Serfüru etmek — Başeğmek Füruht — Satma, satım Fürumaye — Alçak soylu Füruş — Satan Örnek; malümat füruş - bilgi satan Füshat — Genişlik Fesih — Gen, geniş Fütur — Bezginlik Örnek; görüyorum ki fütura uğramışsınız. - görüyorum ki bezginliğe uğramışsınız. Fütüvvet — Akılık, cömertlik Füzun — Çok, artık G Gabavet — Kalın kafalılık, man- kafalık Örnek: Tembelliğe çare bulunur gavabete bulunmaz — Tembel- liğe çare bulunur, kalın kafalı- lığa (mankafa ğa) bulunmaz. Gabi — Kalın kafalı, mankafa - Fr. Balourd Örnek: — Bu çocuk ohdııfııın anlayamayac bir kalın kafalıdır- Cet enfant est un balocurd gul ne comprend pas ce gu'il lit Gabgab — Gıdı Gabni fahiş — Aşırı aldatma Örnek: Bu satışta gabni fahış vardır — Bu satışta aşırı al- datma vardır. Gadr — Yazık Örüek: Bu işte bana gadroldu — Bu İşte bana yazık oldu. Gadretmek — Yazık etmek (Devamı 11 inci yüzde)