S SO0ON POSTA Yo maak Yeşil Renkte Sıcak Lâzım ! Ingiliz doktorlarından birl muh- Bir biyoloji | * f sıçanları yek- eri ile - çiftle bülgininin tirmek neticezin: hevesi kanarya sarısı ve koyu kırmızı İi yeni sıçan tipi Ihdasına muvaffak olmuştur, şim- di bir tane de yeşil renkte sıçan vücude getirmeye çalışmaktadır. Ingiliz gazetecileri bu doktora müracaat ederok: — Renkli sıçanları ne yapmak istediğini sormuşlardır, doktor: — Şimdi söylemekte mezurum, yeşili de yapıldıktan sonra görür- sünüz, cevabını vermişlir. Mamafih meslektaşlarımız. bu doktorun bu sahada çalışmasını sadece - bir hevesten ibaret farzetmektedirler. ı * meril " Dental Soclety A ıdımyın dişçi birliği dünyanın en sağ- parlıyan ld':.,d:':ııı .;;.llı-l.ı dişler dişlerine — hangi memlekoet halkının malik olduğunu tetkik etmiştir. Tetkikatın verdiği neticeye göre en parlak ve en sağlam diş Zenci ırkındadır. Ma- mafih zenci ırkının arasında da birinciliği cenubi Atlantik deni- zinde Tristan da Cunha adasının halkı kazanmıştır. Bu ada hal- kından 1561 kişinin dişleri birer birer muayene edilmiş ve İçlerin- de 90 lık İhtiyarların da bulun masına rağmen hiçbirinde çürük dişo rastgelinmemiştir. * Dahiliye Bakanlığı 'nci gibi ısırın yaz mevsiminin, binaen- Yaz aleyh bııı);o za- manın yal tığı- yaklaşıyor, | v bıh’rıqu?xlıl hazırlanınız | bir emirnam çıkar- mıştır. Bu emirnameye göre ka- dınların vücude — yapışan ma- yolar ile, erkeklerin de kısa don ile denize girmeleri ya- saktır. Bundan başka erkeklerle kadınların ayni plâjda banyo, et- meleri ve banyo kıyafeti İle resim çıkartmaları da yasaktır. Mamafih bu yasaklar ecnebiler!e hiristiyan- So Pos ( Yermı, eiyasi, Havadie ve Halk / gezatesi | tiye, Çatalçeşme sokağı, 28 İSYANBUL Gazetemizde ve resitnlerii mel Posta kutusu: Ti İstanbul Telgraf :Sonposta Teleton :20203 SAYYR. VORANARaR “— E.. Babam E... Denize Küsüp Bize 7..xsim lte Gelin Mi Geldin Be?.. Balık Mısın, Piliç Misin Be?..,, — Ya Aând_ı, Seni Canı İster, Taamı Sahih! Ye, Seni Canı Aside İster.... Burek — Ya Bay Afandı, gimseler boyla bir kofte yayamaz vallahil.. Beni — cani çekti, çok yiyo, em- ma ve lâkin, seni İster, vereyim., Vallahilazim ve billâhilkerim içine darçın, © keranfil ve envai dürlü baharat ve kara biber katmışım!.. Etraftaki hamallar ap- tal aptal gülüşüyor, bir ” bana, bir de arap költe- ciye — bakıyorlardı. Dok Seyyar İokantacının yağlı müşterisi muşa bir kişi iskelesinin o küçük meydanı önleri hep seyyar lokan- talarla dolup taşıyor. Cızır - cizir pişen balıklar, iskarada — suları aka aka kızaran köfteler, soğan- ları kurumuş kıyma, maydanor- ları sararmış, — fasulyeleri dura dura bayatlamiş pilâkiler, somun ekmekler, çavdarlar, sirkeli pa- tates ezmoleri, Üstü meşin rengi almış börekler () saat 12yl ça- dıktan sonra burada kapış kapış kapılıyor. Allah emgsali kesiresile müşerref eylesin diyeceğim amma, bu seyyar köfteciler galiba be- lediyeye tabi doğil.. Meselâ (koftelerini) metede ede bitiremiyen Arap Lokantacı, 25 liğin Üstünü verirken, yağlı elle- rini cilâlanmış gibi parlayan pan« talon yenlerize sürdü ve koynuna sokup beyazı çoktan kaybolmuş bir kese çıkardı: — Yeğirmi beş guruşa üstüme verece?. Taalli !.. Arap — paralarını sonra bana döndü ; — Ya Bay Afandi, Ene me- saydıktan | barif türki, emma, ben fena söy- | kece, sen eyi anmlayaca!.. Ben bir bulgur kofte yapar, Vallahil- âzim, barmağlarmı yersenel.. Sen | ossürü (öksürük) oldun, taal, taam e bir vahit, ossürü geçer!.. Denizden esen küflü, kötü bir |— rüzgör - küçük meydanı altüst ediyor. Ta ileride bir seyyar lo- kantacı, küçük bir benzin tene- kezine doldurduğu yeşilimesi, #l- yalımsı bir zeytinyağını “gluk, ıluld.,_ tav, İtiy keka d k:::...h" ayordu. Ne Arap, yambaşında d çük bir tah'a kıılu:ı. u:lı:ıh:; bi: çiybörek g'bi bir şey çıkardı. Bunu Araplar her da'm yerler- mişl.. mükemmel.. Ü- zerinde İri iri bulgur taneleri 4 durüyor. lakara | Üstüne koyar — | koymaz, parmak la dokunulmuş & kirpiler gibi bü- *7 tün dikliğile ka- ' bardı. Arap * Aanlatıyordu : — Yaafan dı, buna Beyrutta #«taamı sahih» diyorlar, bayafandi seni cani börek İster, “taamı sa- hih,, yi, seni cani aside sever, “taamı sahih,, yi.. Cümle taamlar bundan nazil olmuştur. ya bay afandil.. Öğle paydosu başladı. « Dol- muşa bir adam,, cılar bile kürek- leri bıraktılar. Kürt hamallar, arkalıklarını altlarına alarak çö- meldiler. Yırtık kasketli bir san- dalcı bağırdı: — Hacı baba ulan, bana ikl Taamı Çavdar bile sudan ucuz.. | köfte ile yüz dirhem ekmek gö- der be, bayrama parasını veririm! Bayat balık ve et kokuları etrafa yaşılıyor, dumanlar tütüyor, yelpazeler sallanıyor, — kömürler çıtır. çıtır. yanıyordu. Küçük bir balık lokantası (!) #nünde duran iki adam ötekine — Daha bir balık yereyim mi? | yiyorlar.. Biri -balığın ikram etti: — Ha burdan yiyelim bir içi Ka GF — E babam 6, denize küsüp bize gelin mi geldin?. baluk uşağım! Ha besler, tok tutar İnsanli!, Etrafında birkaç müş- terisi toplanan balık kızar- tıcılardan biri coşmuştu. Yelpazeyi sallarkenbirden- bire: —E babam E, denize küsüp bize gelin mi gel- din bel.. Balık mısın, piliç misin be?.. Sana ne kadar vereyim Mıstıfa?.. — Yüz palık, elli dirhem de ekmekl. Seyyar lokantacı elindeki yağlı maşayı tavanın kenarina vurdu: — Senin —üç kuruş borcun vardı dündeni. Tongaya düşürmel — Vereceğim Ahmet ağabi, amma, bugün iş yapmadık, Allah bana, ben sanal, Küçük bir parça- balığı ihti- mamla parmakları arasında tutan bir ihtiyar, gitti, küçük — İskele tahtalarından — birinin kenarına oturdu. Kâğıtı yere koydu, ekmeği dizlerine oturttu, sonra büyük bir lokmaya mukabil, küçük bir balık parçası kopararak iştiha ile yeme- ğe başladı. — Bilmiyorum neden, bu insanlar yemeği — her zaman böyle büyük bir iştiha ile yiyorlar. Şimdi kuru çardaklarile bom- boş kalan kahve önlerinden birin- de en lüks lokantalardan biri kurulu.. - Üzerinde — işlemeli tunç demirler, boncuklar, şeytan mi- nareleri, muskalar amlı biraz bü- | yükçene tezgâhın bir kenarında balıklar, bir kenarında köfteler pişiyor. Tezgâhın alt gözü tabak doludur. Bir köşede yuvarlak bir teneke kutuda fasulya plâkileri.. | Kenarda tahta masadaki Ikl müş- teri hararetle konuşarak yemek kılçığını ağzından çıkarıp yere attıktan sonra İokmasını yuttu! — Giızın parası çoğumuş, köy- de bir iki İneğu de varmış. Kara oğlunun — gelini olurum emme, cuhaz İsterum diyor.. Garı gu- mına inan olmaz gözum., Bi ba- ganda dopuzu çevürüverürl.. Öteki ekmeğin yumuşak tara- File tabaktaki yağları temizliyordu: Gariya inanursun, koye gidecen mü?. — Galup ta nideceğem ? Karamanluyuz Emme, bizim tor- paha yaban daşı garışmış cuva- nım, Üstanbul bağa yaramadı düsem, İğri Jâf gonuşmam, ga- rının iki ineği, biraz parası olun- caz, eh, artuk, çekilir, bi yol da pasdurna gıyaruk |.. Bayat balık kokuları bütün Halici kapladı gibi.. Ara sıra Adalar iskelesinden bu taraflara doğru beşer onar, martiler uçu- Karaköy Arasında Helâ Belediyenin Sultanahmette YAP” tırdığı yeraltı helâları o cİyar için ihtiyaca - belki de ihtiyaçtafi çok fazla - cevap vermiş Fakat Karaköyden Beşiktaş V* taksime kadar umuml! helâ yoktüf: Belediye bu yeraltı helâlarındaf birer tane de buralarda yaptır$f pek isabet etmiş olacaktır. ÇÜP” kü — bilhassa Karaköy - Taksiti yolu şehrin en kalabalık yoll” rından biridir. Buralarda hattâ 1 birer yeraltı helâsı yıpılmcl!' kadar muvakkat meballer vücud getirilmelidir. Çünkü Karaköyl Taksim arasında iş görenler V" oradan — gelip geçmek mecbif riyetinde bulunanlar bazan fena vaziyetlerde kalmaktadırlâ": Yeşilköy: Mithat Muallizi hai Tünaya ; Xdlp ve muaşeretin öz türle çeleri şunlardır : Düzenlilik, Cöncosun, Ayrâf' ma, Birge, Burık ilâh., * Midye Gümrük Memuru Bay Nib#İ Üze: Bilmeceniz — güzeldir, fakat çok zor ve karışık) olduğu içi kullanamıyacağız, mazur görünüf * Ankarada Askeri fabrikalar matbi” asnda Bay Mahmut Tezele; odi Şimendifer — tahvilinize —X p senedenberi — İsabet — vaki ©İt olmadığını — Osmanlı Bankasına müracaatla öğrenebilirsiniz. GavsenenELEnAce KA KEA A ERLEYELELEEELELAE ELERE AA LARANAN yor, dönüp — gidiyorlar. Duvaf diplerinde, —iskele tahtalarındtı kayık diplerinde çömelip 4! ran müşteriler gittikçe faz! şıyor. Rengi sarıya kaçan bir ile, küçük balık parçalarını ylı: evirip çeviren seyyar Jlokaf yine coşuyordu : — Ununu giydirdim Iıuıııow vah babam vah!.. Bu dery& Ve zusuna can mı dayanır be l Müşterilerden biri sordu ! — Hacer ablayı ne yl’ Salih Rels?.. Köye göndi diye duyduk .. — Duydtsen içinde tut; YAf Daha bir balık vereyim mif. » |, — Param yok be Salih R"’ — Can sağlığına bak. Yi 4 öbür gün getirip vermez m' Ye istediğin kadan!.. '.”' ğ Berutlu Arap köfteci, lokantacıların en mahiri - gel Etrafı adam dolu.. Yüz P" veren “taamı sahih,, dıdl:u' gür böreğini kapıp göl u”' Hacı ikide birde başını rak mırıldanıyor : — Seni canı bişmiş l#; benikisi da oyle.. Seni €80 Jj muşa İstiyo, benikisi da | Bursada bay PAZAR 24 MART 935 Arabi 19 Zilhicce 1358 Vekit |Esemi |Vessti| Va © 5g | Akaşum (12 — Güneç JlD SA VA KU ÇA L:: ü m l:uu,ııu İmaak Gün 31 K Ezanl Vokit |Esar )