2 Mart 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

2 Mart 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

E AF S “Seyfa SON POSTA Mart 2 Büyük resimii roman aa 38 <a Yazan: Sermed Muhtar Alus İKİ GÖNÜL BİR OLUNCA.. N e 2 -3 - 955 Samanlık Seyran Olur! aa Affan Paşa, Gençli_ğinde Tam Malmış.. Atfan Paşaya Ve Yaşar Beye Dalr Şimdi bir daha kolları sıva- yalım; Romanın ikinci kahramanı Yaşar Beyin ailesini, kendisinin ne kıratta, ne çırpıda bir genç olduğunu tarif edelim: Müşiranı saltanatı seniyeden, Yaveri ekrem Affan Paşa genç- liğinde tam — malmış; ele avuca sığmazlardanmış... Daha talebe iken sayılı külhanlardan. Başın- da, o zamanki aziziye kalıbınde, koyu — vişme çürüğü — fes. Fesin ibiğinde, — dimdik bir püskül cücüğü.. Sağdan sola kâhkülleri fışkırmıs. Ensesi acem ensesi yani kafa çukuruna kadar tıraş. Arkasında, omuzdan ilikli yardan ayrıldım mintan; üstünde beli dar, etekleri kıvrımlı setre. Belinde yün kuşak maa çekecek. Ba- caklarında bol paçalı pantolon, Ayaklarında yumurta ökça şılın- dıklar. Bir omuz aşağıda, bir omuz yukarıda. Kaşlar çatık; gözler süzük. Boyuna ağrzında bir semai veya koşma nağmesli — (Efeeecendim hu, nasilllbim bu..) Veya (Karpuzum kandan, severim candani..)... Aynasız bir şeye rastladımı hemen dudaklarını bir. tarafa büzme, dişlerini emip yanına fıs- kıya gibi tükürme... hoşafına gi- decek bir lâf duydumu fos çıka- rib, başını arkadan öne bir iki sallayıb çenesine kadar uzanan perçemlerini — yözüne — düşürme; sonra birdenbire silkinib hepsini tepeya atma; fesi sol kaşın üstü- yıkıb Üstünü basma. Yürürken ördekvari sağa sola yalpalama, Koşacağı zaman bir kolile sımsıkı göğsünü kavuşturup ötekini sallaya sallaya tırıs tutma, Yanl sizin anlayacağınız, halls muhlis bir omuzdaş tipi. Omur- daşlığı öyle üzüntü, yapmacık de- ğil; bilfül. Mektepte bulunmadığı vakitler, yani cumaları ve rama- zan tatilleri, İcadiye tepesinden top sesi veya köşlü marası duy- dumu, kulede sepet veya fener gördümü fesi, caketi fırlatıb diz- liği takar takmaz haydi Hobyar tulumbasına, Sandığı sırtlayıb ta- kımı açar açmaz ver elini yangın. O zamanki lâkabı Mektepli Mehmet Zira aml adı Mehmet. Alfam — eski — vezirlerden — bil- mem kim koymuş. Ânnesi o za: tın konağına girip — çıkarmış. Paşa — okumuüş — yazmış, — ârif zarif — bir. zat — olduğundan hatuna : — (Oğlunun bir lsmini de teberrüken ben koyayım! ) demiş; Alfanı bulmuş. Önceleri bu İsmi hiç kullar- mazmış, Neden sonra — öbürü unutulmuş, bu kalmış. Sultan Aziz devrinde, her sene Padişaha —mabeyinci ve yaver devşirmeye çıkan, mektep, mek- tep, kalem kalem dolaşan heyet, Harbiyede zabit çıkacağı sene, bu delikanlıyı da görmüşler, Yakışıklı olmasına yakışıklı. Kelle kulak, kalıp kıyafet yeriade; kışır mışır da değil, gözü açık. Hemen — seçmişler. Mektepli Mehmet saraya alınımış. Mülâzim Unlformasını giymiş, Hünkâr ya- veri kordonunu takmış, Var mı va yan bakan? l Çekirdekten apiko, acar, Yüz bulup şımarmiş ta. Başlamış Galatada, Beyoğlun- da kılıç şakırdatmıya. Ün aldıkça alıyor. Afi mi afi, hovarda mı hovarda, kabadayı mı kabadayı.. Ensesinde bir saldırma yarası; sağ serçe parmağının tırnağı yok; © da bir kadeh kırma hatırası. O zamanlar annesi sağ. Babası ise © çocukken ölmüş. Kadının derdi günü oğlanun mürüvvetinl görmek; daha doğ- rusu, helâl süt emmiş, eteği be- linde bir kızcağızla başgöz edip evlâtcığını eve bağlamak, Göğsünü gere gere, İstediği- nin kızım alamaz mı? En müna- sibi, kurulu düzen bir yere da- mat veremez mi? Aslan gibi delikanlı; Padişah yâveri! Önü açık; çabuk çabuk rütbeler alacağı muhakkak. Sultan Mecit devrinin Babıâli ricalinden, mütekalt, köşeye çe- kilmiş bir ihtiyarın, ana baba öksüzü, gayet kıymetli bir hafi- desi varmış. Gözünün içine ba- kılarak — büyütülmüş bütün kıy- metliler gibi nazlı, zayıf, çelimsiz bir kızcağızmış. Yaz kış boğazında tülbent; sırtında çifter çifter entari, pa- muklu, hırka; elinde kımakına veya balıkyağı şişesi.., Gelinlik kız değil, boynu armut sapı, sıska bir subyan... On sekizini bitirip on doku- zuna girdiği halde 13, 14 lerinde gözüküyor, — gözükmüyor. Biraz kara kuru, çehre züğrüdü am- ma yavrucağın yaşı -ne başı ne?.. Köşeye otursun, ço- cuk mocuk doğursun, bak nasıl toplar, genişler; — tombullaşınca derisi gerilir, mis gibi beyazlaşır; esmerliğinden zerre kalmaz. ( Arkam var ) 70000 lş_ç_ilçin ( Baştaralı 1 inel yüzde ) kabil, yeni- teşkilâtta bütün bir- l likler C. H. F. işçiler bürosuna bağlanmıştır. Beş — birliğe bir umum! kâtib, bir muavin, bir kâtib tayin edilmiştir. Izmir gibi 50,000 dalmi, 20,000 muvakkat İşçi kadını ve erkeği | bulunan bir şehirde, işçiler için | yapılan — teşkilâtin çok verimli netlceler vermesine intizar edile- bilir. Bütün birlikleri bir araya topliyan İşçiler Birliği için Kor: donda — Boşaltma ve Yükleme dairesi yanında geniş bir büro tesis edilmiştir.. Büronun şefi İzmir işçilerinin çok sevdikleri bay Osman adında bir idare montajında, Filtre kutularının görmek Üzere gönderilecektir. cemiyetin göstereceği çalıştıkları müddetce alâkaları olmamak lâzımdır. meydanında Hilâliahmer merkezi rmı Lüzum yapdınrlacaktır. Son müracaat atlar kabul edilmez. Türkiye Hilâliahmer Cemiyeti Umumi Merkezinden' Türkiye Hilâliahmer Cemiyeti Almanyaya kadar gidib gelme ve oradaki İaşe vesair masrafları cemiyet tarafından deruhde edilmek üzere Berlin'deki Auer Fabrikasında bir müddet staj gördükten sonra, Ankara'da tesis edeceği gaz maskesi fabrika- sında kullanmak için vasıfları aşağıda yazılı bir kadın ve iki erkek ustabaşı aramaktadır. Bunlardan: BİR KADIN iŞÇi: Maske dikim işleri ve dikişlerin volkanizasyonu işlerinde, BiR ERKEK iŞÇi: Pres ve madeni kısımların İşlenmesinde ve BiR ERKEK iŞÇi: doldurulması ve bunların İsteklilerin 25 - 35 yaş arasında, sıhhi halleri iyi ve asgari orta tahsilini bitirmiş biraz Almanca'ya vakıf bulunması, Şimdiye kadar kadımın dikişçilik ve erkeklerin demircilik veya buna benzer fabrika işlerinde çalışmıç olmaları, Almanya'dan avdette Cemiyete asgari Üç sene hizmet etmeği taahhüd İ yerde ikamet etmeleri şarttır. Fabrikada kendilerine memleketimiz sanayi hayatında mutad aylık verllecekdir. Bundan başka erkek işçilerin askerlikle İstekli olanların bir istid'a ile Ankara - Yenişehirde Emmniyet ve bu istidaya fotoğraflı bir tercümel hal varakası ve tahsil ve çalışmalarına aid vesika suretlerini raptederek şimdiye kadar çalıştıkları yerleri, ikametgâhları ve evli bulunub bulunmadıkla- gösterecekleri gibi bir sıhhat raporu da göndermelidirler. görülürse sıhhi muayeneleri Cemiyet tarafından da & Mart 1935 dir. adamımızdır. Bu büroda her bir- lik için bir dalre ayrılmıştır. Buraya müracamt eden İşçi hasta ise doktor bulmakta, işsiz ise iş temin edilmektedir. İşçi sıhhati madeat aksamın montajinda staj etmeleri ve umumisine müracaat etmeleri Ondan sonraki müraca- Vereımle Mücadele Cemiyet Geçen Yıl 2991 Hastaya Yardım Eli Veremle mücadele cemiyetinin dünkü toplantısında bulunanlar Veremle mücadele - cemiyeti yıllık kongresini dün saat on buçukta Halkevinde yaptı. Kon- greyi umumi Merkez Reisi Gene- val Ali Çalımlı açtı ve divanı ri- yasete mütekait General Galip seçildi. Sonra cemiyetin genel kâtibi doktor Tevfik İsmall sene- lik raporu okudu ve dedi ki: “ — Bu yıl başında cemiyet sekizinci yılına girmiştir. Bu son senelerde Eyüpte bir dispanser açılmıştır. Burada 933 yılında 1063 hastaya bakılmıştır. Bu sen Bulgar Ord bakılan hasta sayısı da 2991 dir-w Bundan sonra gelecek yıl içinde yapılacak işlerin projeleri — görü şüldü, mağazalarda ve mektep” lerde Hilâliahmer cemiyetinin oF duğu gibi veremle mücadele ce* miyeti için de teşekküller yapık ması ileri sürüldü ve kabul edildi- Nihayet idare heyetl intihabı yâ* pılarak eski heyet ipka edildi Kongrenin sonunda da büyüklert mize sevgi ve saygı telgraflari çekildi. ısu Gizliden GizliyeNasılidazırlanmış? ( Baştarafı 1 inci yüzde ) Fakat bugün Bulgaristanın, ıllı çok iyl bilen bir şabsiyet tara- | şekilde hazırlanmış bir hava kuv* fından yapılmaktadır ve şöyledir: Bulgaristan, Nöyl muahedesinin hükümleri mucibince çok mahdut bir askerl kuvvete sahip bulun- mak vaziyeti karşısındadır. Bulgar hükümeti bu muahedenin çizmiş olduğu — mecburiyetlere — zâhiren uygunluk göstererek askeri tep kilâtını bu esaslara göre yaptı. Muahedenin altında imzası bulu- nan devletler mümessillerinden mürekkep bir kontrol heyeti, Nöyl anlaşmasile çizilen esaslara Bulgaristanın tam bir uygunluk gösterip göstermediğini sık sık tetkik ediyordu. Fakat Bulgarlar çok kurnaz davranmak suretile bu kontrol heyetinin gözünü boyamayı da çok iyi başarıyordu. Hükümet kontrol heyetinin teftiş yapacağı günleri evvelce haber ahyor ve derhal orduya bildiriyordu. Alayların ef- rat mevcutları hakikatte Nöyi anlaşmasının tesbit ettiği sayıdan hayli aşkındı. Fakat teftiş günü fazla efrada izin veriliyor, Bu su- retle kontrol heyeti hakiki vazi- yetin farkında olamıyordu. Bulgar hükümeti, askerlik vak- ti gelmiş olan gençleri, yol inşaa- ti amolesi ismi altında çağırıyor ve bunları alaylara sevkediyordu. Bu svretle askerlik çağına girmiş olan bütün gençlerin askeri talim ve terbiyeleri temin edilmiş oluyordu. Bulgar hükümeti, bu amelelik hilesinin çakılmaması için askerlik vakti gelmiş olan gençlerden bir kısmını da jandar- maya ayırıyordu. Bunlara jandar- malık yaptırılmıyor, sadece asker- lik ögretiliyordu. Diğer taraftan bütün garnizonlarda gönüllü ki- çük zabit yetiştirilmesi işine de ehemmiyet veriliyordu. Bugünkü vaziyet daha açıktır ve hava kuvvetine gelince; Nöyi antlaşmıasına göre, Bulgaristan aakeri tayyareler bulunduramaz. veti de vardır. Zahiren sivil vazt yette bulunan havacılık kıtalarıf” da Bulgar göençlerine, sivil kıyâ” | fette olarak askerl tayya! öğretlliyor. Bu arada gizli tayyt” re meydanları hazırlanmış olduğt nu da söylemiye hacet yoktur. Silâh ve mühimmata gelincti bugün Bulgaristanın birçok köşt” lerinde hiç kimsenin nazarıdikkâa” tine çarpmıyacak şekilde hazıf” lanmış tüfek, top ve cephat? depoları vardır. Bulgar Hariciye Bakanli “Harp Yok,, Diyor Sofya, 1 (Hususi) — Varşovâ” da çıkan bir gazetenin muhabi rine beyanatta bulunan Bulgüf Hariciye Bakanı — Bay Batalofi Balkan misakına rebe olacağına İnanmıyorum.» Venizelos Suikasti ( Baştarafı 1 incl yüzde ) itbaren mahkemede ehlivukufl sorgularına başlanılmıştır. kemenin — kargaşalık devamı için hükümet çok tedbirler almıştır. Hattâ günkü celsede suçluların ı’ larından - ikisi, reisin ııoıl’w olmadan #öze başladıkları Mebi gürültüler oldu ve neticede pal keme ikisi hakkında da birer ay müddetle « yapmamalarına Dünkü celsede ehlivukuftap fesör Bay Yorgiyadis, Bay nizelosun otomobiline &! şunların, suçlulardan las'ın tüfeğinden çıkmış kat'i bir ifade '-l: söyi lece suikastın ile Fasulas ve Fricalaş * daki aveneleri tarafından diği tezahür etti. — A. V Ü MAĞ A TE îîââîîx*—

Bu sayıdan diğer sayfalar: