SA gv T8 Sar ça DA n A LA MA F - L S L L Tutulmıyan Balık Gözlüklü evine bir kavanoz İçinde bir balık almıştı. Balığın Yüzüşü çok — hoşuna gidiyordu. p Tâ uzaklarda, deniz — kıyıları na gideceğine, balık — tutmağı burada deneye- bilirdi yal. Elk ne bir kelebek ağı aldı, uğ- raşlı, — uğraştı. Fakat — balığı tutamadı. — Ni- hayet bir. olta .'Hu. Ucuna yem koydu. Yine .İ'—tı, balık tutulmadı. Hay ca- Patlayacaktı. Bir kore de tutmuya teşebbüs etti. Ne- Tedesee? nafile, tutamıyordu. Ar- Bözlüklünün kafası kaızmıya, Yüti terlemiye, gözleri kızarmıya başlamıştı. Bu nasıl balıktı? Elin: avucundan kayı kayıveriyor- Gözlüklü elinde olta bekler- ken bir de ne görsün?. Kara kedi Betinı kabartmış, kendisine ba- kyordu, sonra gözlerini balığa Sevirerek tatlı tatlı yalanıyordu. Gözlüklü düşündü, düşündü, | indü. Nihayet sabrı. tükendi. ©O kadar kızdı ki, eline koca- Man bir çekiç geçirdi, çekici bi- hızile kaldirdı ve indirdi: Gümmml.. Kavanoz param söler etrefa saçılır dölüldü. G Kükkünün ödü kopmuştu. Gözleri kararmıştı. Bir şey göremiyordu. yet balığı araşlırmağa baş- Barl baktı, aradı, taradı. Yok. lı'ı!ık yok ortada... Ne oldu bu- Her halde kaçıb denize git- Yal.. Fakat nereye girdi. —'— de başımı kakkrınca ne gör- _.-Ku. kedi balığı ağıma al- “bise dolabının Üzerine çık- hüz | Hey aksi şeyteni Gördü NÜ olanı şimdi?, '&_J | Srelerin büyük bir ziyafeti V p, “trafina oturmuşlardı. ı&'kll hizmetçi Fareler hiz- *diyorlardı. g“—" ilk yemek geldi: —lk r dünyası,, isimli bir k_' Buna fareler “ sinek çor- k**"du&. Kemirmeye baş- t hl:.k,_.“"hl bir yemek daha bir Hı. Nlbılfpnı içyüzü,, lsimli & b.. Fareler - bunun ismini tava , koymuşlardı. Yine Ye başladılar. Yeni bir yemek geldi: Rasıl yaşarlar?, ,, İsimli Arkasından arlık sıra ile b _' geldi. Va y " Bepemi kemii k—v—::l:::“ de ayrı ayrı isimler Si g Kay Saydah midi? ,, isimli k— Göra; ı' kıyma,, , "oıııııı-ı Tler İsimli kitaba "ormaü "__d ::-'Vı' Yuvarlaktır ,, Salon kedisi — Sen âdi sıçanlardan mısın 7?. — Evet. — Hadi öyle ise, mutfağa git, seni hizmet- çimin kedi Ç yesin |.. Acun yuvarlak Mıdır, Dakha pek bilmiyorum Gündüzler hep ak mıdır? Daha pek bilmiyorum!. — Benim oyuncaklarım içinde itfalye takımi da vardı. Acaba onlar da sizin gibi yukarda çalışıyorlar mı ? — Eh artık anneme: “Reçel dolabı içinde bir zelzele olmuş!.,, demeli !.. * karnı yarık ,,, “kar ve yağmur,, istmli kiteba “salça,,, © İstanbul tramvayları ,, — İsimli gazeteye “turşu,, , “tuneller,, isimli kitaba * gardalya ,,, “ genclik ,, isimli kitaba “imam bayıldı,, ilâ.. ilâ.. ACUN Gözlerimi açınca, Güneş vurdu yüzüme, Sağa sola bakınca, Daha pek bilmiyorum !. HİKÂYECİK Boksör Afacan ufak tefek bir çocuk- tur. Hemen hemen hiç kavga edemez. Karşısındakileri daima Lâfla er, Öyle koskoca, kuy— vetli, );:inyın çocuklarla hele hiç kavga edemehıı.l dayak yiyeceğini, i bilr. Te VSTT Afacan yolda Yine birgün giderken uzaktan İri bir. çocuk ründü. ı"öBıı boksörün oğlu “Yamrıyumru,, idi, Dehşetli pazuları vardı. Ala- can onun bir yumrukta kgıkocı köpekleri devirdiğini bilirdi. 'Yamrıyumru Afacanı görünce: — Hay, dedi. Yumurcak. Seni nihayet yakaladım. Gel bakayım m korkudan titredi. Bir- medi. ”yG::i, geri çekilerek bir havagazı fenerinin direği önünde durdu. Yamrıyumru yanaştı: — Onbaşı, seni çiyçiy yiyeceğiml | n im için me demişsin? Sm_h.l:e... ş*lı Ne demişim? — Odun demişsin. Bana.. Şişmdi ben seni parça parça ayım mi ParSa AA Yalan.; Yalan : vallahil kocamanp el- lerile Afacanın yakasından luttu, sarsmağa başladı. Gözlerini fıldır fıldır deviriyordu. Afacan korku- Büyük fil — Bögünlerde benim — kısmetim açıldı. Günde 86 fistik yiyorum !.. Ufacık bir bebegim, Acunda sanki neyim, Küçük bir kelebeğim; Daha pek bilmiyorum!.. Tuna — Aman oğlum, lokomotifçi dikkat et, loko- motifin başından ayrılayım deme. Bizim Yumur- cak evdeki bütün trenleri bozdu, bunu da bozar!,, — Dursana be, evvelâ, ben gördüm! den yere eğildi. Ve tuhaf bi oldu. Afacan eğilince Yııın;'“':l ronun başı bütün şiddetile hava- gazı demirine çarptı, Ve baygın bir halde yere düştü. , O zaman AFacan boks hakemi gibi saymağa başladı: itriyordu. Nihayet lu—xiı hi:. özlüklünün Hikâyeleri Balık Avı Gözlüklü Çiftliğe misafir gitmişti. Adapazarına — bir Çiftliğin biraz ötesinden bir -ay «kıyordu. Bu çayda da güzel balıklar çıkıyordu. a Artık göz- lüklü her sas bah elinde ol- ta balık avına gidiyordu. Eh, ne yapsın!. Kimseler yok. Can — sıkıntı- sından patlıya- cak değildi ya! Yine bir gü- ava gitli. Oltaya yemi taktı, dereye saldı. Artlık bekliyordu. Kaç gün vardı ki, daha bir balık tutamamıştı. Çift- liğe eli boş döndükçe âdeta uta- nıyordu. Sonra uşaklarda onun böyle avsız döndüğünü gördükce bıiyik altından gülüyorlardı. Gözs lüklü bugün ne bahasına olursa olsun — bir balık tutmıya karar vermişti. Bokliyordu, bir arahli oltanın ucu; “tık, tıkl,, diye öttü gözlüklünün yüreği oynadı, hah; artık balık — tutulmak Üüzereydi. Nihayet olta hızla sallandı, göze lüklü bütün kuvvetile çekti. Sudan koca bir balık çıktı, Olta ile beraber fırladı ve havada dönerek üst taraftaki telgraf tellek rine takıldi, balık da asılı kalmıştı. Gözlüklü oltayı çekti. Ip koptu fakat balık orada kaldı. Balığıt yanında da — bir karga duruyor, ona gülerek bakıyordu. Gözlüklü şaşırmıştı, şimdi ne yapsın? Bu balığı oradan — nasıl alsın? elini şakağına koyub düşündü, düşüne dü. Nihayet yerden bir taş aldı, kaldırıb hızla balığa doğru fırlattı.. Fakat aksiye bakın ki, taş gidib balığa çarpacağına kara kargaya Ççarptı ve karga yere düştü. Gözlüklü — hiç bozmadı. Av değil mi? Hangisi — olursa, olun Kargayı — yakalayınca — Çiftliğe doğru yürüdü. Afacan imtihanlara adamakıllk hazırlanmıştı. O sabah da sıra kendisinde idi. Imtihan odasının kapısı önünde beklemeye başladı. t Çocuklar girib çıkiyor, girtb çıkıyorlardı. Afacanın korkudan, heyecan. dan yüregi titriyordu. Odadan her çıkan çocuğu yakalıyor: — Ne sordular, ne sordular?. Diyordu. Nihayet 148 Topaçta odadam çıktı. Sıra 150 Afacanda idi içeri girdi. Kargşı masada oturan mümeyyizlerden biri seslendi; — 150 Afacan.. Gel bakas hm, Sana bir tek sual soracaş ğum, Bilir misin? l — Bilirim efendim. — Lozan muahedesi kaç tj rihinde — imzalanmıştır, — biliy misin?. — Biliyorum efendim, siz ble liyor mısınız? ümeyyiz şaşırdı. E Bı:’ .r:" Ben.. Elbette b lirim.. Fakat ben talebe değilim kİ —,2,3,4,5,6,7,8, ve.. Nakavti. | oğlum, mümeyyizim.