24 Şubat 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

G ae e — — SON POSTA Şubatf WW BDünya Hüâdiseleri Kanser «“Mikroblu,, Bir Hastalık Mıdır ? Herkes bilir ki “Kanser,, mik- | robsuz bir hastalık olarak tanınmak- doKAŞranun | AA ” Halkoki keşfi ** | Foansızların Bic- loji bilginlerinden Dektör Revelis bu hastalığı tavşanlara aşılamıya muvaffak olduğu iddiasındadır. Bu tavşanlardan bir tanesi Pariste Nekar hastanesinde Profesör Suld ile Leplay taraflarlıdan muayene edilmiştir. Bu ikl bilginin muayene nelicesinde verdikleri rapor şudur: “ Hiç bir şübheye — mahel yoktur. Tavşanın kara ciğerinde, gişayi muhatinin zararına olarak büyümüş bir kanser — tümorü görülmektedir.,, Fransız âlimleri şimdi hâdisa- nin tedkiki ile meşgüldürler ve bu —neticenin — mutlak tahakkuku halinde kanserin toda- visi mümkün olacağı kanaatinde- dirler. Bir Fransız a . Anlahldığını göre bir Âme- rikalı gezmek makasadile Fransada | Fransaya T’l"iı' bil | *Peyee d_o aşmış, oleme memleketine dön- yoktur düğü — zaman da hissiyatını şu cümle ile hulâsa etmiğtir. “ Yemeği güzel, içkisl güzel, yolları da güzel, fakat otemobili yokl,, Amerika'ının bu tarzda müba- laga etmekte belki hakkı vardır, surette | çünkü Amerikada filen işletilmekte olan (24,000,000) otomobil vardır. Ve aşağı yukarı her aileye bir tane İsabet etmektedir. Buna mukabil Fransada gçalışan otomo- billerin — sayısı — (1,800,000) den ibarettir.. Maamafih bu — sa- yıyı da az görmiyelim, çünkü bütün — ÂAvrupa memleketleri arasında otomobili en fazla oİ:ııı yer Fransadır. * Frınııı gazeteleri bugünler- de“kanun dahilinde yapıl- Ç ”| mış bir dolandı- ee siş ':"':î_ rıcılık,, — möselesi yap ile meşguldürler. mış bir do-| Bu meselenin kı- landırıcılık | <a bir hülâsasını yapalım: Natan adını taşıyan bir Ro- manyalı Parise gelmiş, film deve- lopmanı için bir müessese açmış, sonra bu müesseseye — meşhur Pathe kumpanyasına hülül :3' rek kıymetinden (10) defa faslâ- sına satın aldırmış ve nihayet bu suretle eline geçen para İle de (Pate) nin eshamından epeycesini satın almış ve kendisine Pethe kumpanyası için de bu müdürlük temin etmiş! Natan'ın bu ilk muvaffakıyet- ten sonra rahat durduğiı; sahıl- mamalı. Bilâkis bir defa Pathe'de müşterek müdür olunca, komeal- yon almak suretile birçok sinema salonlarını Petheye satın aldırmış zengin olmuştur. Fransız. gazetecileri bütün bu dolandırıcılıkların hep — kanun yollarından geçilmek suretile ya- pıldığını — söylüyorlar. Maamafih Nathan cenabları sivri zekâsına rağmen yine bir yaş tahtayı unutmuş olacak ki, bugün adliye İle karşı karşıyadır. Biz de, hâdiseye Şşunu ilâve edelim: Istanbulda bazı kimseler Nat- han'ı tanımıyorlardı ve 7, 8 yıl ev- vel bu zatın ilk muvaffakıyetleri sırasında kendisini bir iş adamı, bir zekâ nümunesi olarak göste- riyorlardı. ı tı Ziyaretçileri “— Benim Nişanlı Yapazakmiş Eroin, Satazakmiş!.. Olay Epse Matal!..,, * —Dimitriyi Görecek Anastasya! Anastasyaaa!. Dimitrinin Anastasya Yok Mu?.. “—Oriste, Ben Görezeyim Dimitri!..., z Kameriyede derdleşenler ve Kapıaktında eli çıkınlı sıra bekliyenler İhtiyer kadın soğuktan donan parmaklarını avuclarına batırarak büzlüldü: — Analık mı, rabbim düşma- n'ma — vermesin. — ÂAna olursan yüreciğine bir taş basdır da otur. Bunca yıl © yavrucuğumu me tür- ü emeklerle yetiştirib, bu yaşa getirdiğimi bir bana sor. Sonra şeytan böyle elimden alınca içim nasıl kan ağlamaz a kızım!.. Hapishanenin — büyük kapısı önünde, taş direklerden birinin dikine çöken ihtiyar kadın, diz- leri üstündeki — bohçayı açtı, içindekileri bir bir çıkarmağa başladı: Bir kilo beyaz ekmek.. İIri bir sucuk. Bir külâha tıka basa doldarulmuş leblebi.. iki yazma mendil, bir yünlü çorab, İki eski, yamalı fanile.. Pötikareli bir göm- TTT Dolu zembille sıra bekliyen bir ana lek, bir demet de kuru mane otları.. — Geçen yıl elinden bir kaza çıktı. Hay — çıkmaz olaydı da dertli başı yanmayaydı. Sekiz ay yatıb çile dolduran o değil, ben oluyorum a evlâdım. AÂrs- lanlar gibi oğlum, eti iki paralık karı için böyle çekiyor işte, he- men rabbim bir daha göster- mesini.. Hapishanenin kapısı gittikçe kalabalıklaşıyor. Bu gün salı, zi_yınt günü.. İleride kameriye- nin içi vavaş yavaş kadınlarla doluyor. — Ellerindeki bohçalar, paketler, çantalarla derin bir tevekkül içinde bekleşiyorlar. Kameriyenin sağ — köşesinde- soluk lâcivert mantolu gene bir kadın içini çekerek yere bakıyor. Ârasıra başını kaldırarak dert yanmak, - içindeki acıyı dökmek için etrafına bakışıyor. Karşı kö- şede oturan ihtiyarca, başı beyaz yemenili bir kadın- iki kat geldi, genc kadının yanına oturduü: — Senin kimin var içerde a kızıml.. — Nişanlım!.. — Vah vah, ayol, böyle ola- cağını bilseydiniz. hemen — bir evleniverirdiniz. Olur biterdi. — Ne vakit ki apisaneden çı- kazak, o zaman evlenezeyiz!.. Ihtiyar kadın, İri tabakasın- dan sigarasını sararken iğildi, kısık bir sesle sordu: — Neden yatıyor?. ni mi öldürdü?.. — Yok vire, öldürmemiştir kimseyi:. Nasin diyeyim, yalan demişlerdi. Ah denboro nato lego vrel.. Nasin derler, eftira etmişler.. — Kim etmiş?.. — Istavro, Dimitri, Papulas.. Epis.. — Ne diye iftira — etmişler ayol, çatlıyacağım. Anlatsana.. — Dur vre, tipota.. Benim nişanlı, yapazakmış heroin, Bata- zakmış olay epsemata.. Epis şey- tanis |.. Birdenbire hapisane — kapısı önünden gardiyanlardan — birinin sesi duyuldu : — İbrahimi görecek Fatma... Fatmaaa, yok mu?. — Ibrahimin Birlsi- Fatma |.. Iktiyar kadın birdenbire ye- rinden — fırladı, siğarası — düştü, bohçasını kaptıği gibi, iki yana sallana sallana koştu: — Ayol Fatma benim. Biraz beklesene ayol. — Ay dizlerime inecek. Ortalığı telâşa vermesene oğlum, geldim işte !.. * Şefkat kadında daha çoktur, | derler. Buna Inanınız ve inanmak İsterseniz salı nleri hapisane kapısı altında bekleyinlz. G_Iron ihtiyar, genc kadınların hepsinde telâş, keyecan, şaşkınlık ve sevine vardır. Çıkanların ayakları sanki geri geri gider, gözleri buğu bu- buğulanır. Hattâ içlerinde şu apı' eşiğinde yatmıya razı ana- cıklar, ayazda beklemede tered- düd etmiyecek kadınlar vardır. Kapı önündeki eşiğe — oturan kadınlardan biri, ihtiyar, buruşuk yüzünü elindeki küçük çıkına dik- miş, kısık, titrek bir sesle anla- tıyor: 1 — Evlâdcığımı bu yıl evere- ceğdim emme, nideyim, karabahtı azdı. Hişt oğlum, benim gelme- di mi ?.. İvde tencerem ateşte galdı, beyciğim yanacağ !.. Nedense, ziyaretçi kadınların hepsi, mahkümlarının suçsuzluğun- dan, günahsızlığından bahsederler. Fakat bunlar daha ziyade kan çıkarmadan suç işleyen mahküm- ların anaları, eşleri, kardeşleridir. Kameriyenin kurumuş tahtaları Üzerinde aturan, iri gözlü, rastıklı kaşlı, bodur kadınlardan - biri anlatıyor: — AÂllah beterinden beklesin hemşire, ya kanlı katil olub da yataydı. Rabbime şükürler olsun ki, on ay sonra çıkacak. Hem suçsuzdu da ayol. Ben erkeğimi bil- mez miyim... Bunca yıl bir yasdıkta yattık, suçu ne imiş İ,. Bizlm ma- halleden haci Kâmillerin evine girmiş, öte beri almışmış |.. Tuuu tu tu !.. Mevlâm iftiradan esirge- sin |.. İşin aslı başka hemşirae.. Hacı Kâmillerin bir evlâdlığı var, bizimkine içirmiş, içirmiş zil zurna etmiş. Sonra eve götürmüş. Gel şu halıları kaldıralım da ortalığı temizliyelim demiş. başlamışlar — Dimitriyi görecek Anastayaaaa |.. İşe.. Sonra o uyuz uşak bir ke nara uyukalmış Eh, arkadaşlık ne güne duruyor, benimki de baş- ladığı işi bhrakmamış. Halıları der- lemiş toplamış, silkmek için bah- çeye çıkarmış. O sırada gözü kör olası uşak uyanmış, “ hırsiz. var yetişini, , —diye basmış avazı.. benimki şaşırmış, etraftan yetişib tutmuşlar.. meğersem ©o vücudü kalkası uşağın bizimkine düşman- lığı varmışta, ondan ötürü.. Gardiyan yeniden seslendi: — Dimitriyi görecek Anna- tasya.. Anastasya yok mu?. Dimit- rinin Anastasyal.. Biraz evvelki genç kız yerin- dan sıçradı: — Öristel.. Dimitril, Kadınlardan biri homurdandı: — Ayazda iki saattir bekli- Ben görezeyim Kari Mektubları Atkaracalar Nahiyesi Ve Dilekleri Çerkeş Atkaracalar nahiyesi şirin bir nahiye olub iki binden fazla nüfusu vardır. Uluçay n yenin altından geçer. Arazi i rile geniş ve bütün halk çiftçidi" Mer'aları bol, koyun ve keçi sıği” gibi hayvanları fazladır. Zon dak hattına yarım saat mesafe” dedir. Kasabada yirmi beş seney* yakın belediye teşkilâtı vardır" Ölen nahiye müdürü Bay Süreyy* zamanında bütün köylerine şoselt” ve telefonlar yaptırılmış ve kasabâ terakkiye yüz tutmuştur. Fakat Bay Süreyyanın ölümünden sonrâ belelediye ve bayındırlık işleri eskisl — gibi yürümez — olmuştul Bütün çeşmelerin yolları bozul müştur. Maarifce memleketimiz 90' | İleri gitmiştir. Bir de yeni bif mekteb kuruluyor. — Başmuallimi Faik çalışkan ve yorulmaz - bir is* tekle vazifesine bakan bir muallim' dir. Çocuklarla yakından alâkadü/ olub fakir çocuklara kendi paraâ'. sile yiyecek, kullanacak eşyalaf vermek | yardımda bulüm! maktadır. Nahiyenin bir postaney? ve birde halkın sıhhatile alâkadaf olaçak bir sıhhiye — memurulttf. ıiddıtli ihtiyacı vardır. Bütün ha unu büyükbir istekle dilemek” tedir. Atkaracalar halkından Aııknl'ld'r Öztürk pazarında İ. S. — 4 yorum ayol, insaf edib gel hesir şire diyen — yok. Hem beniff! erkeğim celâllıdır. » Nerede kak dın? » diye çatar ayol. Bohçasındaki. nane aotlarıfllı örselemeden — derleyib - toplay&? ihtiyar kadın geri dönmüştü Gözleri ıslak ıslaktı. Dönüb ev? gideceğine geldi, — kameriyeni! İçindeki sedire oturdur — Oh, yüreciğim sıkıla sıkılâ limona döndü. Allah kimseye & güstumoıin.. yavrucuğa hikm üda bir genişlik gelmiş, hiç orü larda — değil.. “ Sıkılıyor mus cvl&dıığı?,. €odim de, yüzüme b madı bile, hep gülüyor: : — “Geçer anne, Lu da goç“l& deyib kesiyor. Ihtiyar kadın, sessizce yüıw' bakan bir tazeye döndü: ! — Geniş ol kızım, evlâ eniş ol Neden üÜzülüyorsul” ş'ınrı yazmış, kul bozar mı? M kimin var içeride? — Ağabeyim!. — Vah vah.. ne suçu var? / Genc kadın sustu, cevab VFÇ medi, ihtiyar ısrar edince yerint” kalktı: — Bilmiyorum hanımnine, P" söylemedi. ' Ihtiyar kadın sinirlenm*! Yavağ —yavaş uzaklaşan g kadına baktı: — Ayol — burada da kurum olur mu?. Hep dert " gg doğ;l miyiz?. — Söylemiyecek Oj var?. kibar zadeliğine mi ; nuyor? Tahta sedir Üzerinde !'â' * ! Bi beze çıkın çıkın paketler kâğıdları, külâhlar koyan ış; bir kadın rumca bir şeyler * dâ lüyor, karşısındaki kız çocuğt | ikide birde: — Ne mama, ne mamal B duruyordu. ağıdlardan — biri N"Ş,d'r' devrildi, yırtıldı, açıldı ve Y eçt kanları sızan koca b:: .nw , karaciğer çıktı. Kadın, bakan kadınlardan birine anlattı: ı,tcd — Bizim P't"kılb yesif” bunu.. verezeyim Poli agapucigeris- D Kır ıcılîıiyâ'::;ü görecek Vılj; ) Vasfiyel. Ethemim Vasfiye!:

Bu sayıdan diğer sayfalar: