4 Kanser “Mikroblu,, Bir Hastalık Mıdır? Herkes bilir ki “Kanser,, mik- ve bir meli olarak tanınmak» doktorunun | tadır. Halbuki eN Fransızların Bic- loji bilginlerinden Dektör Revelis bu hastalığı tavşanlara aşılamıya muvaffak olduğu iddiasındadır. Bu tavşanlardan bir tanesi Pariste Nekar hastanesinde Profesör Suld ile Leplay taraflarindan musyene edilmiştir. Bu iki bilginin muşyene neticesinde verdikleri rapor şudur: “ Hiç yoktur. Tavç gışayi muh büyümüş .—...m Bir Fransız kanser O tümorü bir görülmektedir... Fransız âlimleri şimdi hâdise- »in tedkiki ile meşguldürler ve bu neticenin mutlak surette tahakkuku halinde kanserin teda- visi mümkün olacağı kanaatinde» dirler, * nlatıldığına göre bir Ame- rikalı gezmek maküadile Fransaya gelmiş, epeyes dolaşmış, memleketine dön- düğü zaman da hissiyatını şu cümle ile hulâsa etmiştir. “ Yemeği güzel, içkisi güzel, yolları da güzel, fakat otemobili yok!,, Amerika'nın bu tarzda müba- laga etmekte belki hakkı vardır, çünkü Amerikada filen işletilmekte olan (24,000,000) otomobil vardır. Ve aşağı yukarı her aileye bir tane isabet etmektedir. Buna mukabil Fransada çalışan otomo- billerin © sayısı © (1,800,000) den ibarettir. | Maamefih bu se yıyı da az görmiyelim, çünkü bütün (Avrupa memleketi, | arasında otomobili en fazla olan | yer Fransadır. * Pranuz gazeteleri bugünler- de"kanun dahilinde yapıl- mış bir dolandı. m . meşguldürler. Bu meselenin İı- sa bir hölâsasını |Kanun dahi- linde yapıl- mış bir do- landırıcılık yapalım: Natan adini taşıyan bir Ro- manyalı Parise gelmiş, film deve- lopmanı için bir milessess açmış, sonra bu müesseseye | meşhur Pathe kumpanyasına bülül © rek kıymetinden (10) defa sına satıs aldırmış ve nihayet bu suretle eline geçen para İle de (Pate) nin eshamından epeyeesini satın almış ve kendisine Pethe kumpanyası için de bu müdürlük Natan'ın bu ilk muvaffakıyet- ten sonra rahat İN sağıl- mamalı, Bilâkis birdefa Pathe'de müşterek müdür olunca, komal yon almak suretile birçok sinema salonlarını Petheye satın aldırmış a 1 ileri bütün bu dolandırıcılı hep kanun yollarından geçilmek suretile ya- ıldığını söylüyorlar. Maamafih Nathan ri sivri zekâ rağmen yine yaş © tahta unutmuş olacak ki, bugün siye ile karşı karşıyadır. Biz de, hâdiseye şunu İlâve edelim: Istanbulda bazı kimseler Nat- ban'ı tanımıyorlardı ve 7, 8 yıl ev- vel bu zatın ilk muvaffakıyetleri srasında kendisini bir iş adamı, bir zekâ nümunesi olarak göste riyorlardı. SON POSTA “Kapıaltı Ziyaretçileri /“—Benim Nişanlı Yapazakmiş Eroin, Satazakmiş!.. Olay Epse Matal..,, “—Dimitriyi Görecek Anastasyal Anastasyaaa!. Dimitrinin Anastasya Yok Mu?.. “—Oriste, B ME en Görezeyim Dimitri!..,, NU ie Kameriyede derdleşenler ve Kapıaltında eli çıkınlı sıra bekliyenler İktiyer kadın soğuktan donan parmaklarını ayuclarına batırarak büzüldü: — Analık mı, rabbim düşme n'ma (vermesin. oOAÂna olursan yüreciğine bir taş basdır da otur. Bunca yıl o yavrucuğumu ne tür- Mi emeklerle yetiştirib, bu yaşa getirdiğimi bir bana sor. Sonra şoytan böyle elimden alınca içim nasıl kan ağlamaz a kızıml.. Hapishanenin (o büyük kapısı önünde, taş direklerden birinin dikine çöken ihtiyar kadın, diz- leri o üstündeki (Obohçayı açtı, içindekileri bir bir oçıkarmağa başladı: Bir kilo beyaz ekmek. İri bir sucuk. Bir külâha tıka basa doldarulmuş leblebi,. iki yazma mendil, bir yünlü çorab, Iki eski, yamalı fanile.. Pötikareli bir göm- sağ NE <a O Gi Pilin” ğ Dolu zembille sıra bekliyen bir ana lek, bir demet Je kuru nane otları. — Geçen yıl elinden bir kaza çıktı, Hay (o çıkmaz (olaydı da dertli başı oyanmayaydı. Sekiz ay yatıb çile dolduran o değil, ben oluyorum a evlâdım. Ars lanlar gibi oğlum, eti iki paralık karı için böyle çekiyor işte, he- men rabbim bir daha göster“ mesinl.. Hapishanenin kapısı gittikçe kalabalıklaşıyor. Bu gün salı, ziyaret günü.. Heride kameriye- min İÇİ vavaş yavaş kadınlarla doluyor. - Ellerindeki o bohçalar, paketler, çantalarla derin bir tevekkül içinde bekleşiyorlar. Kameriyenin sağ (köşesinde soluk hâcivert mantolu gene bir kadın içini çekerek yere bakıyor. Arasıra başını kaldırarak dert yanmak, içindeki | acıyı dökmek için etrafına bakışıyor. Karşı kö- İe oturan ihtiyarca, beyaz vi bir kadın ia e geldi, genc kadının yanına oturdu: — Senin kimin var içerde a kizim! — Nişanlım!.. — Vah vah, ayol, böyle ola- cağını bilseydiniz, hemen bir evleniverirdiniz. Olur biterdi. — Ne vakit ki ap'saneden çi- kazak, o zaman evlenezeyiz!.. Ibtiyar kadın, iri tabakasın- dan slgarasını sararken iğildi, kısık bir sesle sordu: — Neden © yatıyor?. nl mi öldürdü?.. — Yok vire, öldürmemiştir kimseyi. Nasin diyeyim, yalan demişlerdi. Ah devboro nato lego vrel.. Nasin derler, eftira etmişler.. Birisi: — Kim etmiş?. — Istavro, Dimitri, Papulas.. Epin. — Ne diye iftira etmişler | ayol, çatlıyacağım. Anlatsana,. — Dur vre, tipota.. Benim nişanlı, yapazakmış heroin, sata» zakmış olay epsemata.. Epis şey- | tanis|.. Birdenbire Ohapisane (kapım önünden gardiyanlardan (birinin | sesi duyuldu: — İbrahimi görecek Fatma... Fatmana, yok mu?. Ibrahimin Fatma Ihtiyar kadın birdenbire ye- rinden fırladı, siğarası düştü, bohçasını kaptıği gibi, Hi yana sallana sallana koştu: — Ayol Fatma benim. Biraz beklesene ayol. (Ay dizlerime inecek. Ortalığı telâşa vermesen oğlum, geldim işte |. * Şefkat kadında daha çoktur, derler. Buna inanınız ve inanmak isterseniz salı eri bhapisane kapısı altında bekleyiniz. Giren ihtiyar, genc kadınların hepsinde telâş, heyecan, şaşkınlık ve sevine vardır. Çıkanların ayakları sanki geri geri gider, gözleri buğu bu- p buğulanir. Hattâ içlerinde şu ap eşiğinde yatmıya razı ana caklar, ayazda beklemede tered- düd etmiyecek kadınlar vardır. Kapı önündeki eşiğe oturan kadınlardan biri, ibtiyar, ve yözünü elindeki küçük çıkına k- miş, kısık, titrek bir sesle anla- tıyor: — Evlâdcığımı bu yıl eyere- ceğdim emme, nideyim, karabahtı azdı. Hişt oğlum, benim gelme- dimi?.. İvde leme ateşte ldı, beyciğim yanacağ !.. — merlin ziyaretçi kadınların hepsi, mabkümlarının suçsuzluğun- dan, günahsızlığından bahsederler. Fakat bunlar daha ziyade kan çıkarmadan suç işleyen mahküm ları, eşleri, kardeşleridir. yenin kurumuş tahtaları Üzerinde aturan, iri gözlü, rastıklı kaşlı, bodur kadınlardan biri anlatıyor: — Allah beterinden beklesin hemşire, ya kanlı katil olub da yataydı. Rabbime şükürler olsun ki, on ay sonra çıkacak. Hem suçsuzdu da ayol. Ben erkeğimi bik mez miyim... Bunca yıl bir yasdıkta yattık, suçu ne imiş!,. Bizim ms- halleden haci Kâmillerin evine girmiş, öte beri almışmış!.. Tuuu tu tu 1. Mevlâm iftiradan esirge- sin |,. İşin aslı başka hemşire. Hacı Kâmillerin bir evlâdlığı var, bizimkine içirmiş, içirmiş zil zurna etmiş. Sonra eve götürmüş. Gel şu halıları kaldıralım da ortalığı temizliyelim demiş. başlamışlar — Dimitriyi görecek Annstayaana |. İşe,. Sonra o uyuz uşak bir ke mara uyukalmış Eh, arkadaşlık me güne duruyor, benimki de baş- ladığı işi bırakmamış. Halıları der- lemiş toplamış, silkmek için bah- çeye çıkarmış. O sırada gözü kö: olası uşak uyanmış, “ hırsız va yekişinl, , diye basmış avazı. benimki şaşırmış, etraftan yetişib tutmuşlar.. o meğersem o vücudü kalkası uşağın bizimkine düşman lığı varmışta, ondan ötürü.. Gardiyan yeniden seslendi: — Dimitriyi görecek Anas tasya.. Anastasya yok mu?. Dimil- rinin Ana; .. Biraz evvelki genç kız yerim dan sıçradı: — Oristel.. Dimitri! Kadınlardan biri homurdandı: — Ayazda iki saattir bekli- Ben görezeyim | limona döndü. Allah kimseye İ evlâdım?,, yn Şubat Kari Mektubları Atkaracalar Nahiyesi Ve Dilekleri Çerkeş Atkaracalar nahiyesi şirin bir nahiye olub İki binden fezla nüfusu vardır. Uluçay yenin altından geçer. Arazl itib#" rile geniş ve bütün halk çiftçidir. Mer'aları bol, koyun ve keçi sıgif gibi hayvanları fazladır. Zon; dak hattına yarım seat me dedir. Kasabada yirmi beş s6n07* yakın belediye * teşkilâtı vardi” Ölen nahiye müdürü Bay Sürey?? zamanında bütün köylerine şosele” ve telefonlar yaptırılmış ve kasab* terakkiye yüz tutmuştur. Fakât Bay Süreyyann ölümünden sonr belelediye ve bayındırlık işleri eskisi (o gibi yürümez olmuştu” Bütün çeşmelerin yolları bozuk muştur. Maarifce memleketimiz ileri gitmiştir. Bir de yeni bif mekteb kuruluyor. £ Başmuallim Faik çalışkan ve yorulmaz bir W* | tekle vazifesine bakan bir muallim* dir. Çocuklarla yakından alâkadöf | olub fakir çocuklara kendi par&f | sile yiyecek, kullanacak eşyalâf i yardımda bulun” maktadır. Nahiyenin bir postaneyf ve birde halkın sıhhatlle alâkadaf olaçak bir mhhiye (o memurunf iddetli ihtiyacı vardır. Bütün halil mu büyükbir istekle dilemek” tedir. Atkaracalar halkından Ankarsdf, Öztürk pararında |, &. orum ayol, insaf edib hem dü sie yok. Hr beni erkeğim celâllıdır. » Nerede kak dın? » diye çatar ayol, ğ Bohçasındaki nane otların” örselemeden (o derleyib toplaysf ihtiyar Okadın geri dönmüştü Gözleri ıslak ıslaktı, Dönüb 699 gideceğine (o geldi, O kameriyenif içindeki sedire oturdu: — Oh, yüreciğim sıkıla sıkal gire. yavrucuğa hik da bir genişlik gelmiş, hiç or# larda (o değil. “ Sikiliyor mi edim de, yüzüme madı bile, hep gülüyor: i — — anne, bu da geçerli deyib kesiyor. Ihtiyar kadın, sessizce yüzün” bakan bir tazeye döndü: a — Geniş ol kızım, evlâ eniş ol. Neden Gzülüyorsu.. anrı yazmış, kul bozar mı? i kimin var içeride? » — Ağabeyim!. — Vah vah.. ne suçu var? Genc kadın sustu, cevab medi, ihtiyar ısrar edince ye! kalktı: i — Bilmiyorum hanımnine, 9” söylemedi. İhtiyar (Okadın sinirle! z Yavaş yavaş uzaklaşan kadına baktı: — Ayol buradada kurum e m dei miyiz? ylemiyec GE ÜE elime di ie suyor? apt Tahta sedir üzerinde Y beze çıkın çıkın paketler p kâğıdları, külâblar koyan bir kadın rumca bir veye EM ei kız çoc! yi ide : ne mama! — Ne mama, duruyordu. Kağıdlardan biri devrildi, yırtıldı, açıldı ve kanları sızan koca Bi karaciğer çıktı. Kadın, bakan kadınlardan birine lattı: ister! ami. Bizim potrali | yosie” bunu.. verezeyim pişiri i Poli agapucigeri. «4, kapi” Kır saçlı ger diya iyord. mall, gaçak VA Vasfiyel. Ethemim V