an, bu i Alman: vüz anlaşması Lehis olarak . , Fransayı yaya yanaşmış oluyurdu. Roma ve Lomdra anlaş- Lehistanda Alman te karşı hoşaudsuzluk L.:-i itâ bazı Fransanıb e Gtzm kaybetmesine kargılık İtalya İagiltereyi — kazanmak — suretile .[::iıı bir siyasi zafer temin ettiğini, İstanın ise Almanya ile anlaşmak gazeteler, '“ihı'—l hiçbir şey — kazamnmadığını, lı, * Fransa gibi iyl bir. mütte! ttiğimi yazdılar. ı__Dî r teraftan Fransanın Sovyet Ya ile yaptığı anlaşma da Lehlstanı & Ülüdürmektedir. Be veriyet kare hd &e bik a Lehistanın tekrar Fransaya Bek mecburiyetinde — kalacağını #öyliyenler vardır. Bu takdizde yine — yapyalnız — kalmış ıu"lnlıyı gelince; Lehlstanı tekrar anmak istediğini muhakkak gör- llzımdır. Çünkü Pransiz harici *& n emniyeti ,, düs kurulmuştur. Bu emaiyet diplomatlarına — göre, lavi Myaya karşı çok müttefikli bir *t olmaktan ibarettir.—t ?_.Frınııl Çocuğu Kim Ve Nasıl Kaçırdı? Undbergîn Çocuğu İşi — Yine Çatallandı F g (AA.) — Hudson mutabkssısı, — Limd- KEZE'in — çocuğumun — kaçırılmasında aallanıldığı iddia edilen merdivende '_'H'ıdın bulunan çivilerden bir ka- ':[ıı, hadiseden bir ay sonra me: | Muayent ettiği zaman merdi- Made olmadığım söylemiştir. , Lindberg'in ço- kullanıldığı merdivende ki odun İle evlain tavan arasında tahtanın — odununun — aymı olmadığını söylemiştir. Vyet Rusyanın Ticaret Ha Gemlileri Kü enburg, 8 (A. A.) — Sovyet hü- Üemg SİD satın aldığı Alman ticaret I.h'l"'- üÜzerlerinde Sovyet mürette- Yönhaflduğu halde buradan hareket İtlerdir zaman &o, !%—u—'l!ili Hikâye IS | sebetleri Sovyetlere Bir Cevabı Berlin; 8 ( A.A ) Politik gazetesi yedinci Sovyet gresini mevzuubahs ederek diyor ki: “ Molotof, Alman - Sovyet müna- hakkında malâmı olamn for« mülü tekrarlamıştır. Bu da gösteri- yor ki Mozkova bükümeti, içeri siya- set sebeblerile lüzumla gördüğü kattı bareketini değişlirmek fikrinde değildir. Rusyanın müdkiş bir surette di büyük bir. ehemmiyeti : Illğırb Ortadan Kalkacakmış! Bay Makdonald Son Söy- levinde Böyle Dedi Londra, 8 (A. A.) — Başbakan B Makdonald, Lutonda yaptığı bir söye levde demiştir ki: * — Fraasız - İngiliz anlaşmasında taarruza kargı uluslar - diplomasisinin bugüne kadar yaratamadığı çok mü- casir ve koruyucu tedbirler vardır. Eğer, dünyanın herhangi bir mokta- sında harb yapmayı tasarlayân muta- arrız bir devlet çıkarsa, bu devlet, düşmanına — taarruz — için tayyarae lerini gönderir göndermerz, karşı» mada kendisinâ zaferi — imkânsız bırakacak bir kombinezon bulundu- gunu — bilir. Bu sulha doğru atılmış büyük bir adım, harbı tasavvur edil- miyecek ve imkânsız kılacak büyük bir adımdır. Bundan başka, eğer muharebeler olursa biz yalmız kalmı- yacağız. Almanya Fransanın her biri, şeref bislerile uygun olarak ka- bul edemiyecekleri teklifler yapmış- lardır. Maselesin güç tarafı, ovvelâ kiminle işe başlamakta idi. Biz, ayaı zamanda her ikisi ile başladık Fransaya, şimdiye ka: mil- leti t an tedkik edilmekte olan bir beyanatta bulunduk. Bunun neticesi olarak Almanyamın başında mütemadi- yen istediği geref tacı olarak Uluslar Kurumuna — döneceğini umuyorum. Korrespondans kon- ve Fransa ile Almanya orada emniyetleri meselelerini münakaşa edeceklerdir. Bu müzakorelerin neticesinde silâhları bırakmıya dalr daba büyük bir uluslar aram anlaşmasına götüren ve harab edilmiş buluman yolun tamir edile- ceğini vü böylece ulunların sulh haline doğru bir başka özlü merhale aşa- caklarıhı Ümld ediyorum.,, Çin Korsanları Hongkong, 8 (A. A.) — Kungşov korsan gemisl tayfalarından — birisl Biosbay elvarında Çin askerleri tara- fandan yakalanmıştır. Diğer korsan- kandı! V ĞECENİZ HAYROLSUN! : Server Bedi Bvy, Sİki kışımların Hülâsala lma gene bir kadındır. İhtiyar | Allahın mahrum Üzmetcişi Halime kadının kam- | yT ve kel oğlu Salmaya gönül çörmiştir. Kocasından gizli Ne- =Wdı bir genele sevişon Maya sevgilisinden gelen bir akitbu Halime kadın almış, ,ı_'—ııı- Şimdi Selmayı sıkış- RAYOL tehdid ediyor. Eğer __'mbıu ve kel oğlu İbrahimin Sstna mukabele etmezse bu kocasına vereceğini ü elma kocaaından çok bu yalğu için Hülime kadının dlnı,:: di karşısında bocalayıb , Şöcuğum benim * Sirkin amma onu ben T acirim çarım Bilsen ne ka- ... ':““*-- İçim parçalanır, Vörmemiz ” Zavallıya hiçbir şey Vç d $: Para yok, Hyek Yok, Salışmıya l'ıkı::i yyolı. ( Ne yapsın? Ana eline bakıyor. ettiği herşeyi ona ben buluyorum: Yiyecek, İçecek, herşey... Selma — ellerinin — tırnaklarımı avuçlarına — geçirerek yumrukla- rmı sıkıyordu. Nerede ise ba- yılacaktı : — "Sus! Kadın, susl,, diye haykırmak istedi. Fakat Boğazı Bir su, ah, bir damla Halime iki avucunu da dizle- rinin Üstüne kapayarak : — Sen ana olmadın mezsin | Dedi. Selma ellerini yüzüne kapayar rak inleyordu: —- Ofl. — Bilmezsin. kımım, evlâd muhabbeti başkadır, başka. Ben bu oğlan doğduğu zaman öyie da bil. SON POSTA SovyetRüsya Kabinesi Tekrar Bay Molotofun Başkanlığında Kuruldu Moskova, 8 (A. A.) — Yedinci Soövyet koogresi tarafından - seçilen yeni merkez icra komitesi toplanarak 27 kişilik divanını intihab etmiştir. Bunların arasında — Stalin, Kalenin, Voroşilof, Kaganoviç, Litvinof, Molo- tof vardır. Merkez Kalenin seçilmiştir. Halk komiserleri heyeti (kabine) ga süretle teşekkül etmiştir: Reis Molotof, dışarı işleri Litvinof, müdafaa Voroşilof, içeri işleri İagoda, dışarı ticareti Rozengoliz, ağır sanayi orjenikidze, orman Lobof, hafif sanayi Liubimof, laşe Mikoyan, içeri ticaret Vaytzer, ziraat Çernof, zahire ve hay- van yetiştirme Kalmanoviç, münakale ve yollar Andreef, nakliyat ve su yolları Pakomof, posta ve telgraf Rikof, maliye grinko. Mejlauk devlet planları komisyonu relaliğinâ ve Çutskaef dd bütce ke- misyonu relsliğine saçilmişlerdir. Stalinin riyasetinde 81 kişilik de bir teşkilâtı esasiye komitesi tayin edilmiştir. Moskova, komltesi reisliğine Enukidze lcra ve kâütibliğe de 8 ÇAZA ) — Sövyet | merkez icra komitesinin toplantısında Maliye Halk Komiseri Grinko Sovyet Rusyanın 1985 büde N anlatarak 1930 da 12 milyer ruble olan büdcenin 1984 de 63,7 milyara çıktığını söyle« miş ve 1935 sonesi için de yaridatın 65,7 milyar ve musrafların da - 65,2 milyar ruble olarak tesbit edildiğini bi iştir. Bay Malotoj Ökenemiye 7,2 milyar, memleket müdafaasına 65 mülyar, kültür. ve soysol işlerine 15 milyar, hususi büd- celere yardım için 4 milyar ve devlet bankasının kredi membalarını kuv- vetlendirmek için do 2 milyar ruble tahsis olunmuştur. Büyük Bir Felâket eylan ÂAdasında Malaryaâan Ölenlerin Sayısı Otuz Bini Buldu Kolombo, 8 (A.A.) — Seylan ada- sındaki malarya salgınından ölenlerin sayısı en az 30 bin tahmin edilmekte- dir. Muhtelif aahiyelerde hastaneler ağızlarına kadar doludur. Kegalla Amerika İşsizlerine Yardım Meseles! Vaşington, 8 (A.A.) — Bayın İşlerine — ve — işsizlere yardım için 4.880.000.000 doların tahsisi için hükü- met projesi otrafında mücadele devam etmektedir. Hükümetin isteğine karşı olarak Âyan kredi komisyonu işçilerin çalış- bir ağlamışım, öyle bir ağlamışım ki.., Katılasıya kadar... “İster mem !,, diye bağırıyormuşum ! — OfllL. Susl — Fakat analık * bu... Sonra insan öyle bir isteyor ki, toz kon- durmayor. — Amanl. Ayl.. Halimel.. Sus bayılacağım! — Birşeycik olmazsın... Hem de Ibrahim el değildir. amma sevimsiz ıııldig:' yaf.. O lâkırdi söylerken ben ağzının içine baka- rım! — Kadın! Sua, git, allahaşkına, çüu’.ı';..” avuçlarını — dizlerine bastıra bastıra ayağa kalktı, ağır dan çıktı. ."s.]od_ı. y.:n kalınca yerinden kalktı, pencereye koştu. Haval haval.. Boguluyoıdıı Pijamasının önünü açtı ve çıplak göğsünü ruzgüra verdi. Boğazının - içeri tarafında, küçük dilinin arkasında bir tırnak var gibiydi. Yutkunu- yor, derin nefesler almaya çulışı- yordu. Ağlamak istedi, muvaffak olamadı. İki elini de saçlarının mezarlığı o kadar dolmuştur d yeni mezar açmak imkânı kalınamıştır. Kurunegala en — şidaetli » Bütün hastane müstah- salgının olduğu yerdir lerinin Manavrası Sendominik, 8 (A. A.) — tıkları muntakalarda gündeliklerine müsavi bir tcret alma- larına dair oimn etmiştir. arasına daldırmış, titreyen par- maklarife — kılları tutam — tutam çekiyordu. Vay alçak, rezil kanı vayl.. Tehdidin en bayağı, en fena şeklial bulmuş. Utanmaz cadaloz!.. Ne dedi de bu karıya güvendi?.. Onun bu alçaklığı yapacağı ukla ür miydi? Selma onun hilekâr bir kadın olduğunu bilmeyor de- gildi, fakat şimdiye kadar hiçbir sadakatsizliğini görmemişti. Bu para canlısı karının bütün kölü- lüklerine bolca bahşişlerle karşı koyabileceğine emindi — Paral. belki maksadı yine para kopar- maki.. Selma bunu birdenbire niçin — düşünememişti? Hemen ümide düştü ve canlandı. Evet! Belki para ile o mnsibetin elinden mektubu alabilirdi. Oda kapısına koştu ve seslendi; — Halime!.. Yukanı gell.. Sonra tekrar divana uzandı. Kalbl okadar çarpıyordu ki sol kolunda ağrılar duymiya ba lamıştı. Kapı vuruluyordu. — Giriniz | dedi. Kapı tarafına doğru bakınca ! | gelecek Bir Soyadı Meselesi Etrafında Okuyucularımdan Bay (A.H)1 düşündüren mesele gönül işi de- ğü, soyadı. Bu okuyucum nişanlıdır. ve nişanlısının babası tarafından seçi- len soyadına benzer, fakat önüne ardına bir edat ilâvesi suretile değişik bir soyadı seç- mek arzusundadır. Ismin ifade etmesini istediği mâna ise “Yılmaz, temiz bir kalb- le güçlükle karşı koyar, emniyet verir bir adam,, olmaktır. Ba- na bildirdiği (ad) da bu mâ- na bultmabilir, fakat — genişce tefsir. etmek suretile, imız bu münasebetle şunu söyleyeyim: # — Fransızların ve Almam- ların bazı soyadları birer mana ifade eder, fakat ifade ettiği mana hiçbir zaman hatıra gelmez, araştırılmar. 2 — ngiliz ve Amerikalhlarda ise, azim ekseriyetin soyadlarinda hiçbir mana yoktur ve bana öyle geliyor ki olmaması muraccahdır. Meselâ bakınız, farzedelim ki siz üzün — boylu bir adamsınız, bu | manaya gelecek bir ad seçtiniz, fakat yıllarca sonra neslinizden bir çocuğun mutlaka vrun — boylüu olacağımı — garanti edemezsiniz. Kısa boylu bir adamın uzun manasına gelen bir ad taşıması- nn gülünclüğünü düşününüz, 2 — Benzoyen isimleri de ayni suretle hoş görmem. Müm- | kün olduğa kadar ayrı olmalıdır. Bunu temin Gedecek şeylerden biri de adların manasız oluşudur. | Tavsiyemin tatbikini güç bulma- yınız, biraz düşünmek meselesidir. * Bayan (M. Ö) müşkül bir va» ziyet karşısında kalmış, beni de düşündürdü. İki talibi — vardır, hungisini tercih etmeli? Bana anlattığı hususiyetlerine bakarak ikisini de yekdiğerine — müsavi görüyorum, bu takdirde tercih sebebi — olarak başka — şeyleri aramalı, Meselâ servetlerinin derecesi, gelir şeklinde olub olmadıkları, kalabalıkları bulunub bulunmadığı nihayet olgunluklarının derecesi ve gencliğin fırtınalarından kur- tulub kurtulmadıkları gibi birçok şeyler... TEYZE birdenbire doğruldu. — İçeri gb ren Halime — değil, — İbrahimdi. Odanın ortasıma kadar - ürkek adımlar atmıştı. Karyoladan üç adım geride, içi hırdavat dolu bir çuval” gibi yamın yumru du- rüyordu. Selma ona daha farla bakamadı. —Merdiveni — hızla mı çıkmıştı, nedir, İbrahim burnun- dan keskin sesler çıkararak solu- yordu. Karyolaya doğru bir adım daha attı. Bu sefer vücudünden sert bir kolcuya kokusile karışık ekşi bir havâ çıkıyor, Selmanın burnuna kadar yürüyordu, Gene kadın vefes almıya ça- ak boğuk bir sesle : hçır_ Beı'ıınvui çağırdım, sen niçin zahmet ettin ? Gözlerini de sımsıkı yummuş- tu. Birdenbire © ekşi havanın koyulaştığını — hissetti. Ibrahim daha yakına gelmiş olacaktı. Selma gözlerini açınca kanburu göremedi, başını ileri uzatınca bir de baktı ki, o, karyolanın ayak ucunda bir ev hayvanı gibi yere çömelib oturmuştu. Bir elini da Selmanın ayağına daoğrü uzatır yordu. (Arkası var)