=14 Ikinci kâuna H ae aa aa aa ae SAA AA l G l e G AAA AAA Haftanın Hikâyesi —— .— .— e Kırılınca Kıymetli Olan Kukla Bedri — ile Bedriye baba- larile birlikte cenubdaki - sı- cak - denizler- den birinin or- tasında bir &- dada — oturu- yorlardı. Ba- ::l;ı Bay Ah- n İşi e * idL'. ora Epeyce 2a Man evvel bir tün Bay Ahmed boğul ğumak :“N olan bir yerli görmüş ,:rllo." kurtarmıştı. Bu adam u.lınn reislerinden — biri Idi * ::fıt olmak Üzere Bay Ah- (6| Ş dîl;' kukla vermiştti. Verir« — “Bunu iyi saklayın. Çünkü ::._::Ldıfinı kadar kıymetlidir!,, i O zamandanberi Bay Ahmed F tıııııı saklayıb — duruyordu. bir gün kuklanın saklı yerden — kaybolduğunu Bördü. Bedri ile Bedriyeye sordu. F akat onlar da görmemişler, al- rdı. — Zarar yok babacığım, Uzük a—' Ne olacak bir kukla parçası. ğıj olsun; dediler. — Evet amma, Reis çok :ı:.tl olduğunu söylemişti, diye 8 — üzüntülü söylenerek l sesleri duymağa başladılar. Sahile çıktılar, uzun ot- ları — araladılar. Bir de ne gör- sünler: Bir sürü yerli bir şeyin etrafında danse- dib — duruyorlar, çalgıçalıyorlardı. Bedri de Bedriye de pek merak- landılar. Her iki- si de yerlilerin dansını daha yakından görmek istiyor, fakat korkuyorlardı. Niha- yet büyük bir ağaca tırmandılar. En uç dalına kadar gittiler. Bir de baktılar ki yerliler babalarının kuklasının etrafında dansediyor- lardı. Bedri dayanamadı, onların coşkun olduğu bir zamanda dal- ların ucuna kadar gitti kuklayı koydukları yüksek yerden kaptı. Yerlile ne olduğunu şaşırmışlar, hep haykıra haykıra dağı'mışlardı. Bedri ile Bedriye de hemen ka- yıklarına atladılar, hızlı hızlı de- reye doğru gitmeğe başladılar. Babalarına müjde — getirecekler diye ikisi de sevincden çıldırıyor- lar, içleri içlerine sığmayordu. Ne ise eve geldiler/ Kapıdan girince Bedriye elindeki kuklayı hemen babasına uzatayım dedi. Fakat aceleden ayağı kayaya takıldı, düşlü. Kukla da kırıldı. _i:'- gitti. sonra çocuklar da de- 'ız;"ü kendi — kayıklarına hadılar, ve kürek çekmeye bap- farlanda FüTek çeke çeke hiç ._,_.ı_-l-a.. denize kadar Kendilerini yeşillik bir Zavallı Bedriye: — “Eyvahi,, Diye bağırdı. Gözleri yaşla dolda. Fakat ©o sırada babası kuklanın içinden çıkan büyük yakut parçasını gördü. Onu Bedri ila Bedriyeye de gös- adanın 5; terdi. Yakutu sattılar. Öyle zen- Bağlarına Yde görünce akılları | gin, öyle zengin oldular ki.. Hiç Fakat ';ıü sormayın. Reisin dediği de vihayet A taraftan da çalgı | doğru çıkmıştı. Faydalı Bilgiler Acaba Balıklar Uğ; Mı? gee7 &— y n gün aımfla Sıı.ıı:tq.un N' ::::." anlatıyordu. Fakat Pa- balıkların da kanadları o- 'ğuna faydas ol ;;u':nfu.n. balığa kanadları yardir. Balık su içinde iken bunlar kapalı durur. Fakat balıkların hem su içinde hem su dışında bir takım düş- 'a inanamıyordu. | manları vardi. Su içindeki düş- -.:lhııım başına kadar gelib | manları balığı kovaladığı zaman akla tahtadaki bâlığa bakıyor | sudan dışarı fırlar, kanadlarını Si soruyordu, Bunun üzerine | açar ve elli altanş metre kadar 'urun daha açık anlatlmıya :;:ııd.. Balıkların da kafalarının mda ve iki tarafında “da küçü- havanın içinden gider. Bazı bar hklar havada vapurun direği ka- dar yükseklere bile çıkabilirler., SON POSTA Resimli Hikâye: Ergunun 1 — Bugün ne yağımur, ne kar var, nede gü- | liği yerinden kaldırayım bari. Ergun Keraaa aaT İüçük fi gemsiyeyi arkadan ahıb sevinsin - diyerel lokomotifin bacasına soktu. 2 — Ergun da lokomotifini puflatmak istiyordu. Aman Ne Tuhaf ! Babası akşam üstü işinden dö- nünce küçük Afacanı kucağına aldı. O gün mektebte neler — yaptığını sordu. — Afacan pek memnundu, keyifli keyifli an« lalmıya başladı: — Sorma ba- bal Bugün öyle sevincliyim ki., Neler oldu bir bilsen.. Evvelâ hocahanım bana yanlış nasıl yazılır bakayım harflerini neler söyle? dedi. Ben de hemen (yeamlı. g. ) — dedim. Babası dayanamadı: — Elbette yanlış, dedi. Fakat Afacan babasının ne demek İste- diğini anlamadı. Anlatmakta de- yvam etti. — Bu, bir.. Sonra kürsünün önünden geçerken çarptım, — mü- rekkeb şişesini devirdim.Mürekkeb- lerin hepsi hocanın iskemlesinin üstüne döküldü, hiç kimse gör- meden yavaş yavaş geldim yerime oturdum. öyle seviniyorum ki! Şimdi hoca gelecek, bakma- dan iskemlesine oturacak. Her tarahı mürekkeplenecek; herkes gülmekten katılacak. Öyle olmadı. Hoca gelir gelmez llk işi mürek- | kebi görmek oldu. Hemen: —" Bu mürekkebi kim dök- tü ?,, diye sordu. Meğer Doğan | benim döktüğümü görmüş, he- men parmağını kaldırdı : “Afacan döktü,, dedi. Hoca birşey demedi amma.. Dersten sonra onunla güzel bir döğüştük. Babası artlık büsbütün daya- namadı. Afacanın sözünü keali : — Bu akşam yemek yemeden yatacaksın. Bu kadar yaramaz- lıktan sonra bu cezayı bekle- meliydin. — Evet evet ben de bekliyordum da onun için anneme senın de geç geleceğini söyledim.. O da bana erkenden yemek verdi, yedim. Kırmızı Kar Arkadaşımıza - hiç kırmızı kar gördün mü ? diye sorun. O tabil hayır diyecek. O zaman siz şa- şırmış kalmış gibi yapar ve - aman nasıl olur. Caniım - ölbette görmüşsündür. Amma dur ben sana bir daha göstereyim. Dersi- niz. Kırmımı mürekkeble bir kâ- gıdın Üstüne kar yazarsınız. - Ne renk diye sorarsınız - o zaman tabii kırmızı,, diyecek. F:i" Puflamazsa geri veririm, puflamayan lokomo« tifi ne Y:.pıyıın. 3 — Fakat Ergun filin ne yaptığımı görmee b-ıl:t:ıdlıokoııoüliıı puflatmasile şemsiyenin uçması u, Gıçenlîl Bilmecemizde Kazanan Küçük Okuyucularımız 10 İkincikânun tarihli bilmecemizde . birinci ikramiyemiz olan bir yazı ta- Masa Saati kımını İstanbul koz İisesi 1406 Bayan Akın, Bursa A Faliha Sadık almıştır. Talili okuyuca- TT Merket muzla istanbulda bulunan diğer kaza- müdürü Bay Mee nandların hediyelerini Pazartesi Porgem- LHih oğlu Hulülk be günleri öğleden sonra İdarehane- Can, Manisa O mizden almaları lâzumdır. Taşra okuyü- tamekteb — muf gularımızın hediyeleri, posta ile göne derilir. birer oyuncak alacakları İs- tanbul 44 üncü İlkmekteb 490 Fikret Çetin, Konya Akifpaşa mektebi 4 Üncü smnıf 574 Şadan, Çantkkale Örtamek- | 27 £ den 116 Neve zad, Malatya lip svesi 1-3 den 40 Nazım, İstanbuj 49 uncu mekteb 95 Semahat, Meme aci kâdun teb 3/1 den 505 Fethi, Akhisar Alişefik | sayımızdaki bilme- — gin Gazi İlkmeke ikmal mektebi 119 M, Savaş Bay ve | ceyi Gelenbevi or- — tebi mınıf 3 değ Bayanlar. tamektebi — talebes — Turhan — Olcaş birer losyon alacaklar: Kadı- | sinden 69 İsmet — Yediküle Kııyâ köy 20 inci mekteb 4 üncü sımf Süheylâ, | karanmıştır. Mü- — Tubakkal sokağ Feneryolu Selâmiçeşme Hakkımanço sce | kâfatı olan çıngıs — No. 39 da Müuse kak No. 10 da Nurten Osman Ayrancı | raklı masa santini — tafa, — Eskişehil oğlu, İstanbul erkek- lisesi 986 Tevfik | almıştır. hava — meki Bay ve Bayanlar. Yüzbaşı bay FEşref oğlu Cengiz baj birer elbüm alacakları Kad- | b; yanlar. köy Ortamekteb smıf 8 den 1014 Fund vi vt (Sonu yarin ) Balıklar Su İçer Mi? Bir kavanozun içindeki balık- l'-ı seyrederken dikkat etmişsk nizdir. Ağızlarını hep açarlar, ka- parlar. Bazılarınız belki böylelikle bahkların su içtiğini zannederler. Eğer böyle düşünüyorsanız, alda- nıyorsunuz. demektir. Balıkların ağızlarına aldıkları su galsamala- rından ( sının iki tarafında kanad gibi açılan şeylerden ) ge- çer bunlar da sudan havayı te- neffis ederler. Balıkların galsama- ları tibki. bizim akciğerlerimiz gibidir. Nasıl onlar hava alma- Haftanın Koca kulak, koca burun ve arkadaşları ihtiyar kocakulağın verdiği pastaya pek #sevindiler. Hele ihtiyar Kocakulak bu pas- tanın içine- her biri için bir de hediye sakladığını söyleyince da- Buradaki H—e—dive'eri l%îı-l;ülir miza yardım ederlerse -balığın galsamaları da öyledir. Yalmış onlar kendilerine lâzım olan has vayı sudan alırlar. “ O halde balıklar hiç su iç- mez mi ,, diye soracaksınız. Be- nim de cevabım şudur: * Elbette içerler. Nasıl bütün canlıların yaşamak için su İçmeleri lâzımsa balıkların da öyledir. Fakat her ağızlarına aldıkları suyu iİçmezler, Ve tabli tuzlu suda yaşayan ba- lıklar, tuzlu su içerler. Bilmecesi ha çok seviadiler ve hemea he- diyeleri aramıya başladılar. Eğer siz bunların hediyelerini bulursa- nız ve bize gösterirsenz biz,de size bizim “hediyelerim.zi yulla- rız