P ' vm e U ÇT -şf:—v—.————————————— TU Ziraat Bilgisi (*) F te Silek Nasıl Vetiştirilir ? ; K Karamanda muhacir Bay Rifat'ar Güzel kokusile, doyulmaz ta- dile herkesin sevdiği çilek; çok kimsenin gözünde, gönlünde tüter, Fakat ona yetişlirmiye kalkışam lar pek az olduğu gibi onu bir kazanç kaynağı sayanlar da azdır. Halbaki çilek sade göz ve gönül doyüran bir bitin değil belki o denlu da karın doyuürücüu — bir bahçe bitinidir. Yakın çağa değin tek çleği olmıyan Karadeniz Ereğ'isi bu sözlülme çok güzel bir örnektir. Bu işe atılan Ereğlililer az zamanda hem gözlerini, gönü- lerini hem de İstanbula göndermek suretile karınlarını doyurmıya mu- vaffak olmuşlardır. Çilek yetiştirmenin en biyük tasası onu gönderilecek olan yere zedelenmeden — gönderebilmektir. Yolculuğa dayanıklı olmıyan çile- ği, bu kolaylığı bulunmıyan yerde yetiştirmeye — özenmek — boşuna emektir. Çilek serin rüzgüârl — fakat ilik güneşli yerleri sever. Soğuk olmamak şartile şimalden esecek rüzgârlar çilek tarlalarının hoşlan- dığı isteklerdendir. Bununla be- raber kökleri pek derinlere gide- mediği için şiddetli soğuklardan sorkar. Onun için çilek yetiştirilecek yeri fazla don yapacak, fazla kr rağı tutacak yerlerden seçmeme- melidir. Bu noktalar düşünüldük- ten sonra bir kezde toprağını gözden geçirmek gerektir. Çok memli basık yerler, pek Kayranlı sık yerler çileğe gelmez. Onun en sevdiği toprak; her bakımdan orta olan, yazın nemini kaçırmıyan, kışın su tutmuyan ka- ba ve Evinli topraktır. Toprağı kurak olan yerlerde çileği — sula- manın da kolayı olmalıdır. Aksi takdir de meyvaları ulacık kaldığı gibi tadca da bir nesaeye ben- zemez, Sözün — kısası böyle — dört başını düşünarekten seçilen yer- de ilk yapılacak iş toprağı de- rivce sürüp hasıllamak, sonra ga- yet iyi çürümüş koyun gübresile gübrelemektir. Bu işler son ba- harda yapılarak tarla halile ilk bahara değin bırakılmalıdır. llk bahar gelince tarlanın yüzü düz- gün bir çapadan geçirilir. Ondan dan sonra bir buçuk metre geniş- liğinde tabtalara bölünerek ara- ları çapa ile yol olarak açılır. Her on metrede bir tahtalar ay- kırılama o'arak da bölünr ki ica- bında bu tahtadan öbür tahtaya çilekleri çiğnemeden geçilebi'sin. ( Sonu gelecek yazıda | Çiftçi Tavşancılda Kara Halillerin Mahmede; Bağınızda s'yah küfler yapan we taneleri döke 1 hastalığı burada yazacağım. Okur öğreairsiniz. x Konya Bay Ümere; Gelişi güzel bir peynir maya- gnn küvvetiri nasıl anlayabile- ceğimizi ayrıca yazacağım. Fakat bir dönümde 12 ikinci Teşrin 934 tarhli gazetedeki yazıyı okusay- dınız iyi olurdu, — Ç V) Ziraat hususundaki müşküllerlnlek sorunuz. Son Posta'nın (Çiftçi) el alan ceyab verecektir. Trabzonun (kinci Muntehibleri Trabzon, 30 (A. A.) — Say- fav seçim işleri hızla ilerlemek- tedir. C. H. F, deki yoklamadan goora müntehibler - ittifakla seçil- Mmüş'ir. İkinci seçiciler urasında yırmiden fazla fırkacı kadın vardır. ! bağlayan yollar Vanda Hayat Pahalılığı Kendilerine Arazi Verilen Muhacirler Devlete Teşekkür Ediyorlar - Yollar Yapılırsa Pahallık Kalmıyacak Türkiyemizin en pahalı mem- leketinin Van o- duğu söylenirse hayret etmeme- lidir. Vanda ha- yat pahalılığının sebebi yolsuzluk- tur, Hali hazırda iki ticaret yolu vardır, Bunlardan biri Erzurum di- ğeri ise Bitlise gider. Memleketi bu — vilâyetlere | bozuk clduğun- dan kışın da çok | çabuk kapandığından ticari mü- nasebet ve alış veriş pek örken | tedir. durmakta, memleketin bir çok ihtâyaçları getirilememektedir, Vilâyet merkezini kaza ve köylere bağ'ayan yollar İse ancak Vanda yeni çarşı dört ikincisi on kuruşa verilmek- Bunun sebebi sorulduğu zaman nakliye ücretlerinin farla nu ileri sürmektedirler. Istanbul- dan Trabzona kadar verilen mak- hayvanla gidiş gelişe salihtir. Köy- | liye parası kilo başına Trabzon- lâ mahsulünü şehire getirip sata bilmek için günlerce yollarda kak maktadır, İrandan memlekete getirilen gaz yağının tenekesi altı liraya verilmektedir ki bunun — kilosu bakkala elliye, müşteriye ise alt- miş beş kuruşa mal olmaktadır. Istanbuldan getirilen şekeri Van- hlar doksan, yüz kuruşa almakta çayın kilosuna İse altı Hra ver- mektedirler. Vanda bugün buğ- dayın kilosu altı, yedi kuruşa satılmakta ekmek birincisi on Uşakta Ergenekon Spor Yurdu Kongresini Yaptı Uşak, (Hususi) — Ergenekon Idman yurdu Üyeleri senelik top- lantılarını yaparak yurt için har rare'li konuşmalardan sonra yenl idare beyeti Başkanlığına Bay Naim Yenli'yi Genel kaptanlığa Isaubullu Bay Âli Timar'ı, Genel yazıcılığa, Bay Eşref Yüce'yi mu- hasibliğe, Bay Ahmedi idareciliğe seçmişlerdir. idare heyeti şeker - fabrikası müdür muavini Bay Nejat Nuriye Hami reis ve Şükrü Kaya Akta- riye kâliblik vazfesinin veri- mesine karar vermiştir. Ergenekon — sporcuları - İzmir Göztepe takımile bayramda ya- pacakları maç için hezırlanmak- tadırlar. Ürgübde Kadınlar Peçeyi Atıyorlar Ürgüb 30 (A.A.) — Ürgübün heriş bölümüne bağlı yurddaşları belediye salonunda toplanarak ka- dınlarımıza bütün yaşayışta birlik ve ortaklık haklarının verilmesin- den dolayı sevinclerini izhar et- mişler ve bu yasayı bağışlıyan büyüklerimizi saygı ve çoşkunluk- la andıktan sonra bu erginliğe değerli olan kadınlarımızın ak ve temiz slınlarını örten peçenin bir daha kullanılmamasını kararlaştır mış'ardır. Kastamoni Fırka Kongresi Bitti Kastamonu, 30 (A.A.) — Fır- ka vilâyet kongresi her senenin- kinden çok fazla —murahhasın iştirakile samim! bir bava içinde çalışmasını bitirmiş ve müttefikan da Vana olanın sekizde biridir, demektedirler. Bunun da yegâne sebebi — yolların bozukluğu ve vesait sahiplerinin bundan kork- malarıdır. Vandan — harice — yün, gön, koyun, halı, sansar derileri ve daha birçok eşya ihraç edilmek- tedir. Ancak bunlar bugün için mahduttur. Van düzgün yollarla kaza ve nahiyelerine, komşu vilâ- yetlere bağlanacak olursa hem ticaret sahası genişliyecek henı de halkın kazanç noktasından yüzü Adapazarında Bir Şirket Sabanca İmar Edilirken Adapazarı Hükümet De Geniş'iyecek Adapazarı hükümet caddesi Adapazarı, ( Hususi ) — Sa- bancanın imarı ve asri bir şekle sokulması için kurulan şirkete hususi muhasebe idaresi de 25 bin lira sermaye ile ortak olmaktadır. Bu paranın tedariki için 24 dük- kân, bir fırın, bir arsa, bir ha- mam ve daha bazı arsalar satılığa çıkarılmıştır. “günlerde bu İş bitmiş olacaktır. gülecektir. Vanda çok nefis yağlar ya- pılmakta lezzetli ve — mükemmel peynir, bal pek-« mez ve salir me- vaddı gidaiye çı- karılmaktadır. Ancak bunlar harlce - sevkedi- lemediğinden iş- tihar etmemekte sırf memleket ih- tiyacına sarfedi- mektedir. Halbuki arıya —gitmek gıqnıi)ı'ıi rbulı:ı emsaline faik oldu- ğu — anlaşılacak ve pek büyük rağbet görecektir. Eğer — yollarımız — yapılacak olursa Van, pek yakında büyük bir gelir mambar olacaktır. * Vanda evvelce gelerek köy- lere yerleştirilan muhacirlere arazi tevziatı yapılmaktadır. Köylüler bu işten çok memnundurlar. Bu Tesbit olunan arazinin kayıt- ları yapıldıktan sonra sahiplerine senetleri verilecektir. Herkes sa- bibi olduğu mülkünü büyük bir hevetle müfid ve güzel bir şekle koymıya çalışmaktadır. Bu vesile ile bütün köylüler yüce Cümburiyet erkine candan minnet ve gşükranlarını sunmak- tadırlar. ölmlmiteğa ae r d rere l şarer l aei e ği üke GAĞAi 5d ğllltçrrm ğ gee d yi ölüre ğği Bu dükkânlardan 12 sinin belediye tarafından satın alınması ve yıktırılması mubtemeldir. Bu takdirde bu dükkânların arsaları ile belediye, jandarma, hükümet, polis, maliye dalirelerinin önlerin- deki bahçeler caddeye terkedile- cek ve hükümet caddesi genişle- tilecektir. Antebliler Okuyorlar Anteb, 30 (A. A.) — Bu yıl vilâyetimirde kasaba ve köylerde altısı kadınlara olmak üzere 97 millet mektebi dershanesi açık mıştır. Bu dershanelere 110 ka- dın 2621 vatandaş devam etmek- vilâyet idare heyetini #eçmiştir. | tedir. | Zonguldakta Çocuk Şevgisi Birinci -ldnun 31 Tariht Fıkra O Yurdda Bu Ağız Gülünrc Değil Mi? Parisir kesik saçlı, keskin görüşlü falcısı yine ağzını açtı; açık gözle düş görür gibi sayık- layıb durdu. Onun görüşüne, sezişine göre 1935 yılı ikiz, üçüz değil yirmi otuz yavru birden doğuracak kadar ağır gebedir. Madam Malnatin öyle görüyor ve içine girdiğimiz yeni yılın bütün aylarında bir geyler — olacağını söylüyor. Parisli falemin — sayıklayışımı okurken büyük — Şark — şairi " Enveri,, otartağan — sarığile gözümün önüne geldi. Kelimeleri usta bir kuyumcu inceliğile işli- yerek işlediği parlak kelimeleri y”ce bilgili mimarları imre dive- cek bir ustalıkla bir.birine per- çinleyerek sözden yıkılmaz hey- keller yapan Enveri, gelecek gün- lerin neler getireceğini de anlıya- cağını söyler dururdu. Türkçesi yıldızlara bakıp falcılık yapardı. Bir gün beti benzi uçuk, kuşağı çözük, paçaları düşük sokağa — fırladı, — yurddaşlarının yüreklerini ağızlarma getiren bir sesle haykırmıya girişti : — Yarın gün doğudan bu yana bir yel esecex, suları coş- turacak, dağları yürütecek, or manları devirecek. Onun önünde ne ev ayakta kalır, ne han. Şimdiden sığınacak yer arayın. Bu —uğursuz salık, bütün şehir halkımı alıklaştırır. Erkek dişiye —karışır. ayaklar nereye gideceğini şaşırır, göz yaşları dereleşir, dudaklarda iniltiler yer« leşir! Böylelikle acıklı bir gece geçer, gün doğar. Şimdi hak kın gözü gökte, kulağı - da kirişte, ha koptu, ha kopuyor diye yeli bekliyorlar. Enveri, öğ- le Üstü yerin altüst olacağını söylemişti. Öğleye kadar ayılanın bayılanın sayısı belirsiz. Eir de öğle olur, bir az da geçer. Halk bakar ki ne yel var, ne yağmur, yapraklarda küçük bir titreme bile yok. İşte o vakit gencin biri mioareye çıkıyor, eline yanar bir mum alıb şerefeyi fırıl firil dolanıyor. ve haska ba- ğırıyor! — Enverinin yeli, minarede mumu Bsöndüremiyor. BÇıiıı; evi- mizi, barkımızı mı yıkacak?.. Falcılık her çağda gülünctü. Parislilerin bu çağda fala, falcıya değer vermeleri ise acıklı o'uyorl.. M. T & Zonguldak, 30 (A.A.) — Çoe- | DOLAŞAMAZSINIZ cuk Esirgeme Kurumu mekteblere | FAK AT $ devam eden yardıma muhtac 250 | çocuğa hergün sıcak yemek ver- Mn Posn miye başlamıştır. Kurum ders senesi başında 129 çocuğun ders i Bürtün ürkeyi levazımını almıştır. DAKİ BİR İLÂAN! HERGÜN DOLAŞIR