Kincı teşrin Siyaset Âlemi /aponyanın ondradaki lanevrası İngiltere - Amerika - Japonyı Buda Lomdrada Deniz silâhları Müda yapılan müzakereler bir çıkmaza Birmiş gibldir. Konuşmaları bu çık- Mazdan çıkarabilmek için, buma sebep a Japonyanın bazı gayretleri gözü Sarpıyorsa da bunda muvaffak — olup *lmayacağı henüz anlaşılamıyor. Lon- YA müzakerelerini bir çıkımaza a Spon — iddiası, - deniz — silâhlarında * 5 4 3 nisbetinin her üç devlete İ* 545 şekline getirilmesi İdk. Aziltere ve Amerika buna rezı olma- larını, olamıyacaklarını — söylüyor- Ardi. Bu rağmen J: bu tale- Ade inat edince İşler sarpa sardı. İmdi, Japonya, bu vaziyeti islâh ı'_'k"'k için İngiltereye bir nevi pazar- teklifinde bulunuyor. Dünya pamuk Saroti bahsi Üzerlnde anlaşmak. Eğer Biltere, bu bahis Üzerinde Japonya Şip ta pamuk piyasalarının ine rıza gösterecek olursa, Ja- L Ya 5 4 5 4 S nisbet müsaviliği Ldfı.md.ı. vazgeçecekmiş. — Ayrıca, Kiltere ile eski ittifakının ihyası _,f"'-y...u beslediği başlıca emeller Aandadır. Bu takdirde Büyük Beri- “Uya Uzak Şark işlerine daha ziyade Vlka göstermiş olacak bittabi Uzak Sarkta — çıkabilecek ihtilâflarda bir *Vİ hakem rolü oynamak - suretile *Pon davasının muslihane bir surette TÜmesini temin eyliyecektir. Japon- İA iddialarında fazla ileri gittiği içim, di döküldüğü pazarlık vadirinde Yöyaffak olması bir hayli güçleşmiştir. mofSa tasarladığı plânın - tahakkuku Huh'”"" ki kendisi için şaheser bir Olacaktı. yya 'SOvyet Rusya İcareti Moskova, l.A A.) — Pravda ya- tel 1934 sünösinin dördüncü Üç Ülk tieareti da yazdığı bir Nülaledö, son iki öenü zarfinda veve İ Rüsya ticaretinin pek ziyade L*.hıı kaydettikten sonra diyor haki “Devletin elinde şimdi ebemsmiyetli 4 ve sanayi eşyası vardır. Dördün- Üç aylık ticaret plânı 1983 senesi- isi dördüncü üç ayından 4 milyar ve k A senesinin üçünecü Üç ayından | milyar fazla ol 17 milyar 251 ilyon rubleye Gümrük Duvarları Kalkacak Mı? Vaşington, 14 ( AA ) — Kambiyo muameleleri Üzerinde konulmuş olan tahdidatın — kaldırılması — hükümetin dünya İstikrarına döğrea çalışmakta olduğu Ümidini veren İlk teşebbls olarak gösterilmektedir. Yeni Fransız hükümetinin gümrük duvarlarının kaldırılmam meselesine dair olan beyanatıda evrensel bir uzlaşmaya varmak için olan arzunum bir delili sayılmaktadır. Bir Vapur Kayboldu Tokyo, 14 (A. A.) — 3439 tonluk Viriyimaru vapurunun kaybolduğu ha- ber verilmektedir. E Birçok gemiler ve Japon muhrip- leri, vapuru aramışlar, fakat bulama- rdır. İçinde 60 tayfa vardı. Belçika Buhranı Brükesl, 14 (A.A.) — Kabine buh- ranı devam etmektedir. Fransa - Almanya Paris, 14 (A. A.) — Ticaret Nazırı Alman sefirile yeni yapılacak Alman- Fransız ticaret mukavelesi etrafında görüşmüştür. Japonya - Amerika Nevyork, 14 (A.A.) — Japon- ya ile Âmerika arasında yeni tel- siz telgraf servisi bugün açıl- mıştır. Marsilya Sulkast! Ve Macaristan Budapeşte 13 (A.A.) — Ma- çar polisi, Marsilya faciası hak- kındaki tahkikatını bitirmiş, yüz- lerce kişi sorguya çekilmiş ve Macaristanda hiç bir kimsenin bu suikastle alâkası olmadığı netice- sine varılmıştır. Amerikada Pamukçuluk Vaşington, 14 (A A.) — İstatistik bürosuna nazaran son on ay içinde ezilen pamuk to- humu miktarı — 1,236,655 tona varmıştır. 1933 senesinim aynı dev- resi zarfındaki miktar 1,399,976 ton idi. 31/10 tarihinde mevcut fazla tohum miktarı — 1933 te 1,076,382 tona mukabil 1,236,655 tondur. şk Gençlerindir Burhan vahnit No .68 15- 11 - 934 Ç"nışırlır fena yıkanmıyordu. Fenç çamaşır kokusu pek yoktu. akat temizlenmiye giden çama- ııll Üçüncü seferinde parça parça Yyordu. Yalnız yemekleri çok Runtazamdı. e meraklı bir arkadaşlarını 'azifeye ayırmışlardı. larç' “Piz bir yemek bulabiliyor- irdı. til Her akşam iddiali tavla par- *ri ve bir ar da poker yapı" Yorlardı, & Yurdun bu uzak köşesinde '*ta bir mektep hayatı geçiri- Yorı.,d._ R T“kip hareketl bittikten sonra uı.ıd'" mektupları fasılaları daha Zün fakat muntazam devam *tmeye başladı. 4 elikanlı sıcak — özleyişlerle 'olu mektuplarını yazarken — gür- H acısının bir az dindiğini his- Sediyordu, bu v Leylâ, hâlâ bir metice ver- ©yen çiftlik davasına üzülmekle *raber hergünkü makineleşmiş Ayatı içinde —bununla — uğraş- maya fırsat bulamıyordu. Artık annesi de bu tabilleşen hayata alışmıştı. Her ay Leylâ evin masrafını ayırıp verdikçe sessiz. dualarla onu Aajnından öpüyor, saçlarını okşuyordu. Molla Beyden yoktu. (Ayten) in babası bir iki defa telefonla davanın gidişi hakkında haber sorduğu zaman şu cevabı almıştı : — Her halde ümit var. Fakat mesele pürüzlüdür. Temizlemeye çalışıyoruz. Moila Beyin sözüne emniyot etmek lâzımdır. O, neti- cesini —evvelden — kestiremediği davaları üzerine almazdı. Bu cevaplar zaten eski sıkın- tıyı hissetmeyen aileyi Ferahlatıcı bir ilâç gibi ara sıra sevindiri- yordu. Leylânın bankadakl işi de git- tikçe ağırlaşıyordu. Tecrübesi arttıkça ona daha mühim işler veriyorlardı. Şimdi muhabereyi doğrudan doğruya o idare ediyordu. Maaşı da yavaş hâlâ haber Yine _SilâhlarA _Meşelesi — Amerika Umumi Bir Teşebbüse Girişiyor Vaşington, 14 (A. A.) — Hariciye mazırı M. Hul, gazetecilâre beyanatta bulunarak Amaerikanı atle umumi bir uzlaşma vücuda getirilmesi Ömi- dini temamen kaybetmiş olduğunu söylemiştir. M. Hul, Amerika hükümetinin silâh ticaretinin kontrolüne müteallik ayrı bir uzlaşma yapılmasını temine çalışmakta olduğumu söylemiştir. M. Hul, bu uzlaşmanın, - silâhları bırakmıya müteallik olarak vücude getirilecek her hangi bir uzlaşmaya ithal edilmesini beklemeden akdedi- leceğini ümit etmektedi Amerika hükümeti, ün kontrolüne müteallik bir m tanzimi hususuna ( etmiyeceklerini anlamak Üzel pa ve Asya devletleri nezdinde istim- zaçlarda bulunacaktır. İngiltere İyi Karşıladı Londrı, 14 (ALA.) — Röyter ujansı Amerikanın silâh imalâtını kontrol | kararının resmi İngiliz mahafilince iyi karşılandığını haber almıştır. M. Makdonaldın Bir Nutku Londra, 14 (A.A.) — Sutamptonda VS Amerika hariciye nazırı M. Hol nutuk söyliyen başvekil M. Makdonale, silâh yarışını gündüzlü çalıştığını söylemiştir. durdurmak için geceli Yeni Fransız Kabinesi Şiddetle Alkışlandı Paris, 14 (ALA) — Başvekil M. Fianden mebusan meclisinde kabine- istemiş, kit kalmamı için takrir. sahiplerinin sözlerini kısa İran İçin Fransada Takdir Dolu Sesler Yükseliyor Paris, 14 (A. Â.) — Deba gazetesi İran ;'.m Firdevsinin bininci yıldönü- mü mün:sebetile yazdığı bir makalede: * İran, R»ı.'ı Bi Sa l liyat yolunda sür'atle ilerlemek- tedir, diyor. Git büyük İran Fransanın yavaş yüz elli liraya çıkmıştı. Bu vaziyette geçim sıkıntısı hiç duymiyorlardı. Kira verme- dikleri için bütün masrafları alt- mış, yetmiş İira ile kapanıyordu. Leylâ bu arada Emniyet sandığı- na rehin koydukları elmasların faizlerini de ödüyordu. Melek Hanım kiz. evladının erkek gibi kendisine bakmasın- dan duyduğu gururü yakınlarına anlata anlata bitlremiyordu. Iki arkadaş hergün aynı yolda, ayni işte, ayaı vapurda ayları mevşim- lerle doldurarak çalışıyorlardı. Ayten nişan vak'asını unut- muş gibiydi. Ve bünda en ziyode Leylâmın tesiri oldu. Genç kız onün ara- sıra tazelenmek istidadı gösteren heyecanını yoamuşatmak için ne lâzımsa yapıyordu. Hâdiseler durmuş, hayat düzel- miş görünüyordu. Ve bu hal on- ların hoşuna gidiyordu. Artık etraflarile meşgul olmu- yorlardı bile: Yalnız Leylâyı sinirlendiren dedikodular, Hasibe Hanımın di- linden arasıra yayılmakta devam ediyordu. Ihtiyar kadın zaman zaman gazaba gelen yanardağlar - gibi Leylâ hakkında kin ve hakaret ateşleri saçıyor. Sonra yavaş ya- vaş duruluyordu. kermelerini «söylemiştir. Takrirlerin müzakeresinden sonra yeni kabineyö 423 reyle itimat beyan edilmiştir. Paris, 14 (ALA.) — Ayan me hükümetin beyanname! hararetle karşılamıı yannamenin, d eti müdafaa arzu- v mutat olmıyan amıştir. Komitecilik Bulgaristanda Yeniden Birçok Tevkifler Yapıldı Sofya, 14 (AA.) — Poliz, Kösten- dil civarında bazı köylerde sraştırma- lar yapmış, bir miktar silâh ve cep- bane bulmuş, Makedon bir kı m d Gönül İşleri Ailenin Muhiti, Kocanın Muhiti! Bu son birkaç ay içinde he- men hemen aynı mealde iki, belki de üç tane mektup aldım. Muhteviyatları bir iki satırla hü- lâsa edilebilir. Diyorlar ki: — “Biz Istanbulda — doğduk, Istanbulda büyüdük, bütün tanı- | dıklarımız burada, Halbuki şimdi kocamız uzak bir Anadolu şehrine tayin edildi, bizi de — götürmek istiyor. Vakın evlendiğimiz zaman bizi ölünceye kadar burada ya- şatmayı teahhiüt etmiş değildi. Fakat bu teahhü: alenen yıpil- mış olmasa bile rabıtamızın ku- ruluşunda, tabiatile va dı., Sonuncusu (Ş. H.) a.. cflerini imza macamında — taşıyan bu mektupların sahiplerine, müsaâde ederlerse kendilerile bir fikirde olmadığımı söyliyeceğim. Yazıla- rından — anlaşıldığına — göre bu hanımların kocaları — memurdür. Memur da hayatını devletinin hizmetine hayatını vakfetmiş bir vatandaştır. Nereyi gösterirlrse oraya gider, istenildiği kadar ka- hr, sonra emir alınca yurdun '& öbür başına gider, orada yerleşir, yeni bir vazifeye tayin edilinceye kadar. Bir memura varan bir kadın onun bu taahhüdüne tabiaten iştirak etmiş, bunu bilerek kabul etmiş demektir, aksini söyliye- mez. Burası bir. Sonra bir kız evlendimi aile- sinin kapısından çıkar, kocasının kapısına girer. Artık muhiti anne- sinin babasının muhiti değil, koca- sının muhitidir. İlk ev kocasının evidir, annesininki, babasınınki geride kalır, bu da iki, En nihayet şurasını da söyliye- yim: Bu — şekilde düşünen bir kadın kocasına ısınmamış, ölün- ceye kadar birlikte yaşamayı kafamna —koymamış bir kadın demektir. * Hayrettin Zeki Beye: Bahsettiğiniz kızı şahsan tanı- dım, endişeleriniz tamamen yer- sizdir. Aldanıyorsunuz. Babhset- tiğiniz hareket yapmacık değildir. Tereddüt etmeyiniz, sizl mes'ut | edecek kabiliyettedir. Tanmakta olduğunu bildirmektedir. Reşit annesine mektup yazı- yordu. Arasıra yeni bir yere naklettiği zaman onu haber vermek vesilesi ile hal hatır soruyordu. Hasibe Hanım onu kızdırmak için bir defa kızı vasıtasile oğlun- dan' para istettl. Reşit aylığı pek çok olma- makla beraber masrafı da olma- dığı için biraz para biriktirebik mişti. Elli lira gönderdi. Fakat ayni zamanda Leylâya kıymetli bir şark halısı yolladı. Bu halıyı İstanbula izinli giden bir arkadaşı mülâzım Nihat ile göndermişti. Garip bir tesadüfle Eskişehirde trene Reşidin sınıf arkadaşlarından — mülâzim Zeki binmiş ve şarktan gelen bu silâh arkadaşı ile trende tanışmıştı. Konuşma arasında Reşidin Hakâ- ride yüzbaşı olduğunu ve bu arkadaşı vasıtasile — Istanbula nişanlısına — halı — gönderdiğini öğrendi. Haydarpaşaya geldikleri za- man Mülâzim Zeki: — Rejğidin evini biliyor mu- sunuz. İsterseniz beraber gidelim, dedi. Bu tesadüf Mülâzim Nihadı memnun etmişti. Beraber Kadıköyüne geçtiler. Mülâzim Zeki doğru Reşidin altıyol ağzındaki annesinin evine gitti. Zaten annesini tanırdı. HANIMTEYZE Hasibe hanım © gün yene kavmakam beyin hanımına çene çalmıya gidiyordu. Kapının önün- de karşılaştılar. Mülâzim Zeki: — Gözlünüz aydın valde hanım dedi. Reşit yüzbaşı olmuş. Bakın bu arkadaş onun yanından ge- liyor. Hasibe hanım ağzından eksik etmediği sigarasını yere attı. — Şükür yetiştirene, — dedi. Moktup yok mu. Nihat, mülâzim Zekiye baktı. — Mektup yok efendim. Yal- niz nişanlısı Leylâ Hanım İçin bir hediyesi var. Onu bırakayım. Ve arabadaki dengi gösterdi. Onu almağa gidiyordu. Hasibe Hanım kafasına zebani topuzu yemiş gibi sersemlemişti. Çok sinirlendiği zamanlardaki gibi gözleri donuklaştı. Şah da- marları parmak gibi kalınlaştı ve bir iki defa sallandı. Sonra koca gövdesi bir kalıp gibi Mülâzim Zekinin kollarına düştü. Bereket delikanlı vaziyeti kav- ramış, onu tutmağa hazırlanmıştı. Yoksa ikisi beraber kaldırımlar üstüne serileceklerdi. Koşuştular, içeriden Türkân da fırladı. Hasibe hanımı iki genç zabit sallasırt edip içeri aldılar. yatırdılar, yüzüne su serptiler. ( Arkapı var )