seresessssessssAAAAAAA — ——— — SON POSTA <Z DÜNYA MATBUATINDA İ ÖRDÜKLERİMİZ * seresere AAA AAA AAA AAA AA KA KA AAA AAA BAA AAA MA AAA AZ vere Şima]î Afrikada Görüıen ]çin Için Apartıman Kiraları Düştü: Fakat Pariste Kaynamanın Sebebi Ne? Genç Bir Afrikalı Gördüğü Ve Bildiği Ş_e_yleri Bir Fransız Gazetecisine Anlatıyor Fransız Mareşalı İle Ar; Paşası Nasıl Anlaşırlar ? Birkaç hafta evvel Tunus'ta Araplarla — Yahudiler arasında bir çarpışma olmuştu. Bu hâdi- seyi başka bir karışıklık takip etti. Kısmen Öörfi idare ilânına Mmecburiyet görüldü, Derken Şimali Afrikanın başka yerlerinde de, için için kaynamalar olduğundan bahsedildi ve sebebi araştırıldı: Fransız hükümeti bı. komisyon, Fransız gazeteleri de birer mu- habir gönderdiler, İlk adımda memnuniyetsizliğe iktısadi buhran sebep olarak gösterild. Sonra şimali Afrika Araplarının yüksek tıl:ııll gören kısımları arasında milli vicdanın uyanmı: söyleni y ya başladığı Bu dakikada hakiki vaziyet belli değildir, fakat biz. bir Fransız gazetesinde bir hasbıhal gördük ki, gözümüze çarptı. Bu hasbıhalde denliliyor ki: — Afrika — fatihi sayılan Mareşal Lyautey öldüğü zaman cenaze —merasiminde — Fransada yaşayan Arapların ileri gelenleri de hazır bulundular. Mütaveffanın lehinde, sitayişle dolu nutuklar söylediler. Geçen gün bir sofrada | tahsil gürmüş bir Afrikalı arapla konuşuyordum. — Söz — arasında Lyauteyin adı geçti; — Sizin memleketinizde de sahiden — nutuklarda söylendiği kadar sevilmiş mi idi? Diye sor- dum. Sofra komşum gülümse- yince, sualimi: Ha, anladım, diye ikmal ettim. Fakat o: - — Hayır, anlayamadınız, ke- Kmelerile zahabımı düzeltti. Ve ilâve etti: e Maroşal, nüfuz sahibi bir akalliyet tarafından seviliyordu. | Zzaman, yani Fransızların hulü- Ünden evvel Afrikada, bilhassa Fasta bir derebeylik Idaresi vardı. Fransa bu derebeylik idaresini takviye etti. Paşalar ma dayandılar, Mareşal da ;:'l::: dayandı, mütekabil laşmalar sistemi başladı ve göoygoyculuk ;_ derece iylktın':iı:ıııı edildi ki, ransaya en küçül ir et bile aksetmedi, ? YT — Mütekabil — anlaşmalardan bahsediyordunuz, bir misal zikres debilir misiniz? — Farzedelim: Fransada otur- maları gayri caiz görülen Fransız- lardan mürekkep bir kafile. Afri- kada iskân edilmek Üzere mem- leketimize gönderilmiştir. Bu ka- filenin içinde bulunan herkese, Mmünbit bir toprak vermeye çalı- gılıyordu. Bu münbit toprağa sahip olan Araba da: — Sana bir başka yer vere- €eğiz, deniliyordu, yahut ta : — Tazminat — olarak 000 frank goçecektir, şeklinde bir vaitte bulunuluyordu. Halbuki alınan — toprağın — kiymeti - on defa — fazla idi, para yerine başka bir toprak verildiği tak- dirde ise bu toprak — Allahın çölünde bulunuyordu. Farzediniz ki ÂArap memnun olmamıştır, hapse tıkılıyordu. — Fakat sözlerinizde - hep mazi sıgası kullanıyorsunuz, şimdi bu muamele şekli nihayet buk: muş mudur? Genç Afrikalı gülümsiyerek: — Evet, dedi. Çünkü büyük | Ve S İngilizlerde Çocuk Muhabbetinin Derecesi.. KT y Bu resim İngiliz Parlâmentosunun önünde çekilmiştir. Dünyanın &n büyük hürriyet mabedini zihinlerine nakşetmek maksadile tâ Lanleşayr'dan kalkıp, hocaları refakatinde Londraya gelen mektep çocuklarını gösterir. Bu çocukların hemen hepsi İngilterenin buhrandan en fazla muztarip bir kasmında oturan işsiz amelenin çucuklarıdır. Fakat dikkat ediniz, yüzleri mütebessim, sıhhatta, giyinip kuşanmaları yerindedir. Çönkü İagiliz darbımeselidir: Evin bütçesinden - ayrılan LİİPJ _ç_ı:inğun hisscsidir. İngilterenin En Faziletli Çocuk Bakıcısı Ingiltere kıralı son sene İçin- de vatan hizmetlerinde yarar- lıkları görülen kadın erkek bir çok tebaasına mutat veçhile nişan, madalya veya asalet unvanı da- ğatti. İltifat görenlerin arasında kara ve deniz sanayileri, diplo- matlar ve fen adamları vardı. Fakat göze en fazla çarpan Mis Ethel Ross Kollins isminde bir kadın oldu. Bu kadın hiç evlen- memiş ve bugün hayatımı çocuk bakımına hasretmiştir. İngilterenin en faziletli çocuk bakıcılarından sayılmaktadır. Bu resimde kendisini (Bokin- gam) sarayında nişanını kıralın elinden aldıktan sonra sokağa çıktığı sırada görüyorsunuz. şehirlerin civarında işe — yarar boş toprak kalmamıştır. - Fransız idaresi — bu — sahada — elinin serbest kalmasına mukabil arap Paşalarını. memnun ıdlyord:ı... Arap Paşalarının arzularına tab'an genç arapların tahsil için Fran- Alman Casusunu Öldüren Alman ] Casusudur Harp içinde Fransada tutula- rak kurşuna dizilen Alman casusu Matmazel Matha Hri'nin Fransız zabıtası tarafından bir ihbar Üzerine — tutulduğu — ötedenberi malâümdu. Bu ihbarı “Matmazel Doktor,, gibi garip bir lâkap taşıyan bir. kadının yaptığı da biliniyordu. Fakat bu tutulmanın hangi şerait altında olduğu, hele “ Matmazol Doktor ,, un — hakiki heviyeti meçhuldü. Halbuki, Zürih şerinde kâin umumi bir sanatoryom müdürü sayesinde bu nokta da anlaşıl- mıştır. Bu zat diyor ki: — “Bir. gece 16 numaralı odada yatan kadım hasta şiddetli bir buhrana tutuldu : *“Doktor beni çabuk iyi ediniz. Mata Harinin mezarına gidace- ğim,, diye ağlamaya başladı. * Neden ,, diye sordum, — “Çünkü Matmazel doktor diye amılan ve onu Fransızlara ihbar eden benim. O zaman ben de Alman teşkilâtında — çalışı- yordum. Bir gün Mata Hari bana, casus teşkilâtından çekik- | mek — istediğini — söyledi. Bu yasaktı, nasihat ettim, dinlemedi, mecburen - hâdiseyi — âmirlerime bildirdim ve onlardan — aldığım emir üzerine Mata Hariyi mahve- decek olan — evrakı — hazırlıya- rak Faransızlara — verdim. İş kat şimdi vicdanen — muazzebim. Gidip mezarında ağlamak isti- yorum.,, Görülüyor ki Fransızlar Alman casususunu yine Alman casusu sayesinde tutmuşlardır. saya gitmelerine mani oluyordu.., Genç Afrikalı ile bır fran: sız gazetecisi arasında yapılan bu hesbihale iİlâve edilecek mü- talea — yoktur. , ye'se | evvelkiler gibi (600) dai- Fti Dit bif Yonti Kaloriferli Bir Dairenin Kirası 20 Liradı Fransızlar, büyük muha- rebeyi müteakip Paris şehrinin nüfusu çoğalınca, | mesken buhranını karşıla- | mak üzere, hükümetin de * yardımı ile yeni yeni apar- S tmanlar yapmıya koyuldu: * lar. Bu apartmanlar, beh İ ri birkaç yüz daireyi ih- tiva eden büyük binalar- di. "Azim ekseriyeti mu- vaffak olmadı, havasız, ka- ranlık ve sıkıntılı. bulun- duğu için kısmen boş kal- dı, ziyanla neticelendi. Fransızlar bu ilk tecrü- benin verdiği neticeden düşmediler, ikinci bir tecrübeye giriştiler ve bu defa tam bir mu- p vaffakiyet elde ettiler, Gazetelerinin verdik- Te leri tafsilâta nazaran şim- di yapılan yeni bina da relidir. Fakat bu dairele- rin hepsi de geniş, rahat aydınlık ve güneşlidir. Bunun iki sebebi — var- dır. Birincisi bu — 600 dairenin tek bir binaya sokuştu- rulması değil, yekdigerine bitişik bir sıra binanın içine serpiştiril- mesidir. İkinci sebebi de iki dı: rafın bırakılmış — olmasıdır. için -::. n Slşlüpa * göşüğf an toprağın — gel 25,000 metre murabbaıdır. Bina- ların umumunun sathı İse ancak 8000 metredir. Yani bir metrelik binaya 2 metrelik boş toprak bı- rakılmış, ve bu toprak mevzit bir bahçe haline getirilmiştir. Apartımanların dahili taksima- tına gelince; bu 600 dalreden: Yüzde 2051 — 2 odalı M .- 10 u # * A OĞ AĞ Cu ll Otomobil lik otomobil yarışı bundan tam 4O gsene evvel, yani 1894 senesi Temmuzunun 23 Üncü gü- nü Petit Journal İsmindeki Fran- sız gazetesinin teşviki ile (Paris) ve (Rouen) şehirleri arasında ya- pılmıştı. Müsabakaya girmek için 102 kişi isimlerini yazdırmışlardı. Fakat fiilen iştirak eden ancak İtalyada Telefon İtalyada telefon ücretleri indi- rilmiş ve indirilen Ücret te yeni bir esasa göre tesbit edilmiştir. Bu yenl esasın göze çarpan hu- susiyeti şudur: Her telefon abo- nesi senelik Ücretini verdikten sonra istediği kadar muhavere yıhmıklı serbestir. uhaveresi sayı hesabına tabi I Eğer bu nisbet, umum içinde makbul — sayılırsa — görülüyor ki halkın azim ekseriyeti üc odalı apartımanı tercih etmektedir. Beş odalıyı İsteyen yüzde — (5) dir. Daha fazlasını isteyenin ise he- sapta hiç yeri yoktur. Bu apartı- manların kirası, kaloliferli olduğu halde ayda ancak 20 Türk lira- sından ibaret olacaktır. Bunun haricinde nazarı dikkati celbeden başka bir nokta daha vardır. ki, © da bu yirmi İira üzerinden ço- cuklu ailelere ayrıca tenzilat ya- pilacak olmasıdır. elimesinden üç kişiden ibaret kalmıştı. O zaman (otomobil) kelimesi henlüz icat edilmemişti. Petit - Journal açtığı müsabakada : «Beygirsiz, makine vasıtasile işleyen arabalar» cümlesini ku! lanmıştı. Gördüğünüz resim ( zamanki müsabakaya İştirak eder üç otomobilden biridir. Ücretleri Indı'rildı" l değildir.. Bunun haricinde her telefon abonesi istediği takdirde sabahları muayyen saatte çıngı- tak ile uyandırılacaktır. Fazla olarak akşamları bir istihbarat bürosundan « ve borsa haber- lerini sormak mlunı maliktir. Bu iki hizmet te umum! abone ücretk ne dahildi,