ERERRS T NFT ÜN N İTTİHAT v TERAKKİ No. 64 B inci kısım Her hakkı mahfuzdur. »Ziya Şakir 21 « 9- 954 Nasıl Doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü? Yeni Bir Cinayetle Muhaliflere Bir Ders Daha Verilmek İsteniyordu.. Şimdi burada bir lâhza tevak- kuf etmemiz.. Ve en kanlı müca- delâta sahne olan Kafkas cep- hesindeki hâdisata geçmeden ev- vel, bazı müh'm vekayıa temas #ylememiz lâzımdır. Balkan harbini takibeden o kısa sükün devresinde, İltiha! ve erakki cer #eden yeti erkânını endi- endişeye sürükleyen iki Bizli tehlike başgöstermişti. Bunun | biri, memleket haricinde bulunan Muhalfler; Gdiğeri de komiteci ermenilerdi... Bunlardan İttihatçı- ların - sinirleşmeleri de sebepsiz değildi. Çünkü, dehşat siyasetinin en acı darbelerine maruz kalma- larına rağmen muhalifler yine ha- rekete geçmişlerdi. Ozamanlar muhalefet liderle- tinden Prens Sabahaddin Bey ile Şerif Paşa, Gümülcineli İsmail, mi- Talay Sadık Beyler; Paristelerdi. Fakat, Sabahaddin beyle Sudık Ve İsmail beylerin arası şeker renkti. Ayni zamanda Sababad- din Bey, Şerif paşa ile de alâka- Bını kesmişti. Çünkü Şerif paşa; Maksadına muvaffak — olabilmek İçin her vasıtaya baş vuruyor; bol parası sayesinde Sadık ve Isınail beyleri kendisine celbettiği gibi Anadolu ve Istanbulda bir Yhtilâl çıkartarak Ittihatçıları de- virebilmek için de Ermeni komi- tecilerle — münasebata — giriştiği İşitilyor.. Ayni zamanda istikraz için Paris ve Berlinde dolaşan Cavit beyin teşebbüsatımı akim bırakacak entirikalar çevirmekten hali kalmadığına dair de, birçok Şayıalar deveran ediyordu.. Ittihat- Ççılar mahafilinde günden güne kuvvet kesbeden bu şayialar, €emiyelin fedaisi geçinen bazı genç zabitleri heyecana getiriyor. Ve nihayet, artık Şerif paşanın öldürülmesile muhaliflere bir ibret dersi daha verilmesine şiddetle lüzum gösteriliyordu. Evvelâ, alelâde bir temenniden İbaret kalan bu sözler, birdenbire Üvvet — kesbedivermiş; Cemal Paş.ı:ım İstanbul muhafızlığı e- Basında yaveri olan süyari mü- lâzimlerinden Mehmet Kemal B. İsminde bir zat, Parise giderek Şerif Paşayı öldürmeyi deruhte etmişti. (I| Mehmet Kemal Bey, Ali Cevat) ismile çıkarılan bir Pasaportla Parise gitmiş.. Rusya ve Avusturyada polilika işlerile meşgul olduğundan dolayı hudut vöCNE çıkarılan (İskender) is- minde biş vaanla, bir aralik le- tanbulda sahne hayatında şöhret kazanan (aktör Bürhanettin) va- sıtasile tertibatımı ikmal etmiş, nihayet bir gün, Şerif Paşanın Pomp sokağındaki 115 aymaralı ) İtihat ve Terakki Cemiyeti #trafında neşriyatta bulunan bazı kim, beler, Şerif Paşanın katline merkeyi ümümi tazafından karar verildiğini ve için de müdürü i altında Pari rivayet B a aslı yoktur. | yalsız Covat Bay ka o esnada Âzmi * gitmiş ise de, bu vak'a ile hiçbir alâkası olmadığı gibi bu bâdi. tedea dört gün evval İstanbula avdet #imiştir. aa polis Azmi Beyin fedai götderi lerse de, Bey Siperlere gerleşen avkerler evinin açık kapısından içeri dalır vermişti. Bu davetsiz misafiri karşılıyan uşaklar, şüphe etmişler, Cevat Beyi dışarı çıkarmak istemişlerdi. Fakat, asabiyelinden iradesine hakim olamıyan Cevat Bey derhal silâhını çekmiş; bir Türk uşağı ağır surette ve Fransız şoförü de hafifçe yaraladıktan sonra harem dairesine girerek Şerif Paşayı da öldürmek istemişli. Fakat Paşanın damadı Hüsnü Paşa zade Salih Bey arkasından yetişmiş; iki kurs şun sıkarak Cevat Beyi yara sermişti. Damadının bu - cür'etkârane hareketile hayatını kurtaran Şerif Paşa, tiyasi faaliyeline sükün vermek şyu tarafa dursun, bilâkiş daha büyük bir inat ve sebat ile ortaya atılmıştı.. Ayni intikam aleşlerile yanıp tutuşan Miralay Sadık Beyi Mısıra göndermişti. Bu zat orada, Hınçakyan komi- tesinin en nüfuzlu rüesasından ( Sabah Gülyan ) ile müzakerata zemin ihzar edecekti. Nitekim biraz sonra da Şerif Paşa Mısıra geçmiş.. Ve kendisine ( bütün Ermeni milletinin vekiliumumisi ) süsünü veren Boğas Nobar Paşa ile müzakerata girişmişti. Ermeni mezvuu, — (Şark - vilâyetlerinde Kürtlerle Ermenileri birleştirmek.. Müşterek bir ihtilâl çıkararak İttihatçıları tepelemek.. Hüküme- tin bütün kudret ve nüfuzunu, müştereken — ele — geçirmek ) esasına * müstenit bir — plân tanzim ve tatbikinden ibaretti.. Şerif Paşamın bu hareketi, ana vatan bharicinde bulunan idealist muhaliflerin milliystperverane his- lerini rencide etmişti. Buna binaen artik Şerif Paşanın muhiti, başta Gümülcineli İsmail Bey olduğu halde birkaç baris ittihatçı düş- manına inbisar eylemişti. Ermeniler, Şerif Paşanın yü- züne gülüyorlar; bu basit düşün- celi ve iptidaf ruhlu ndamın pek hayalperverane — tasavvuratından başka bir şekilde istifade etmek istiyorlardı... Senelerdenberi Türk kanına ekmek doğramıya hazırla- nan Ermeni komitecileri, Türkle rim küvvetli bir sademe altında sarsılmasını bekliyorlar.. Harbi- umumt başlaması üzerine giriş- tikleri ihtilâl tertibatında, Kürtle- rin kendilerine bir engel olmaması rüesasile vaki olan bu temasların | için bu ezeli düşmanlarile ittifaka mütemayil görünüyorlardı. Balkan muharebesi esnasında kaçırdıkları fırsata nedamet eden ermeni komite reisleri, Umumi harbta başlamasını büyük bir | nimet telâkki etmişler.. Artık bü- yük gayelerine vasıl olmak için her fedakârlığı ihtiyara karar ver- mişlerdi. Bir taraftan Şerif Paşa Mısırda ermeni rüesasile pazar- lığa girişirken diğer taraftan da Karamaz isminde Kafkasyalı bir komiteci, üç arkadaşile İstanbula gelmiş.. Talât Beyle Enver Ce- mal Paşaları öldürmek istemişti. Fakat komiteciler, bu emellerine muvaffak olamadan ele geçmiş- lerdi. Harbiumumi başladığı zaman büyük ermeni komitecileri ara- sında aktedilen gizli bir kongre- de mühim kararlar verilmişti. Bu kararların başlıcaları, şunlardan ibaretti: Osmanlı hükümeti, Rusya ile harbe girdiği takdirde: Rus ordusu, Osmanlı hudu- dundan içeri girer; ve Osmanlı aşkeri de geri çekilir ise, Anado- lunun her tarafında birden ihtilâl çıkarılacak.. Osmanlı ordusu, iki ateş arasında bırakılacak.. ( Arkam var ) M. Hese Göre ması Nasıl Mümkündür? Berlin, 20 (A. A.) — Pariste çıkan Entransijan gazetesi Nu- remberg'te milit sosyalist kongre- sindeki muhabirinin fırka ikinci reisi M. Hes ile yaptığı mülâkatı neşretmektedir. M. Hes demiştir ki: * — Hitlerin —Almanya için büyük tasavvurları — vardır. Bu, kendisi için silâhla elde edilecek her hangi bir muvaffakıyetten daha ziyade ehemmiyetlidir. Hit- ler kendi — milleti ve dolayısiyle bütün dünya lehinde harsi saha- da büyük şeyler yapmak istiyor. Bunu tehakkuk — ettirmek - için Alman milleti sulhh ve — huzura muhtaçtır. Fransa ile anlaşma, karşılıklı hüs- nü niyet ileelde edilebilir. Alman milletinin bu anlaşmayı istediği meydandadır ve Fransız milletinin ekseriyeti de bunu istemektedir. Ancak Frarsa — hükümetinin de Alman hükümeti ibi açıkça anlaşma siyaseti lehinde bulun- masını arzu ederlim.,, Almanya - Fransa Anlaş- | Milietlet Konseyi Entrikaları ( Baştarafı 1 incisayfada ) Şöyle ki: 1926 ıslahatında, cemiyet konseyinde gayri dalmi yani tekrar intihap olunabilecek Üç azalık mevkü bulunması karar- laştırılmıştı. Bu mevkilerin ikisin- den biri Lehistana, biri de İspan- yaya verildi. Üçüncüsüne Belçika talipti, reddolundu. Bu karar alındığı zaman tekrar seçilme hakkının ortadan kalktığı zan- nedilmişti. Bu Üçüncü sandalye Brezilyaya — ayrılmak — gerekti. Çünkü Brezilya Milletler Cemi- yetinden ayrılmıştı ve hâlâ, oraya döndürülmesinden ümit kesilmiş değildir. “Çin ise Brezilyanın yok- luğundan istifade ederek yerine kapulanımak iddiasındadır. Esbabı mucibe olarak Asyanın tek bü- yük devleti olduğunu, dünyanın en kalabalık milletini temsil ey- lediğini, Sovyet Rusya bile cemi- yete kabul edildikten sonra Çin için nizamsız ve intizamsız bir kalabalık denememekle beraber Nankin hükümetinin 300 milyon insanı temsil edemiyeceği iti- razının da - varit olamıyacağım Heri sürmektedir. Çinliler bir başka sebep daha gösteriyorlar: — Japonlara — karşı daimi protesto - vaziyetlerini. On- ları bir kenara bırakmakla cemi- yeti Akvamın kuvveti önünde baş eğmiş olacağını da kaydediyorlar. Matmafih bu itiraz zayıftır. Çünkü her devlet, kendisini — alâkadar eden meselenin müzakeresi esna- sında Cemiyet Konseyinde mevki alabilir. Bu sandalyeye talip — olan Türkiye, evvelâ, cemiyete girer- düzer körkdürlnü t yapılaliy föleiikür ideleri hatırlatmakta, emperyalist ve irticakâr eski Osmanlı impera- torluğunun yerine kaim olan de- mokrat, sulh sever ve şiddetle Iâik cümhuriyetin teşvik görmesi fikrindedir. Bu şerait altında davayı kim kazanacak? Çin tekrar intihap edilebilmek için mevcut reylerin üçte toplamak mecburiye- tindedir. Bu da kolay — bir şey değildir. Çünkü Çine karşı Mil- letler Cemiyetinin bütün demok- rat unsurları mukavemet göster- mektedir. Diğer taraftan Balkan devletlerile Küçük İtlâf her ne kadar Türkiye ile beraberlerse de Fransa onu terketmişe benzi- yor. Bu, niçin böyledir. Çünkü İngi- lizler, bu konsey işinde Türkiyenin aleyhinde bulunuyorlar. Zira Soy« yet Rusya ile Türkiyenin harict siyasette birlik yaptıkları kanaa- tindedirler. Diğer taraftan bu işte garip bir unsur daha Türki- yenin aleyhindedir: Eğer Türkiye Cemiyeti Akvam konseyine seçi- lirse kısa bir atide konsey riya- setine geçecektir. Çünkü bu ri- yaset alfabe sırasile yapılmak- tadır. Son riyaseti Çakoslovakya yapıyordu. Çekoslovakyanın im- lâsı ise T ile başlar. Ondan sonra Türkiye, daha sonra Soyyet Rus- yanın bu yeri alması lâzımdır. Eğer Çin konseye girerse ve Soy- yetlerin resmi surette cemiyete girmelerinden evvel konsey te- şekkül ederse riyaset Arjantin Cümhburiyetline intikal edecektir. Bunun neticesi olarak Sovyet Rusya daha(15) içtima devresi riyasete geçmek için bekleye- cektir. No güzel emniyet nümunesi!,, Gençlerin Bir Derdi ( Baştarafı 1 inci sayfada ) kence va sefalet içinde kalmasa- lardı; 2 — Eğer pek güçük yaşımız- danberi ufacık yalsuzluklarımıza mukabil şiddetli ve ağır cezalar gekmeseydik, $ — Eğer ana mektebinden yüksek tahsilimizi ikmal edinceye kadar hocalarımızdan sert bir çehre görmeseydik, 4 — Aile, cemiyet ve muhi- timiz şen ve neşeli olsaydı, biz de bugünkü gibi değil, en acı ve mustarip günlerimizden - bile her saniye bir Japondan, bir Fransız ve bir Italyandan daha güler yüzlü ve tatlı sözlü olurdu, doğru değil mi?.,, Cağualağltar Coşkun b4 _S'aatiıî_ Haâdiseleri Büyükada iskele hamallarından Hıfzı vapurdan yük almak yüzün- den çıkan kavga neticesinde ayni iskele hamallarindan Mehmedi taş ile başından yaralamıştır. 34 Onnik isminde biri bir para meselesinden çıkan kavga neticesinde Çarşıkapıda Çuhacı hanında tütüncü Armanağı yum- rukla alnından yaralamıştır. X- Namık isminde biri kendini bilmiyecek derecede sarhoş bir halde elinde tabanca ile Cibalide içinde düğün yapılımakta olan Bekir Ef. nin evine taarruz etti- ginden yakalanmıştır. x4 Nişantaşında Fesliyen apar- tımanında çalışan boyacı Yani ikinci kat pencereleri boyamakta iken — müvazenesini kaybederek düşmüş ve muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. * Cibalide oturan Halit Ef. isminde biri tabancasını karıştır- makta iken tabancası ateş almış, çıkan kurşun kendisini parmakla- rından yaralamıştır. * Halil isminde biri Tepeba- şımda vatman Nurinin idaresindeki tramvaydan — düşerek yerlerinden ağır surette yaralan- mıştır. muhtelif | Resminizi Bize Gönderiniz . * Size Tabiatınızı Söyliyelim Resmlnizi kupor İde — gönderiniz. Kupon diğer sayfamızdadır. 7 Konya: M. Hâdi Beyr (Resminin dercini istemiyor ) Üstüne başına dikkatlı vo intizame perverdir. Boğazına düşkünlük göstere mez, eline geçen parayı elbise ve eş. yaya verir. Canı tatlıdır. Şahsi cesareti mütlevakkıf işlere yanaşmaz. Maahazat Modeni cesaretini istimal etmesini düe şündüklerini açık söylemesini bilir. .- 8 Ankara; . M. K. Hamımt ( Resminin dercini lstemiyor ) genç ve güzel görünmenin ve kendisine yakıs şacak ve gidecek bir tarzda giyinmehin Yaşlı olmasına rağmen usul ve sırrına vükıltır. Cazıbesini z0 kâsile manalı nimmüslehti gülüşlerile arttırır ve etrafını kolaylıkla kendisile meşgul eder. Kendisine ehemmiyet verdirecek fırsatları kaçırmaz, muhi- tinde yaptığı tesiri kontrol eder ve ona göre tedbir alır. - 9 Adana: L. M. Hanımı ( Fetoğralının derc ni Wstemiyot. Kurgısında dikk dır. Sözlerin hem noksanları, Ü konuşmak lüzim- ) yokününü tutar, farkları meydana — vutur. İhtirash gurür dezecesine varmayan vekarı, — azemeti vardir. Büyüklüğü sover, büyüklerle- düşüp - kalkınaktaa kibarlıktan haz duyar.