Resimll Büyük Millit Roman TOMBUL MİRASYEDI Yazanı Sermet Muhtar - 9 -034 Sulu: “Bir Çift Lâfım Var,, Dedi Kâtip Raif, kaşları yüz misli | çatiık, suratı bin misli asık. — Beni affet — Vehbi Bey, maatteessif ben — gelmiyeceğim. Güle güle gezin, eğlenin... Canım darılmaca marılmaca değil, şimdi hatırıma geldi. Sirkecideki İstas- yon birahanesinde bizim Hüseyin beyle buluşacaktık; - sözleştikti. Yıkmak için boyuna fesine uzanan, eli havada kalan Düba- racı Apik, (Üsküdardan inerken) | şarkışının makamile: — Kâtip benim, ben kâtibin, el ne karışır? savulun — oradan bakayım, Raif beyimle ben ko- nuşacağım... Ciğerim tabanı yağ- lamadan lâfımı dinle. Beybaba da ben de pişe pişe kazıklaşmış filo- zoflarız; ona buna tınmayız, cam- baza bakarır; önüne de otururuz, karşıya da; icabında dingile de, çamurluğu da. Sen Vehbi Beyimle omuz — beomuz — otür, keyfini bozma,.. Daima pişkinliğinden, kalen- derliğinden dem — vuran, (Derviş- lerin sağı solu olmaz) meselini dilinden düşürmeyen Nabi Efendi, garip değil mi, bambaşkalaşmış, adeta suratı ekşitmişti: — Fakirdeki baht ve talih ne zuman yaver oldu ki şimdi olacak a beyler?... Biraz evvelki evcaı bataiyem lehülhamt tahaffüf| etti derken arabada gerl gerl dönmekten mütevellit baş dön- mesi ve müteakiben melun şakika da İnzimam ederse çeki ver | kuyruğunu, Artık vücudü nahif ve alilimden hayır bekle... affe- din, müsande buyurun efendim, gerdunei aciziyi çekip gideyim, Sulu Sezal imdada yetişti: — Bir çift lâfım var, canımın içi Vehbi Beyciğim... Sen, kâtip, beybaba »hem de alafrangalık ve şıklık olur: yanyana, Üçünüz bir araya oturursunuz. Dubaracı ile ben de karşınıza geçeriz. Nasıl pardon mu? Sulunun bu teklifini beğenme- mek mümkün mü?... Müttefikan alkışladılar, Tombul mirasyedi, kâtip Raif, kambur Nabi bir sıraya, dubaracı | Apikle sulu Sezal de karşılarına oturdular. Yardak Efendi de her ne ka- | dar biraz surat asdıyaa da ister istemez Dubanın yanına yerleşti. Kırbaç — şakladı. (Deh, kara oğlanlari) narası yine gürledi; yağızlar kelle götürür gibi tırısı tuttu. * Kaç zamandır zihinlerde kakılı duran, rüyalara giren, tatlı hül yaları kurulan at arabaya nihayet kavuşulmuş, Vehbi Bey muradına er dalkavuklarının da — yüzü gülmüştü. Bu faaliyetler ve telâşlar ara« sında, unutulan teferrlat ta yok değildi. koşum ve arabacı; kır« , güderi, sünger gibi müb- hem de gösterişe — yarar Tevazım, baç, t rem, valar birer birer Mirasyedi akbınn geliyor, bahsı hep mmoatına getiriyordu. Vehbi : (Koşum cihetini we yapa- ) derdemez yine her kalfa- r rivayeti — Koşum, koşum bizim güm- rük nazırının beygirlerinde, oda- ıdan sormak kolay fakat zan- / e / — Enişte! beni Enez küpü gibi Şörüp te kabasoğanlardan sanma! nima kalırsa Atpazarından yahut Uzunçarşı başından almış. Para- sile değil mi, biz de en âlâsını alırız beycağzım... — Lort harcı mal İsterse et ğerim, Ağacamisinin tam çeyne- sinde dur, sırtı duvara daya kar- şındaki pıril piril tükkânı kuyum- cu sanacaksın amma değildir. Frengin at araba taklavatı ma- gazasıdır. Doğru dal içeri. Beyen beğendiğini; koşumun gümüşlü- sünü, altınlısiını; araba aksesuva- rının kıyağını, nadidesini... — Bir boy da Suluyu dinle be Vehbi Beyciğim. Allasen üstlerin de, yaver Rakım Beyin ki gibi ar- maiosmaniler, çiçekler, markalar olsun. Şöyle okkalı okkalı, (vau) markaları... Gelenin, senin geçe- nin gözünün içersine girsin. — Miri muhteremler, istediniz yere gidin; malı görün, beyenin; yalnız pazarlık hususunda fakire bırakın. Hangi bayi olursa olsun bedeli matlubu yüzde elli kırdır- mazsam ayak berberi çok; şu sinindide Lâhiyeyi fakiri dükkânın içinde karıtacağım. Bu sözlere kulak misafiri olan Duba, birden terbiyeleri yârda- ğının eline verip döndü; yerinde yan oturdu: | lim alalı hafta olmadı. | ticaret istemem; bana kaça değil a. mirasyedi beyi paşazade | biliyor - sana şu benim koşumları vereyim. Saraç Süleymandan tes- Beş para mal oldise ayvallab... — Abasoz gibi takım, tepe tepe kullan. ona Yağızların üstündeki koşumlar hakikaten yabana atılacak şeyler değildi. İttifakıâra ile bu teklif de kabul edildi. (Arkası var) Bulgaristan Ve Milletler Cemiyeti Mürakabesi 3(AA) Milletler ti mali komitesi, Bulgaristan, Macaristan ve — Avusturyanın mali vaziyetlerini tetkik edecektir. Bulgar hükümeti Milletler Cemiyetinin Sof- ya'daki komiserinin vazifesine alhayet verilmesini İstemiştir. Bu İztek, Sof. ya'da bir komlsyon bulundurmanın lâzım olup olmadığı meselesini mey- dana çıkaracaktır. Komlayonun bizzat kendisi, Ipkaya taraftardır. Toplantı, Davetler ) Cenevre, Cemi; | Askerlik Yoklaması- na Çağırılanlar Beyoğlu sinden: 1 Şubemizce askerlik şube- 330 doğumluların 1 Eylâl 034 tarihinden itibaren başlanmış 2 İşbu doğ ılarla muameleyo tâbi daha evvelki doğumluların d rek tahsil ve gerek sihhi ahval rlııııı. yoklamasına | yisile ertesi seneye terkedilen elradın da şubeyo müracaatları lüzimdir. $ — Yoklamaya gelecek (gerek yerli yabancı mikellefinin yanında let fotoğrafl dört a sigrafla danile birlikte müracantları * — Evvelce ilân edildiği — veçhile gube her gün Cumadan maada yokla- maya devam edecektir ve her nahiye- Din bulunacağı ğünler aşağıda göste- rilmiştir: Merkaz nahiyesi 1 Eylülden $ Eylüle kadar Teksim » 6 . N . Haköy , N2 N y K, Paşa » 168 . B Galata N ai MN ei öa Şişli w " A T.evvelö kadar. 5 — Teşrinlevvelin onuncu günü akşamından sonra gelenler mükellefi. yeti askeriye kanununun 85 inoi mad- — Paşa zadem, dedi, - Ayıp | desi mucibince- ceza göreceklerdir. Bulgaristan Ve Roman- yadan Muhacir Geliyor Şehrimize gelen mnhacirlerden bir grap Sen zamanlarda Romanya ve Bulgaristandan biçok Türk muha» çirleri memleketimize gelmektedir, Bu millettaşlarımızın muhaceret- leri mühtelif sebepler altında vukubulmaktadır. ve muhaceretin henlz arkası kesilmemiştir. Haf- tada bir iki gün birkaç aile bu- dudumuza vasıl olmaktadır. | | Bulgarlstandan gelen muhacir« ler Edirne ve civarı köylerinde lskân edilmekte, kendilerine yer gösterilmektedir. Romanyadan ge- len mubhacirler ize, kendi arsu et- tikleri mıntakalara İskân edilmek- tedir. Bununla beraber bunlardan bir kısmı da yine Trakyaya yer- leştirilmişlerdir. | namzetliğini Harici 'Ve Dahili Ah- valde Vuzuhsuzluk (Baştarafı 1 inci beyan etmişse de mubalefet fır- kaları aksi kanaattedirler. Onlar, intihabat kanunile ordunun tensi- ki meseleleri hakkında kendi fikirleri kabul edilirse M. Zaimis' in tekrar seçilmesine — taraftar olacaklardır. Aksi halde muhalefet | edecek, hatta M. Venizelosun koymak - gibi ileri gidici hareketlerde bulunacak- lardır. Başvekil M. Çaldaris ise her hangi bir fırka liderinin Cumhur riyaseti makamına namzet göste- rilmesini dabili siyaset noktasın- | dan tehlikeli bulmaktadır. Zalmisin fırkalar haricinde bulunmasıdır ki bu makama elverişli olduğu mü- talâasını serdettiriyor. Maamafih muhaliflerin üzerinde bu mütalâanın her hangi bir te- siri yoktur. ğer M. Venizelos, beyanatı hilâfına Reyaseticumhur makamı- na namzet gösterilmeye razı olur ve seçilirse o vakit hukümetin vaziyeti müşkülleşecektir. Fakat çıkacak müşkülât ve hâdiselerin mahiyetini şimdiden kestirmek mümkün değildir. M, Venizelos hafta nihayetinde Ati- nada bulunacağını siyasi dostla- rına bildirdiği İçin Yunan siyasi | ahvalinin on beş Eylüle doğru bekle- yeni inkişaflar arzetmesi nebilir. Bu, siyast —ahval — içindir, | dahalesile ve halk üzerine | çaktır. — A. V. Yunanistanın — idari vaziyetinde de tezepzüp göze çarpıyor. Mora vilâyetindeki bağcıların şikâyetleri devam — etmektedir. Silâhlı nü- halâ devam ediyor. Hattâ Vastica şehrinde yapı- lan bu nevi bir silâhlı bir nüma- mayişler | -yiş esnasında nümayişçiler Üzüm- | cülük tahrip verdiler. ofisinin — binasını ettiler; kâğıtlarına ateş Binayı dinamitle havalandırmak teşebbüsleri, tam zamanında ye- tişen asker ve jandarmanın mü- ateş açmalarile, neticelenmemiştir. Mü- sademe yarım saat kadar sürmüş, nümayişçilerden 28 kişi yaralan- mıştır. Maamafih galebe bağcılar- da kalmış ve nümayişlerine de- vam etmişlerdir. M. Çaldarisin avdeti üzerine Ofls nihayet Üzüms- lere Hat koymuştur. Fakat Cenu- | bi Mora havalisi bunu kabul et- miyerek nilmayişlerine devam et- ı mektedir. Bu hâdiseler, Millt İk- tısat nazır vekil M, Stefanopulo- sun meb'usluk ve nazırlıktan, Ce- nubi Mora meb'uslarından beşile Ayandan Üçünün istifalarını intaç etmiştir, Bunlar fikirlerinde israr ederlerse vaziyet karışacak ve hükümet meclisi dağıtıp yeni bir intihabata gitmiye mecbur olas Soruyoruz: ( Baştarafı | inci sayfada) ; dan vermek doğru mudur?,, diye | soruyor. Dün bu hususta alâkadarlardan tetkikat yaptık. Fihakika şimdiye- kadar memleketimizde çakmak imali denenmiş değildir. Fakat, çakmak yapılması, haddizatinde büyük bir vukufa ve geniş tesl- sata ihtiyaç göstermemektedir. Millt İktısat ve Tasarruf cemle yeti İstanbul mümessili Daniş Bey diyor ki! — Resmi, husust — bütün mücsseselerin alacakları malı yüz- de (10) fazlasına bile olsa daima dahilden tedarik etmeleri doğru olur. Kaldıki, çakmak — imali pek müşkül bir şey değildir. Bunu, eli düzgün tenekeciler bile pek âlâ yapabilirler. Esasen, nice iİnce İşler mey- dana çıkaran madeni eşya fab- rikalarımız, çakmakları haydi kay- di imal edecek vaziyettedirler. Hiç şüphe yok ki; bu işi dışarıya vermek günahtır.,, Diğer taraftan görliştüğümüz bir madeni eşya fabrikatörü de şunları söyledi : "— Eğer kibrit şirketi çak- maklar için bir münakasa ilân" etseydi, muhakkak ki (20) den fazla mücssese — İştirak — ederdi. Bix fabrikamızda birçok İnce makine aksamını, nikel parçalarını hatta (200-300) yataklı bir hasta- nenin tekmil fenni alet ve edeva- tını burada yapıyoruz. Evvelce ( 1900 ) lraya — getirtilen pompalı ameliyat masasını burada, azami ( 700 ) — liraya ve ayni mükemmeliyette olmak şartile, çıkarabiliyoruz. Kaldı ki; sipariş edilecek çakmaklar adet itibarile fazla olacağından, lüzumu olan tesisatı tamamlamak ta pek- âlâ mümkün olabilirdi. Yalnız, saç vo nikel levhalar - getirilir, burada İşlenirdi. İşçilik dahilde kalacağı için daha fayda temin olunablîirdi Denizde Bırröeket Ve Bir. Şapka ( Baştarafı 1 incl sayfuda ) Dün iki arkadaş — Ahırkapı kıyılarında dolaşırlarken bir ke- narda — bir şapka ile bir ceket bulmuşlar, — sahibini — aramışlar, moydanda kimseler olmadığı içimn? bunları polise vermişlerdir. Polis- ler ceketin ceplerini aradıkları zaman, sinirli bir elin yazdığı bir mektup bulmuşlardır. Mektupta kızaca şöyle bir ibare vardır: — Karım bana ihanet ediyor, onu öldüreceğim, ben Fatih ta- raflarında oturan biriyim. Kanlı bir cinayet ihtimalini hatıra getiren bu moektup Üzerine polis derhal araştırmıya başlamış taban sahibini bulmak müm- olamamıştır. Ancak tahki- kınııı şu neticeye varılmıştır ki Fatib mıntakasında son günlerde Fakat bu mektubu yazan adam ve kendi- sine ihanet ettiği için öldürme kararını verdiği — karın kimdir? Bu sualin müsbet cevabını vermek, cinayet işlenmemişlir. İstanbul polisi için şu dakikada mümkün değildir. Çünkü Fatih mıntakasındaki yapılmıya başla- nan araştırma benüz bitmemiştir. Ve polis el'an bu meçhul adam ile karısını aramaktadır. Beynelmilel Yol Kongresi Münih, 3 (A. A.) — İki bin mu* rahhasın İştirak ettiği beynelmilti yedinci yol kongresi açılmıştır.