21 Ağustos 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

21 Ağustos 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Sayfa İntihabından Sonra Hindanburg'un ölümünden sonra Cümhur Riyasetine geçmek istemiyen Hitler, ayni zamasda ahvalin zaru- retini de düşünerek Cümhuriyet Ri- yaseti makamı ile Başvekâleti bir elde, kendi elinde, birleştirmiya karar verdi. Fakat bu kkarara milletin de muvafakatini ilâve etmeyi muvafık görerek bu işi milletin reyine havale etti. 45 küsur milyon kayitli mükel- leftön 43 küszur milyonunun iştirak ettiği bu muazzam rey atma İşini M. Hitler (38) milyon rey İle kazandı. Dört milyondan biraz fazla İnsan, Hitlere alayhtar olduğunu “hayır,, de- melerile gösterdiler. Bu miktar,geçen geferki teşril Iatihapta Hitlerla aley hine verilen reyden biraz fazladır. ve bu noktadan ferkinetice, geçen seferkine nizbetle daha gayri müsaittir. Buna mukabil 38 küsur milyon insan, Hitlerin iş ve Idare makanizmasını mutlak surette elde bulundurmasına taraftar olduğunu bir blok halinde Wade etmişlerdir. Böyle bir hal pek az faniye nasip olmuştur. vö Alman milleti, hâdisatın inkişafi kar- gısında mill? sosyalist siyasetini tasvip ettiğini lân etmiştir. O, mös'uliyetini Açıkça Üzerine almaktan çekinmemiş- tir. Sıra gimdi ihtiyar Avrupanındır. Süreyya Viyanada İdam Hükümleri Viyana, 20 (A.A.) — Baviyaradan bizçok patlayicı ııgdılır geçirdikleri için Idama mahküm edilen iki Nazi- Dİn cezamını oümhur reisi mücbbet küreğe indirmiştir. Bu suçtan dolayı 18 kişi daha mahkem&ye verilmiştir. Ralyan Manevraları Bolonya, (İtalyada) 20 — Manev» t!.:nlı hazır. . bulunacak olan - kral M. Muzolini umumi karargâhin bulunduğu Skarperya'ya gitmiştir. Amerikada Fırtına Ölüler Var, Damlar Uçtu Nevyork, SONA.A)—Middel West'te Ççıkân fırtına, dolu vö toz — bulutları den ve şimşeklerden, 6 kişi ölmüş, birçok kimaeler yaralanmışlar- Gr, Evlerin damları uçmuş, ağaçlar rinden aökülmüş, birçok evler HPıkılmıştır. Nebraska çiftçileri, en Iyi arazlle- Tini tehlikeye koyan toz bulutların- dan fazla endişe duymaktadırlar. Milli ve edebi tefrika 88 Biz burada, yaralı askeri, hasta muhaciri, ölümün eline büsbütün kaptırmamak için mola Nesrin! veri Kapıları açık kalmış, daha ocaklarının — külü Kizilkekliğin, toprak OK a rine barındık. Yaralının, hastanın, biraz olsun iniltisini tedbirler aldık. #iderecek Öte yanda da, felâket vo ıstı- rap katarı yine Denizli ile bu İstasyon arasında işliyor, soluyor, yarım kalmış insauları yeni yeni melerle getiriyor, taşıyordu. İçimizden birkaç kadın ayrıldı. mlara istasyon yakınında, boş lllrıkılmıı bir fırında pide pişir- mek vazifesi verildi. Evlerinde Kaç üzerinde Şipit yapan bu vali kadınları, somun Pişirmesini bilmiyorlardı. Burada zoru zoruna hazırlıya- bildikleri tatsız tuzsuz pidelere, #stane İdare memurunun pişirt- "' İnek eti kavurması, bulgur * un çorbalarını katık ediyorduk. şte orada Nesrin, ben iki a, açlığa da alıştım, daha Yoğrusu, alışmağa gayret ettim. İ ekmek | AT Mebrure Sami ÇÖL GİBİ M. Hitler 38 Milyon Rey Aldı Berlin, 20 (ALA ) — Umuml re; toplanmasının son ve kat't wel şudurı Yazılan müntehip adedi: 45,204,667. Rey verenleri 43,267,921. M. Hitler'in hem Başvekil hem Cümhur telsi olmasmına “ evet , diyer- ler: — 38,124,030. “ Hayir , diyenleri 4,275,248. Müstenkif kalanlar; 868,543. Berlin, 20 ( Havas Propaganda Nazırı M, Göbele bun- dan bir hafta evvel, eski intihaplarda verilen reyden bir tek rey eksik verildiği takdirde yabancıların derin bir. memnuniyet nefesi alacaklarımı söylemişti. Halbuki 933 te verilea 2 milyon muhalif reye karşı bu sefer & milyon muhâlif rey verilmiştir. Bu metice Göbela için bir muvaffakiyet- Bizl » Fakat yüzde doksan rey M. Hitler için bir mu« iyettir. Şu da var ki ik gehire mulıılısiııt nisbeti mlıuı 'ıh yirmi beşe çıkmıştır ki bu da büyük bir cesarete delâlet eder. Milit sozya- list rejimi en parlak devrini geçir- miştir. Fakat M. Hitler nüfuzunu kaybetmiş değildir. * Berlin, 20 (A. A.) — Dün akşam büyük caddelerde tezahürat yapılmış- tır. Hücum kıtaları bir fener alayı tertip ederek Başvekâlet önünde milli sosyalist marşını söylemişlerdir. M. Hitler birkaç defa balkona çıkmış, çılgınca alkışlanmıştır. İngiliz Gazeteleri Ne Diyorlar 7? Londra, 20 A.) — Deyli Telgraf gözetesi M. Hılıkknı. son :tılllmı'd'ıı bahsederek diyor klı “ Bu «özler, Hitler Almanyasının hakikt gayelerin! ifade ediyoran aucak tasvip edebiliriz. Almanyanın iktısadi refahı, Avrupanın kalkınması için mühlm bir unsurdur, Fakat silâhlanma masraflarının art. matı süretile bu gayeye erişmek için yapılan gayret, Almanya sanaylinin Yahatsızlığını — çoğalttığını İspat et- miştir , * Londra, 20 (A. A.) — Niyuz Kro- nikl gazetesi, * milli sosyalistler ve Hitler geriliyor , başlıklı bir makale yazarak 4 milyon mubalifin BL Hit. lere rey vermesinin çok mühim oldu- gunu İleri sürüyor. Fransızlara Göre Paris, 20 (A. A.) — Gazeteler Alman umuml reyinin neticesinden bahsederken, M. Hitlerin büyük ye- hirlerde ve katolik merkezlerinde uğradığı muhalefete ehemmiyet ve- riyorlar. v A 21-8 -934 A Etrafımda karınları doymadan ağlıyan, — sızlıyan o kadar çok yırtık, yamalı donlu, ayağı kü- çükten nasırlı insan yavrusu vardı ki, benim pidem de, katığım da yine kendimden çok onlara gidiyordu. Orada, hastalığa, mikroba da büsbütün alıştım Nesrin. Bulaşık hastalıkların fenni, tıbbi kaidele- rine uyulmıya, vasıta ve şeraitin İzin vermediği bu yerde, ken- dimi sade Allahın ve kaderin eline o derece bıraktım ki, eğer içimizde cüzama tutulmuş biri bile olsa ve ben ona da değsem, do- kunsam, yine bir şeyim olmıya- caktı sanıyorum, Acı görmekten, içim dışım yıpranmıştı. Adeta ölümü arıyor- dum. Ö da durmadan benden kaçıyor, daha kefaret borcunun tükenmediğini anlatıyordu. Darüleytam hastanesinde, pen- cereden düşen bir yavrunun ölü- sünü titreye tirtreye beklediğim eceden çok uzaktım artık. Etra- ımda küçük büyük, asker sivil, durmadan ölümün tırpanı ile dö- külen insanlar vardı. Hindenburgun Vasiyeti Fransız Gazeteleri, Yine Bir Takım İddialar İleri Sürüyorlar Hindenburgan içine gömüldüğü Tenenbörgtekl yedi kuleli jenerallar âbidesi Parls, 20 ÇA, A.) — Pari Suvar gazetesi Mareşal Hindenburg'un va- siyetnamesi hakkınd, kaydile Ve babesi 'M”nın a, ihtiyat kayı Vasiyetnamenin hakikf mötaini M. Hitler, M. Göbela, Fon Papen, eski Kayzer, cski vehaht ve sair pek sa- yih birkaç kişi biliyor. Vasiyetname- nin üçüncü kızmı tahrif edilmiş ve kasaltılmıştır. Mareşalin - oğlu Miralay Dolfüsün Ölümü . « Münasebetile Mahkeme Yeniden Bazı Cezalar Verdi Viyana, 20 (A. A.) — Hükümet, M, Dolfüsün katli hüdisesinde met- haldar olan Avusturyanın eski Roma vefiri M. Rintelenin köşkünün ve ban- kadaki parasının müsaderezini emret- miştir. Bundan başka milli sosyallst rücsadan ikisine 500 bin franklık para cozası vermilştir. Çekoslovakyada Grev Prağ, 20 (A. A.) — Bin mensucat amelesi, ücretlerin indirilmesine karşı grev ilân işlerdir. Ben de yetişiyordum. Son da- kikalarındaki lerini, ya gö- zümle, ya sözümle, ya _dimı.' ya dudağımla, yerine getiriyordum. Askerin sırasına göre, yavuklusu, anası, kardeşi, Çocuğun ınaıı, ninesi, kadının canını er meyda- nında vermiş kocası, babası, oğ- luna hasret çeken sakallı bir ihtiyar babanın, yavrusu oluyor- dı""(.)nlın bu son ddlklkılırındı dum, okşayordum, göğsl- :ı':uy;:nyo!. sonra da — gözlerini kapıyordum. âlıu hastabakıcı hanımlara cinsiyetlerini ıul:ı"kl. kıd;ı ıiıîıu il anlar belki oluyordu. İçi- :l:iığ:kdiri, sağlam erkekler, et hislerini, hayvanlıklarını, felâket günlerinde bile unutmıyanlar bu- Tunuyordu. — Amma bilmiyorum neden. Yüzümde gözümde bir şey mi vardı? Beni gönül ağrısı, çöl gibi kupkuru geçen yıılnq— min yakıcı acisı kadınlık şahsi- yetimden sıyırıp çekmiş mi idi hedir, üzerime fena bir niyetle, et, damar ve kan düygusunün verdiği bir hisle gözünü kaldıran olmuyordu. Ahçının da, neferin de, dok- torun da, ihtiyarın da, yüzbaşının, onbaşının da, ağanın efendinin de arasında, en çok dolaşan ben- dim, Amma bilmiyorum neden, içlerine böyle bir his bile gelse, yüzüme gözüme baktıkları zaman Hindenburg — hakiki vaziyetnameyi! M. Hitlere vermiş v sustissl emre- dilmiştir. Tahrif edilen kısımda Ma- reşal, Cümhurrcisliğine ecski hanedan azasından birinin seçilmesini Istiyor- du. Saltanata dönmek işine hizmet için de Fon Papeni tavsiye ödiyordu. Bunun içindir ki M. Fon Papen son :ıııı.ılıilııdı öldürülmek Istenilmiş- . İngiliz - Japon Dostluğu Muhafazakârlar Bu Meyli Besliyorlar Londra, 20 (A.A.) — Bazı muha- fazakâr — mahafilde — İngiliz - Japon mukareneti için mütezayit bir tema- yül gözükmektedir. Bu hisse büyük bir nlebet dahilinde aaik olan şey, Sovyet siyasetinin gösterdiği istihale. ğ: rağmen müfrit sağ cenah hızbında vyet tehlikesinin hâlâ yaşamakta olmasıdır. Prens Ştarhenberg Viyanada Venedik, 20 (AA.) — Avusturya başvekli muavini Prena Ştarhenberg Viyanaya dönmüştür. Gönül İşleri Kadından Para Alan Erkek ! Ben çocukken — oturduğumuz maballede kimbilir hangi zaman- dan — kalmış eski bir konak vardı. İçinde ihtiyar bir. hanıme- fendi otururdu. Birgün dilden dile bir rivayet dolaştı: — Evleniyor, dediler. Kapıdan içeriye beyaz saçlı Ihtiyar bir efendinin girmesini bekledik. Fakat arabadan aşayğıa hemen hemen genç denilebilecek bir adam indi. Hikâyesini sonra öğrendim: Beş parasız, sefil bir adamdı, aliba (Hamidija dairelerinden irinde kâtiplik ediyordu. Nasılsa bu — ihtiyar — hanım efendiyi görmüş, kandırmış, ba- kılmak, beslenmek ve tabil günün birinde de #servetine — konmak ümidile konağına girmişti. Artık âdet oldu. Hanımefendi her sabah genç beyini arahasına ahr, kalemine götürür. Akşam Üzeri tekrar gidip alarak evine getirirdi. Biz çocuktuk, muhakeme ede- mezdik. Fakat büyüklerimizin yüzünde ihtiyar hanımefendi için acıma, genç beyi için İse iğren- me bisleri gördüğümü — pek eyl hatırlarım. Ben bu hikâyeyi, hakikaten büyük bir teessür veren bir mek- tüpta okuduğum sergüzeşt müna- sebetile hatırladım. Bununla be- raber öğrendiğim — sergüzeşt ile bu hikâye arasında — doğrudan doğruya — hiç bir. münasebet yoktur, her ikisi de gençtirler, Müşabehet sadece para bahsin- dedir. Garp terbiyesi bir erkek he- sabına — bilhassa iki kabahati hiç affetmez. Birincisi. Kumarda yaptığı borcu (24) saat içinde vermemek, İkincisi: Kadından para ab- maktır. Kaldeyl istediğiniz yerde tat- bik ediniz, a verir 1 Dünyanın en yı:ıfll.:i::g kadır- dan para alamdır, yüzüne tükü- rülmiye bile değeri yoktur. Ku- mara gelince, oynanması sözünü bile işitmek iİstemediğim için ne- ticesinden bahse hiç lüzum gör- mem. HANIMTEYZE değişiyor, — başkalaşıyor, adeta temizleniyorlardı. Denizli hastanesinde iken, ilk günlerde karşımda saçını sıvazlı- yarak, ceketini gömleğini yoklıya- rak, güzellenmeğe, düzgünleşmiye çabalıyarak konuşan genç mülâ- zam doktor Sâfi bana bir gün: — Size bir isim — takmışlar hemşire Nazan, haberiniz var mı? Dedi. Ve söyledi. l dAnııeı;: elufıııdıklbubu insan- rdan, küçüğü mü, yi mü, erkeği mi, Iııîlınıu mı thliy';ınııı amma, biri “ Melek bu kadın ! ,, demişti. O gündenberi de bu isim be- nimle beraber — dolaştı. Nesrin. Sanki annene yer yüzüne Allahın gönderdiği meleklerden biri gözü ile bakmağa başlamışlardı. Onun için de —ne eti, ne gözü, ne de güzeülğl görüyorlardı. Yahut da unların — hepsini de gördükleri halde, benim bakışımda, konuşup onlara uzanışımda öyle bir şey vardı ki, şahsiyetimi, cinsiyetimi we maddiyetimi unutuyorlar, gözleri alnımdaki beyaz üstüne işlenmiş kan rengindeki hilâlin büyüsünde, müdire Âziz'in verdiği o mukad- des muskada, annene s#ahliden “melek,, miş gibi, dindar bir vecdile bakıyorlardı. Artık iyice seviliyordum Nes- rin. Küçük büyük, erkek veya kadin beni herkes seviyordu. Ya çocuğum, böylece sevenim, “ kı- zım , diye çağırdığım insanım çoktu amma, asıl sevilmeği dile- diğim o küçük şeyim o sade be- nim olan kanımın, iliğimin insanı, benim kızım, yoktu! Uğurlarına canımı feda eder« cesine didindiğim ne çok yaban« cılarım vardı amma o.... “ Ööğöffl Birakın benil ,, diyenim yoktu. Sen yoktun Nesrin! * Kızılkeklikte, — iki haftadan fazla kalmadık. Acele ameliyat ihtiyaçları — karşısında, hastane trenile Dinara hareket ettik. Va- üstleri Kızılkekliğe gelişimiz- len daha beter bir halde idi. Çoluk çocuk bir sürü yokluk ve acı insanı, trenin Üst kısımlarına dolmuşlar gidiyorduk. Ben de bu felâket ve gözyaşı katarının içinde ve üzerindekilere eyilik vermeğe uğraşarak durma- dan didiniyordum. Tren “Atca,, ya yaklaşıyordu. O aralık yaralı — askerlerimden birinin sargısını düzeltiyor, kendi kendime de yıllarca evvel kaçır- dıiğım - bir treni, bağrı — delinen külâhı çıngıraklı bir kuklayı dü- şünüyordum. Büyük bir gürültü ve sarsıntı ile durduğumuz vakit, âdeta ken- dimden g Boş bulunarak çok korkmuş ve başımı bir yere arpmıştım. vi Elim sızlayan alnımda dışarı Gdeden (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: