—.. a ız) EA Çöpbacak Hâdiye ba- hk avına gitmiye karar verdi. Ötesini berisini aldı. rın | — Senin söylediklerin hiç doğru çıkmıyor!, Bu yalancılıkla | büyüdüğün zaman ne olacaksın?. — Rasathane müdürü! | Muallimler Bir gün Afacana annesi nasi- hat ediyordu: — Oğlum, sen çocuksun. Ne İstersen, ne dum edersen allâh kabul eder. Afacanm bu söz aklında kaldı. Uzun uzun düşündü. Nihayet bir gün babasına sordu: — Baba, tanrı o çocukların sını kabul eder mi?. — Eder ya oğluml.. — Her zaman mı?. — Her zaman. — Çocuklar ne dua etseler Yapar mı?. 7, Yâpar oğlum. ing acan bir kaç dakika dü- — Yapmaz baba, dedi, >— Neden? nasıl söz, 0?.. Afacan güldü: kabul Allah çocukların dualarını olmaz, seydi, hiç kimse muallim 2 Sünya da muallimsiz kalırdı. Yvanlar Konuşuyor! y Baba kaz — Nel... Demek on Umürtadan çıka çıka bir tane Yavrumuz çıktı?.. Ana kaz — Ne yapayım.. 25 Yiyec tim, sen bana bir tek kiye getirmedin.. Ben de aç- m ölmemek için 9 yumurtayı Yedim, ek içi yu Geldi, bir dere kena- | melerini giydi. Eline ke- lebek ağını aldı. Dereye a oturdu. Lâstik çir Kirli Afacan anne sile pazara çık” tığı zaman kü “ çük bir zerzavatçı çocuğa Fast ge lirdi.. çocuk açık” göz, zeki bir şey- di.. fakat aldığı raları, o kâğıt rslar hep kas- ketinin içine ko- yar, başına geçi- rirdi, Afacan bu hale tahammül edemedi, birgün söyledi: —Liraları ne den şapkanın içine koyuyorsun? — Ne zârarı var canim! Kas bir belâya uğra ınca, kabahati başkalarina atarlar, değil mi? ketim zaten kirli! Çok eskiden İranda Simürg isminde büyük bir kuş vardı. Bu kuş insanların yardımcısı, in- sanlara iyilik (o yapan, insanların dostu bir mahlüktu, Bir insanın en fena zamanında yetişir, onu tehlike- den, dertten kurtarırdı. Bu kuşun bir de arkadaşı vardı. Gel zaman, git zaman Simürg arkadaşından fenalık görmeye başladı. Onun nankörlüklerine dayanamadı ve nihayet büyük kanatlarını açarak Kaf dağına çekildi. Bu dağın tepesi güneşe çok | yakındı ve yamaçları hep züm- rütten yapılmıştı. Güneş doğduğu zsman, bütün ışıkları bu zümrüt yamaçlara vurur, göklerin mavisi hep onun renginden hasıl olurdu. Bu yüzden İranda karanlık hiçbir gün olmazdı. Simürg bu dağm tepesine — çekildi. ve dişisi. ile beraber yaşamağa başladı. Uzun seneler geçti: Nihayet Zal isminde ,bir çocuk, babası ç Yağ ımeği da yürüyordu. Bir- Afacan kırda Yi rk gördü. | ktı bir d Mi baktı, sonra Annesine öndü: y e Anne bu inek yağ İneği mi?.. — Nasıl yağ ineği? — Sütünden yağ yapıyor” Yağ ineği denmez mi bune” Bir sorarım size: Hiç kelebek ağile balık tutulur mu? Çizmelerden derede bir | tane balık kalır mi?.. ok | Balık Aw girdi. Fakat a, Âfacin — Öyle eşek herifler varki, bastıkları yeri görmezler, Simürg nehirdeki sandığı kaparak kaçtı Sam tarafından terkedildi. Sam onu bir saudığa koydu ve dere- lerden birine attı. Sandık nihayet Kafdağı (eteklerinde bir çalılığa takılarak durdu. Çocuk sandıkta ağlıyor; çırpı- du. "9 Nihayet Simürg bu çocuk ağlamasını duydu. Kafdağı tepe- lerinden aşağılara doğru uçtu ve çalılıklar arasındaki sandığı yör- Takma Dişler Afacanın lim annesinin işleri a idi. dir bg dişleri fena halde ağrıyordu. annesi: - 2 eee oğlum, geçer, merak 1. dedi. Me Srelisink .« Geçeceği k,. Fakat keşki benim dişlerim » seninkiler gibi olsaydı. Ağrı de yınca çıkarı “Cabi “Efendi Yıkanıyor 1. Yazısını resminden okuyun? Sırık o dehşetli ır, bir kenara koyardım!. züyorsunuz?. hokka- | bazdı, Bir gün palabıyığa bir oyun gösterdi. Canlı bir tavşanı tutup.. üzerini bez'e örttü, Rüya gidiği O zaman Afacanı uyanık buldu: — Sen daha uyumadın mı? Dedi. anneciğim. madın?, — Üç akşam- dır rüyamda çi- kolata yiyorum.. Bu akşam da şayet yersem,bir kısmını o sakla yayım diye göz- lerimi açık tutu- yoruml.. me em di. O'koca vücudile çalıları kırıp geçirerek, sandığı pençesi içine aldı ve tekrar Kafdağına yükseldi, Simürg yuvasına geldiği zaman sandığı toprak üstüne bırakarak dişisine dedi ki; — Bu sandıkta bir çocuk var, ismi Zaldır. Bu çocuk bir gün gelecek, bütün dünyaya hükm- edecektir. Ona İyi bak! Dişi Simürg bu çocuğa, kendi yavrularile bir arada baktı ve “masal Obu ya- kendi £ siitile besledi. Çocuk büyüdü, milletinin başı- na geçti ve düşmanlarından tahtı geri aldı. İşte kuvvetile, cesaretile, şecaatile ve iyiliği İle meşhur olan hükümdar Zal bu insanların dostu muhteşem kuş tarafından büyütülüp, saltanata çıkarıldı. Şimdi o kuş, hâlâ Kafdağı tepelerinde midir, zümrütler yine eteklerde parlıyor mu, bilmiyorum! Erol Kasap Cingözün babası ameliyat ola- caktı.. Fakat operatör çok para istiyordu: 2000 lira. Ameliyat muvaffakıyetli oldu. Doktor Cingözün çenesini okşadı: — Söyle bakayım oğlum!, Ben kime benziyorum. —KasabaFakat aranızda bir fark var: kasap öldürdükten sonra yü- zer. Halbuki siz öldürmeden yü- Silindir şapkanın içine koydu. Bir iki üç!. Dedi, Nİ DELİ Annesi odaya — Uyumadım —Neden uyu- “aruyemenuuyeeaasemekanebeseseeesieeeseeeasesseeeee İki Ahbap Çavuşlar Ne Sihirdir Ne Keramet Hintçe bir şeyler okudu, sonra bezi çeker çekmez içinden şapkanın tavşan yavrularile beraber çıktı. ç — 5.na, “milyoner olsaydın ne yapardın? diye bir tahrir mevzuu vermiştim. Hâlâ yapma dın mı?. w Farenin Tatili İki fare bir bakkal dükkânın- da karşılıklı oturmuşlar, öteyibeş riyi karıştırıyor, önlerine geleni kemiriyorlardı. V nihayet yemekten yoruldu- lar, bir çuvalın üstüne oturup ko nuşmaya başladılar. Küçük fare, büylük fareye sordu: — Artık yaz geldi. Tatil yap- mıyacak mısın? — Yapacağım, — Tatili nerede geçireceksin? — Düşünüyorum... o Gravyen peynirleri içinde geçirmek isti- yorum. Malöm ya, bu peyhirler delikli delikli olur. Bol bol hava almak ta mümkün.. Sonra Gravi- yerdeki kurtlar beni davet ettiler, iyi bir yer ayırmışlar: «Gel hem oturur, hem hava alır, hem de yer, içersin!» diyorlar. Hayvanlar Konuşuyor!.. vg < fare — Hah Ayakkabı içindeki oldu.. Bir saattenberi şu huysuz farenin kapan içindeki peynire yaklaşmasını bekliyordum.. Niha- yet tutuldu, Şimdi rahat rahat peyniri yiyekiliriml,.