Üsireset Aleml) Eğer Dünya | Yılnıamış Olsaydı Büyük harpten evvelki vaziyetle Bügünkü —arasındakl fark — şudür: ârplen evvel, devletlerin nüfuz Mintekaları ayrılmış, herkes kendi Muntakasının hududünü aşıp taşma- Suya çalışıyordu. İlk aşma ve taşma Teçebbüsü 1914 badiresini doğurdu. tplten sonra ise kendilerine Atzam devlet , İsmi verilenlerden bir sm galip vaziyette bulundukları n diğerlerini mutlak tahakkümleri Atina —almak — İstediler. keşmekeşli vaziyeti işte bu arzudan Ve karşı tarafın bu teşebbüse mutlak Sürette muhalefet etmesinden doğu- Yor. Eğer — bir ın — muhalefeti kırılsa, yahut diğer taraf tehakküm Malinden vazgeçse, © vakit dünya Mükünete kavuşmuş ve hörkes, kendi hudutları içinde sakinane çalışmıya kân bulmuş ktır. afın mukavemet- öbür tarafın ai Mekte israr gi bir badireye sürükliyebilecek —mahi- | ttedir. Yalniz harp sonu dünyasının ozulan girazesi bütün milletleri bu hususta çekingen davranmıya sev- Etmektödir. Çünkü elde edilecek Balebenin alapirrüs bir muvaffakiyet $iması Ihtimali çok kuvvetlidir. Snaleyh: Bir taraftan bitmek tük :ık bilmiyen ihtiras, diğer taraltan kıyranışta | r vardır. Zira, M. Musolini'nin son | Üsün dediği gibi yeni bir muharebe tya yılmıştır. Fakat yılmamış olsa h yaman gşeylere şahit olurduk. Süreyya Amerikada Grev ' Hareketi Minneapolis, 27 (A.A) — Pat- Ponlarla şoförler hakeme müra- aat meselesinde uyuşamadıkla- Pından örft idare ilân edilmiştir. E;ım.n şimdilik mevzuubahis değildir. Nevyork, 27 (A.A) — Pam | tilvanyada — 2000 grevci tütün Amelesi arasında çıkan bir kavga- | da 50 kişi yaralanmıştır. Zabıta | Mmüdahale etmiştir. Balçika Kabin kalâde Salâ Bürüksel, 27 (A.A) — Âyan bükümetin istemiş olduğu fevkal- üde salâhiyetleri kabul etmiştir. Si Milli ve edebi tefrika 4 ÇÖL —Elim kolum var ya... elbette n de yararım bir işlerine, Diyerek kafileye katıldı gitti. Ahçıbaşının yanına iki kadın verildi. Ön bahçeyi çapalamıya, temizlemeye ihtiyar bir Arnavut tutulda, Genç eczacının yeri de #pey bir zaman açık kaldı. Hasta çocukların veçeteleri ta Beşiktaş — eczanesine gönderilip Yaptırılıyordu. Bu, güç ve zahmetli bir İş Oluyurdu. Müdüre Aziz'e dert yanmıya, bu eczacı yokluğuna Çare bulmasını dilemeye gittiğim bir gündü. Yazı yazıyordu. Ba- Hai kaldırmadan beni dinledi. — Biliyorum Nazan... Senin bana dil döktüğün gibi ben de Hasana döküyorum. Mektup ya: tiyorum işte, Razı olursa ne âlâ, edi. — Hasan mı? Hasan kim ? diye sordum, — Adını bilmiyor benim oğlan! dedi. musun ? Bugünün | BT ___W P îiqwx Di | | FN A Mebrure Sami | Beynelmilel Müşküller (Karşısında | Varşova, 27 (A.A.) — Estonyan'a | hükümet merkezi olan Tallinde siyasl | görüşmeler yapan hariciye nazırı M. Bek beynelmilel siyasete dair beya- natta bulunarak demiştir. ki: * — Ben bedbin değilim. Fakat şurasını kabul ve teslim ötmeliyi senelerde beynelmilel — hayatta tesadüf edil Lehistan da #on çok büyük müşkillere miştir. Estonya gibi, hi ve ihyakâr cöryanlı ayda- ne temaşa edemez. Her hangi bir müşkülün iktihamı zamanı hulül ettiği yakit Lehistan ile Estonya bemen müşterek bir lisan bulmuşlardır. Avrupada en müsbet elde edilmiş olduğunu söyliyebiliriz. Amerika - Japonya Harbi Patlak ——.... Gönül İşleri îOkuyucuİarıma erirse ... Bir Amerika Jeneralı Şimdiden netlcelerin | Bunu ehemmiyetle kaydederim. Çok | defa Avrupanın bu mintakasi en tehlikeli mıntaka addedilmiştir. Hiç şüphesiz bir takım müşküller mevcut- tur, fakat siyasi hâdiselerin tarihçe- sini gözdün geçirirsek münasebetle- rimizde kahir bir lstikrar ve müte- madi bir terakki görürüz. Hemen her Üç ayda Avrupada sulhun istik- rarını temine matuf müsbet bir ça- hşma tescll edilmiştir. Bu işin her mda Lehistan Ile Estonyanın ta- mamile mütesanit olarak li | olduklarını söylemekle Bizim bu çalışmamız, arasında alelâde takip edilen siyaset mahiyetinde olmamıştır., Riga, 27 (AA) — Polonya harlcl- ye nazırı M. Bek dün buraya geldi, | hükümet relsi M. Vimanis ile görüştü bu gün Varşova'ya dönecektir. Fransa Kabinesi Ve Radikaller Paris, 26 (A,A) — Radikal sosyalistlerin parlâmento grupu M. Şotanın iffet ve istikametini takdir. eden ve kendisine tama- mile itimat beyan eyliyen bir takriri ittifakla kabul etmiştir. Takrir, aymı zamanda Radikal sosyalist nazırların kabinede kak mak kararları da tasvip edilmek- tedir. Fransa Başvekili Paris, 27 (A.A) — Başvekil M. Dumerg dün akşam Turnföye hareket — etmiştir. Reisicümhur M. Löbrön de | ağustosta Paris- ten ayrılacaktır. | Ü GİB — Şey mi? Hani sizin.. Sözümü o tamamladı: — Evet ©0. Bizim kambur evlât, dedi. — Eczacı mıdır ? — Eczacıdır, kimyacıdır, icat- çıdır, her şeydir. Hayretle bakışıma gülümsedi: — Sahi söylüyorum.. Dehşetli mucittir.. Kimya mucidi, amma gel gör ki, iİnsan içine çıkmaz. Birtakım acayip şeylerle uğraşır durüur. — Şimdi — biribirimize de | hasret kaldık. Ben çıkıp eve gidemiyorum, razı olup gelse, fena mı? Buraya yerleşiy, hem talebenin ilâçlarını yapar, hem de yine istediği şeylerle, — icatlarile uğraşır, Eczane müsalt, yanında İki odası var. Tavşanını da geti- | yebilir, çanağını çömleğini de... Ben de ara sira olsun yüzlünü görürüm. Yaşıyor mu, kaldı mı bilirim. Amma dediğim gibi | vahşilikten kaçacak yer arıyor. Midlesburg, — ( Amerika ) Umumi harp zamanında Amerika hava kumandanı olup 1926 sene- sinde Amerika askeri hava siya- setini tenkit ettiğinden dolayi | divanıharbe verilen Jeneral Vil- yam Mitşel demiştir ki: “— Ordu ve donanmaların te- sirleri kolayca bertaraf edilebilir. Gelecek — harplerin — neticeleri | havada alınacaktır. Alaska bu- | günkü dünyanın sevkulceyş anah- | tarıdır. Eğer Japonya, Amerikaya Zenciler Amerikada İntihap Hak- kından Mahrum Edildiler Astin, 27 ( Amerika )— Toksas vilâyeti demokrat fırkası — intiha- bata zencilerin iştirakten men'ini temine muvaffak olmuştur. Mek- sikalıların da iştirakten menedil- meleri için harekete girişilmiştir. Mareşal Liyotey Çok Fena Hastalandı Mami, 27 (A.A) — Mareşal | Liyotey'in sıhhi vaziyeti bu sabah birdenbire fenalaşmıştır. Sıhhatin- den endişe ediliyor. — Şeyindendir ... halinden ... dedim. — Ne münasebet! | luğu yüzünden insan içine çıkmı- yor, demeğe getiriyorsun, değil mi? Bilâkis, o, bu bhalinden hiç müteessir görünmez. Birisi kar- şısında biraz çıkinxenlğk yaptı mm, veya şöyle acır gibi baktı m, hemen kamburluktan bahs açar.. Halinden anlatmak için baş lâfı bu olür | arlık. Ben bile nerdeyse, oğlanın | hiç kederlenmediğine, kamburum filân diye içlenmediğine kanaat getireceğim. Amma, dur, Iyi aklı- ma getirdin. Mektuba şunu da ilâve edeyim. Belki kibirine do- kunur da kalkar gelir, dedi. Kalemi eline aldı, her keli- meyi yüksek sesle — okuyarak, d “yl:SZr: uzun uzun bahsini etti- ğim mektebimizin hasta bakıcısı hemşire Nazan demin gelmişti. Eczacısızlıktan meler çektiklerini anlatıyordu. Ben de seni, vahşi- | liğini söyledim. Cevabı ne oldu ! biliyor musun? *“Sakat olduklarına | üzülür sıkılırlar da bunun içindir!,, | dedi. Haberin olsun İşte. Herkes böyle — düşünüyor. — Göreyim seni, — onlara aksini — ispat et. Elinde de bak tam fırsatı Kambur- | müteessir -olmadığını | | bir soğuk çöktü. | cumhur | saat 9,20 de burada karaya çık- g Korkunç Tahminlerini Anlatıyor | Ka | gi meye 'Cevaplarım .. Boşiktaşta Hüseyin Hüsnü Beye: On dört seneden be metres hayatı evlilik hayatına in- kilâp etmiş — sayılabilir. Gayri- meşru münasebetleri etrafa hnz- mettirebilecek yegâne nokta uzun müddet devamlarıdır. Size bun- dan sonra — ayrılmayı tavsiye et- mem. Yapacağınız şey vaktinizin boş olduğu bir günde — bele- diye dairesine uğrayıvermekten ibarettir. süren »X İzmirde Şevki Nuri Beye: Kanun, bu yaştakl çocuğu annesine bırakır. Rahatını boz- Mayınız, en iyi bir Üvey anne, en lâkayıt bir has annenin yerini *utamaz. * Adanada K. Ş, Hanıma t Sizin için 5 senelik refikasım ' | birakacak bir erkek, yarın sizi de Amerikanın muazzam tayyarelerinden birinin heybetli bir görünüşü ilâmıharp edecek olursa “Alaskayı ele geçirmek İsteyecektir ve ora- dan tayyarelerle Nevyorku bom- bardıman edecektir. ,, İ Jeneral en asri ve en mükem- mel 400 tayyarenin hava kuvvet« lerini teşkile kâfi geleceğini söy lemekte ve şunları İlâve etmek- tedir: “ — Bunlardan Üüç tayyare bütün büyük Japon merkezleri halkını tahliyeye mecbur edebilir.,, Bir Facia | Altı Çocuk Tren Altında Can Verdi Şelton ( Amerika ) 27 — Tren yolunda iskambil oynıyan 6 çocuk, aksi istikamette gelen ikl tren | arasında kalarak ezllip ölmüş- lerdir. M. Ruzvelt Havay, 286 (A.LA) — Reisi- M. Ruzvelt bu sabah mıştır. M, Ruüzvelt Havaya gelen ilk Amerika reisicumhurudur. var. Pılini pirtini topla, dediğim gibi kalk gel Burada seni iste- | diğin gibi çalıştırabilecek zemini hazırlıyacağım. Emin ol — buna, Seni çok özledim, iİnatçılık etme Hasan. * Havalar soğuyor Nesrin. Belki dışarda, sokakta, evlerde soğuk başlamamıştır. amma, bizim taş hapishane odasına küf kokulu Yer yüzünün yeşiline, yapra- gına olan hasretimizi bilmiş anla- mış gibi görünen karşıki, o neye ve nereye ait olduğunu bilmedi- ğim davarın yer yer oyuklarından | sarkan yabani otlar kurudu artık | Nesrin. Ben buraya girdim gireli ne çok günler, aylar geçti. Geldi- gimde yıkık yüzlü duvanın otları, daha yeni uyanmağa başlamıştı. 2184 rakkamından sayılar ek- sildi. Mantıkla, rıyaziyeci gözü ile bakılırsa, elbette ki bu rakam azaldı, yükü hafifledi. Amma bu yanlış bir “hesap çocuğum, Yedi aydır buradayım. 2184 den 214 günü geceyi çıkarıyorum. Ne oluyor biliyor musun Nesrin? O kocaman yüklü rakam daha artıyor, daha ağırlaşıyor, daha taşınmaz bir hale giriyor. Buna ı | muhtelit başkasına feda etmeye bugünden hazırlanmış demektir. Bedbaht olursunuz. Beyhude vaitlere İnan- mayınız. * Bursada Naim beye: Size lâyık olmadığını hareketi ile ispat etmiştir. Unutmıya bakınız. * Bir erkek okuyucum soruyor: Bir kız çocuğum oldu. Adımı koymakta zevcemle İhtilâfa düş- tük. O “Beyaz Gül, demek (is- tiyor, ise annemin adile «Âyşe» diye çağırmak istiyorum, ihtilâfı nasıl halledelim? Çok basit, yavruya Gül» deyiniz! ben «Ayşe * M. imzalı gence: Bir Kadına hitap ettiğinizi unutuyorsunuz. Hanımteyzenin bu hususta hiçbir. fikri olmaz. Lüt- fen doktor Fahrettin Kerim Beye müracaat — ediniz, Mekteplerde tedrisata gelince, aksi kanaatteyim. Bahsettiğiniz tema- yülü arttırmaz, eksiltir, tabilleş- tirir. HANIMTEYZE riyaziyecinin aklı ermez, Bir ra- kamın içinden sayılar düşüldüğü halde de nasıl artar gibi büyü- düğünü, ağırlaştığını gelsin de © hapiste yatana sorsun, Yer yüzünde yaşayan, dolaşan güneşi, yıldızı görenlerin anla- mıyacağı bu hesabı gelsin de bu dört duvarların ardında — yaşa- yanlara, — yeşili sade yıkık bir duvarın arasında havayı, gökyü- zünü, haftadan haftaya kokulu kara bir hapishane avlısında gös renlere sorun. Hele yıllardır, sayısımı bile şaşırdığım — günlerdir. çocuğuna hasret kalmış, her geçen 24 saatle yükü bir kat daha ağırlaşmış, beli bir kat daha bükülmüş anaya tarh kaidelerinin bazı zamanlar nasıl | değişip bozulduğunu o gelsin de bana sorsun! * Bir haftadır, sana kâğıt Üze- rinde olsun “ kızım! ,, * çocü- ğgum “ Nesrinim! ,, dememiştim. Meğerse öyle alışmışım ki, bu kadarcık bir yaklaşmada - bile içimin acısını oyalayan öyle bir haz bulmuşum ki, adeta yataktan kalkıp tahta masamın başına oturabilmeyi, sanki seni görecek, sana değecekmişim gibi sabırsız- lıkla, heyecanla bekledim, aradım. (Arkası var)