İTTİHAT e TERAKKIİ — Her hakkı mahfuzdur — Beşinci Kısım No.2 ettiği takdirde ecnebileri muhafaza maksadile düvelimuaz- zama tarafından gönderilen harp gemileri Beşiktaş sahillerinde de- mirlemişlerdi. Bunlar, herhangi bir sebep ve bahane ile karaya askerlerini çıkarabilirlerdi. Sabık kabine, millet karşısında ihanet ve cinayetle ittiham edilmiş, Ba- bidli salonları kana boyanarak iktidar makamma — geçilmişti. Acaba şimdi, Kâmil Paşa kabi- hesine atfedilen ihanet ve cina- yetin aksini yapabilmek, müt- tefik düşmanları bir hezimete uğratarak — elde edilecek — za- ferle Babıiâli salonlarında — dö- kölen kanları temizlemek müm- kün olabilecek mi idi?.. Bu sual ittihatçıları —derin — düşüncelere sevkediyor, çenelerini bıçak - aç- mıyordu. Vaziyetin bütün sıklet mer- kezi, ordunun — omuzlarına bin- mişti, Ordunun zafer veya mağ- lübiyeti, ittihatçıların endişe ve mukadderatını halledecekti. Hak buki bu yurdu herkesten daha iyi tanıması icap eden Iıhrıı! Şevket Paşa, sadarat sandalyesine oturur oturmaz ilk söz olarak: — Bu ordu, harp edemez. Demiş; — ittihatçıların bütün ümltlerine ağır ve feci bir darbe indirmişti. Ve batta bu kanaati dolayısiledir ki, fordunun başku- mandanlığını bile deruhte ede- memişti. Filhakika ordu, idaresizlik ve ihtiyaç yüzünden perişan bir hale gelmişti. Fakat harp kabiliyetini de büsbütün kaybetmemişti. Nâ- zım Pş.nın hatasına kurban olarak hezimetten hezimete düşen ordu, Çatalca istihkâmlarının siperlerin- de geniş bir soluk aldıktan sonra bir anda silkinmiş.. kolayca ikti- sap ettiği zaferle sermest o!ı'n düşman ordularına karşı çelik h kale gibi göğsünü gerivermişti... Kâmil Paşa kabinesinin son gön- lerine doğra (Yemen) den ıvğıt eden Erkâmharbiyei Umumiye Reisi İzzet Paşa, derhal Çatak- caya gitmiş ve vazifesinin başına geçmişti. Garip bir tesadüf ese- ridir ki o sırada da müttefik düşman orduları, büyük bir taar- ruza kıyam etmişlerdi. Fakat İzzet Paşanın aldığı seri ve tedbirler sayesinde üç gün Üç gece devam eden bu kanlı harpte Bulgarların en güzide alayları, Türk süngü ve ateşlerinin karşı- sında erimiş.. (Türk ordusu) nun, AA eee ile I — Gazetenin esas yazli bir ı;hınnı iki satırı bir (santim) -,::"İııı 2 Sayfasına zi min ilân fiatı şunlardır: santimle ölçülür. » Ziya Şakir € Mahmut Şevket Paşanın Ordu Bir Sözü İttihatçıla m Ka Nasıl Doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. 20-7- 954 — Nasıl Öldü?, İçin ra Bir Darbe İdi.. Sarayburnunda bir taburun silâh çatışı ehliyetli ellerde harikalar göste- rebileceğini ispat etmiş.. harbin ilk günündenberi kan ağlıyarak zafer müjdesi bekliyen kalplere büyük bir üÜmit va inşirah ver- mişti. Şimdi bu orduyat — Harp edemer. Demek, hiç şüphesiz ki hoşa gitmeyen bir kehanetti. Bunun içindir ki İttihatçılar, Mahmut Şev- ket Paşanın bozuk maneviyatın- dan istifade edemiyeceklerini an- -— Almanya Ve Fransa Mütekabilen Emniyet İşlerile Meşguller Londra, 19 (A.A) — Almanyanın mütekabil yardım misakları hakkın- daki Fransız teklifine karşı yakında cevap vereceği zannediliyor. Alman- masıl bir cevap — hazırladığı b öğrenilmiştir. * Berlin, 19 (A. A.) — Franaz baş- vekili M. Dumergin ı—mııd::; tahlil eden Korespondana gımlı.ıi. Fransızların sullku takviye hususundaki ai düşüncelerini (leri sür- f:h::ızqh bir şey y ai ”Xl-'manyada Ka- uçuk Buhranı (ALA) — Resmi kauçuk Berlin, 19 (AAJ v e . idaresl Ağaa aa braa aa a varsa sayılmasını — iste- mobil eli Taklldatı yüzünden Al- 'l'_n kauçuk senayii büyük müşkilât ldl:::ı mezareti de mamul madde- leri kontrol altına alan bir emir neş- getmiştir. Hint Dağlarında İki Facia Oldu — Himalaya Kalküte, 19 ( A A.) dağlarında Nanga Perbat dağına ıı'î manmak teşebbüsünde bulunan Merki, Vilant ve Velzenbah'ın kar Hpisine tutulup telef oldukları hemen muhakkak gibidir. Müiyetlerinde bulunan üç bamalın cesatleri bulunmuşsa da, kendilerinin kzi henüz keşfedilmemiştir. Diğer taraftan ikânci bir facia da- ha haber verilmektedin. Everest da- gının tepesine çıkmağa — teşebbüs etmek üzere yalnız başına yola çıkan İngiliz Moris Vilson, üç haftadanberi kayıptır. lar anlamaz, ( Başkumandan ) ve- kâletinin İzzet Paşaya tevcihini terviç etmişler; ve bütün ümitle- rini bu zattan beklemek mecbu- riyetini hisseylemişlerdi. Fakat İzzet Paşa, kendisinin Başkumandanlık Vekâletine tayi- nine dair tebliğ olunan İradei seniyeyi reddetmiş, — vukubulan ısrarlara rağmen bu vazifeyi kabul etmek istememişti. Düşman karşı- sındaki ordu, tam yedi gün ku- mandansız kalmıştı. ( Arkası var ) Bir Kaza Kıral Alfonsun Otomobili Çarpıştı Viyana, 19 (A.A.)— Sabıkk Ispanya Kıralının ötomobili bir dönemeçte kızak yapan diğer bir. otomobille arpışmıştır. Bu kaza — neticesinde B—!ııırkılı doktor Petersen olmüş, ve otomobilin içinde bulunan diğer 4 kişi de yaralanmıştır. Bir Tekzip Viyana, 19 (A. A.) — Dündenberi burada bulunmakta olan eski İspanya Kıralı Alfonsun bir otomobil kazasına uğrarmş olduğu haböri tekzip edil- mektedir. Romen Başvekili Döndü Parix, 19 (A.A.) — Romanya Baş- vıkll“î Tataresko Bükreşe t .lt..“'etonyada Siyasi Mahkümiyet Riga, 19 (A-A.) — Kavnastan ge- len bir habere göre, Hazirandaki fe- sat hareketinia önüne geçmemek su- çile eski erkâmı harbiye reisi ile Iki miralay İdama mahküm edilmiş, Cum- hur reisi bu cezaları ebedi hapse tah- vil etmiştir. Panamada Zelzele Panama, 19 (A A.) — Memleketin her tarafında şiddetli zelzeleler olmuş, Birçok binalar yıkılmıştır. Dört yaralı vardır. * Londra, 19 (A. A.) — Panama zelzelelerinin nüticesinde dört kişi ölmüştür. Sovyet Rusyanın Bir Teminatı Londra, 19 (A.A.) — Sovyet Elçisi Hariciye —nezareti daimi müsteşarı ile, şark mizakı hakkında görüşmüş- tür. Elçi, Fransa hükümeti naml ki Sovyetlere ve Almanyaya tekeffüle âmade ise kendi bükümetinin de bu iki devlete tökeffüle hazır olduğunu söylemiştir. Kasımpaşa Cinayeti Öldürüldükten Sonra Odanın Döşe- mesiAltına Gömülen Kadının Macerası ( Baştarafı | inci sayfada ) rin olan Osmanın oturduğu odaya geçmek istemiş, ev sahibile an- laşmış ve odalarını değiştirmiş- lerdir. Fakat daha evel bu odayı temizlemek icap etmiş, karı, koca evvelki gün bu temizlik işine başlamışlar. Fakat kapıdan içeri girdikleri zaman fena bir koku ile karşı- Taşmışlardır. Bohor karısı Ester ile beraber odadan çıkmış ve ev sahibi Fahrettin Beyi bularak vaziyeti —anlatmışlardır. Bunun üzerine Kasımpaşa polia merke- zine malümat verilmiş, merkezden bir komiser ile birkaç memur gelerek alt kat odanın döşemelerini söktürmüş, fakat kokunun daha şiddetle de- vam etmesine mukabil döşemele- rin altından birşey çıkmamıştır. Bunun Üzerine döşemelerin altın- daki toprak kazılmış ve takriben beş santim kadar toprak kazılınca bir kadına ait olduğu anlaşılan bir sol el meydana çıkmıştı. Haf- riyata nezaret eden polis komiseri bunun Üzerine toprağı kazmak işini durdurarak meseleyi hem âmirlerine, hem de nöbetçi bu- hanan Müddelumumi muavinlerin- den Şefik Beye bildirmiştir. Şefik Bey, zabıta doktoru ile beraber derhal vaka — mahaline gitmiş, — döşemelerin — altındaki topraklar kazılmış ve genç bir kadına ait olup ve boynunda kayış bulunan bir ceset meydana çıkarılmıştır. Bu ceset bu odada beş aydanberi oturan Mehmet oğlu Osmanın metresi (28 - 30) yaşlarında Deli Nazmiye namın- daki kadınındı, Ev sakinleri'cesedi görünce, kadını tanımışlardır. Bu vaziyet karşısında zabıta ve adli- ye tahkikatı, şu bakikati meydana çıkarmıştır: Rizeli Mehmet oğlu Osman bundan altı ay kadar evvel arka- daşlarile bir yerde rakı içerken hafifmeşrep deli Nazmiye ile ta- nışmış, memleketinde çoluk ço« cuğu olmasına rağmen bu kadınla birleşmiye karar vermiştir. Naz- miye de Osmanın bu teklifini kabul etmiş ve Fahrettin Beyin evinin alt katındaki odayı beş liraya kiralıyarak beraber yaşa- mıya başlamışlardır. Osman du- varcılık, rençberlik, sandalcılık yapıyor ve geçiniyorlardı. Bu arada kuş kafesler, vesa- ire de yapıyordu. Fakat Nazmiye bu kazancı az bularak çalışmıya başlayınca Osman Çavuş metre- sinin evvelâ çalışmamasını ister- ken sonradan kendisi çalışmaktan feragat etmiş, Nazmiyenin kazan- dığı para ile içki içmiye başla- mış ve bundan sonra da daimt bir geçimsizlik başgöstermiştir. O süretle ki hemen hergün kavga oluyor ve bu kavgalar hayli bir şiddet te gösteriyordu. Bundan iki hafta evvel de yine bir akşam aralarında şiddetli bir kavga çıkmış, fakat bir müddet sonra ses sada kesilmiştir. Ertesi sabah Osman çavuş evden işine gitmek üÜzere çıkan üst kat kiracılardan Bohor ve kocasını takip eden karısı Madam Esterle oda kapısı önünde kar- şılaşmış ve gülerek: — Nazmiye nihayet dün ak- şamki kagadan sonra beni bıra- kıp kaçtı ! ,, demiştir. Üç dört gün sonra da Osman evi terket- miştir. şekli hakkında umumi bir fikir veriyordu. Nitekim, zabıta derhal faaliyete geçmiş birkaç saat zarfında Mehmet oğlu Osmanın evvelki gün Karadenize hareket eden Cümhuriyet vapuru ile kaç-« tığımı tesbit etmeye — muvaffak olmuştur. Bunun Üzerine maznu- nun yakalanması için Cumhuri- yet vapurunun uğrayacağı bütün iskelelere telgraflar çekilmiş ve telsizle Cumhuriyer vapuru süvas risi Güreyya Bey de hadiseden haberdar — edilmiştir.. Dün geç vakit gelen bir haber, katilin İneboluya çıktığını ve orada yas kalandığını bildiriyordu. Maama- fih bu haber teyit etmese bile her taraf vaziyetten haberdar edildiği için kaçmasına imkân yoktur. Cinayeti tesadüfen meydana çı- karan ve cinayetin işlendiği odanın üstündeki odada oturan Bohor ile karısı Madam Ester üç dört ay çok güzel geçinen Osman ile deli Nazmiyenin son günlerde sık sık kavğa ettiklerini ve cinayetin işlendiği gece de her vakitki dgür rültüden başka birşey duymadık- larını söylemişlerdir. Diğer kom- şularla ev sahibi Fahrettin Beyin bildikleri de hemen aynı şeylerdir. Bunların haricinde cinayetin işlendiği odada bir takım mek- tuplar bulunmuştur. ki — bunlar, katil Osmamn metresini öldür. dükten sonra evde kaldığı dört n zarfında, metresine gelen 2anlın açıp okuduğunu, sonra bunları buruşturup attığını göz- termektedir. Bu mektuplardan anvlaşılıyor ki bir ara, Vakfıkebire giden Osman, Nazmiyeyi, burada, Hafız isminde birine takip ettirmiş ve kadının ahvali hakkında iyi ma- lümat almamış, odada bulunan şu mektup bunun bir delilidir. “Nazmiyel Halızdan senin hakkında fena şeyler işittim. Oraya geleceğim ve eğer doğru ise seni mozara ben gömectğim.,, Bu mektup 12 kânunuevvel 933 tarihlidir. Bir diğer mektup ise 9 tem- müz taribile ve ambarcı Yusuf Ziya imzasile Nazmiyeye yazılmış ve Osmanın eline — geçmiştir. Çünkü metresi ölmüştü. Bu mektupta şu cümle vardır, * Nazmiye Hanım ! “Cuma günü gelecektin, gelme- din, beni beklettin. ,, Bir diğer mektup ise Nazmi- yenin Üvey kızkardeşinden gel- miştir. Başına bir felâket gelme- sinden endişe edici maeldedir. Diyor ki: * Nazmiye! Babalarımız ayrı diya boni ihmal ettin, fakat şu günlerde seni çok merak kediyorum ve girs birşey olduğunu zannediyorum, içim sıkılıyor. Bu mektubu geco bile elinı alırsan uyuma, cevap yaz.. ,, Bundan ötesi ise malümdur. e ö he Gandidin Sözü Ağustosta — Başlalığı Siyasi Oruç Bitiyor Bombay, 19 (A.A.) Gandinin siya. setle uğraşmamak Üzere verdiği bir senelik sözün — müddeti ağustosun beşinde bitecek, ayni gün siyasl bir nutuk söyliyecektir. Irak Petrolları Trablusşama İndiriliyor Beyrut, 16 (A.A.) — Fransız fevkale âde komiseri M. Dö Martel, Musul » Trabulusşam Petrol boruları - yolunun küşat resmini yapmak için Trabulus. Yukariki tafsilât cinayetin icra | tama gikmiştir.