Emirin Cep Harçlığı Tükendi Erden Emiri Londrada bir ondra farla| *ydan fazla kab- tcek, dıktan sonra mem- » PATOYİ| Yeketine — döndü. tritiyor Hareketini — mü- teakıp —bir İngiliz gazetesinde şu satırları okuduk : «Emir, Erdenden geçen hava ve petrol yolları hakkında Ingi- tere ile bir muahede akti için gelmişti. Üç hafta müddetle hü- kümetimizin — misafiri — olacaktı. Ikamet müddeti bunu geçince kendi cebinden harcetmiye baş- ladı. Oturduğu otele günde 20 Ingiliz lirası veriyordu. Medeni- yeti güzel, fakat fazla masraflı, Londrayı güzel, fakat parayı he- men eritecek derecede sıcak bul- mıya başladı. Cep harçlığı da tükenmişti. Yola çıkmayı kalmaya müreccah buldu. , * İlılyı boks federasyonu Ame- rikaya bir heyet göndermiş- tir. Bu heyetin maksadı — geçen- Amerikada arnera ye- pan ve yenilen meşhur İtalyan boks şampiyonu Karneranın ha- kikatte yenilmediğini ispat etmek- tir. Heyet bu maksatla müsabaka esnasında alınan filmlerden fena | çıktıkları düşüncesile kesilip gös- terilmeyen parçaları araştıracak, satın alacak ve bunları tam bir film halinde mütehassislara gös- tererek mütalealarını alacaktır. İngilizlerin mütalealarına göre bu, — başarılamıyacak — derecede güç bir iştir. * Şikıgodı Mis Patricia Maguir isminde bir ganç kız | şubatında — uyku hastalığına — tutu- larak yatağa düş- O zamandanberi por- şurubu, Yumurta ve süt paırıngaları İle sun'i surette besle- niyordu. Bu kız geçen hafta ilk defa olarak — gözlerini açmıştır. Hesap Edildiğine göre - uykusu 29 ay sürmüştür. * ıngiliı hapishanelerinde görmeyen bir tek mah özü görml vardır. Adı Sam- my dir, — sicilde numarası 415. Bu zat bir amele ailesinden doğmuş, gençliğini — yslu, akılli geçirmi, ve upkı babası gibi bir İı.brlkıy: girerek 32 yaşına kadar munta- zam bir hayat yaşamıştır. Fakat © zaman görme hassası eksilince fabrikadan çıkmış parasız kalmış, ufak tefek cürümler yaparak bir- çok defalar hapishaneye girmiştir. Londra âmâlar cemiyeti bir müd- det evvel bu adamla alâkadar olmuş ise de kendisini — wlâha muktedir. olamamıştır. Sammy'nin mahkümiyeti bu defa iki senedir. Gözleri görme- diği için hapishanede İş yapma- makta ve am mahsus kitap- ları okumıya çalışarak vakit ge- çirmektedir. özü * ondra gazetelerinde gördü- gümüz haberlere nazaran Kadın ted. | İngiliz müessese- SKĞ Leıiııde kadın işçi R ullanılmaması le- dönmeli | kinde şiddetli bir cereyan başlamıştır. Ve birçok- larında kat'i kararla verilmiştir. Maamafih kadınlar derhal işlerin- den çıkarılacak değillerdir. Şim- diki halde yapılacak şey bir ka- dından varife inhilâl etti mi onu erkeğe vermekten iburettir. | | Hokka - Ziya Ef.: ner Bili - ' 'DeKen-* meti Var Ziya Ef. muhtelif hünürlerini gösterir ve krlıç yutarken Aman yarabbi, insan ak- hnı bozar.. bir buçuk metro uzunluğunda kalın, kocaman bir demiri “Luwup,, diye yut- mak.. yalnız bir tane mi ya?. Arkasından biri dahal.. Ta sapına kadar boğaza geçir- mek?. Evet bunu yapan bir hok- kabazdır.. belki siz de bilir- siniz. Ara sıra Bayazıt kahve- lerinde gezer. Başınızdan şap- | kanızı alır, içinden koca iki yumurta, dört beş civciv, bir İskarpin, bir düzöne kravat, 36 tane yaka, 12 mendil, 2 kadın fistanı, bir şapka çı karır.. bütün bu hengâmeler | içinde siz gözlerinizi dört aça- | rak şaşar, kalırsınız. Hokkabaz yalnız bununla kalmaz. Şapkanızın içine iki yumurta kırar, ödünüz kopar, “ Eyvaaah, bizim şapka gitti gürültüye! ,, diye yerinizden sıçırarsınız.. o kemali sükü- netle başlar yumurtayı çalka- —a er — — Kilıç Yu“ Adam .. Koca iki Kılıcı Sapına Kadar Yenikapı BoğazınızaSokabilir Misiniz? - baz Mehmet - Tam1300Hi- rim. Hepsinin dine Göre Kıy- x dır, Diyor.. İ İ Telacakl. Fakat biraz sonra şapkanızı size la- de ettiği zaman hiçbir bir yaş bile,.. Sonra ateşi ağzına alır, alevler ağzının dört tarafını sarmış, ha yan- dı, ha yanacak!. Siz bu cür'etin şaş- kınlığı içinde iken hok- “nbaz, zeytin — çekir- değini alıp fidan çıkarır. Yumurtayı eline alır, kulağına götürür, dinler, sonra yavaşça kırarak canlı civcivleri gözünlüzün önüne tutar.. daha sonra tavuğu yatırır, kıtır, kıtır keser, fakat sakın ha, tavuk artık öldü demeyin biraz sonra ayni tavuğu dipdiri önü- nüze koyarsa, şaşıp kalmayın. Hok- kabar eline bir boş sepet alır: — Efendiler bakımız, bu sepetin içinde hiçbir şey yok değil mi? Ufak bir saman çöpü bile.. İşte, size zengin olmanın yolu.. Bir dakika, iki dakika, tiç dakika.. Sepetin kapağını açıyorum.. Neden şaştınız? Evet güvercin..Bunlar güvercin. Sayın bakalım.. Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz... Ve Hokkabaz 16 ya kadar sayar, © boş sepetin içinden tamam 16 güyer- ci çıkar. Fakat durün, daha bitme- di.. Hokkabaz yine söyliyor: — Efendiler, sabirli olunuz, bu güvercinler piştar sayılırlar.. işte ba- kın, elimi sepete sokuyorum.. Sayın bakalım: Bir, iki, Uç, dört, beş, altı,. Tamam altı tane saat.. Daha var.. Şimdi, bu, yeni çıkardığımı, isterseniz gidip tartınız.. Tam 16 kile ağırlığın- dadır. İşte.. Evet zincir.. 16 kilo ağır- lığında zincir.. Hokkabazlık bir hünerdir. Meşru bir hilenin doğurduğu bir meslek... Fakat bu meşru hileyi yapmak ta o kadar "güç, o kadar güç birşey ki, her babayiğitin yiyeceği yoğurtlardan değil.. Siz yapılan hileyi halle çalışır- ken içinden çıkamazsınız.. Meselâ, hokkabaz yanınıza gelse de, yeleğini- zin cebindeki saati işaret ederek: — Lütfedermisiniz? Dese, tabii | çıkarır, verirsiniz.. Hokkabaz bu yep- | yeni, altın ve ihtimal ki otuz liralık saati bir havana koyar: — Bakınız efendiler, dikkatle ba- lamaya, ömlet ha oldu, ha | kmizl! diye başlar saati döğmeye şey göremezsiniz. Ufacık c ©o zaman sizde de tabil şafak atar.. çünkü saatiniz hurdahaş edilmiş- tir. Hokkabaz size parçalarını kırıklarını gösterir.. eh, saat git- ti diye sap sarı kesilirsiniz.. fakat hokkabaz biraz sonra, sizin o par- ça parça olmuş saatinizi sapa sağ- İam verirse ne der, ne yaparsınız?. * Hiç unutmiyorum.. Çocuklu- gumun birkaç ayı Selânikte geç- mişti. Ö zamanlar şehre bir Av- | rupalı hokkabaz gelmişti. Şöhreti vasi, mahareti harikulâde — idi, Birgün, pazarda yumurta satan bir köylüye yaklaştı, yumurtala- rın kaça olduğunu sordu. On ta- nesi bir kuruş olduğunu anlayın- ca şaştı: — Bu kadar ucuz hal!.. Deli- misin? Bunlar hazine be!. Dedi. sonra yavaş yavaş — yumurtaları kırmıya başladı. Kırdıkça yumur- tanın içinden bir sarı altın çıka- riyor, cebine atıyordu.. köylü do- nup kalmıştı. Nihayet bir yerinde | hokkabaza mani oldu. “Satmıyo- rum! ,, Dedi.. zavallı köylü, biraz sonra bir köşeye çekilmiş, baş- lamış yumurtaları kırmıya.. fakat tabil içinden altın değil, bir me- telik bile çıkmamış. » Evvelki gün matbaaya: esmer yüzlü bir genç geldi: — Bendeniz -kılıç yutan De- | nizlili hokkabaz Mehmet Ziyal.. — Müşerref olduk!.. Dedik.. Oturdu.. konuşmıya başladı: — Efendim, ben tamam 22 senedenberi bu meslekteyim.. gö- Yüyorsunuz ya, ne kadar yıpran- | dım.. şimdi 33 yaşındayım.. ta- mam 11 yaşımda iken bu mesle- | ğe atıldım.. benim hocam Taha Beydir. Birgün ben denizlide iken ustam geldi. Hünoerler gösterdi.. bende müthiş bir tosir bıwaktı. Onun bu hünerlerini öğrenmek için her şeyi fedaya razı idim. | Taha Bey nihayet beni yanma al- mıya karar verdi.. 22 sene evvel Deizliden — çıktık. Gereygöne, Kaledavaz, Yüksekkum — yolile Milâsa, —oradan da Rados, ve Arabistana geçtik.. Arabistanda birkaç ay meşgul olduktan sonra Hindistana — gittik Dörf — xsene Hindistanda — kaldık.. — Ustamla ee aei ee A —— — | kılıcı da ayni şekilde soktu. G; Temmuz Kari Maktapizrı — Sahilinde Kum Yığınları ” Biz Yenikapı Sandık bu da oturmaktayız.. Bir zat, nalarla getirttiği kumları yığmakta, bu yüzden de o rın bütün sakinleri rahatsız maktadır. Bir kere bu ku Üstüne baldırı çıplak takı birçok kimseler gelerek mü betsiz hareketlerde bulunuyor! ve cuma günleri eğlenmek sahile dökülen halkı da ediyorlar.. Alâkadar makan bu kum dökmeyi mennettirn rica ederiz efendim. Yenikapı, Sandıkburnu sakinleritt Zühtü, Kahveci Mustaft Tekalit Maaşları Hakkı Bir Mütalsa Ayni rütbe veya derece yinde eskiden tekaüt edilmiş © memur ve zabitlerin maaşlari yeni tekalit edilenlerin maaşli/ arasında pek büyük — bir vardır. Yeni tekaütlerin reftl nisbetinde eski tekaütlerin ıstı! vardır. Bp eski ve yeni y maaşlarının vasatisi bulunarak V seviye Üüzerinde maaş verilse pf yerinde ve isabetli bir harel | olacağı kanaatindeyim. Amasra: Mütekait binbaşı Fi Adapazarında Behriye sok Gülsüm Hanıma: Mektabunuz ilân mahiyet! olduğu için dercedilemedi efen * Meorsin Liman Şirketinde ust Hilseyin Sıtkı Beye: Küçük san'atların Türk v daşlarına hasrı kanununda marangozlar da — vardır. Emniyet — dairesinden ma alabilirsiniz efendim. * Nişantaşında Cümhuriyet sinde Ruhi Beye: Mektubunuzu Sıhhat M lüğüne göndermeniz muvafıkti Eğer mufakat ederseniz gö diğiniz mektubu biz Sıhhat İdare sine tevdi edelim. ğ * Kadıköy Hasanpaşa mahallesi Gültekin Beye: Teri kesmek sıhhate muzı Ancak bu ifrazatın kokusunu izi etmek zaruridir, bunun için © hergün — anti septik — «abur B “ Ç SA LA L — ” | beraber bütün hünerleri, huM | bazlıkları ben orada oğıendiın-'; — Kaç türlü hüner g a bilir siniz?. — 1300... Saymakla bitmef” | Ah eşyam yanımda olsaydı gösterirdim.. 3 Denizlili hokkabaz Mehmtt | Ziya Efendiyi, bizim mııbııj trasına çıkardık.. Birkaç nu 'e rasını gösterdi. Sonra 'eline kör kılıç aldı.. Kılıçların nııılı*’r eski türkçe ile.. “Allah bizimlt” dir!,,, yazılı idi., Mehmet Efendi, bunları sükünetle ağaf” soktu, bastırdı, bastırdı, hııîll"v Tâ sapına kadar soktu. İkint' , leri yavaş yavaş açılıyor, .kf kızarıyordu. Nihayet resim çet di. Ve hokkabaz Ziya Ef kılıçları ağzından birer birer gğ kardı. Fakat biliyor musunuz Kılıçları bir bezle silerken SÖT lerindeki yaşı bize göstermem” — | için başını çevirmişti. — * — |