2 Temmuz. a yaset Alemi ) | İsera Kampları ibi “ Va ği Ingiltere decrit Kampları,, Dünkü “Son Posta, da Varşovadan Zönderilmiş kisa bir telgraf haberi okudunuz. Bunda deniliyor ki: “ 210 kadar muzir şahsiyet tecrit kampına #evkedilmişlerdir. ,, Tecrit... Bu kelime, bazı milletlerin, bilhasra Orta Avrupa devletlerinin siyasetlerinde yeni bir ıstılah ol- Muştur. Bunü ilk defa olarak çok ge- Miş bir surette Almanya, daha doğrusu Hitler idaresi tatbik etti, ondan son- tu da diğer bazı devletlere sirayet etti, Bu devletlerde Idareyi eline alan İhtilâlei veya inkılâpçı hükümetler, kendi rejimlerine karşı siyasi suç İşiiyenleri mahkemelere gönderiyorlar çlu mahkâm olursa hapse atılıyor. akat suç işlemiyen bazı vatandaş- lar da vardır ki bunların rejim aley- hinde bir fikir taşıdıkları anlaşılırsa Mini ediliyorlar. o Yani | bunların, diğer vatandaşların fikirlerini çelme- lerinden korkuluyor, cemiyet içinde umumi hayat ile temasta bulunmaları Mazarratlı görülüyor ve bu teması kesmek için bunlar diğer vatandağ- rdan ayrılarak başka (yerlerde, wi kamplara konuluyor. Tarihlerde okuduk: Fransa “ihti İâlikebir,, inde bu gibiler, yani rejim aleyhinde fikir taşıdıklarından şüphe *dilenler giyotinin satırından geçiril- MİŞ yüz binlercesi kesilmişti. Şimdi mesele kansız bir usul ile ballediliyor. Aradaki fark bundan ibarettir. Bir düşmanın diğer bir İşman tebeasını üsera kamplarına #evkedip oralarda teerit etmesi gibi irminci asır bir millettaşın diğerini İndi surette hürriyetinden mahrum ©tmesine de şahit oldu. Dünyada unun kadar hazin nadir hâdise vardır. — # Bulgaristanda eniş Teşkilâtlı Bir Genç- lik Birliği Kuruluyor Sofya, 11 (A.A) — Gençliğe alt irk kadar hars, fikir ve spor cemi- Yeli mümessilleri bir toplantı yaparak Bulgar Milli Gençlik Birliği teşkilinâ *râr vermişlerdir. Bu birlik 14 ile > yaş arasındaki gençleri bir araya toplyacaktır. M, Tataresko Paris, 11 — Romanya Başvekili M. Tatarcsko buraya gelişir; “Son Posta,, nın Milli ve Edebi Tefrikas: 48 El İ & Lİ Vi NN 4 Fransa Londrada Yapılan Siyasi Görüşmeler Bir Anlaşma İle Neticelenmiş Londra, 11 (A. A.) — Fransa Ha- riciye Nazır DM. Bartu dün Parise dönerken, Avrupa vaziyeti hakkında İngiliz Hariciye ile aralarında fi duğunu söylemiştir. Londra, 11 (A.A) — ziyaretinden bahseden Taymis gazetesi diyor ki: “ M. Bartunun vazifesi sadece azırı Sir Con Simon beraberliği bulun- M. Bartunun mütekabil itimadı artırmak ve Fransa ile İngiltere arasındaki dostluğu tekrar teyit etmekti, Bu tamamen tahakkuk etmiştir. ,, Deyli Telgraf, müzakerelerin bey nelmilel vaziyeti (o aydınlattığını ve mma neticeler verdiğini yazmak» tadır. Londra 11 (A.A) — Havas ajan. sından: İngiltere, Fransanın misakları siyasetini tasvip dir. M. Bartunun İngiliz nazırile tuğı ve evvelee bir malümat mi tinde olacağı bildirilen ak mali beynelmilel noktai nazardan pek mü- him bazi neticeler vermiştir. İngilterenin şark misakını tasvip etmekle kalmıyacağı, bunu V a ve Berlin gibi bazı hükümet ez. lerinde müdafaa edeceği de bildiril mektedir. İngiltere Sovyetler İttihadı- nın Milletler Cemiyetine girmesine muhalefet etmiyecektir. İngiliz resmi mahafili, M, Bartunun verdiği izahat üzerine, mıntaka mi- sakları sistemine samimi bir surette iltihak etmekle beraber, bu usulün tatbikatta tevlit edeceği müşkülâtı gizlemiyorlar . Avrupada akdine çalışılan itilâf- ların Berlin ve Romada nasıl karşıla” Dacağı hakkında henüz İngiliz Narir- larını tenvir edecek hiçbir malümat yoktur. Son Almanya hâdiselerinin, Al- manyanın harici siyasetini ne dere- ceye kadar değiştirmiye müsait oldu- ğu da kaş meçhul bulunmaktadır. vip #dilen dalanller usulü hakkında sarih ümitler beslemeden evvel Fran- sımn alâkadar Ohükümetlerle yap- makta olduğu müzakerelerin neticesi beklenmektedir. İngiltere vakti ge- lieee bu hususta tavassuta made bulunuyor, Londra, 11 ( A.A ) — Fransa Bah- riye Nazırı M. Piyetri, İngiliz Hariciye Nazırı ve İngiliz mütehassısları dün de 935 deniz konferansı müzakerelerine devam etmişlerdir. Bartu - Musolini Görüşme- sine Doğru.. Paris 11 AÇA) ME Barmen | mey - M. Bartu'nen 12.7 -904 Lt yi is) LE DV i Mebrure Gem ÇÖL İnsanca mühim zayıat vardır. Dün akşam, Sirkeci garından Saat beşte kalkan banliyö treni, Ayastafanosa yakın bir yerde Avrupa ekspresi ile müsademe *imiştir, Kazaya yol bekçisinin Yeyahut ta ekspres makinistinin sebebiyet verdiği söylenmektedir. z hâdise mahalline geç vakit ir muharririmizi gönderdik. İn- alarım bizzat şöyle anlat maktadır; Müsademenin © vukubulduğu Yere ortalık karardıktan çok Yonra varabildik. Manzara müt- ti: Her iki tren lokomotifi ve ik vagonlar devrilmişti. Sanki ahşerden bir nümüne idi. Adımbaşında kopuk bir kola, Kadr kanı akan bir bacağa pe ediliyordu. Zabıta me- ik urlarımız, düvelütilâfiye polisleri © beraber yaralıların intizam GİBİ dahilinde (nakline ediyorlardı. İnilti ve bağrışmalardan tüyler ürperiyordu. Ortalığı aydınlatmak için getirilen meşale gibi bir şeylerin ziyasında, korkunç man- zaralara tesadüf ediliyordu. Her iki şimendiferden de pek çok ölenler, yaralananlar vardı. Banliyö hattı treninden çıka” cakları olan civardaki aile ba- baları, kadınlar, çocuklar, kazayı işitir işitmez yollara düşmüşlerdi. Tahta ve demir yığınlarının altından gelen inilti sesleri ile herkes telâşta, korku ve heye- canda, oradan oraya koşuyordu. Ecnebi ve Türk polisleri, kopuk vlarına atılan, ağlayan bakla & insan kalabalığın yatıştırmak, okaza mahallinden uzaklaştırmak, sıhhi tedbirler al mak için pek çok gayret göste- sarfıgayret Mançuri Gönül şleri İstiklâli.. Hangi Garip Şartlar Dahilinde Tahakkuk Ettirilmektedir Mançurinin ye- i o hükümdarı: / Bk ape Nİ > nın iddiasına a —i göre, (oMançuri — Füle Mr tahtına o “bil'irs* ve elistihkak,, çıkmıştır. Haricin görüş ve düşü- nüşüne göre, o, » Japonya'ya körükörüne ita- ate borçlu bir insandır. Nete- kim resimde de onun vaziyetini bu suretle ifade ! ve tasvir edil mek istenmiştir. Yani o Mançuri istiklâlinin o bir' komedi olduğu İ bir defa dl İ ifade edilmiş o- luyor. a Uzak' Şarkta Âfet Şanghay, 11 (A.A.) — Çine fel&- ket üzerine felâket yağıyor donile- bilir. .Kvantung vilâyeti ile Şihll vilâyeti arasında feyezanlar, Şanghay, Şepoo ve Tiyençin'de birçok kimses lerin ölümüne sebebiyet veren ku- raklıklardan sonra şimdi de Sungari nehrinin taşmasından korkuluyor ki, tehlike teşkil etmektedir. p< Tokyo, li (A. A.) — Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurlardan dolayı, sahildö bulunan lsikava ve Fukul nahiyeleri harap olmuştur. Harbin, 11 (A.A.) — Suların taş- mâsından Sibirya demiryolunda mü- bu, Harbin ve civar, için müthiş bir | nakalât kesilmiştir. Romayı ziyareti için M. Masolia'aln | yaptığı davete. zannedildiğine göre müsait cevap verilecektir. Bununla beraber henüz bir tarih tesbit edilmiş değildir. Çünkü bu seyahati hazırla» mak üzere Fransa ile İtalya arasında, müstemlekelere âit bazı meselelerin halledilmesine intizar olunmaktadır. » ç 11 — Fransız - İngiliz mü- e asi deniz konfe- şansı hazırlık görüşmelerinde siyasi ve teknik meseleleri konuşulmuştur. Siyasi mesele 'çok mühimdir ve Al- manya, Sovyet Rusya gibi bazı der. riyorlardı. Şimdiye kadar toplanan ceset- lerin, daha doğrusu, parçalanmış kopmuş insan uzuvlarının ancak mahdut bir kısmının hüviyeti tespit edilebilmiştir. Ölenler meyanında esefle öğ- rendiğimize göre, Avrupa ekspre- sinde ismideki Türk mu hibbi Fransız Ceneralı ile refikası madam ve “..., gazetesinin mu- habiri Mösyö “..,» vardır. Mıktarı in fazla olan ban liyö treni kurbanları © arasın- dada tamnmış (( tüccarlarımız- dan Altın Koza müessesesi sahibi (OSadık (Beyin o haremi ve hizmetçileri (bulunmaktadır. Cesetler tanınmayacak bir hale geldiklerinden, büviyetleri müş- külâtla teşhis olunmuştur. Pek çok aileyi mateme boğan bu feci kaza hakkında, şimdilik elde edebildiğimiz o malümat bundan ibarettir. Hâdise sebepleri yarına kadar tevazzuh edecektir kanaa- tindeyiz. Her iki trenin makinisti de müşahedeye alınmış, tahkikat başlamıştır. ,, kzrisdin başımı kaldırdım, ona baktım. Omuzlarına e ME . gibi ve seker simdi? Ne olacağız? Dedi. Gi e er “ 0 letlerin de deniz silâhları konferansına çağırılıp çağırılmamasile alâkadardır. Ingiltere bu devletlerin yalnız hazır. lık toplantılarına çağırılmasına taraf. tardır. Almanyanın çağırılması İse müsavat meselesini ortaya çıkaracağı için müşkül bir vaziyet hasıl olacaktır. Teknik meseleye gelince, İngiltere- nin hafif zırhlılar inşası fikrine karşı İtalya ile Amerikanın büyük | İnşasta taraftar olmalarıdır. Bir Üniversite Yandı Friburg, 1) (A.A) — Üniversitâ binası yanmıştır. Her Şey Bir Ölçü Meselesidir Bir hanım kız, derdinin çare- sini kendisi bulmuş, benden hiç tavsiye istemiyen mektubunda, hasbıhal yapmakla iktifa ediyor. Fakat ben bu hasbıhalin mabi- yetini bazı ailelere ders teşkil edecek mahiyette görüyorum. İşte size küçük bir hulâsa: “Annemle babam benim için çok parlak bir istikbal hazırla- mak istiyorlardı. Servetleri yok- tu. Yalnız aylıkla geçiniyorlardı. Bu aylığın nısfından fazlasını ba- na ayırdılar. Daha altı buçuk ya- şında iken Amerikan Kolleje girdim, fakat talih yardım etmedi. Mektebi bitirmeme iki sene kala evvela annemi, iki ay farkla da babamı kaybettim. Beş parasız- dım. Yardımına güvenebileceğim akrabam da yoktu. « Çaresiz mektebi bıraktım. İstanbulda kendime bir iş bula- caktım. Fakat bu, bana ne kadar güç geldi bilseniz, daha düne kadar, kendimle ayni seviyede gördüğüm “birkaç mektep arka- daşımın babalarının ticarethane- lerinde bir iş edinebilirdim. Am- ma bunu çok acı buldum. Tesa” düf bu defa yardımıma yetişti, bir Amerikan tütün şirketi Ak- deniz kıyılarındaki şubesi için bir Türk kâtip arıyormuş. Derhal müracaat ettim. Memnuniyetle aldılar. Fakat burası hiç bilme- diğim bir yer. Binlerce nüfusunun arasında tek kimseyi bile tanımı" yorun. Otel obayatı yaşamaya başladım, acaba sizin burada beni tavsiye edebileceğiniz aile- ler var mıdır, bu takdirde size minnettar olacağım. Bu hanım kızın ailesini, esa- sen ben de tanırım, kendisinin gittiği şehirde de birkaç bildi- ğim vardı, elimden geleni yap- tım, ümit ederim ki hayatın kar- şısında her zaman bugünkü az- mini muhafaza edecektir. HANIMTEYZE my e ağn arkadaşı Beyin: — Behsi ne sen kazandın ne de ben. Allah işe karıştı. Kadın- cağız dün akşam öbür dünyayı boyladıl diyişi geldil İçim ürperdi. Artık rüya bitmişti. Uyanıyordum. “Listeye katılmak imkâni ola- bilecek mi?,, diye Üzerinde bahse giriştikleri kadın bendim. Bu yuvarlanışımı iyice görmek, acı elem kelimelerile, böyle insan icadı yavan sözlerle anlatılması kabil olmıyan ıstırabımı iliklerime kadar işletmek için karşımdaki İnsanı sanki daha anlamamış gibi, gözükmeye çalıştım: — Kocam için, muhitim için ölmüşüm ben... Fena mı? Sade senin için yaşarım... Beni götürür- sün... Uzaklara gideriz... Zaten gideceğini söylüyordun ya, dedim. O kadar şaşaladı ki, bir gün evvel, çıngıraklı o kırmızı o bir kuklanın satıldığı büyük bir dükkânda... Karşımızdaki (sıra sıra (o oyuncakların (bebeklerin cansız gözleri önünde uydurduğu yalanı bile unuttu, evvelâ boş bulundu: — Gideceğini mi? Kimin? Ha benim mi? Olur mu hiç, herkes ne der? Diye kekeledi. — Herkesin filân kalmadı. Herkesçe ben öldüm, dedi. — İmkân var mı canım? Kü- çücük bir motörle nereye gidilir- miş? nı geçirtmezler bile... Öyle şeyler sade hulyada olur... Kulaklarımda bir gön evvelki: “— Hem de Martıile: Ya- nımda tek bir gemici... Içimde de galiba hiç dönmemek, hatta batıp gitmek isteğile... Diye bir ses, kendi kendime ben bu: “Im- kânı var mı canım? Küçücük bir motörle nereye gidilirmiş?.. Insanı geçirtmezler bile... Öyle şeyler sade hulyada olurl,, Cümlesile cevap verdim. Duyulmadık bir sızı ile başımı sallıyarak : — Öyle ise ne olacak? Ne yapayım? dedim. Bunu adeta, yalvaran 'bir sesle söyledim. Gözleri bambaşka idi. Vaziyetine, aşklarına, yaşayışına engel olabilecek bir yükü başından defetmiye bakan, öyle iğrenç, ne aldızla, ne rol yapmakla ka, rick öyle kere öfkeli Dir hali, adeta hıncı vardı ki, cıgara- sını tablaya fırlattı: — Ağlamakla, sızlamakla bu iş düzelmez. İki kopuk kol, ezik bir surat görüp te hemen karim budur diye budalalaşan kocana, ölmediğini, (trende olmadığın anlatmak lâzım, ( Arkası va )