— ta meselesini — Jyahut bu güzel vücudu göğsüne Aşk ve Macera Romanı “d8 e — Öyle zannediyorum ki tren- de ayni kumpartimanda bulunan bir insan sizi bir. ecnebi çağırdı. Genç adam güldü. — Evet dedi, boks Menecer- dim Jems ile beraberdim. O, bir Amerikalıdır ve bir türlü Tevfik demesini beceremiyor da bana Teddy diyor. Bu ara yanlarından geçen bir garsonu çağırarak o da masaya bir şampanya 1smarladı. Şimdi musiki —yeniden baş- lamıştı. — Bu dansı benimle oynamak kutfunde bulunur mısınız? Fatoş: — Teşekkür ederim, diye ce- vap verdi. Çok yorgunum. — Canım ne olur rica ede- rim... Tango. Bu... Tango insanı yormaz ki., Sonra genç kızın kulağına doğru eğilerek: — Size bir şey söylemek is- tiyorum... Muhakkak kalkınız. — Peki... Başlarında olan bütün üzün- tülere rağmen Fatoş bu anda memnuniyet hişsediyordu. Çok şampanya içmişlerdi. Dü- şünceleri ağırlık ve kesafetlerini kaybetmişlerdi... Ve şu anda ya- kışıklı Türk gencinin yanında ma- suların arasından dans yerine doğ- ru giderken içinde memnuniyete #deta saadete çok benziyen bir beyecan hissediyordu. ismile * Ne güzel bir tango çalıyordu. Hava ne hafifti... Tevfik kolları arasındaki beyaz bulutlara benzi- yen tül elbiseleri içindekl şu tüy gibi, bulut gibi hafif sarmaşık Blizl gibi ince genç kızla bu mu- sikinin tatlı ahengi içersinde ağır ağır dönerken: — Ne harikulâde bir mahlük Allahım. Diye düşüniyordu. —Kolurun kavradığı bir saz gibi kıvrılan şu bel hatları ayak bileklerine doğru süzüle, süzüle incele, ince- le inen mevzun kalçalar sanki musiki ahengi nesiçlerine işlemiş ibi kıvrandılar... Senelerdenberi Ehınbuldın uzak yaşamış — bir Türk erkegi hasretile: — Şu bizim kadınlarımız. ne emsalsizdir ve harıkulâdedir, di- ye düşüniyordu. Ve heyecan içer- sinde onu buraya sevkeden çan- tamamile — unut- müştu. Şimdi ona masalarına geldiği zaman Şefkatinin yaptığı yanlış- hgı ve bu yanlışlığın onu nekadar müteessir ettiğini söyliyordu... Ga- liba daha fazla şeyler de söyliyor. doğru hususi bir mana ile çeken kolu daha fazla şeyler ima edi- yordu. Fatoşun kalbi de — tatlı, —tatlı çarpıyordu. Ve Tevfk kalbinin üzerinde çırpınan bu kalbin atış- larını duydukça gitgide — daha müteheyyiç oluyordu. * Fatoş heyecanını gizlemek baş- ka bir şey söylemek veya başka bir şey yapmak emelinde — idi. Yralarındaki bu müşterek stiküta l Yauzan Suat Suzan bozmak lüzımdı. Bunun için bir- denbire: — Hani bana siz birşey söy- liyecekdiniz, dedi. — Ha evet, Fatma Hamım, az kaldı ununtuyordum. Sizin çanta- larınızın arasında bir sarı çanta var değil mi?.. Size ait olmıyan ve yanlışlıkla eşyalarınız arasına girmiş olan bir sarı çıntı Fatoş: — Eyvah. Mahvolduk. Diye düşündü. Bu çocuk, bu delikanlı, bu Türk nasıl olurdu da bir Alman sivil —memuru olabilirdi? Yoksa Türk değil mi? O genç kızın heyecandan ce- vap verip vermediğinin farkında değildi. Kendi ateşi ve kendi he- yecanı içerisinde idi: —O Snrı çantayı ılıe nrkı- Başı Ne Yapalım 2 î 5 SON POSTA daşım yanlışlıkla vermiştir. O sa- m çanta benim çantamdır. Fatoşun birdenbire dizleri bü- küldü. Bir söz söyliyemedi. Yalnız rengi bir anda sapsarı olmuştu. Delikanlı telâşla: — Ne oldunuz, diyerek onun sallanan vücudunu kuvvetli kolları arasında daha sıkı tuttu, Genç kız bu çelik gibi bazular arasın- dan sıyrılmağa uğraşırken, tıpkı rüyada konuşur gibi: — Ok.. o çanta sizin çanta- nız midir? — Evet. Fakat — siz. siz rahatsızsınız. Neniz var?. — Hiç., hiçbir şeyim — yok. Yorgunum... Dansı bitirelim. Vücudu —ra'şeler — içerininde idi. Belini saran — bu kol sanki bozuk bir kolmuş gibi onun bü- tün vücuduna titretiyordu: — Katil... Katildir hal. (Arkası var) Kuledibi F aciası Kocası Tarafından 125 Yerinden Jiletle Yaralanan Kadın Anlatıyor (Baştarafı 1inci sayfada ) kadar evvel — Fatma Sabiha hanımla evlenmiş ve tam bir sene evvel de bu apartımana taşınmiış- tır. Apartıman bekçisi Trabzonlu Mustafa efendinin ve komşuları- nın söylediklerine göre bu karı koca bal ayı yaşar gibi biribirle- rini severler, daima beraber gezerler ve sevişirlermiş, Facianın vuku bulduğu cuma — günü de Hüsamettin Bey refikasını koluna takmış akşama kadar apartıma- nın bahçesinde gezmiş ve hiçbir yere ayrılmamıştir. Hüsamettin beyin komsiyonculuk ve sigorta- cılık yapan (31) yaşlarında Ke- malattin. Bey isminde bir de biraderi vardır. Hüsamettin Bey bu biraderini çok severmiş. Son zamanlarda Kemalettin Bey Ba- kırköy akıl hastanesine yatırıldığı için ağabeyisi büyük bir tocasüre kapılmış: “— Ya Kemalettinin fena bir haberini alırsam ben nasıl yaşa- Fım..., demeye başlamış, ara sıra dalgınlıklar geçiriyormuş. Cuma günü akşam üzeri bah- çeden dairelerine dönmüşler. Hü- samettin Bey refikasına ; “ Karıcığım bu akşam erken yatalım demiş. Saat do- kuzda evvelâ Sabiha Hanım kar- * yolaya uzanmış. Hüsamettin Bey yatak odasından çıkmış ve tekrar k"ı" g"m' Hanım ben dış kıpıyı kilitedim anahtarını da pijemamın uçkuruna bağladım, Ne olur ne olmaz demiş. Refikası: » — Ya annem gelir de kapıyı açamazsa ne yapar? Deyince Hüsamettin Bey tekrar dışarı çıkmış ve içeri girerek elektriği söndürmüş bu sırada jiletle oda- daki — elektrik tellerini kesmiş sonra da yatağa girmiştir. Hâdi- senin mabadini dün İngiliz har- tanesinde kendisini gördüğümüz Hüsmettin Beyin refikasının ağ- zından dinliyelim: — Ben dalmığtim. Birdenbire Üzerimder atıldığını yorgünin M ö ve keskin ve acı bir. maddenin boğazımda — dolaştığıni duydum. Can havlile uyandım. Anne yetiş diye bağırırken Hüsamettin Bey karanlık içinde larıma, — kalçama, — göğüslerime sörüyordu. Ben gırtlağımı kurtar- mak için yüzüstü yattım. Hüsa- mettin Bey jileti boyuna enseme sürüyordu. Odada 2zifiri bir ka- ranlık hâkimdi. Bir — taraftan onunla mücadele ederken bir ta- raftan da anahtarı — arıyordum. Zavallı annem de kapının önünde çırpınıyor. Fakat kapıyı kıramı- yordu. Ben Allahın bir lütfile karanlıkta anahtarı elime geçir- dim ve kapıyı açarak kendimi dışarı atabildim. — Boğuşur- ken Hüsamettin — Beyin — de karyoladan eli üzerine düştüğü ve kanlar içinde kaldığım — gö- rür gibi idim. Tam iki saat sonra apartımamın taşlığında bekledim. Bir otomobil ve sediye bulama- dılar. Üzerimdeki ( 125) yara ile beni yürüterek hastahaneye ge- tirdiler. İşte gazeteci olarak ilk defa sizinle görüşüyor ve konuşuyorum. Dün bazı gazeteler benimle gö- rüştüklerini — söyliyerek: Benim kocama — ağladığımı — yazmışlar. Kocamı severdim. Bugün öldü- ğünü duydum. O gazeteler beni ağlatmışlar. İşte görüyorsunuz ya hiç ağlamıyorum çünkü © benim hayatıma kastetmiştir. Belki böyle yapmasaydı, ağlardım ve ölünceye kadar da unutmazdım.,, Müddeiumumilik hastahanede dün morga naklettirmiştir. Apar- tıman defterindeki kayitlere göre Hüsamettin Bey 1893 tevellütlü- dür. Sabiha Hanım da 37 yaşın: dadır. Sabiha Hamımın yaraları hafiftir. Dün de — muharririmize: *“— Hastahaneden — çıkmak istiyorum. Bu Felâket —arasında günde iki lira da hastahaneye vermiyelim,, demiştir. Ze —— — — — Beşiktaş - Panatinaikos Dünkü Maç 1-1 Beraberlikle Bitti ı» Atletizmde Bir Rekor Kırıldı A 9-7-934 elindeki jileti boyuna enseme, kol- | ölen Hüsamettin Beyin cesedini | a ( Bııhırıh 1 imci vayfada ) 400 metre: Bııiııcı Papadopulos — 53/0, İkinci ıp (Beşiktaş) üçüncü Haydar ((g 1500 Mılre Birinci Çokolas 4,22,4, ikinci Toharidis (Pera), üçüncü Maksut (Pera) Cirit : Birinci Necdet, 47,24 ikinci Karakaş, üçüncü Müfahham. Sırıkla atlama: Birinci Fethi 3,24 (G. S.) ikinci Macaropulos (Kurtuluı) 100X4 Balkan Bayrak yarışı: Bu yarışı Manol Furuzan, Mü- ! fahham ve Papadopulostan mü- | rekkep olan Fener takımı 3,44,2/10 dakikada kazanmıştır. Futbol Maçı taş Takımı da yenemedi Cuma günü llk maçımı Gala- tasaraylılara karşı oynıyan Pana- tinaikos Yunan takımı dün Tak- sim — stadyomu! Beşiktaşlılarla karşılaştı. Yunanlıların Galatasa- raya 1-2 galip gelmesi dünki maç hakkında futbol meraklılarını firimiz Yunanlıların sağ açıkları, sağ muavinleri ve havadan pas- ları kuvvetli olduğu için Bekişta- gin iyi günlerinden birine tesadüf etmediği takdirde müsabakant neticesini tehlikeye düştürebilirdi, Atletizim müsabakaları niha« yetlendikten sonra takımlar saha: yı çıktılar, Beşiktaş takımı esaslı. kadro- sile dirildi. Hakem Suphi beyin idaresinde oyuna başlandı. İlk dakikada soldan yaptıkları bir hücumla vaziyete hâkim olan beyaz siyah- hlar dakikalar geçtikçe o hâkk miyetlerini daha fazlalaştırarak Yunanlıların nısıf sahasında yer« leştiler. Sağ ve sol açıklarile hücuma başlıyarak ortada netice almak isteyen Beşiktaşlılar birçok fırsatları, topu havadan idare | etmek yüzünden kaybediyorlardı, Birinci devrenin otuzuncu da- kikası olduğu halde iki taraf ta sayı — çıkaramamıştı.. Bu yarım saat zarfında Beşiktaşlılar iki korner ve üç mühim fırsat kaçır« dılar. Birinci devrenin — nihayetine sekiz dakika kalarak Beşiktaş sol muavini Feyzinin Yunanlıdan al- iliğı topla hücuma kalkan Be- iktaşlılar, soldan sağ cenaha ge- -en topa Hayatinin yetişerek vur- | raanile ilk sayılarım - kaydettiler. Beşiktaşın hâkimiyeti — tesis ettiği bir zamanda yaptığı bu gol Yunan — takımının — maneviyatını iyice sarstı. Beşiktaşlılar da daha açıldılar. Talihsizlik yüzünden iki müsait — vaziyetten de — lstifade “edemiyen Beyaz-Siyahlılar birinci devrenin sonu geldiği vakit 1-0 Yunan takımma galiptiler, | İkinci devrenin başlangıcında l da Beşiktaşlılar pek sıkı bir öi zbrakkdü « e ĞİĞİAİLA Dün Yunan takımını Beşik- | vene ğ ğ 1500 Metrede koşanlar haylı heyecana düşürmüştü. Misa- i Temmuz hücumla Yunan kalesine indli Arka arkaya yakın mesafel çekilen dört sıkı şötü Yu kalecisi ve müdafileri kurtardılaf Devrenip yarımına doğru Beki muhacimlerinin — ayaklarından kapan Yunan muavinl sağ açıki uzun bir pas verdi. Yunan takıi #n iyi oyuncusu olan sağ açık kls merkere doğru akarak Beşikl kaltsinin pek — yakınlarına sokuldu. Onunla beraber hücum ortadakilere güzel bir pas Yunanlıların — üç ortasının hücumu ve sol içlerinin ayağile berlik gollerini yaptılar. Bu gölden sonra Beiktaş takın müdafaam ve muavin hattı a ve bozuk oynadı. Yunan takımi bundan İetifade ederek hâkii aldı. Maçın nihayetlerine doğru Yu İsEL G ER e d Uçadımda rekor kıran Folgos hlar sağdan inişler yaparak Beşi kalesini bir baylı sıkıştırdılar, F: Hüznü'nün — yerinde — müdabhaleleri sayı çıkaramadılar. Maç bu süretle 1-1 - beraberlil bitti. Beynelmlilel Tenis MaçÇ' Vimbledon, 8 (A. A.) — İngili yirmi beş senedenberi ilk defa teniste tek erkek ve tek kadın $f piyonluğunu kazanmıştır. Doroti R! Amerikalı Helen Jakobesi, Perri tek erkek — şampiyonluğunu mıştır. İki şampiyon maçtan Kıral Kıraliçöye takdim edilmi; Çift erköklerde Amerikalı Lot Stafen Franmz Borotra ile Brüa) yenmişlerdir. Çift kadınlarda »W Matiyen ile Riyan Madam Han! İle Andrüsü yenmişlerdir. Muhafız Gücü Tutak, 8 — (A. A.) — gücü bisikletçileri sant 19 da gplanmışlardır.