490» . Ta yadaki Kıyam <4 Teşebbüsü Son telgraf haberlerinden anlıyo- ruz ki Almanyada, mahiyetinin ufak veya büyük olduğu heniz bilinemiyen bir kargaşalık patlak verdi. Fakat mühim olan cihet şuradadırki, isyan diyebileceğimiz bu hareket Hitler Fırkasinın, yani milli sosyalist parti- «ioin içinden doğmuştur. Bu partinin üç büyük şefi vardır: Hitler, Prusya Başvekili | Jenersl Gö- ring ve propaganda Nazırı Göbbels Bu üç şeften en müfriti M. Göring ve M. Göbbelstir. Bunların fevkinde olan M. Hitler son zamanlarda mu- tedil bir vaziyet takınmış görünüyor- du. Yine partinin şeflerinden olan va buyünkü kabinedede Başvekil Muavini bulunan M. Fon Papen bir kaç zamandanberi diğer şeflerle ihtis lâf halinde idi. veya ihtilâf halinde bulunduğu söyleniyordu. Fakat iL Hitlere (o stfolunan Midal yerinde midir ? Burasını kat'iyetie iddia etmek Omümkün değildir. Çünkü iktidar O mevkiine gelmek istöyen bir fırka liderinin konuşuşu başka, iş başında bulunan bir devlet adaminın konuşma “e yine başkadır. Bundan dolayıdır ki *Mücadelelerim,, isimli eserini yaz- dıktan sonra iktidar mevkiine gelen Hitlere ifratçılık atfolunduğu zaman, ©, bu eserini, başvekil olmadan yaz- dığımı — söylemekle iktifa o etmişti. Demek oluyor ki Hitlerin çok defa susması veya konuştuğu zaman mutedil davranması prensiplerini in- kâr ettiğinin delili değil, temkinli davranmanın zaruretine kani olma- sındandır. Bu itibarla son zamanda en çok konuşan Göring ile Göbbels oluyor ve bunlar, Almanyada bir nevi İrtica hareketinden şikâyet ediyorlardı. Göbbele'in son söylediği birkaç nutuk bunun delilidir. O, bütün iktidarı ellerinde. tuttuklarım ve icabında, ismi çıkanların başlarını ezmekte tereddüt :eklerini bağıra bağıra ilân iie Tevkif edileceği zaman itaatsirlik gösterdiği için tepelenen eski Baş- »vekil, Fon oŞlayşörin akibeti, milli sosyalistlerin tehditlerini yerine ge- Hrmmiye kadir olduklarım göstermek- ir. Bence, ilk mazarda o Almanyada görünen vaziyet şudur: Alman ağır sonayil, Fon Şlayger gibi askeri oto- sitelere dayanarak milli sosyalizm tecrübesine nihayet verilmesini istâ- miy& karar vermiştir. Çünkü mili sosyalizm, Alman Ağır sanayiinin ha- zarmda bir başka Bolgevizm gözile “Son Posta,, nin Mili ve Bdebi Tefrikası: 38 Avusturya Ve Jtalyada İşsizlerin Sayısında Azalma Kaydedilmiş Viyanadan yazılıyor: Haziran orta- sında, kendilerine muavenet edile işsizlerin «dedi 265,869 dır. 3İ mayıs- da yapılan tadada nazaran, işsizlerin miktarı 7,700 kişi azalmıştır. Ceçen senenin aynı ayında işsizler miktarı- min azalışı 7,300 idir * Bir İsviçre gazetesinden : dan bildirildiğine yöre, iayıs niha- yetinde İtalyada 941,257 işsiz sayıl- mışlar. Bundan evvelki ay ile muka- yese edilince (işsizlerin ında 54,991 kişilik bir azalma olduğu am laşılmıştır. Belgratta Yunan irki İçin Bir Sergi Açıldı Belgrat'ta, 22 haziran cuma gü- nünden itibaren, Yunanistan mahsu- lâtım teşhir etmek Üzere hazırlanan sergi açılmıştır. Bu sergi Belgrad'ın ticari ve siyasi mehefilinin nazarı dikkatini celbetmektedir. Serginin — açılma O merasiminde, Kıral Aleksandr ile ticaret ve sanayi nazını M. Dimitroviç, Hariciye mazır vekili M. Yuriç ve daha birçok meb'- uslar ve Âyan ozaları, Yunanistanın Belgrat sefiri M. Mella ve kor dip- lomatikten birçok zevat ile ticaret ve sanayi teşkilâtları o mümessilleri hazır bulunmuşlardır. FransızDonanması-! nın Kuvvetlenmesi Paris, 1 (A.A.) — Mebusan meclisi, 26 bin tonluk bir zırhlı fle bir torpito . mubribinin ve Iki denizaltı gemisinin denize . indirilmesini 120 muhalife karşı 425 reyle kubul etmiştir. görülüyordu. Bu maksatla milli s0s- yalist Erkânherbiye reisi Fon Röm satın alınmıştır. Bu suretle kalenin içten fethedilmesine tevessül olun muştur. Fakat milli sosyalistler uyu- muyor, bu teşebbüsleri yakından ta- kip (ediyorlardı... Uyumadıklarının delili, hareketin o olebaşılarını bir anda bastırmıya muvaffak olmakla isbat etmişlerdir. Fakat hadise, Al- manyanın dahilen ve haricen zayıfla masını mucip olacaktır. Bu, mubak- kaktır. — Süreyya Hee Mebran Sami NE) Fırtınayı, dalgayı seyretmek istiyordum. Halbuki daha kamara" nın kapısını açarken bile, deniz yüzüme köpüğünü savuruyordu. Salona, alt kamaralara giden büyük orta kapıyı kapamışlardı. Bizim güvertede, kimse yoktu. Denizin uğultusu, vapurun sallan- tası ile adeta sarhoş gibi idim. Kevserin sararmış, yüzünü, elinde limonla iki kat oturuşunu göre göre büsbütün gözlerim kararı yor, midem bulanıyordu. Vapurun dalga sırtında iki batıp çıkışı arasında kapıyı aç tum. Güvertenin boyunca, kama- ra diplerinden uzayıp giden fır- — günlerinin yardımcısı sopa- a e tutuna, nk yüzüme vu eme Önüme ö çıkan ensiz i e de hiç ll i ağ diy, sna iki iii ile 27 DİN AD ih eki âi 5 meden üst kat güvertesine tır- mandım. Dalgaler buraya etişemiyordu. Ayaklarıma dolanan siyah kap'ı- ma sıkı sıkı sarılarak, orada dipte, kuytuca bir yere sığın dım. Tutunacak birşey buldum be başım rüzgâra dönük, iste- diğim gibi doya doya bora ile denizin kavgasına baktım Rüzgâr başımdaki ipekliyi uçu- rup götürmüştü. Burunda bir ka- dınla erkek, biribirlerine sarılmış oturuyorları. Vapur halkının, şuhluklarını, oynaklıklarını (o anlatıp durduğu kırkardeşlerden biri, Danış Beyin küçük kızı idi bu. Yanındaki erkeğin omuzuna kolunu Oatmış, rüzgârla cenk leşen bir türkü © söylüyordu. O dakika içimde garip bir özle- yiş uyandı, Bu özleyiş birine, bir a mem m a A SON POSTA” Merak Edilen Bir am a e | Mesele Jeneral Veygand İngil- | terede Neler Görüştü ye Jeneral Veggand İngilterede bir Ingiliz tankını tetkik ediyor Fransız Erkâmbharbiye Reisi Jene- ral Veygand geçen hafta Londraya gitti, İngiliz Slm liye Reisinin misafiri oldu. Fransız ajans- ları bu seyahatin tamamile hususi mahiyette olduğunu ( bildirmelerine rağmen gerek iki memleket efkâri- umumiyasi, gerekse Fransanın kom- Mısırın Borcu Kâğıt Para İle Ödenmesi Teklif Edildi Kahire, 30 (A. A.) — Mısır maha- fili, Mısır düyunu umumiyesi kupon lannın o tediyesi meselesi haklanda Pariste Mısır, İngiliz, Fransız ve | Halyam murahhasları arasında cere- yan etmeye başlıyan mükâlemeleri büyük bir alâka ile takip etmektedir. Misir, altın e terketmiş diğer milletler gibi, haklı surette bu kuponları kendi kâğıt . kiymeki üzerinden tediye eki ğin bir formül bnlunmasını talep etmek- tedir. Alman Katolikleri Berlin, 1 ( A.A.) — Hükümet ve milli sosyalist fırkasile Katolik teşek- küllerinin vaziyeti bakkında yapılan müzakereler memnuniyet verici bir netice ila bitmiştir. insana değil, daha çok sevgiye ve sevilmiye (karşı idi. Baharı gören bir kuşun cıvık dama ihtiyacını duyuşu gibi, ta- bistin verdiği bir histi. Rüzgürm altında saçlarım uça uça yüzümü derken yaslanacak, tutunacak, başımı koyacak bir erkek omuzumu arayış, karşımdaki sevişen .çifti görmekle uyanan bir hasretti bu. Kocamı, babani sevmiyordum. Bari onun beni sevdiğini olsun bilseydim. Bu da yoktu. Onu kar- şımda daima emir veren, kendi- mi de bu emrin ezeli kulu gibi görmiye o derece alıştım ki, sevgi kelimesi ile bir defa bile kocamı yanına koymasını bilme- dim, Bilmemekte de kendime hak verdim. Böylece, isimsiz bir hasret ve özleyişle içimin erir gibi olduğu, denizin rüizgârn homurdanarak kudurduğu © dakikada başima boynuma bir şey değdi, ve biraz evvel saçlarımdan kurtulup kaçan ipek fişü, bana “onun, elleri ile geri geldi. — Sizi arıyordum... Kamara- nızda bulamayınca merak ettim. Sonra, bilmem neden içime doğ- du. Buraya çıktım... Kendini rüz- göra vermiş uçan şu çiçekli şayi- mi? şuları Jemeral Vaygand'ın Londraya mühim bir mesele İçin gittiğini zan. nediyorlar ve bu hâdiseye büyük bir ehemmiyet veriyorlar. Fakat Jeneralın orada neler yaptığı ve neler görüş- tüğü henüz meçhuldür. İşte son gün- lerin siyasi bir m bir meçhulü daha. Haydut Dillinger Amerikada Yine Se | Bankayı Soydu Savtbent (Amerika) 1 — Bir nu- maralı halk düşmanı Dillinger, bir bankadan (20) bin dolar çalan beş ini haydut çetesi arasında gö- . Çete ile polis arasındaki çarpışmada bir kişi ölmüş, dört kişi yaralanmıştır. Halk (düşmanının da yaralandığı zannediliyor. Almanyada Ekmek Meselesi Berlin, 1 (A.A) — Kabinede Al man milletinin ekmek ihtiyacım te- min eden ve köylünün mahsulünü makul fiatla sattırmıya matuf olan kanunu tasvip etmiştir. Lehistanda Deniz Bayramı Varşova, 1 (A. A) — Deniz bay. ramı münasebetile Reisicümhür Ga- dinya'ya gitmiştir. nizi buldum... Beni arkasından nasıl da sürükledi bir bilseniz... Ne ise tuttum onu, işte, Saçları" nizı iyi sarınız, hepsi dağılmış... Baksanıza sırtınıza dökülecekler... Sonrada bir fırtına perisi gibi üzerinize dönen gözleri kör ede- ceksinizl Yapmayın bunu, saçla- rımızı tutun! Dedi. Sesi öyle tuhaf; gözleri sanki maddi bir kuvveti varmış gibi, göğsümü bağrımı delerek, içimi gıcıklayan öyle garip bakışlarla yüzüme boynuma, ağzıma dikik mişti ki, kendimi bu büyüden, bu iç ezikliğinden kurtarmak için güya işi alaya vurmıya çalıştım, gülerek : — Ne demezsiniz ya! Hem sora kaptan bey bu fırtına peri- sini görüp puslayı şaşırıp ta, belki “Akdeniz, i batırıverir, dedim. Büsbütün sokuldu. Burun de- likleri oynadı. Kaşları kımıldadı. Ezikleşen bir bakışla : — Keşke batsak.. Keşki de nizin dibine batsak, dedi. Bacanın yanında idik. Demir çembere tutunarak, biraz gerile- dim. O, sanki rüzgârdan sesimi duymuyormuş gibi yaklaşmak is- fterken, ben de çekile; çekile ve hep alay eden bir sesle: —-Sizin canımız. pek kıymetli Mr nt mad iei Bu Mies Bizde Yoktur ! Garp memleketlerinin bazıla- rında sadece evlenmemiş kızlara mahsus ovelâdethaneler (vardır, buraya müracaat edenlerden İs mi ve hüviyeti sorulmaz, herhan gi bir vesikası aranmaz. Kız is tediği takdirde çocuğunu orada bırakıp çıkmakta dahi serbesttir. Bunun içindir ki o memleketlerde sokağa bırakılmış nevzat, yahut mahkemeye düşmüş kocasız aw ne görülemez, fakat böyle bir müessese mevcut değildir. Bine- enaleyh benden M. B. imzasile akıl soran okuyucuma ber şey- den evvel ve her ne bahasına olursa olsun vaziyeti (e silesine açmasını, sonra da vaziyetini meş- rulaştırmaya çalışmasını tavsiye edeceğim. * Arif Beye: Tatbik ettiği usul çok klâsik- tir. Sizi kıskançlığa sevkederek ölmüş sandığı aşkınızı alevlendir- mek istediğinden şüphe etmeyi- niz ve bir az daha bekleyiniz. Ş HANIMTEYZE Nevyork - Varşova Uçuşu Tayyareciler Fransada Yere İndiler Varşova, 1 (A. A.) — Amerikadan tayyare İle doğru Varşovaya uçan Adamoviç kardeşler bu sabah Fran- sada karaya inmişlerlir. Makine kıs men bozulmuştur. Japon Sefareline Tecavüz Riyo d8 Janeyro, I(A.A.) — Dün gece bir takım meçhul eşhas, ye sefarethanesine katran dolu bir şişe ve Japonya aleyhinde bir takım risalelâr Bir Feyozan Zamora, 1 (A. A.) — 100 metre yüksekliğinde bir su seddi yıkılmış, sular taşmıştır. 9 işçi boğulmuştur. Italyan Bütçe Açığı Roma, 1 (A. A.) — Bütçe açığın kapatmak için 397 milyon liretlik bazine bonosu çıkanlacaktır. idi, Bu batmak, Denizin dibine gömülmek isteklerini de Viyana- dan mı aldınız? Dedim. Bumu hiç düşünmeden, söyliyivermiştim. O belki de bu sözümde, müp- bem bir kıskançlığın verdiği ma- nalar buldu, cesaretlendi, kolum» dan çekti: — Nihal yelişir artık. Bu oyu- nu bitirelim. Kâfi. Vaktile ne yaptımsa yaptım, ne oldu ise oldu. Kabahat bende idi veya değildi. Bildiğim bir tek şey var. Bugün ölüyorum, anlıyor musun. O zamanlar bir kuvvetim yoktu, Annemin, dayımın eline bakıyor- dum. Onlarda seni almama razı olmıyacaklardı. Üstelik sende de her şeye meydan okuyacak bir tabiat yoktu. Kaçtın, ben de kaç- tım. O zaman ikimiz de çocuktuk. Unuttuk ve nunutmaya çalıştık. Amma bugün, bugün büsbütün başka. Seni ölesiye istiyorum am | iyor musun? O adamla seni gö- | rünce, kamaranıza siz kapandık- İ tan sonra ben deliriyorum, gebe- (| | riyorum. Elbette keşki batsak yerin bibine girsek derim. Yan gın gecesi, neden öyle deli gibi sana koştum, neden herkesten evvel sandal iadiemteye kalkış» tım? çi hek var) m ği