I Dünya Hüâdiseleri ı- Altı Kafa Koparan Bir Otomaobil Fransada her sene yapılması | Cörülmedik m"::l olan oto- bü mobil yarışları bu ,k'n:a;” sene feci bir. ka- e zaya — sebebiyet vermiştir. Fonteneblo'da otomo- | bil kulübü tarafından tertip edi- len bir yarış esnasında 170 kiloe- | metre koşan arabalardan birisinin direksiyonuna birdenbire bir bo- zukluk arız olmuş ve bütün hızile seyircilerin üzerine atılmıştır. Bu hadisede hazır bulunanla- rın anlattıklarına göre bu otomo- bil ilk önce birkaç kavsi tabil şartlar içinde geçmiş, fakat tam sür'atler fazlalaştığı sırada bir dö- nemecin başında yarış yolundan çıkarak bir ağaça çarpmıştır. Bu sademe Üüzerine tekerlek- ler kopmuş ve otomobil seyirci- lerin başları Üzerinden uçarken altı kişinin kafasını koparmış, on kişinin de çok tehlikeli bir şe- kilde yaralanmalarına sebep ok | muştur. * eçen hafta Pariste Sakre Kör dö Monmartr kilise- sinde garip telâk- ki edilecek bir dua merasim yapılmış- okunuyor | tır. Sabahın - saat dokuzundan itibaren sedyeler ve arabalar içinde birçok bastalar getirilmiş, kilisenin avlusuna bıra- Tâç yerine kılmışlardır. Müteakiben papazlar | mukaddes — dualar — okumuşlar, okunmuş sular serpmişler ve has- taların iyi olmaları için Ayinler tertip etmişlerdir. Merasim günü Sakr Kör dö Monmartr kilisesinde yedi yüze yakın hasta bu ayine iştirak et- miş ve hastalara mahsus duaların musikisini dinliyerek avunmuşlar- dır. Filhakika Parisin bu eski ki- lisesinde her sene bu kabil me- rasim yapılmakta ve yüzlerce hasta buraya gelerek eczane ilâç- larından bulamadıkları şifayı pa- pazların — dualarından ümit etmektedirler. Fennin ve ilmin terakkisi ile şöhret almış bu memleketlerde bu gibi itikatların kökünün hâlâ kazınmamış olduğuna hayret et- bulmayı BAD a a BKaki Zubtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Gazetemizde — çıkali yanı ve resimlerin bütün bakları mahfuz ve gazetemize aittir. || ABONE FiATLARI 1.|6 1 Sene| Ay DAy,| Ay Ki | Ki | Ka | Kr 1400 | 750 TÜRKİYE | YUNANİSTAN | 23401220 710 270 ECNEBİ 12700 |1400' 800 | 300 Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. üü leii Gelen evrak şeri verilmez. Hânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşlük pul ilâvesi Lâzımdır. Posta kutusu: 711 İstanbul Telgraf : Sonposta 'i Telefon 120203 Eski Kegif Efendim, benim Süleymaniye- de bir baba dostum var. Arasıra vakit buldukça el öpmiye gide- rim. Bana daima gümüş mahfa- zalı eski fincanlarla kahveler ik- ram eder, gönlümü alır, hatırımı hoşnut etmiye çalışır.. 400 ( 150 | Geçen cuma yine el öpmiye gitmiştim. — Konuşurken — lâkırdı tiryakiliğe dayandı. İhtiyar adam, bana — « Tiryakiler Çarşıs » nı Tek tük kahveler yine Doş kaldığı yok sordu.. Bilmedim. Hayret etti: — Hele hele, gazetecilerin bunu bilmemesi kadar ayıp şey var mı?, Haydi kalk ta seninle Tiryakiler Çarşısının son kahvesi- ne gidelim. Birer kahve de içmiş oluruz, dedi. Ne yalan söyliyeyim, uzak bir yere gideceğiz diye canım sıkldı. Fakat iki sokaktan dönüşünden sonra, beni Süleymaniye camiinin önüne çıkannca, iş anlaşıldı: İhtiyar baba dostu, elile, ta karşı kalaycı ve demirci dükkân- larile, Süleymaniye camiinin ak- çak duvarlarını gösterdi: — Tiryakiler Çarşısı işte şu uçtan öteki uca dar — uzanan yer, Bir zamanlar buraları, İstan- bulun en meşhur, en namdar zevk ve sohbet yerleri imiş ben genç- liğimde azıcık hatırlıyorum.. Yine buralarda dört beş kahvehane vardı,. Fakat düşe düşe nihayat bu ıkb.edeki bir kahveye düştü. htiyar adamla, kahveye gi dik.. I'(ıfif bir. meyille (opı:ığ': sokulmuş olan bu kahvede, serin bir hava kokuyr. Duvarlada yer sıvalar dökülmüş, taşlar z: rarmış, tavan Öörümeeklenmiş. İhtiyar adam kahvesini içerken, birdenbire fincanı tabağa bıraktı: — Yaz, çıkar kâğıt, kalemi.. Sana kahveyi methüsena eden bir nazım okuyaca; dedi. Ve sonra, kelimeleri tek tek söylemiye başladı: Ehli zevkin, “zevkini kim — tazeler, 'Taze elden, taze pişmiş, taze kahve, taze gönlü tazeler, il mi?.. Bunu bana anlatırdı. Eskiden şu karşıda, tam köşede, büyük bir kahvehane — varmış.. - Cumaları İstanbulun bütün tiryakileri bu- raya — gelir, toj mış. — Sa- hibi ufak tefek, beyaz — sa- kalh, hoş meşrep tatlı dil bir adammış,, işte bunazım onundur. Peder merhum, bunu — meşhur hattatinden Kâmil Efendiye st- lüsle yazdırmış, divanhaneye as- Nasıl, güzel tırmış. Şimdi bile duruyor. İhtiyar adam, dalgın gözlerle devam ediyordu: — Peder anlatırdı! İstanbulun bütün tiryakileri mutlaka burada buluşurlarmış.. şu kale duvarla- rından ta aşağıya kadar hep dük- SON POSTA Eski sohbatler bazan böyle karşılıkli yadedilir kânimış. Hepsi de kahveci dükküâ- nı.. hepsinde, iri ve kocaman lev- halar halinde, şu beyitler varmış. Gönül ne kahve ister ne kahvehane Gönül ahbap ister kahve bahane. Sende bilirsin ya! bunlar - ha- tırımda kılmıdı-’lıilııom hangi padişah zamanında kahvenin ya- sak edilmesi yüzünden yazılmış. (Dördüncü Murat' zamanını kastediyordu) Tiryakiler çarşısında, kahvehane- lerden başka bir de kahve, tön- beki, anason, tütün, afyon satan küçük aktar dükkânları da var- mış.. son senelere kadar, bunlar- dan biri duruyordu-O da kapandı. '— Tiryakiler çarşısının kah- veleri nasıldı?. — Enfes... Diyorum ya, İstan- bulun &n güzel kahvesi, çayı bu- rada pişer, yine en tiryaki ada- mı burada bulunurdu. Bir kere fincanlar çeşit çeşitti. Fincan ta- baklarında “ afiyet olsun!,, “ ca- nına değsin!,, “ bir içen bir da- ha içerl,, * şekerden luıı' . olsun efendimi,, Yazıları yazılı idi. Bazı meşhur tiryakiler, içecekleri kah- Ehlinin Merkezi: hryakiler Çı;rşısı Tirgakiler i le:.llıll ehilleri venin fincanlarını kendileri evle- rinden getirirler, kendileri lar, kendileri kurularlardı. Bu huy oldukca rağbet bulmuştu. Hattâ kahvesini, şekerini evinden get- renler bile olurdu. İhtiyar adam nefes aldı. Bas- Tiryakiler çarşısının şimdiki hali tonile karşı camli gösteri: — Cuma namazları — kılındık- tan sonra buraları hınca hinç do- larmış.. Gelsin kahveler, gelsin çaylar, gelsin tavlalar gelsin nar- ler... Artık sabahtan akşama adar, partisine oyunlar mı arar- sın; kahve lezzeti münakaşası- na girenlerin bini bir paraya.. bam anlatırdı: karşı kale duvarı dibinde, me;îır bir hacı Abdullah Efendi varmış.. şöhreti yemenlere kadar uzamış.. Hacı Abdullah Efendi her sene hacca gider, oradan da Yemenein Yemen kahvesinin şöbreti malüm.. Hacı Abdullah hi" ay Yemende, Yemenli kahve- ciler yanında parasız çıraklık eder, dönermiş.. Hacı Abdullahın pişir- diği kahveler, okadar lezzetli, okadar - kokulu imiş ki, peder merhum, ban geceyarıları Hacı Abdullaha adam gönderir, kırmızı kese içine koyduğu altınları “ pi- şirme ,, kirası diye sunarak ken- disini konağa çağırtırmış.. Hacı Abdullah sonraları saraya intisap etmiş ve baş kahveci olmuş.. İh- tiyar adam- konuşurken — ancak nefes ahıyor ve anlatmasına de- vam ediyordu: — Karşı kalaycı dükkânları eskiden, divitçi dükkânları imiş.. İşte, Tiryakiler çarşısının bütün altın, gümüş, tunç mahfazalıkları nargileleri - burada — yapılırmış.. Cuma oldu mu bütün - tiryakiler buraya toplanır, kimin fincan ta- kımı daha güzel, kimin daha üs- tün diye münakaşalar, mübaha- seler yaparlarmış.. Arkalıksız kü- çük iskemlelerde yatsı ezanlarına kadar buraları bir baştan bir başa | dolarmış.. Cigara cigara üstüne | sarılır, kahve kaâhve üstüne içilir- İ Kari Mektupları İstanbulun Bütün Tiryakileri Eskiden Boğazı Şenlendir-. Akın Akın Buraya Koşarlardı Ki ZeTlab ZMi Kim tTazeler? <. Tazâ Elden, Taze Pişmiş, Taze Kahve, Taze Gönlü Tazeler !.. mek için Bir Karii- miz Ne Düşünüyor Boğaziçi günden güne sön- mektedir. Boğaziçinin — letafeti tabilyesi — istismar edilecek bir servettir. Boğazı canlandırmak lâzım, Buda halkın rağdetini temin et- mek, seri ve ucuz vesaiti nakliye ile kabil olabilir. Anadolu yaka. sını da bunimetten İstifade ettir. mek - otobüs - motorbot combin& servisi ihdası ile kabildir. İlk evvel Eminönü ile Mirgün camii arasında bir otobüs servisi ihdas edilmelidir. Eminönünden hareket eden otobüsler Bebek, :îıımllhiıuı. Baltalimanı, Fıstık epesi, Reşitpaşa — mahallesi, Mirgün korusu yanından geçerek Mirgün camiü — yanındaki çınar mevkiini — son istasyon — ittihaz etmelidirler. Bir ufak — motorbot her on dakikada bir — Arnavutköyünde Akıntıburnunun biraz geri veya ilerisinden otobüsten inen Çen- gelköy, Vaniköy ve Kandilli yok cuların karşı sahile Hidlim motorbot ta tlihisari mezarlığı önündeki sahilden Ana” doluhisarı, — Kanlıca yolcularını karşı sahile geı;irııelid.&vı(.ı Bu sa- yede yarım saat zarfında Mirgün, Anadoluhisarı, Kanlıca, Çengek köy, Vaniköy, Kandilli, Boyacıköy sakinleri Eminönünden evlerine kadar gidebilirler. Şoför ve oto- mobil sahiplerinin iddialarına göre bu yolculuk s*en uzak mesafelere 12 - 15 kuruş ile yapılabilirmiş. Boğazın aşağı kısmına râğbet artarsa tabiatile bundan tram- vaylar da istifade ederler. Şirketi Hayriye ise zikrettiğim iskeleler- den pek çok istifade temin etme- mektedir. Şimdi zarardadır. Şir- ketin yüzünü güldüren Üsküdar ile Kuzguncuktur, Şirkti Hayriye bilet fiatlerini ucuzlatmalıdır. Yu- karı Boğaziçinin en tabii ve seri yolu deniz yolu olması lâzımgelir, Şişli Köleyan apartımanı Mehmet Rıdvan Cevaplarımız İzmir Uzuayolda Şevket Efendiyet Mülkiye Mektebine girmek için muhakkak Jise mezunu olmak lâzımdır. Nahiye müdürü olmak için de en az ortamektep tahsilini bitirmiş ve ibrazıl!Yakat etmiş ol- mak şarttır efendi -. Diyarıbekirde baytar Sıtkı Sima- vi Beye: — Mektubunuz yerine - veril- miştir. efendim, — Peder merhumun anlattık- larına göre söyliyofsunuz değil mi beyefendi? — Evet.. — Acaba tiryakiler çarşısında kaç dükkân varmiş?. — Hah, iyi ki sordun.. Hatı- rımda, söylediği hatırım- da:, Onun zamanında tiryakiler 6 aktar, birkaç tane de bakkal dükkânı varmış.. — Desenize ki buraları eski- den tam bir çarşı imiş!. j — İsmi Üüstünde a oğlum.. “ Tiryakiler çarşısı ,, bühusus ki, her çarşıdan kalabalık olurmuş.. » Şimdi tiryakiler çarşımı bom- boş ve sessiz. Ortadaki çeşme yarı akıyor. Süleymaniye camiinin aylusunu otlar bürümüş.. Kale dipleri harap ve soluk.. Karşı kalaycı dükkânlarından kırık de- İ mir sesleri geliyor.. ; Zaman öyle duymaz bir ejder” dir ki, birgün belki bu harap ve — kuru şeyler de kalmiyacak, Tirye” kiler çarşısı büabütün — silinip süprülecek — * :