#iemleket Manzarası #rakya #ütüncülüğü Ne Halde? Tekirdağ ( Hususi ) — Beş altı senedenberi Trakyada tütün ekimi düşmekte ve fiat düşkünlüğü do- layısile ihmal edümektedir. Müte- bassıs ziraat erbabının ifadelerine göre Tekirdağ mmtakasının top- rağı eyi tütün yetiştirmeye müsait ve elverişlidir. Bilhassa merkezin bazı mmtakaları ile Manika, Şar köy ve Malkara tütünleri tanm- mıştır. Bu © zirastın — kaymetini kaybetmesindeki başlıca sebep- leri mahsulâta nisbeten fiatlardaki düşkünlükte aramak mecburiyeti vardır. Çünkü fiatlar maliyet fia- tım bile korumamaktadır. Zürra tütünü terbiye ve işlen- mesine ehemmiyet veriyor. Tekir dağ ve havalisinde tütün >ziraati yapan Manika, Şarköy, Malkara ve merkez mıntakalarıdır. Bu sene fiatler çok ucuzdur. Bir tütün ekicisi bu hususta demiştir ki; — “ Nisan iptidasında Tekir. dağında mübayaat yapmak üzere buraya gelen Edirne İnhisar İda- resinin eksperi bu sene istihsal ettiğim (356) kilo tütüne toptan (13) lira (50) kuruş vermiştir. Bu hesaba göre tütünün kilosu 3 kuruş 20 paraya gelmiştir. Hal buki biz ıspanağın kilosunu on kuruşa alıyoruz. Demek oluyor ki tütün ıspanaktan da ucuzdur. Tütünlere kilo hesabı ilede fiat verilmiyor. Götürü olarak bir | fiat kesiliyor. Biz bu fiat usulü- nüde yeni öğreniyoruz. Ben bu 356 kilo tütünü yetişlirince ka- dar kendimde ferağati nelisle çalıştığım halde yaptığım masraf (33) liradır. Verilen 13 buçuk Ira fiat ise masrafımızın yarısına bile tekabül etmemektedir. Tütünlerde hiç filiz ve kırıntı yoktur. Bu ka- dar ucuz bir fiata karşı tütünleri satmadım. ınhisar ambarında depo edilen tütünler oradada bakım- sızık yüzünden kim bilir ne kadar iskarta verecektir. İnhisar İdaresinin tütün zirsat- çıları hakkında tatbik eylediği wsullerin değiştirilmesi ve tütün kongresinin kararları tütün istih- salât.mıza yeni bir veçhe vere cektir. Eskişehirde Hâmit Gecasl Eskişehir (Hususi) — Asri si- nemada bir hâmit gecesi tertip edilmiş, birçok hatipler tarafın- dan büyük şairin hayatı ve eser- leri anlatılmış, genç talebeler te- rafından şairin muhtelif şürleri okunmuş ve Eşber temsil edilmiştir. Bir Taleb3 Duvar Gazstssi Rize, (Hususi) — Pazar kazası Ükmektebin beşinçi ve dördüncü anf talebeleri, elbirliğile bir Du- var gazetesi tesis elmişler ve erine hararetli bir müna- o zonra oOnogur ismini vermişlerdir. Onogur eski türk- çede cihanşumul manasına yeli- Onogurun ilk ölü üçük kariler tarafından derin bir alâka ve sevinçle karşılan mıştır, Malatya Ticaret Odası Kongresi Malaiya, ( Hususi ) — Ticaret ve sanayi odası senelik kongresini yapmıştır. Kongrede muhtelif ra- porlan tetkik etmek üzere iktisat ye ziraat encümenleri i ir. İktisat encümenine DE kası müdürü Cavit, Tüccardan Mehmet, Süeyman, Gaffar zade Yahya ve Cem'i Beyler, ziraat encümenine de Haşim zade Sait, Mehmet, Abdülkadir, Sıddık, Ali WE 77 | (kJ ye Nazillide Nazilli ( Husu- si) — Nazilli Maarif hayatı hummalı bir fa- ii â4/ | alet arzediyor. Naziili mıntakası dahilinde (25) mektep vardır. Bunların yarıdan | fazlası üç sınıflı ve tek muallim- lidir. Mevcut | mekteplerde 63 muallim tarafın- dan 2662 çocuk okutulmaktadır. Mua lim adedile talebe (| sayısını mukayese edersek vasati olarak her muallime 42 talebe isabet etmektedir. Nazilli merkezindeki (Beş Ey- lül) mektebi başlı başma varlıktır. e Memleketin kurtuluş tarihine göre İsim alan bu mektep üç sene evvel 50 bin liraya yapr bir | KET HABERLERİ Maarif Nazilli Beş Eylül Mektebi ve maarif memuru Ahmet Bey lan muazzam bir bina dahilinde- dir. Beş Eylül mektebinde Vi muallim tarafından 490 talebe okutulmaktadır. Vasati muallim başıma 44 çocuk isabet eder. Bu kalabalık çocuk kütlesini dirayet- le idare eden maarif memuru Ahmet Kemal Bey altı seneden beri bu irfan müessesesinin başındadır. Kazada! Himaye heyetinin mesaisi de zikre şayandır, Bu hayır sever te- | şekkül tarafından| hergün 125 çocu- ğun iaşesi temin edilmektedir. Bu çocuklar (o bay ramda da ilbas edilmişlerdir. Geçen sene tesis edilen orta mektebin irfan faaliyeti de şayanı şükrandır. Aydın Maarif Meclisinin yeni kararına göre bu sene Aydın Nazilli, Söke mektepleri 10 hazi- randa, diğer kaza ve nahiye ve köy mektepleri ise 24 mayısta tatil edileceklerdir. ümüzdeki ders senesi için tekmil mektepler 20 Eylülde açılacaktır. Hopada Bir Muallimin Hamiyeti Hopa, (Hususi) — Kavak kö- yü muallimi Ahmet Cevdet Bey, bulunduğu köyde halk tarafından inşa eetlirlmekte olan mektep binası için maaşından yüz lira tekerrü etmiş, malik olduğu mes- leki kitaplardan bir kısmını da mâarife hediye etmiştir. Malen mutavazi fakat ruhan büyük bir vaziyette olan bir köy muallimi vet: aşım gösterdiği bu bami- yet uumunesi Maarif Vekâletince takdir edilmiş ve mumsileyh bir takdirname ile taltif edilmiştir. Hopa Gümrük Müdürlüğü Rize, (Hususi) — Hopa güm- rük müdürlüğü kadrosunun Rize- | ye ve Rize şümrük merkez me- murluğu kadrosunun Hopaya naklı takarrür etmiştir. Nakil muame- si hazrauda yapılacaktır. Diyarıbekir'de Ticaret Odası Kongresi Başladı Diyanbekir (Hususi) — Ticaret ve Sanayi Odası senelik kongre- sini yapmış, kongre riyasetine seçilen Sadi Bey tarafından ticari ve iktisadi vaziyet hakkında bir nutuk verilmiş, millet ve memle- ket büyüklerine tazim telgrafları çekildikten sonra mesaiye baş lanmıştır. İlk iş olarak tüccardan Meh- met ve Sıtlı, avukat Mubiddin, eczacı Tahsin, Abdi ve Nedim Beylerden mürekkep bir tetkik encümeni seçilmiş, ruzname tetkik ediimek üzere encümene havale edilmiştir. Kongre mesaisine de- Küçük Kumlada Keçi Uyuzu Gemlik, (Hususi) — Küçük Kumlada keçi uyuzu çıkmış, Bur- sadan baytar Kemal Bey gele rek uyuza tutulan 35 keçiyi ilâç- la yıkamış ve hastalığın önünü almıştır. Yeni uyuz vak'ası yok- Hasta keçiler (sürülerden ayrılmıştır. İzmitin Yeni Bütçesi İzmit, (Hususi) — Belediye meclisi içtimalarına başlamıştır. Bu içtimalarda 934 bütçesi mü- zakere edilmektedir. Yeni büt çede TTT bin lira masraf karşılığı olarak 127 bin li vam edecektir. betile bir de çay ziyafeti ve- rilmiştir. tur. Resimli di 1 — Nazilli mektepleri arasında tatbiki derslere fazla ehemmiyet verilmektedir. 5 eylül mektebi talebeleri de Mastavra köyüne Romalılardan kalma tarihi harabeleri gezmişlerdir. 2 — Devrek jandarma bölük kumandan vekili başçavuş Yakup Efendi muhitinde asayişin mü- © Bitliste Ağaç Modası | Bitlis (Hususi) — Burada ağaç bayramı yapılmış, hemen hemen bütün memleket halkı bayrama iştirak etmiş ve 3 binden fazla muhtelif cinsten ağaç fidam dikik miştir. Bayramdan sonra burada bir ağaç dikme modası başla- mıştır. Şimdi herkes evine, bah- çesine, tarlasına ağaç dikmekte- dir. Bilhassa lat kayısı ve Bitlis dutu fidanları pek rağbet görmektedir. Trabzonda Konser Ve Müsamere Trabzon, ( Hususi ) — Orta Ticaret Mektebi son sınıf talebe- leri İstiklâl piyesini temsil lerdir. Muallim Mektebi talebe- lerinden mürekkep bir grup ta halka alafranga konserler ver- Mem gitmişler, orada Manavgat'da Merasim Manavgat (Hususi) — 13 NE san kasabamızın yevmi mahsusu- dur. Bu münasebetle burada te- zahürat yapılmış, Serik, Kaş, Ek mal, Korkuteli, Alanya kazala- rile Antalya vilâyetinden de bir- çok halk bu tezahürata iştirak etmişlerdir. Merasime şehir bandosunun İstiklal marşı ile başlanmış, lise talebesinden bir efendi hitabe irat etmiş, hep bir ağızdan onuncu yıl marşı okunmuş, birçok köylü- nün iştirakile güreşler yapılmıştır. Gece de Antalya balla musiki kemmelen temini suretile amirlerinin teveccühünü kazandığı gibi iyi müamelelerile muhitinin ve halkın da hürmetini kazanmıştır. 3 — Bandırmada bummalı bir bahar faaliyeti vardır. Bütün bağlarda ve bahçelerde işcilerin ha- raretli çalışışı göze çarpmaktadır. Belediye de Bam- dırmada yeni bir park tesis etmektedir. Muşta Yerli Mallar Propagandası Muş (Hususi) — Şehrimizde teşekkül eden İktisat ve tasarruf cemiyeti çok (hayırlı hizmetler yapmaktadır. (Cemiyetin (idare heyeti reisi İskân müdürü Şükrü Beydir. Şükrü Bey çarşının muh- telif yerlerine, sokaklara, göze çarpacak her yere büyük harfler- | Je yerli mali propagandası yapan levbalar asmıştır. Ayrıca mütema- diyen halkım tenvirine de çalışı maktadır. heyeti tarafından bir konser ve- rilmiş, Aka Gündüzün mavi yık dırım piyesi temsil edilmiş, fener alayları yapılmıştır. Misafirler Ma- navgatın meşhur şelâlesini ve eski Antalyayı gezdikten sonra dör müşlerdir. Ls Anane Meselesi Nurullah Ata Haftahk gözetelerden biri bas zı mubarrirerimize, eski edebi- yalımızın hangi eserlerinin yeni» den basılmasını, bugünkü dile çevilmesini istedikler.ni (o sordu. Latin barflerinin kabulünden beri bu mesele çok kimseyi alâkadar etmektedir. Yeni yetişmekte olan gençler, yani ou, onbeş sene sonra tahsili- ni bitirip te iş görmeğe başlıya- cak olan nesil, Arap harfierini tanımıyacağından divan ede biyatımızı okuyamıyacak, ondan hiç istifade edemiyecektir. Ken dilerine ancak yirmi, yirmi beş senelik bir edebiyat rehberik edebilecektir ki bu da bir «irfan ananesi » teşkiline kâfi değildir. Bunun için yarının gençlerine, edebiyatımızın dünkü hazinelerin- den istifade imkânlarını hazırla- malıdır... Böyle düşünerler çoktur, hattâ ekseriyeti teşkil etmektedir. Fakat onlara verilecek kısa bir cavap vardır: Eski edebiyatımız yarının gençleri için bir «irfamanas nesi» teşkil edebilecek mahiyette onların yazıldığı Arap pi kalkamazdı. Çünkü Latin harflerinin Kabu- sadece Arap harflerinden daha y veya daha iyi olduğu için değildir. Latin harflerinin kabulü her şeyden evel bir ihtilâl hare- ketidir, yani maziye, onun mücs- seselerine bir isyandır, onun kur- duğa zihniyeti değiştirmek arzu- sudur. Eski edebiyatımız bir «irfan ananesi » olmasın diye, © sıfatla yaşamasın diye eski harfer terkedildi; bunun için yarınki gençlere dünün bazinelerinden istifade çarelerini düşünmeğe lü- zum yoktur. Bizler Fuzuli'yi, Nefi'yi, Ne- dim'i hâlâ zevkle okuyor ve onla- nn inceliklerini sezebiliyoruz. Fa- kat yeni yetişenlere onların en güzel gazelleri bile anlaşılmaz bir şey gibi geliyor. Daima tercüme etmek lüzumu hasıl oluyor. Hak buki şiirin, bilhassa bizim divanlar rımzdaki gibi mf şekil oyunu olan şirin tercümesine imkân yoktur. Bunun içindir ki eski'ede- biyatımızın bâzı eserlerini bugüm kü dile çevirip yeni harflerle bas- mak esası kabul edilse bie bu esasın tatbikinden bir fayda bek- lenemez. Şir bir tarafa bırakı- linca da eski edebiyatımızda ne kalır bilmem. Dışarıdan gelen fikirlerden şikâyet edecek değilim; fakat bugünkü; Avrupalıların irfan &nanelerine bağlanmalarına pek ehemmiyet vermiyoruz. Fransızlar, Almanlar, İngilizler mütemadiyen eski edebiyatlarınn kendilerine ilham kaynağı olmasından, genç lerin eskileri okumakla yetiştiğin den bahsederler. Onlara bir di- yeceğim yok; fakat” eserlerinden istifade etmekte olduğumuz mik letlerin biraz da tarihine bakalım. Fransız oedebiyatınm en mühim devirlerinden biri cn altınc asır- dır, yani milli bir irfan ananesi bulunmıyan devir. Almanların da- ha on sekizinci asıra kadar böyle bir an'aneleri yoktur; halbuki en büyük ve en milli şairleri o asır da yetişmiştir. Hepsi ey dışardan seçmişlerdir ve bu kem- dilerinin büyük bir edebiyat ve milli bir anane kurmalarma mani olmamıştır. ' Fakat an altıncı asır Frans ları, Rabelais, Montaigne, Ror- sard, on sekizinci asır Almanları, Lessing, Goethe, Schiller birer devdi. Ne yapalım ki bize debu- gin devler lâzım. Zor bir devir... | güzeliği de bu zorluğunda değil mi? lâ