6 Sıyfı ı Dünya Hâdiseleri '_ İkı Defa Hayatını Yapan Adam İngiliz gazeteleri geçen gün Londrada — kâin ';:Z_'ğ':" Paddington hâs- tahanesinde ölen miralay — Arthur- Lynehin sergüzeştli hayat yaşır yan insanlar arasında bir rekor kazanabileceğini - yazmaktadırlar. Anlattıklarına göre ba zat İngi- terenin otuz küsur sene evvel aç- tığı Boer muharebesinde zabitmiş. Düşman karşısında fazla merha- metli davranmış, idama mahküm edilmiş, bir gece kendisine kur- şuna dizileceğini söylemişler: — Kaderimmiş, çekerim, de- miş. Fakat idam edileceği sırada Kıralın bu cezayı müecbbet hapse tahvil ettiği haberi gelmiş, fakat sabık zabitin ömrünün sonuna ka- dar zındanda geçirmesi de mu- karrer değilmiş, hüsnühaline mü- kâfaten bir müddet sonra afva uğramış, Londraya gelmiş, müte- kait bir adam hayatı yaşamış. Bu ana kadar anlattıklarımız büyük muharebeden evvelki za- mana aittir. Büyük —muharebe ilân edilince, Arthur Lyneh gö- nüllü olarak orduya girmiş, ted- ricen terfi etmiş, miralay olmuş ve nihayet geçen gün hastahane- nin rahat bir döşeğinde son aki- betine kavuşmuş. Hakikaten hayatı sergüzeştle dolu imiş. Hayuta 4 Birmengam da — bulunan — bir Yı k | cam fabrikası bul- ;:::;:' duğu yeni bir usul sayesinde — kolay- lıkla eğilir, bükülür yumuşak cam imaline muvaffak olmuştur. Bu camların en dikkate değer husu- siyetleri kırılmamalarındadır. Bu cinsten bir cam iki ucun- dan birer mesnet üzerine kon- muş ve Üzerine iki kişi çıkanl- mıştır. Cam çelik bir levha gibi eğilmiş, Fakat kırılmamıştır. rindeki ağırlık kalkınca, cam tek- rar eski halini almıştır., İmtiyaz dairesi yeni mamulâ- tın umumi ihtiyaçlar için kulla- mılmasına müsaade etmiş ve lâ- zmgelen imtiyazı. vermiştir. Keşfi yapa mücssese Pripleko- Glas - Ko ısmınde Hı fabrikadır. Son Posta dyııL , Havadie ve Halk gözetesi ,-—ı.ıı htı Lıhlı)ı Çatalçeşme vıhğı.ll İSTANBUL OCazetemizde — çıkan ve resimlerin bütün lııi'l:: mahfuz ve gazetemize nittir. ABONE FiATLARI |* be |Sene' Ay | Ay | Ay | ke. | Kr. | Ki | Ka ım4 750 400 | 150 TÜRKİYEYE ECNEBİYE Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. Hânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. Posta kıghııuı 741 İstanbul SON POSTA Polis Mülottlşlııl llaıısoıloıı Mahküm Şikagoda Bir Vak'a Polis, Evvelâ Bunu Alay Sanmıştı Fakat Doğru Çıkınca Vaziyet Alt, Üst Oldu Hapishane Müdürü Madam Holeyi teselli ediyor Amerikada — yeniden — sinema filimlerine benzeyen — inanılmaz bir haydutluk vak'ası olmuştur. En canlı, en meraklı ve heyıun dolu is romanlarım buıh:oıl:ı Amerikanvari vâı nın muhtelif safbaları vardır. ve bepsi biribirinden heyecanlı ve gariptir. Vak'anın — kahramanı Dillinger isminde bir hayduttur. Lindberg'in çocuğunun aşırık ması - tarihinden itibaren ismi — bütün —Amerikada meş'um bir şöhret kaza- nan Con Dillinger meş- bur kaydut Alkapone'nin rakibi ve Halefidir. Maamafih hırsızlıklar cinayet ve kanla dolu vak'aların safhalarında bir kahraman daha vardır: Mis Holey.. Esmer güzeli, genç bir kadın olan Mis Holey hapisane müdürü- dür. Dillingerin haydut- lJuğundan en çok mütee- essir olan birisidir. Vakayi silsilesi ve saf- haları şöyle başlar: Geçen kânunusaninin (15) igci günü akşam üstü «Amerikan» milli banka- sı, Şikago — şubesinin ö- nünde muhtelif — istikametlerden len birkaç otomobil — durur. riınden şık kıyafetli temiz ve ki- bar yüzlü adamlar inip te banka- nın eşiğinden atlayınca içerden bir- kaç müşteri ile işaretleşirler. Bri ıslık sesi, derken kapı kapanır ve birçok müşterilerin cepleritm brovning tabancalar di- ğer müşterileri bağladıkları gö- rülür. Bakanın her şubesinde ay- m el çabukluğu ile harekete geç- miş olan birçok tabancalı el; si- lâhlarını memurların alnına daya- mıştır. — First Nasyonal Bankası basılmıştır. Bu aralık içerde ka- lan bir polis memuru vazifesine 'sadık kalmak maksadile - silâha sarılmak ister. Fakat iki kurşun- la yere serilir. Bu vaziyet karşısında müdür- lerinden kapıcısına kadar memur- lar ellerini teslim işarati yapmak için derhal havaya kaldırırlar ve kasalarla yazıhanelerin anah- tarları birer birer bu saygı- sız. — misafirlere — teslim - edilir. Haydutlar işlerini görür ve kasa- larda bulunan yüz binlerce do- larlık hisse senetlerini ceplerine indirerek geldikleri otomobillerle çekilip giderler. Vak'anın — keyecan — içindeki şahitleri bu küstah haydutları ta- nımışlardır: Dillinger ve adamları.. Hâdise her tarafa radyo ile ha- ber verilir. Bütün Amerka polisi tahkikat ve takibata memur edi- lir. Heyhat! Atıj alan Üsküdarı geçmiştir. Bu baskından onbir gün sonra Arizona zabıtası bu dişli haydudu bir tarafta kıstırıp tevkıf etmiye muvaffak oldu. Ve Dillingeri pen- çei adalete teslim etti Halk bu caniyi linç etmek is- tiyordu. Fakat buna müsaade edilmedi ve son sözü kanuna söyletmek üzere mevkuf mabhke- meye sevkedildi. Mahkeme ka- rarında şölle diniliyordu: — Caninin omuzlarına yükle- men günah onu idama sürükleyecek derecede ağırdır. Ancak mahke- me bir hayduda son bir eseri atrifet olmak Üzere onu yalnız hapse mahküm etmiştir. Bu karar karşısında Ameri- kanın en büyük canisi dudak- larını büktü ve anlaşılmayan bazı kelimeler mırıldandı. . (3) mart günü Dillinger, Kroon hapishanesine giriyor- Point Madım Holegin çalınan ve bulunan otomobili ta. Onu höcresine götürmek işini Amerika polis müfettişlerinden en açıkgözü M. Blunt üzerine Demir kapılar açıldı. Hapis- hanenin kridorunda birkaç adım gidildi ve tam bu esnada M. Blunt kasığının üzerine taban- caya benzeyen sert bir cismin dayandığığını — hissetti. Dilliger polis müfettişine: Hiçbir. hareket yapma, ölüme gittiğin gündür. Ver silâhı- ml,, diyordu. Dillinger'in şakası iyoktu. Polis müfettişi çarnaçar tabancasını verdi. Düşünmeye vakit kalmadan bir höcreye hlnl- dı. Ayni zamanda haydut yandaki bir höcrenin kapısını açtı ve içinden zenci bir mahkümu çıkar- dı. Bıı Herbert Yung isminde bir cani idi. Ve Dillinger'in birçok maceralarında arkadaşlığımı yap- mıştı. Koridorda haydutların iki- leştiği bu esnade üniformalı bir polis meydana çıktı. Fakat Di- linger'in hâkim sesi gürledi: — Stopl Bir adım memnu. Ver silâhını? Polis rovelverini mutiane tes- lim etti. ; Ka Diğer bir gardiyana ayni mu- ilerisi amele — yapıldı. Ve onlar emir teblig edildi: — Beni takip ediniz. Sizi mü- fettişiniz Blunt'un höcresine götü- receğim. Polisler — filhakika — müfettiş Bluntun böcresi önünde durdu- ruldu ve bep birden içeri tıkıldı. * İş bununla kalmadı. Mahküm tahliyesile polis tevkifi işi birkaç dakika daha devam etti. ve mah- kümler bir ân içinde hapishaneye hâkim bir vaziyete geçtiler. Ne polis — karşı geldi, ne jandarma dayanabildi. Dillinger ve hem- paları hapishane kapısından bir müddeiumumi heybetile çıktılar. Fakat müfettiş Blunt'u beraber almayı unutmadılar. Kapıda ha- pishane müdürü Madam Holey'in otomobili bekliyordu. — Şoförün alnına bir tabanca dayandı ve kendisine dümeni istedikleri ta- rafa kırması emri verildi. Motör hueke(e geçip araba sırrı kademe sonra hapishanedeki hllı son haddini bulmuştu. Mü- düreye: — Madam! - Dillinger — kaçtı. Birçok ta mahpusa yol verdi ne yapacağız? deye kı Filar, Oşuş- şu Madam Holey hiç isti- fini bozmadı, hiçbir telâş eseri göstermedi. Büyük bir sükünet, derin bir soğukkanlılıkla — telefonu aldı ve konuşmağa baş- ladı; — Allo, Şikago polisi $ mi? Tepeden tırnağa ka- firar etti. Mükâlemenin üzerinden yarım saat geçti. Hapisa- nede müfettiş Blunt ile şoför Sagerin akibetleri hakkında derin bir me- rak, dehşetli tahminler ve ihtimaller uyandı. Bu asnada telefon zili çaldı ve bir ses: — Alle.. — Madam — Holey'i arıyorum. — Madam —Holey — benim. Söyleyiniz. — Burası Şikago polis dairesi. Demin bir kadın sesi bize Dillingerin en kaçmış oldu; ıöykdl. mı olmıyan böyle bir hâdise haber vererek bizimle alay edi- Caninin metresi diğine hükmediyoruz. Ne dersiniz? — O kadın bendim. Ve hâ- dise maatteessüf doğrudur. Telefondaki ses: — Eyvabl 'dedi ve daha fazla l Kari Mektupları I Otobüs Şikâyetlerinden Erenköyünden İbir zat bize müracaat ederek Kadıköy - Bos- tancı otobüslerinden şikâyet etk- mekte ve bu otobüs şirketinin halka müşkülât gösterdiğinden bahsetmektedir. Mektupta — bu civar halkının Belediyeye mü- Facaat ederek bu otobüs şir- ketinden şikâyet ettikleri, bunun üzerine bu otobüslerden bir kı- mının Büyükdere hattına rilmesi hakkındaki karar el'an tatbik edilmediği ilâve edilmek- tedir. Cavaplarımız Mevgende Cewil Özdemir Beyes Mürüvvet gazetesinin kollek- siyonu kaç para eder bilmiyoruz, Sandal Bedesteninde teşhir ettir- mek suretile fiat öğrenebilirsiniz. x Pozantide gerdülfiren” Aptürrezzak Salih Efendiye: Rusyadaki hemşirenizi xziyaret için ne gibi muameleye İlüzum olduğunu Adana veyahut İzmir Sovyet konsoloshanesine müra- caat ederek öğrenmeniz icap ediyor efendim. birşey duyulmadı. Madam Holey telefonu yerine asarken beyecanını artık gizleye. mez bir hale gelmişti. Elde olmp»- » yan bir sebepten dolayı ve men- hus bir suitesadüf eseri olarak ş. ? aradan geçen zaman Dillinger için bir asır kadar uzun ve kâfi idi. Şimdi ne yapmalı, ne çare buk malı idi? Amerikanın bütün pdb hafiyelerini — bütün - zarhlı - otomobillerini, bütün tıyyınkfi peşinden — koşturmalı idi. — Bu düşünce - içinde Madam Ho ley kolhğımı çöker gibi gömük dü ve mavi gözlerinden iki danr la yaş aktı. * Lindberg'in çocuğu kaçırıld- gındanberi —Amerika — polisinin büyük mikyasta yaptığı takibatın en büyüğü Dillingerin takibi hü> disesi olmuştur. Yirmi bin ldd bu azılı haydudun peşinden ko- Şuyordua, Blunt ve şoför Sager Endiya- na hükümeti arazisinda serbesi bırakılmışlardı. Madam - Holeyin otomobili Şikago sokakla- mndan - birinde terkedilmiş bir halde bulundu. Dillingerin metresi Mis Berton sıkıştırıld. Bu ka- dın içerdeki mahpuslarla evvelin- den anlaşmak işi kendinin becer diğini Dillinger müfettiş Blunt'un kasığına dayadığı şeyin tabanca şeklinde kesilmiş bir —tuhtadan ibaret olduğundan başka birşey itiraf etmedi. Buna mukabil hay- dudun çete efradından üç kişiye idam cezası verildi. Fakat bu aralık Florida da bir bankanın müsellah bir taaruza adığı ve u, ana çevrik m iıyll m::i evyç. bır banka — tahsildari — öldürü- spedildi. Ve tah- ıuıı.ı 'gösterdi kâ bu hâdiselerin kahramanı yine Dillingerdır. Zaman — zaman Nevyorkun, Şikagonun bellibaşlı caddelerinde muhteşem otomobiline kurulmuş seçerken görülen bu büyük hay- dut zabıtanın eline bir türlü geç- meyen esrarengiz bir şeytandır. Ve kim bilir daha ne vakite kadar mesleğini yapa yapa Ames rika topraklarında serbestçe de laşacaktır. — —