Japonya Ameri- kaya Tuhaf Bir Nota Verdi Son gelen İngiliz gazeteleri Japon- ya hükümetinin Amerikaya yerdiği bir notayı mevzubahs ediyorlar. Ma- amafih birkısım siyasi notalar gibi ileri sürdüğü bam şartları ihtiva ettiği için buna, notadaan riyade Ülmatom da demek — mümkündür. Hatta bu, bir ültimatomdur. Japonya hükümeti, ba ültimatom favırlı notasile üç nokta üzerinde duruyor ve ezeğmle di, ki: imm * Mençuride hareküt yepatak gibi sadece hükümranlık hakkımıza teallük eden vukuat Japonyanın dahili ahvalindendir. Amerika — hükümeti, bu münasebetlerle Japonyanın ara sıra nazarıdikkatini celbetmektedir. Bu tarzıhareketin yerinde olmadığını bu suretle tesbit etmiş oluyoruz. 2 — Cenupta, Japonyanın büyük harpte ifa ettiği Bizmete mukabele olarak verilen *'.—.dılı.r münasebetile yine Amerikanın bazı teşebbüsleri vukua geliyor. Japonyanın dahiline ait bir mesele olduğu için bundan böyle bu münase- betle Amerikan teşebbüsatina cevap verilmiyeceğini kaydediyorur. 3 — İktasadi kalkınma - vesilesilâ Amerika -bükümeti otuz yedi yeni barp gemisi yaptırarak donanmasını kuvvetlendirmeyi hedef tutuyor ve böylece birçok işsizlere iş bulacağını Beyan eyliyor. Bu gemilerin inşasın- dan sarfınazar edildiği muayyen za- man zarfında ilân olunmadığı takdir- da Japon hükümeti de donanmasını fakviye için icap edem tedbirleri almakta kendisini serbest addeder ve 1922 muahedesile mukayyet görmez, Notanın — ültümateom — mahiyeti, * Muayyen zaman zarhında , gibi zaman — kaydından kımaktadır ki Amerika a tkilküden ” ağar bör şey tazavvur odilemer, buna verilecek cevabı bir tehalükle bekliyebi- liriz. Çünkü istikbal için çok şeyleri bize öğretecektir. — Süreyya Avusturya Ordusu Paris 31 — Lö Jurnal zetesi, Avusturya — talebinin. Sen ıîuıeu 2U Üa a Ka Blek ? belekeer tınlması muvakkat mahiyette olacak- tar. Bu, esaslı bir hususiyettir. Çünkü bir mecbari askerlik fikrine yolları kapamaktadır. Binaenaleyb, bazırlanmakta olan anlaşma kat'iyen muahedeleri ihlâl edecek mahiyette değildir. Avustur- yancın kudreti askeriyesinin muvakka- tea artbırlması bir lüzum meselesi- dir ve hiçbir. veçhile bir misal teşkil edemer Silâhları Bırakma İşi l Gönül İşleri Bir İki Aile Faciası Amerika Mümessili, İngiliz Ve Fransız Nazırlarile T Vaşington 31 — Amerikanın Tah- didi Tezlihat konferansındaki mümcs- sili M. Norman Davis, İngiliz ve Fransız nazırlarile görüşmek — üzere Londraya ve Parise gidecektir. M. Daviz, bu görüşmelerin nasıl bir netica vereceğini şimdiden tah- min edemiyeceğini söylemiştir. M. Davis demiştir. ki: İşin güç tarafları olmasına rağ- men — hüznmüniyetle —dünyaya — sulh getirecek bir anlaşmıya ulaşılacağını zannediyorum, — Ümidimi, meseleye hayat! bir ebemmiyet veren ve sulhe her zamandan daha farla bir alâka gösteren M. Ruzvelt'in - direktiflerine bağlıyorum. ihtisam haricinde olduğunu, konuşma- larda bu meseleden bahsetmiyeceğini, bununla beraber şahsen harp borçları- ma kaldırılması aleyhinde olduğunu söylemiştir. Akdeniz Fikir Merkezi Paris, 31 — Fransız hükümeti, ta- mınmış şalir ve filozoflardan ve aka- demi arzasından Pol Valeri'yi Nis'te bir “Akdeniz fikir merkezi,, teşkiline memur etmiştir. M. VıluiL 'eni enstitüde yüksek tedrisat mt' ile ilmi ve edebi şahsiyetler tarafından konferanslar verileceğini bildirmiştir. Bu tetkik merkezi ayni zamanda fikri mübadelelere de merkez ola- caktır. M. Valeri buraya aık sık muhar- rirleri, alimleri, artistleri davet ederek Nis şehrini bir kültür merkezi, bil. hassa Akdeniz havzası kültür merkezi yapmıya çalışacaktır. M. (ı—ıı.ıı bu programın ana fikrini Akdenizin tabil şeraiti ile Avrupa fikrinin tecasüsünde oynamış olduğu rolden aldığını tavzih etmiştir. Harp Hâlâ Devam Ediyor Asompsiyon 31 — Bolivya ile Paraguvay arasındaki muharebe hâlâ deyam etmektedir. Resmi bir tebliğe göre Pirizal'da yapılan bir muharebede Paraguaylılar mühün bir ganimet elde etmişlerdir. Grandra mıntakasında harp şiddetle devam ediyor. Düşmanın ağır zayiatı vardır. Kampo Aceval mintakasında Bolivya kuvvetlerinin mukabil bü- cumları püskürtülmüştür. emaslar Yapacak Bahrimuhitte bir Fransız müstemlekesidir. büyük tezahüratla Adı F karşılanmıştır. Beımhy'ı:nıvdğ: Hitlercilik Kongresi Kongre Dolayısile Büyük Tezahurat Yapıldı Nuremberg, 31 — Hitlercilik kon- gresi bugün — açılmıştır. Hitlercile- rin bimaye kıt'aları on binlerce halkı güçlükle zaptedebiliyordu. Bütün şehir kamplar kurulmuştur. Oteller seyyah- larla dolmuştur. kişiye yemek temini için tedbirler alın Hitler haçı işareti altındadır. Hava- | mıştır.Başvekil, görününce on binlerce da binlerce bayrak dalgalanmaktadır. Evlerin pencereleri hahlarla örtül- müştür, Şehrin dış — mahallelerine ——M7——-. Yeni Bir Hava Rekoru Şikago, 31 — İtalyan tayyare kuv- vetlerine menaup bir mülâzim Sen - Luiz ile Şikago arasında 420 kilo- metrelik bir mesafeyi başaşağı uçmak ... kişi “Almanya — herşeyin Üstünde, marşını söylemiye başlamıştır. Baş- vekil kısa bir nutuk söylemiştir. aa ir İ Haydutlarla Mücadele Vi 31 — Amerikada hay- dudır.ı#nvze'::ım a hldiıeluln’e karşı açılan mücadeleye devam edil- mektedir. Amerika Başmüddeiumumisi emrine bu eidal için yeni bir teşkilât ruretile 3 saat 6 dakika 39 saniyede | , Simiştir. Bütün millf polis kuvvet- kütederek yeai bir dünya rekoru kazanmıştır. lerinden — mürekkep proğramı yapılmıştır. bir birleştirme l Nazhı isminde bir kadın iki defa nişanlanıyor. Fakat bun- lardan ııuh!cli;o:ebeplerk ayrılıs yor. Sonra meslek sahibi iyi bir adamla tanışıyor, birleşiyor. Sefa- letten saadete kavuşuyorlar. Mem- nundurlar, Fakat kızın annesi titiz ve asabi bir kadın. Bu çiftin saadetini bozuyor. Nihayet bir gün kızını alıyor, evden kaçırıyor ve eşyaları da alarak başka bir yere naklediyor. Kız erkeği sevi- or, — onu arıyor, Fakat annesi DT a hikâyesini anlatan kız diyorki: SESf “ Mazideki hayatı unutmak mümkün değil. Tırıiıı verip af dilemek istiyorum. Fakat anneme de itaat etmiye mecburum, onu da incitmek istemiyorum, Güç bir mevkide kaldım.,, Annelerin — evlâtlarını kendi kaprislerine kurban edişlerine bir nümune. Hayatta yegâne mesnedi anası olan kız ne yapabilir? Fakat bence — annesi üzerinde müessir olmiya ve eski vaziyeti dan bir kadın kızın lar gönderiyor, kızcağın lekele- çalışıyor. Kız bir müddet miye ııgır ve tahammül cdiyor, fakat sabrı İ Kadının ıley=de Ö ei e Fraasaci | istiyor, fakat ailesi müsaade et- miyor. Bu kız benden bir fikir istiyor. Siz olsanız ne yapardınız ? Mademki ailesi mektapların bu kadından iğine ve musanna olduğuna idir, varsın istedi- ğini söylesin ve yazsın. Aldırmar lâkayt kalmız. Mektuplat ğıhul etmeyip idade ediniz. Bu suretle kadını kendi hareketile başbaşa bırakmış olursunuz. HANIMTEYZE ——— Dünkülerin Romanı rayı gördükten sonra umduğu kurtuluşun Resne dağlarına çık- mak veyahut Babıâliyi basmakla kendisine rakip gibi çıkacak Böyle bir yeni fırkayı yaşatmaz. Zaten son teşekküller halk ara- Bında da pek kuvvetli revaç bulmaz. Böyle bir teşekküle işti- edecek genç kuvvetler bulu- Fakat het yeni fırkaya olan —gayrimemnunlar tüşküldür. SNivü Ne ise İstanbula gidi Burhan Cahit Edebi Reman Şimdilik gözlerinden öperim azizim Reşit. Cemil Hakki Ahmet Rtrikı'dan Poariste Ahmet Reşlide İstanbul .. 1900 Kardeşim Reşit. Paristeki hayatına dair haber- leri başka vasıtalarla almak ca- nımı Ssıkmıya — başladı. Halbuki ben sana ait havadisleri yine se- nin kaleminden öğrenmek ister- dim, Bana yalnız müstakbel bir izdivaçtan bahsettin. Buna rağ- men İstanbula gelen haberler bu işin artık tarihe intikal etti- âni anlatıyor. Diyorlarki senin tokbolm seyahatı adeta bir bal ayı tenezzühü olmuş. Pariste ta- nıştığın İsveçli bir kızla bu seya- hatin başlangıcında birbirinize bağ- lanmışsınız.. bari hakikati tafsi- latile anlat da seni tebrik et- ellerinden tutulmayınca merdiven çıkamıyan çocuklar gibi.. mek- tepler, programlar tedris usulleri genç dimağları bir kalıba istif eden şekilden çıkmadı. İnlalâpçılarda nasıl Energie | kalmadı ise gençlerde de el'an yok. Memleketin fikir alemi bula- nık ve durgun bir göle benziyor. | Hürriyetin ilk günlerinde görülen hareketten eser kalmadı. Gençliği muayyen bir fikir istikameti bulamıyan bir memle- kette tabil ve hazırlıklı bir. ink- lâp hayal bile olamaz. İlkzaman- lar lisan üzerine yapılan yenilik münakaşaları — bile — yağlandı, etlendi. Anladığın şuki Bbizim ilk meşrutiyet günlerinde tasavvur ettiğimiz içtömai, fikrt hareket- ler bu malzeme ile tahakkuk edemiyecektir. Dava yedi asır gözlerini Şarka diken memleketi garba doğru itmekti, Hürrij rp ufuklarını a dınlatan yı:ı.; :ı'k olacaktı. Fakat bu ışık saman alevi gibi parladı üzerinde yapılar hesaplar 1908 il ile karmakarışık - oldu. Buna rağmen Avusturya, yenin hesabından birçok nüfus ve toprak tenzil etmiye muvaffak oldular. Bu iş ba kadarla kalabilirdi. İnkılâp yürümüş olsaydı. Halbuki Avrupa şimdi ölüm hastasını bekliyen kassam gibi.. Bizim yine eski uykumuza dal- dığımızı gördü. İşini zahmetsizce görebilmek için afyon yutturmak- ta devam ediyor. Devlet adamlarımız ( Devleti Ebedmüddeti Osmaniye) firmasını Kâbe örtüsü gibi mukaddes ta- mmakta devam ettikçe Fasın, Misir ve Hindin mükadder - aki- betinden Türkiyenin de kurtula- mıyacağı mübakkaktır. Balkan muharebesinde tekke- lerde hüngür hüngür hatim indi- ven hocalar, şeyhlerin duası müs- tecap olsaydı gökten kar yerine HN L SA e ya iğin srsiyeli, Yü lEkE Eadllde danın itikadından ileri geçmiyor. İttihat ve Terakki sıkı bir muhafazakâr, hem de gittikçe sağa kaçan bir muhafazakâr ol- du. Mebusan - reisi bile sarayda rına iftar veriyor. â—_lılkı hoş görünmek eyi bir F’Fl:'kıt halk seviyesini yükselt- mek vazifedir, Yedi asır Arap ve Acem adetleri 'telakkileri “içinde 'beki» retini kaybeden Türk milleti yeni ve taze aşılarla filizlenmek ihtiyacındadır. Bu aşımn Kazvin bağlarından veyahut Mekke hur- malıklarından gelmesine imkân yoktur. Çünkü î(.ırıdzniı kıyıla- rında hurma yetişmiyor. Ve niyet kervanınım Asyadan geçip gitti- ğini, hatta Avrupayı bile eskitip Atlantiklerin öte ' yakasında yeni bir kervansarayda konakladığını kavrayamadık. ; Bilmiyoruz kiz — Şark, tarihi vazifesini ik- — Aayada ” Hüyatiyet tüken- iştir — Yeni fikir cereyanlarının kümelendiği Avrupa mihver ol- mı r. — Fikirlerde, cemiyet haya- tında, maişette derin istihaleler olmuş ve Türkiye bunlara bigâne kalmıştır. Eğer bizim için bir ileri hare- ket programı ak lâzımsa bu çerçeve içinde hazırlamak lâzımdı. Halbuki kanunu esasinin imam