Borçika Yangını Çok Zararlar Verdi Çoruh (Hususi) — Borçika, bir vadi arasına sıkışmış, Çoruh nehrinin her iki tarafına müte- ferrik bir surette yayılan evlerile küçük bir kaza merkezidir. Kasaba halkı umumiyetle gür- cülerden ibarettir. Lâkin Gürcü lisanile konuşmazlar. Hepsi güzel konuşur kendi hallerinde insanlardır. Merkez kazanın son tahrire göre 667 nüfusu ve Gİ evi ve otuz kırk kadar dükkânı, iki oîel; ve iki kahvesi vardır. ü rtvine — doğru yapılmakta olan yeni yola izafeten olacak ki B kasabaya bu civarda Yeniyol 1 ismi verilmektedir. : Nehrin kenarında geniş bah- 'v. çeli bir ilkmektep vardır. Bu bina — halkın yardımile vücuda getiril- t miş ve yanında da yeniden bir r" pansiyon inşa edilmiştir. F Geçenlerde hükümet konağı yandığı için belediyenin bir oda- sı kaymakamlık dairesi ittihaz edilmiştir. Diğer devair dahi mü- pasip yerlere — yerleştirilmiştir. Kaymakam vekili bulunan Maça- hel nahiyesi müdürü Murtaza Bey elyevm iş başındadır. Yanan bi- nayı hükümete iki bin küsur lira- 'a İcara veren eşraftan Salih Ef. ıu yangından çok mutazarrır ol- R muş ve binanın altındaki dükkân- $ ların icarından da mahrum kal- | mıştır. Gerek kendisine ve gerekse belediye reisine hükümetçe mik- tarı kâfi meccani kereste veril- — “mesine müsaade edilmiş ve bu F süretle yangın zararları ehvenleş- tirilmiye çalışılmıştır. Çoruh üzerindeki köyleri hâ- olduğundan Artvine giden nehirden kelek denilen L nevi salla geçmektedirler. p Vaktile Ruslar tarafından ya- pılan asma demir köprünün halen ankazı, şehrin biraz yukarsında görülmektedir. Bu k ün, ilk Artvin vilâ- — yeti teşkil olunurken nasılsa bir — ayağı sakai h © sırada da mevcut olan mühendisler buna ehemmiyet vermemişler, tamirine tavassul etmemişler. ihmal yüzünden suların şiddetli cereyanile ©o sakatlanan ayak müş ve bu suretle ©o canım köprü harap olup gitmiştir. 120 metre uzunluğunda olan bu harap köprünün hükümetçe eniden inşası için 120,000 Hiralık ıir keşif yapılmış ve münakasaya çıkarılmıştır. Borçika yangınında — birkaç kişi mutazarrır olmuştur. Zarar ve ziyanın 15,000l ira raddesinde olduğu söylenmektedir. Polis ve jandarma ve nüfus daireleri kuyudat ve dosyelerini kurtarabilmişlerse de diğer devair defterleri kâmilen yanmıştır. Za- bıita memurlarının kendi daire- lerine ait evrak ve defatiri kurtarmakta büyük fedakârlıkları — görülmüştür. f . Nüfus dairesinin defterlerini — kurtarmak için de adeta ateş içine girmek suretile Nüfas Kâtibi Habil Efendinin çok gayreti gö- rülmüştür. Yangını müteakip Artvinden bir heyet ıeliphhkill:ıty mıştır. Neticede işin içinde bir lşııt ol duğu ve bu yangının Mmülmüdürü Kemal Beyle veznedar -Hüseyin - Efendi tarafından vukua getirildiği — tesbit edilerek evrakı tahkikiye — mahkemeye verilmiş ve kendile- ri de hapse konulmuştur. Borçikanın başlıca mahsulü tütün, Mısır — ve biraz arpadır. — Kendilerini idare edecek kadar fasulya ve meyva dahi çıkarmak- tadır. Çıkan mahsülden bir. mik- tar da harice sevkedilmektedir. Kazanın üç nahiyesi ve 33 köyü vardır. Umumi nüfus 9668 dır. Ara- zisidağlık ve ormanlıktır. Kâza . balkı Çoruh nehrinden hiçbir su- 1 4 | İ | | B : Ğ ğ Adanada Zirai Vaziyet Adanalılar Ziraat Bankasının Emsalsiz Adana (Hu- susi ) — Bu sene Adanamızın hu- bubat — mahsulü çiftçinin yüzünü güldürecek dere- cede — bereketli olmuştur. Yalnız buğday - fiatleri- nin ilk anlarda Yardımından Şükanlş Bahsediyorlar Ması, HO paraya sa- tılması, çiftçinin bu bereketli mahsulden hak- kile istifade ede- memesini mucij olmakta idi.c?akıt Ziraat Ban- kasının bu mıtakadan da buğday satın alması tesirini göstermiş ve 110 parayak satılmakta olan buğ- dayların fiatı bugün beş kuruşa kadar yükselmiştir" Bankanın bu hayırlı teşebbüsünü gören çiftçi hükümetimize ve Zîrg::e Bıçr:ş::- sına karşı şükran hisleri besliyor. Ziraat Bankası meydanda yok- ken, ihracatçılar dünya piyasasını çok dun göstererek malını — elin- de fazla tutamıyacak vaziyette bu- lunan çiftçinin mahsulünü yok pahasına alıyorlardı. Hükümetin kararı bunun da önüne geçti. Mübayaa kararının — bir - iyiliği de, — çiftçiye mahsulünü — der- hal paraya tahvil edebilmek fırsatını vermiş olmasıdır. Kasti- mahsusla ortaya atıldığı şüphesiz bulunan bazı şayialar gigi. buğ- dayın bedeli çiftçinin borcuna mahsup edilerek parası -tevkif olunmuyor. Çiftçi bankaya ne kadar borçlu olursa olsun götür- Rize'de Hanımla- rın Sergileri Rize ( Hususi ) — Rize Dikiş ve Biçki Yurdu İki seneden beri hali faaliyettedir. Çok çalışkan ve on parmağında yirmi marifeti var denecek kadar hünerli olan yurdun muallimi Mürvet Hanım halinden pek te memnun değildir. Talebesinin sebatsızlığından, de- vamsızlığından şikâyet etmektedir. Hali hazırda yurdun on bir tale- besi vardır. Bunlar açılacak ser- gide el işlerini teşhir ettikten sonra şahadetname alacaklardır. Sergi bir hafta devam edecektir. Meryem Hanım Dikiş Yurdu da bir sergi açmış çok muvaffak olmuştur. Bilecikte : Bilecik, (Hususi) — İpek ko- zası fiatleri 90 - 110 kuruş ara- sında idi. Bu fiât müstahsilleri çok sevindirmiş ümitlere dü- şürmüştü. Fakat Bursa tüccarları randımanın azlığını bahane ede- rek fiatleri düşürmüşlerdir. Şimdi kozalar 40 - 50 kuruşa düşmüş- tür. Bu fiat düşüşü yalnız müs- tahsilleri değil Bursaya sevket- mek üzere koza mübayaa etmiş olan tüccarları da zarara sokmuştar. ÇA retle istijade edememektedir. Ne- hir, yaz ve kış bulanık ve çamur- lu olarak akar. Suyu içilmiye sa- lih değildir. Borçika civarında aşiret ha- linde yaşıyan ve mülga Artyin vilâyetince eski yaylalarına git- meleri menedilmiş olan yetmiş hane halkına vali Ekrem Be tekrar müsaade etmiştir. — H.g Adanada Abidin Paşa caddesi düğü buğdayım parasını derhal ve tamamen alıp cebine koy- makta, bu suüretle pamuğun is- tihsal masrafını teminde karşıla- şacağı müşkülü hafifletmiş ol- maktadır. Şimdiye kadar bankanın pi- yasadan mübayaa ettiği buğday miktarı yediyüz bin okkaya yak- laşmıştır. * Çiftçinin bütün tememniyatı hükümetimizin pamuk mübayaası için de böyle bir karar ittihaz etmesidir. Hiç şüphesiz ki pamuk için verilecek böyle bir karar, müstahsilin elinden hâsılatın ucuz fiatla çıkmamasını ve memleketi- mize yüz binlerce lira fazla bir paranın girmesini mucip olacak- tır. Banka diğer taraftan alacak- larına mahsuben çiftçinin getir- diği buğday, arpa ve sair - mah- sulu da kabul etmekte ve çifçi he- sabına kendi depolarında — hıfze- derek fiyat yükselmesinden isti- üür İçin.. : Nurullah Ata Ankarada çıkan “ Varlık ,, ın ikinci sayisı da geldi. Her ne- dense bu mecmuaya karşı bende bir zaaf var. Onu sevdiğimi iddia fade zamanı geldi-| &demem; çünkü içinde Kemalettin ğinde — bunları çiftçi fhesa- bına geçirmek- tedir. Bankanın geçen sene yaptı- gı bu tecrübe- den çok iyi ne- ticeler — alınmış, çiftçiden toplanan pamuk ve buğday- lar yüksek fiatla satılarak kârı çfit- çı hesabına kay- dolunmuştur. Banka alacağı — mukabilinde topladığı buğdaylardan tohuma elverişli olan en iyi cinslerini ayırarak bunları ekim zamanında yine çiftçiye tevzi etmek gibi bü- yük ve nafi kolaylıklar göster- mektedir. Çiftçi tahmin bürosunun ilk raporuna nazaran Seyhan ve İçel vilâyetlerinin istihsal sahalarında 1,464,000 dönüm araziye yerli, Mısır ve Amerikan cinsi pamuk ekilmiştir. Bu sahalardan alına- cak olan mahsül miktarı 66,878 balya olmak üzere 13,376,218 kilo tahmin edilmektedir. Hububata gelince; Yalnmız vi- lâyetimiz dutları — dahilinde 1,635,000 dönüm arazi ekilmiş olup buradan 163 milyon 500 bin kiloluk mahsül kaldınlacağı ve bu yekündan 78 milyonluk bir ihracat yapılacağı tahmin edil- ıııekîedğ:_gmn seksen beş mil- 'onu ay, gerisi ve ;ulıftır. 3- Syıllhımıı eT Bitliste İmar Plânı Tatbik Ediliyor Bitlis, (Hususi) — Muhitin en kalabalık şehri olan Bitliste bu mevsimlerde daimi bir hareket görülmektedir. Bu sene bu kay- naşınıya belediyenin imar faaliyeti de inzimam etmiştir. Belediye şehirdeki elektrik te- sisatım tevsi etmiştir. Temizlik Bir Mahkümiyet İnegöl ( Hususi ) — Eşraftan Kıııka':.ıl zade Ziya Beyin evinde kaçak tütün, cigara kâğıdi ve saire bulunmuştur. Yapılan mu- hakeme neticesinde Ziya Bey 6 ay hapse ve para cezasına mah- küm edilmiştir. Bu mahkümiyetin kararı tefhim edildiği sırada da Ziya Beyin evinde bir araştırma yapılmış yine 5556 cıgara kâğıdı ile tütün ve saire bulunmuştur. tü? M0" <e eli z ... dahilinde şehir haricine almması tekarrür etmiş, yeni yeri hazır- lanmıştır. Bitlis. çayı da temiz- lenmiştir. Hayırlı Bir Teberrül Tekirdağ (Hususi) — Bıhı-ı; binbaşılığından mütekait Ziya kütüphanesini Halkevi neşriyat şubesine hediye etmiştir. Yüz ciltten fazla mutena eseri ihtiva eden bu kütüphanede “ Tacütte- varih,, de vardır. Düzcede Bando Düzce (Hususi) — Halk Fir- Kâmi, Abdülhak Şinasi, Cahit satıp bedelini ay- Sıtkı gibi sevdiğim imzalar ara- sında herhangi edebi bir mese- lede birleşebileceğimizi hiç um- madığım kimselerin ismi de var. Evet ama itiraf edeyim ki onda gördüğüm kusurlar beni üzüyor. Fakat bugün evvelâ iyi bir tarafından — bahsedeceğim: Bu nüshayı mubakkak alıp Ahmet Hamdi'nin “Ne içindeyim zamanın,, diye başlıyan manrumesini oku- yun. Bunu Ahmet Hamdi en iyi dostlarımdandır. diye söylemiyo- rum; beni biraz olsun tanıyanlar dostlarımın eserlerinde muhakkak bir meziyet aramak âdetinde ol- madığımı da bilirler. Zaten Ah- met Hamdi'nin bu şiirine güzel- dir denemez; ona meselâ yine o nüshadaki manzumelerin çoğunu tercih edenler olacaktır. Fakat Ahmet Hamdi'nin mısralarında, diğerlerinde görülmiyen bir endi- şe seziliyor. Kemalettin Kâminin: *Gülme hanım kızım, yan - için için; - Birdamla yaş akıt memle- ket için...- Gerçi bu matemi du- yamaz için- Hicret sellerile ağ- lamadınsa...,, ve yahut Ahmet Muhip'in:,,, Gözleri bir tatlı rüya denizi, Tutarak - elleri ellerimizi- Her akşam peşinden çağırır bizi, -Aşarken dağları bir bir bulutlar,, gıi mısralarında inkâr edilmez ir tatlılık var, şairanelik, hattâ şiriyet var, Fakat bunları okurken ancak bir eski dosta rastgeldiği- miz nm;enln ısnmm vıc GÜmitsiz heyecanı z; onlar bize bir şey ilâve etmiyor. Fakat Ahmet Hamdi'nin bedii telâkki- kleri, Kemalettin Kâmi'ni veya Ahmet Muhip'in mısralarım yazan- lardan büsbütün ayrıdır. Ne içindeyim zamanmn Ne büsbütün dışında. Yekpazre, geniş bir anın Parçalanmaz akışında. Dikkat edin, bu dört satırda şimdiye kadar Türk şiirinde gör- mediğimiz bir iddia vardır. Şair sadece hoş bir. “ İınıgı: » yap- mak ve yabut bir haleti ruhiyeyi ifade etmek istemiyor. Bir fikir teklif etmiyor. Fikir hissini ver- mek istiyor. Ahmet Hamdi bugünkü şair- lerimiz arasında yagâne “valâr- yen, olanıdır. Paul Valery'nin şüri de budür: haleti ruhiyeye müukabil haleti fikriye — tasviri; bize birtakım bisler telkirfâetmek yerine düşünmenin, fikrin bırak- tığı bissi telkin etmek. Şiir fikir vermez, felsefi şiir olamaz (yahut gülünç olur), fakat düşünmek de, metafisik meseleleri ile uğraşmak da insanda bir heyecan bırakır ve bu, heyecanlarımızın. en has- bisi, ihtiyaç insiyaklarımıza en az bağlı olamı, bunun için de belki en bediisidir. Ahmet Hamdi'nin şiirini bu bakımla okumalıdır. Güzel oldu- ğunu iddia etmiyorum; fakat hiç şüphesiz ki bizim edebiyatımızda yepyeni ve bunun için fevkalâde alâkabahştır. “ “Varlık,, ın beni üzen cihet- lerini de söyliyecektim. Farzede- lim ki yoktur ve onu okuyalım. bando bocaları ders vermiye başlamışlardır. Bando 30 ağustos Zafer ve Tayyare bayramına iş- | kasının müzahereti -ile celbedilen | tirak edecektir. ğ u YA A ei a İ e A İ SD —-—vı—-———w——————l