SON POSTA GÜL HANIM Haçlılar, Mücahitler, Fedailer Arasında Yazan: Ömer Rıza Yuzlerı Kapalı Dokuz Kişi Yalın Kılıç- larla Gençlerin UzerlerıneYuruyorlardı Duman Bey kızını da, bira- derzadelerini de bir tutar, üçü- nün iyi ve temiz yetişmeleri için her fedakârlığa katlanır, onları mes'ut görmekten sevinirdi. Bu küçük ailenin hayatı, hu- zür ve saadet içinde geçiyordu. Üç gencin en bellibaşlı eğlencesi ata binmek, ava çıkmak, deniz sahilinde gezmekti. Fakat çocuklar her yola çık- tıkça Duman Bey Kurt ile Doğa- na : — Evlatlarım, derdi, kılıçları- nızı unutmayın ! Dikkat edin! Gül bir tecavüze uğramasın, bir tuzağa düşürülmesin! Amcalarının bu kadar ihtiyatlı davranmasının, her yola çıktıkça bu sözleri söylemeyi unutmama- sının elbet bir sebebi vardı. Kurt ile Doğan, — amcalarının dediğini yapıyor, onun bu kadar endişe göstermesinin neden ileri geldiğini sormıya cür'et göster- miyorlardı. Fakat — amcalarının halinden, kalinden onun bir şey- Gen korktuğu belli idi. —. Bir gün bu korkunun sel anlaşıldı. Üç genç deniz sahiline çıkmış hava alıyor ve konuşuyorlardı. O gün Gül Hanım, nedense, her | vakitki gibi neş'eli değildi. Düşün- celi ve çok ciddi idi. Uzaktan geçen büyük bir kayık hepsinden evvel Gül hanımın gözüne çarpmış, l o da amca oğullarının nazarıdik- katini celbetmişti. Gül: — Bakınız dedi, şu büyük kayığı demindenberi- takip edi- yorum, yanılmıyorsam içindekiler " de bizimle alâkadar oluyorlar, Kurt: — Hayır, kayık balıkçı kayığı. Gül ilâve etti : Kayığın içinde parıl parıl parlayan bir şeyler de var. — Balık olacak?.. — Zannetmiyorum.. — Başka ne olabilir ki.. — Kiılıçlar.. Kurt ile Doğan güldüler. Fa- kat Gül H. gülmemiş ve bu ka- yıktan şüphe ettiğini söylemişti. İki genç onu tatmin ettiler: — Kayığın içinde ister balık, ister kılıç olsun, bize ne? Bu kılıçlar bize karşı kullanılacak olursa biz de onları kullananlara elbet te bir ders veririz, dedi, bu Kurt Doğanın bu sözlerini şöyle tamamladı: — Gül Hanım, merak - etmel! yanındayız. Gurup ortalığı altın rengine boyamıştı. Kara da, deniz de altın içinde yüzüyordu. Gül denize bir kere daha baktıktan sonra kurda döndü ve: — Ne güzel manzaral! dedi, — Evet, çok güzel, fakat sizi neş elendirmedi. Gül inkâr etmedi. — Evet, dedi, çünkü çok mü- him şeyler düşünüyordum. Bili- yorsunuz ya Dayım, büyük bir harp için hazırlanıyor, eli silâh tutar her adamı vazife başına çağırıyor, ve - haçlıları — denize dökmek istediğini ilân ediyor. Ben de onun halini, onun bu | zazem muharebeyi nasıl idare edeceğini, sonunu nasıl getireceğini düşü- nüyorum. Elimden gelse ona yardım için elimden geleni ya- pacağım. — Haklısınız, dedi. Dayınız Eyüp oğlu Sultan Salâhattin, pek büyük bir işe girişmiştir. Herkes, uzak yakın her yerden koşa ko- şa geliyor, önun ordusuna - giri- yar. Muharebe başladığı zaman biz de duracak değilir. Biz de koşacağız ve hizmet edeceğiz.. Degil mi?. — Ona ne şüphe. Biz de babalarımız, atalarımız gibi şeref meydanında kılıç sallayacağız. Kurt ilâve etti: — Fakat biliyorsunuz ya amcamız, dayınızla arasının pek açık olduğunu hep söyler. Onun için biz de kim olduğumuzu belli etmeden gideceğiz! Gül Hanım: — Dönelim artık! dedi. İki kardeş onun atını geti- rip — tuttular.. Gül — Hanım, bindi. Onlar da bindiler. Ve çift- liğe en kısa yoldan dönmek üze- re atlarını mahmuzladılar. Yolda bir kimseler yoktu. Za- ten bu sahillere ancak balıkçılar uğrardı. Güneş batmıştı. Fakat ortalık aydınlıktı. Sahili takip ede ede gidiyorlardı. Bir hayli zaman bir sıra halinde ileriledik- leri halde bir koyıı çerçeveleyen dar yolu geçmek için ayrılmışlar, teker teker gitmege başlamışlardı. Buraya vardıkları zaman Kurt dikkat etti. Koyun içinde büyükçe bir kayık durduğunu ve sahile lııglıııdqım gördü. Sonra Gül ıı.ı.ımı — Deminki balıkçılar! Dedi. Yollarında devam ederken arkalardan bir ses duydular ve dönüp baktılar. Üçününde tüyleri örperdi. Yüzleri örtülü dokuz kişi sıyrılmış kılıçlarla üzerlerine yürü- yorlardı. ( Arkası var ) İlkmektep talebesinin resim elişi sergisi Şehrimiz ilkmektep talnbelerinin bir sene içinde Iııııılııı. oldukları resim ve elişi eserleri yarından itibaren bir sergi halinde Halkevi salonlarında halka gösterilmiye başlanacaktır. Resmimiz sergide muvaffak olmuş bir köşeyi göstermektedir. —— ae ae — ae 1 —a $ A L AADYO, SS İ $ 16 Temmuz Pazar İstanbul — 18 Oramofon, 19 Mü- şerreb H. Faik B. ve arkadaşları, 20 saz (Belkis H.), 2080 Tanburi Re- fik B. ve arkadaşları, 21.30 gramofon, 29 ajana, borsa haberi, saat ayanı. Ankara — 12.30 — gramüfon, 18 Salon orkestrası: — Handel Ouverture raus Valse La vie dartise, ka saz, 20.15 ajans haberleri. Varşova — 20 Maren — muharebesi hakkında bir konferans, 21 Arien şar- kıları, 21.25 piyano konaeri, 22 Lem- berg'den nakil, Peşte — 2110 Çıgan — orkestrası, 21.15 konferans, 2345 cazbant. Palermo — 21 Habef' spor, plük, £1.05 senfoni. Münih — 20 Yeni Almanya hak- kında bir konlerana, 20.20 Alman şar- kıları, 2105 konser, Viyana — ?*1 Son operet izminde Brammer'in Üüç perdelik bir opereti. Prag — 20 Yirmü sekizinci alayın konseri, 23.90 halk konseri. Bükreş — 20.80 Dans - plâkları, 2040 Radyo —Darülfünunu, — 21.20 orkestra, Breslau — 21.15 gunün haberleri, 20.06 akşam konseri| $ 17 Temmuz Pazartesi Varşova — 2010 — Musuhabe, 21 Polenblut isminde bir öperet Peşte — 1940 Küçük hikâyeler , 21 musahabe, 21.85 Macar kuvarteti. Palermo — 91 Haber ve gramo- fon, 21.30 salon orkestrası, Münih — 20 Bir perdelik — küçük bir komedi, 21 dımyı tiyaseti hukkın- da bir konfarana, 21,25 şen musiki. Viyana — 1905 Üç Viyana (Oa- ves ııınınldlî' bir konferans, 21.45 ope- Tet parçi Prağ — 21.10 Brüno'dan nakil, Bükreş — 20.20 Grumofon ile şar- 2040 konferana, 21 sslon orkestrası, Breslau —» 20 Bütün Alman istas- yonlarına ait müşterak program, £1.25 salon orkesti Tommuz 16 İtalyan Tayyarecılerı Amerikada Musolini'nin Emrile Her Gayeye Ulaşılır! Bılk-—hıw—uhmt!lııdbw Montreal, 15 — İtalyan hava nazırı | Balbo'nun kuman- I,'ı"üııııdııh' alyan hava filosu dün şılaşmışlardır. Balbo'nun tayyaresi, öyle bir an gelmiştir ki denize bile inmiye vermiştir. İtalyan - tayyarecilerine büyük bir ziyafet — verilmiştir. Balbo, Mıııolmyı çektiği telgrafta de- olınk muhabbetli sözlerin bana ve arkadaşlarıma cesaret — veriyor. Düçe'nin emrile her gayeye ulaşılır. Vaşington 15 (A. A.) — T- caret nezareti, jeneral Balbonun kumandası altındaki İtalyan hava filosunun amerika arazisi üzerin- de kol temin için hiçbir tayyarenin mezkür fi- loya yarım mıden fulı yaklaş- mamasını emretmiştir. Paris, 15 (A, A — İtalya hava filosunun Atlas denuinı geç mesi münasebetile Fransız hava Inııın llbnl(kat ile Balbo l:lııihlı— lerine tel ve lqckknr ti n zıları çekmişlerdir. R Belediyede Yepyeni Bir Mesele: ( Baştarafı | inci sayfada ) rik etmiş olmalarında görmekte ve bu buz dolaplarının satılma- larının yasak edilmesini istemek- tedir. Hâdise şudur: Belediye mezbaha buzhane- sinde yaptığı buzların satışım her sene &r müteahhide ve bu müteahhitten de asgari sürüm mıktarının tespitini —ister. Bu, ötedenberi böyledir. Fakat müteahhit dün Bele- diyeye müracaat ederek muka- velesinde mevcut olan bu askari sürüm mıktarına ait maddenin is- tadilini temiştir. Müteahhidin söyle- diğine göre geçen sene buîün 3800 kalıp buz sarfedildiği halde dün en sıcak bir gün olduğu halde an cak (2500) kalıp buz sarfedilmiştir. Geçen sene 30 - 40 kalıp sarfeden büyük plâjlar ve don- durmacılar şimdi hergün 1,5,2 ka- hp almaktadırlar. Bunun sebebi de müteahhidin tahminine göre buz yapan soğuk hava depolarının çoğalmasıdır. Bugün İstanbulun en çok buz sarfeden müessese- lerinden (80) tanesi bu makine- lerden almıştır. #Müteahhit bu makineler bu şekilde ucuz satıldıkça herkesin bunları tedarik edebileceğini, bu suretle belediyeye mühim bir varidat temin eden buzhanenin bir gün kapılarının kapatılacağını söylemekte ve bu depoların bele- diye tarafından satıştan mene- dilmesini ve mevcutların mühür- lenmesini istemekte, misal olarak ta eskiden Tokatliyanınm böyle bir deposunun bir sene mühür- lendiğini göstermektedir. Müteahhidin fikrine göre bu soğuk hava makineleri yalnız bu- zun değil, aymı zamanda tuzun da sürümünü — azaltmıştır. Evvelce dondurmalardaki buzların muha- fı(ı)oa;ı için her ı:::fedl:hhnbdd. ton tuz ğuk hava depoları çıkınu’“:ı.; sürümü de Müteahhidin bu teklifini bele- diye iktisat müdürlüğü tetkik etmektedir. Fakat şimdiden soğuk hava depoları hakkında bir karar verebilmek için daimi encümenin filıınıılmıyı da lüzum görüldüğü » Daimi encümen aza- sından bir zat bu bususta bir muharririmize şunları söylemiştir. — Bu hususta ne karar veri- leceğini bilmem. Fakat Belediye buzların hangi sulardan yapıldı- ğımı kontrol salâhiyetini haizdir. Belki bu noktadan soğuk hava depoları menedilebilir. Hariciye Vekilimiz Atina 'da ( Baştarafı 1 hcıııyfıdı ) fark bile yoktur. Hepsi de ayni fikirde müttefiktir. Yunan — gazeteleri - Hariciye Vekilimizin Âtina ziyareti müna- sebetile murahhas heyetimizin evvelce silâhları tahdit komisyo- nunda boğazların serbestisi me- selesinde müdafaa ettiğimiz nok- tainazarı hatırlatmaktâ ve doğru GCR n kkalya, Bulgar ve Rus sefirlerini eĞ edecektir. de ziyaret Yunan Başvekilinin Ankara ziyareti eylül ayı içinde olacaktır. Rus Gazeteleinin Mutalaları Moskova, 15 (A. A.) — Tas Ajansı bildiriyor : Tevfik Rüştü Bey Romayı ter- ketmezden — evvel — Tas jansının bir muhabirine beyanatta I:Lı.ıııl bilhassa Sovyet Rusya ve Türkiyenin Londrada muavenetile olan mukavelenamelerin uıııılwuılhl kuvvetlendirmesi noktai nazarından pek ebemmi: olduğunu söylemiş- tir. Sovyet ya ile Türkiyenin bu misakların akti bususunda yardımda bulunmaları bu iki memleket arasın- daki dostluğun yeni bir delilidir ve bu dastluk Avrupada harp tehlikesini :înğrı.ı'ki';l:ulı:ı “istihdaf etmekte- . arı da ııveut olan samimt ioıüıık.î milletleri —arasında lulıhııııdı mevcut olan ihtilâfların vücude getirmiş olduğu muhit içinde daha bariz bir surette göze çarp- maktadır. _Şehııdobışı HiLÂL Sinemasında FEDAİ DONANMA Büyük deniz, harp voe kahramanlık filmidir. Pek çok rağbet görmüştür. Devam etmektedir. İlâveten: ÖLÜM VADiSi sergüzeşi romanı