Türk Tülünü İş başına Nasılsa koskoca !..lun_drı'nın sayısız caddelerinden birinin dük- ân camında kırmızı aylı Türi Cigarasını gördüm: 3 şilin 6 penil izim para ile tam yüz yirmi | kuruş eder. ? — Eğer doğrudan doğruya Yapılmış cigara yollasak, kaça satabiliriz? — Her cigara için bir- kuruş gümrük vermek lâzım gelir. — Zihnimde hesapladım: 20 ciga- ra bizde 20 kuruş, burada 40 kuruş, beğenmediğiniz 50, daha hoşunuza gitmezse 60 kmtur:m Yarı fiat halbuki bizim burada gördüğümüz cigaralar, Londra'da Türk rejisi namına yapılmaktadır. Tütün inhisarından İngiliz İm- Paratorluğu içinde reji “'"'""; BŞ gara ya; ak inhisarını alan- İarın ” teakhüdü — medir — bil Misiniz? Yılda 5,000 kilo! Ü Bir bü İngiliz elçisinin zünü hıurîg:m:g' t — İngiltere'de yeniden bir tat :'““deleıine girmeniz için tam TSat üstündesiniz. e Bizde büyük Elçilik eden, şimdi Fransız Müstemlekât Nazirı Sar- Yaut bizim bura - sefaretinin öğle Yemeğinde diyordu ki : balı Artık - Türk cigarasından aşka $ey içemiyorum. Çünkü SA BE "_l'“l!ıı olarak en çok içilebi- b _Şg:_rı sizinki olduğunu tecrü- T“'_':::e'de bulunupta 'ulı'“k d tanıdıkları- mız Türk Kütününün hasretidirler. ae ği akşam düşen da! —ğîıırncıqıiâı. :uiînfd“: artık ürk cigarası bulup içemiyoruz! Dışarıda namma Türk ci- Barası yapıp ıı'?'lk ;khiıınıı isti- Yenlerin , blyük ve zem gin emp.ıyılınmn em- Tinde durdurucu amiller oldu asla şüphe götürmez. Londra Teji tütünü ile Türk cigarası yapı- lan fabrika!yı görseniz, sıkılırsı Diz. Bu, sokakta rastgelen adamın bir avuç tütün verip birkaç daki- kada cigara doldurttuğu bir han Odasından ibarettir. — Numara 14, bu da nedir? Paketi evirip çevirip bakıyo- Tüm. Bilirsiniz, bizim — tanınmış Markalarımız vardı: Meselâ Si- Pahi Ocağı! İnhisar idaremiz bu Markaların — ortadan — kalkarak D, 13, 14 gibi bir takım numa- Talar altında birbirinden farksız aynı paketler içinde satılmasına Dasılsa yazı olmuştur. Halbuki Amerikanın en çok satılan ciga- ralarından birinin markası devedir. Amerikalılar bu deveyi gi- rişmek için ne Üüç beş bin lira, ne de bir han odası kifayet uâıı. bir devlet veya büyük bir harici ticaret şirketinin işi olabilir. Anglo saksonlar ilân- sız yürümezler; en pahalı ilân bura gazetelerindedir. Bu esas masraf, zekâ, sanat ve iş bakı- mından idare olunur. Muvaffak olursa, Hoca Nasrettin'in dediği gibi, bu denize attığımız maya- nın bir tutacağı olursa, bilir mi- siniz, reji ne kazanabilir? & (Falih Rıfkı beyla Londradan gönderdiği mektuptan) | k | * “—Öie ArEE — — 30 sene evveline kadar kuşpala- 60 sene evvel daha dinamo medir 30 sene evvel otomobil yoktu. zına tutulan çocukların, apandisite ya-| bilmiyorlardı. Bugün ise —dinamo | Bugün kafile balinde tayyarelerle Ok- kalanan hastaların yüzde doksanı ölü- | *ayesinde elektrik asrında yaşadığı- | yanosları aşıyorlar. Dün bugünü yaptı, yordu. Bugün bu hastalıklardan ölen- | mızı iddia ediyoruz. bugün yarını yaratacaktır. Yarının lerin adedi mahduttur. Ş yaratıcım da bugünün gencidir, SON TELGRAF HABERLERİ —Almanya Teminat Veriyor “Bize TakipEdeceğimiz YoluTürkiyede Doğan Ve Parlayan Yıldız Gösterdi,, Alman Başvekili M.Hitler Y—e;i—"[_'ü_rldyeden Böyle Bahsediyor Ankara 16 (Hususi) — Alman sefareti Müsteşarı Almanya hükümetinin bu noktai nazarı Londra dün Hariciye Kâtibi Umumisi Numan Beyi ziyaret l msında da teyit ve tekrar etmesine intizar etmiş ve Londra konferansında Alman ı:ıurıı:ı':_ :::f:ı z Ş M. Hitlerin Beyanatı M. Possenin beyanatı etrafında görüşmüştür. Müsteşar M. Possenin beyanatının. Türk efkârı Diğer taraftan Alman Başvekili M. Hitler de Berlinde vukubulan beyanatında demiştir ki : umumiyesi tarafından — telakki odıldx mahiyette olmadığını Almı'ı Mkmııeüııiı bir cephe tesisi ;gı'lıi — Almanya ve Türkiye ayni zamanda ve ayni %:ıyhıdi Iııtıye:Il ııîl’ıdıf et::idığıni ve hümetinin d le çökmüşlerdi. Türkiye mukaddes bir hamle * keaaz lerecedi eye karşı çı stane hisler beslediğini te- ile ldu, Bu netice Almanyanın kurtuluşu için milli hareketin mes'ut netice vereceği ııuı etmiş ve Al:ııııyının Thıldâ:.i'ıı her sahadaki istiklâline azami derecede hürme olduğunu ilâ' x " hakkında bize derin bir kanaat vermiştir. j Filhakika Türkiyede doğan ve parlıyan yıldız “Ajansın verdiği malü nsın malümat bize takip edilecek yolu gösteriyordu. Nasıl ki Türkiyede hayat ve teceddüt hareketi Anadolu ajansı müsteşarın hariciye kâtibi umumi- B köylüye istinat ettirildi, bizde aymı fikirlerden mül- hem olarak ayni yolu takip ediyoruz. beyanata nazaran müsteşar Alman murahhası M. Possenin Londra konferansında Türk murahhası Yeni rejimde köylü sınıfının kalkınmasını temin edecek politika en canlı bir Sami Beyin Türkiyenin yeni sanayi fabrikaları te- sis ini söylemesi Üzerine bunun dünya iktısa- h diyatı noktai nazarından faydalı olmıyacağını böyle İktısadi işlerin iki memleket münasebatındaki tedbirlerle dünya buhranına çare bulunamıyacağını | tesirlerinin ehemmiyeti malümdur. ve en iyi hareketin sanayi memleketlerile mesai Fakat bu münasebetlerde en büyük rolü oynıyan taksimi olduğunu söylediğini ve o gündenberi yanlış | âmil yalnız bu değildir. Bu işte karşılıklı sempatiniı telâkki edilen beyanatın tavzih edilmesi için M. Pas- | rolü de b , Bu sempati, faaliyet gayeleri ayni olan büyük Türk milleti ile Alman milleti arasında bilhassa çok kuvvetlidir. senin koferaustabir fırsat bulamadığını bildirmiştir. Hâkimiyet'in Mütalâası K aÜa a aeti ğ : ğ E vz Hâkimiyeti Milliye Alman sefareti n azi özle bir llhl'!u ü bediyen asrımı j Bu mevki tarihin ona verdiği bir haktır.,, M müsteşarının bu beyanatını kaydettikten sonra şu cümleyi ilâve etmektedir : ktirın orğ . İki Yunanlı de — |Malatya Heyeti Define Buldular, Yüzde Ellisini Almak _İıtiyorlnr Başvekili Ziyaret Etti 16 ( Hususi ) — Bir Ankara, 16 ( bul Bir Kı'ğldl 25 kili Ya- ralandı 3 Kişi Öldü Mibani İzmir 16 ( Hususi ) — Atina- İzmir 16 (Hususi) — Yangın u oturan yetmiş kişi Altın Malatya beyeti Başvekil k_,_: dan gelen iki Yunanlı kendileri- inde bir kızın kocaya kaçı- Paşa tarafından kabul edilmiştir. | ne yüzde ellisi terkedildiği tak- rılması yüzünden kavga etmişler, Heyetin; Malatya istasyonu- | dirde iki defi D bıçak, sopa, testere, kürek ve ni gahire- yalini bir yerde olması, y ine — göstereceklerini saire gibi şeylerle biribirlerini | bir lise açılması bakkındaki dilek- | beyan ile hükümete — müracaat leri alâkalı makamlarca iyi kar- | etmişlerdir. aralamışlardır. pi Bu kavgada 25 kişi yaralan- mış, üç kişi ölmüştür. Zabıta vak' mahallinde 35 kişiyi tevkif 'IB." Ankaraya Gidenler Kendilerine kanunen ancak Muhafaza — Umum — Kumandanı | yüzde otuz verileceği bildirildiği İlk tedrisat umum ğ için bu yunanlılar Maliye Vekâ- etmiş, yaralılar hastahaneye kal- | Seyfi Paşa ve. Hi C EN Amum | için bü yi dırılmıştır. — Mevkuflar - içerisinde :::u;:._uı E lu:t Bı'y ım'n;_ letine müracaat etmiye karar bıçak kullanan bir kadında vardır. | lerde tekrar İstanbula gelecektir. vermişlerdir. —EE - İSTER İNAN İSTER İNANMA! sünnet ettirmiştir. * Davetliler akşam saat dörtten sabaha kadar plâjda kalmışlar ve eğlenmişlerdir. Plâjda cazbant, alaturka saz, hokkabaz, varyete, sair her türlü eğleyceler Yardı. , Bir gazetede okuduk : “ Evvelki akşam şehrimizin plâjlarından birinde bir sünnet düğünü tertip edilmiştir. Düğünü tertip eden zat oğlunu sünnet ettirmek münasebetile plâjı bir gece için kiralamış, oğlu ile birlikte kırk fakir çocuğu da İSTER İNAN İSTER İNANMA! Sözün Kısası Dansta Çarliston, Hayatta Çarliston * Kalabalık bir meclise giriyor- sunuz. Ev sahibi sizi oradakilere, oradakileri de size takdim ediyor. Çeşit çeşit elsıkmaların, türlü türlü baş kırmaların, topuk vura- rak egilmelerin, manasız manasız b_ılıqlınn. alık alık gülümseyişle- rin hesabını tutabilmeniz için riya- ziye mütehassısı olmanız İâzım. Daima böyle başlayan bu takdim merasimlerinde siz odaya girdi" ğiniz zaman yerlerinden kalkanlar tekrar ayni yerlere oturmazlar, :l'îlâık birbirine karışır, herkes endine — münasi; ü urulur. ae GörÜRĞÜ YA Bu yer seçmeler mecliste bu- lunanların mevkilerine ve tabiat- lerine göre değişir. Kimi Bismarkın azametli tah- tını andıran gepgeniş bir koltuğa yatar gibi yayılır, kimi önleri ka- vuşuk elpençe divan duran eski saray uşakları gibi kapı yanında bir iskemle kenarına ilişir, kimi ayak ayak üstüne atar ve kavak ağacı gibi dimdik durur, Odada genç ihtiyar, muhtelif insan tipleri vardır. Ve asıl Facia, size, takdim esnasında yalnız isimleri söylenmiş olan bu adamların ne mevkilerini, ne memuriyetlerini ne cibilliyetlerini bilmezsiniz... Çehrelerinden, kı- lıklarından, lehçelerinden, hattâ nüktelerinden seciyelerini, şahsi- Leder'ıııi, irfan ve izanlarını an- yacak, ona göre konuşacak- sınız, * Bakıyorsunuz, sağınızda, sa- kal favorileri çene kadar sarkmış, saçları iyisini al. Fakat herhalde yerli manca Türkçe, hülâsa vişneli kaymaklıdır, souk — nüktelerile, apma tavırlarile herkesin kı ğıi zevkını hallaç pamuğu — gibi atmaktadır. Solunuzda oturan pıhti surat- h kasap çırağı kilikli birisi, ki- yılmış et külçesinden farksız olan beyinini kazıya kazıya, buz satışına tesir edecek kadar so- uk yaveler yumurtlıyor. Kendi saçmasına — kendi — gülen bu adam da alaycı, nüktedan ge- çiniyor, urada nüktenin de kıymeti kalmamıştır. İıte bu, Allahın çehrelerinin şekillerini yen, palyaçolar gibi rötuşlayan daha doğru dürüst yürüyemez- - ken ayaklarını çalpara vura vura çarliston figürü yapar gibi orta- lıkta dolaşan mahlüklar yeni ti F lton maml barbi umumi- den sonra çıkmış mütereddi, me- çarpık bir oyunsa, bunlar da, :::il.ııile. kılıkları — yaveleri ve şekillerile mütereddi, melerz, ve lar. GĞ ilâb' “edlebilir mi? iston islâh edilebildi mi ki? hayır, modası ıl.ı i, unutuldu! Bunların da modaları geçeck, ve unutulacaklar... Fakat ne yazık ki bu, koskoca bir hayat pahasına olacak!... Yurtdaş ! Yerli malının fenasını değil, yınuığ.ı — » malı al. Çünkü yerli mallarının iyisi de var. Milk iktısat ve tasarruf cem yeti