8 Sayfa Kahraman | bir Türkün maceraları KIZIL KILIÇLI ASLA Yazan: Ömer Rıza Mabedin lin Küçük Odasından Çıkarak SON POS va m Heykellerin Önüne Gittik İskenderiyeden Me geçmişti. Ben ve Marti E Se 5 tari j Tep İre-km oy m bei rafında pa takım vii bun! eee had fında iki muazzam heykel durdu- ön söyle Nekadar sevindiğimi (| tarif edemem, Martin: — Aradığımız yer burası! dedi. Nehirin bir ie ndan öbür kenarına geçmek lâzım. kayık iie Kapi karşıya geçtik. M — Bura m -— Heykellerin Me vas yere. — Hayhay. Martina koluma girdi. Beraber yörüdük. Tarlalardan geçerek çö- İlin kenarına vardık. Nihayet Martina: — Heykellerin © yanındayız! — Bunları tarifeti Dedim. dei büyük, pek büyük byler En uzun rin daha lu, muazzam — ri ne var? — Büyük bir mabedin bars — Haydi Martina, beni ma- ea barabesine götür! edin iğ Esir ürüdik ve durduk. — Ne görüyorsun Mara? ütunlu bir avluda duri yoruz. Fakat alsalar çoğu ii kık. Bir tarafta suyu kurumuş bir dere var. es tarlalar uzanıyor. Daha ileride Nil nehri ve Teb Pa görünmektel Gerimizde yine harabeler ve dağ- vadinin dinledikten sonra hemen tan'dım ve: — Martina, dedim, rüyamda kal el Uzakta şi e ap havlıyor. Başka hiçbir canlı görmiyorum. Ne epi Cevap verdim: alım, birşey yeyelim lum — Oturi we burada ala Oturduk. Birkaç lokma yedik. Bir az dinlendik. Sen Martina Martina Fas e ği Hi bedin her dolaşi Duvarlar eski ilan Pi rile süslü la hir gin yin Gördüklerini o bana bulduğu da rahat ski mizi söyledi. İkimiz o raya sığın dık, geceyi orada geçir. Ben Arzı mev'uda ni ş gi bi idim. Duyduğum sevincin pa uyuduğum gecelerin va e Rüyada birşey görmeyi umuyordum. o Görmedim. Raha- ned bozacak birşey de olmadı. Erkenden uyandık. Mabedin kimseni geçmesini bekledik. Gü- neş doğdu ve binlerce yıldanbe- ri aşina olduğu e heykellerin ve mabedin rine ışıklarını — anl m kay şel beti hain İreni ni e en By icıdiğim dü. Gözlerimi üyesiz. ri saydım mesele yoktu. Bugün bütün bu cıvarı adım adim ârar, etrafı hep 'dolaş, uzak yakın bütün. köyleri teftiş (eder, ki ahalisinin (oo ağzını arar he e > İren, bu da- lim. onu muhak- il ei ğe ıztıraplar geçirdiğimi sezen pal sordu: — Ağabey! nen var? — Birşeyim L İreni hatır- ladı — Yeri mi? — Elbette yeri. O hain kadın gözlerimi oymarcış olsaydı bura- da böyle bekler midik? — Kendini üzme ağabey! buraya siği geldikten sonra elbet birşey çıkar! Martina Ki ağladığını hisset- bana güneşin çölde doğuşunu anlatl Martina bana doğuşun ibtişa- mını anlatırken ben hep gözle rimin kapalı ve kör olmasına andımi Gelen, geçen yoktu. Martina- ya rica ettim: — Sâzın yanında, şunu ver de tirerek bize uğradılar. Bizi mek istediler. Bunların çoğu bir- kaç dakika durup dinledikten sp ayrılıp gittiler. li bir kadın gitmedi ve bizi m VE Sazı bira liğlğ Zaman Martin nuy: yaklaştı ve sordu: — Buraya ne vakit geldiniz? — Akşam geldik... — Ne için geldiniz? — Biz fakir düşen, ek oğrayan insanlarız. Sazımızla çiniyoruz. man fena. Ortada bu sene darlık var. Yoksa gire geçini, alırsa biraz daha ilerilere gidiniz! Martina sözü uzatmak istedi. Ve: — Evet, dedi, go yw amcam “üni ben,, bira; Onün için büradi a kd “2 mek ihtiyacındayiz. n halime acıdğım eg Kadı terdi. e Martinaya ağına bir şeyler nl Sonra ona: Hırıstiyan olup dığını sormuş. Martina vi ona Hıristiyan > söylemiş ve haç çıkarı Bu kad > M sır hıristiyan- larından allağı için Martina ile uzun uzadıya re olan Kurna köyünde oturuyorlar- mış! Babülmülük yani “kırallar sı,, eski Misr hükümdarlar» nın gömün mn a gittiği için va a kö; ermiş ii civarda isek anladıktan sonra ondan biraz malümat almak is! yerek sordu: — Bir müddet mukaddem m. — Asi çıktığını ba- aldık. Aslı varmı? vet, ad ar. Prens Ma- büyük bir ağa ekledi Binlerce asker toplıyarak Müslü- manlarla dövüştü. O, ne kanlı ne mütbiş bir muharebe idi. Müslü- manlarla hıristiyanlar biribirlerine saldırdı a alarm Müslü- manları buralardan aimak ll yorlardı. Fakak muvaffak olam. dılar. ( Arkası var ) ıştarafı 1 Inci yla) © lik e aldığım cevap- lardan yukarıya iliği satırlar ye e devam ettim: ülfünun © hayatınızda sükkiki Sökmen o. hitin taassubu, kaçgö- çün fazlalığı serbes çalışmak im- e baltalıyordu. Bunlar kalk- tktan sonra bittabi talebeliğin şikâyet edilecek tarafı kalmadı. — Teşrih dersine ilk girdi- ğiniz gün otuz kırk kadavra karşısında ne hissettiniz? — O derse sie şevkli bir kalabalık a başlamasay- dım belki aksi vip anlatmıya de- ebilecel adar kuvvetli ola- bilirdi, — İlk ameliyatınız? — Bir “kis dö lover, ame- için yata odas e ri vakitsiz sık sık gidip vaziyetini, ateşini yokluyordum. Ameliyattan sonraki tehlikeli üç günün sabahında hastamın: — Nasılsın? sualime verdiği: — İyiyim, çok şükür! e. mak ömrümün en unutulm ki hiç ölçü bulunmaz daki: kasıydı. Gözleri | hayatını kurtardığı hastasının yüzünü görüyor, sesini ey yuyor gibi büyük bir rü m kapa: man ve dalan dı 3 ilâve etti: — İyi neticelendirdiğim bü- tün ameliyatlarında ayni büyük heyecanı o duyduğumu Miz bilmem hacet var mı? evkli udretli duygu ilk salik derecesinden hiç kaybetmeden 5 Türk Kadını İş Başında Mayıs | retlere rağmen ölümile. karşılaş- mıya mahküm olmak, öyle z zanne- diyorum ki yalnız benim değil bütün aklar duyduğu en büyük acıdır. t ettiğim ve İ; sini dörü gözle beklediğim il nın akibetinde meşum bir neti- il: nabzından sezdiği yduğum isi ale dara kuvvetli edebilecek a dar Mes m tesadüf etti- giniz | en garip vak'a? — Seririyatta asistandım. Bir erler LR hali tabi daha büyük ve gergindi. Hani sancıları vardı. Mua- : Normal gelişte bir üzerinde bazı hissediliyordu. ben ve etrafım- hasta bakıcılar (vaziyeti dikat ve merakla takip ediyorduk. Tam başinin Kv bek- er bir zamanda çocuğun ti umumiyesi bi baş» ki dışarıya fırladı. p dediğim şey RE bir hilkat garibesi idi. Kafanı beyin kısmı Am yalnız vc ibaretti, Kur! içimi çapı lie iki e çi si Kollarını açıp kapıyor, nefes alıyor, çocuk feryadını andıran hafif rice ya hepk miz heyecanlanmıştık. akika yaşayıp ölen çe- ğa Sali halen mahfuzdur. Zahide Hanıma son sualim; — Miz çalışmalımıdır? Cevabı: Kadın, mecbur kalmadık ça çalışma mak drliirkinl bünyesi ilediyi bizden çok daha müte- hammildir. — Naci Sadullâh ama m m mam her zaman beni sarsıyor, Sarıyor. Bir hastayı ıztırablarından kur- ve e iz zevk, hey bire yeliz diyel 7 Mağ meri en büyük acı? — Ted vaktini — bir hasta yel bütün g: e Vefat t dokuzda füc- Dillerde destan bir çok lr me age al gim- ilmlerin a diye kadar görerlen güzelleri HİCRAN İGUSTAV FROEHLICH ve DİTA| PARL: tarafından temsil ei ün ETUAL Sinemasında Bu filmi bütün İstanbul e yi görmelerini tavsiye ederi 1) Evvelisi akşam za ve oi Apmıy de - d- Beyin mı Ne Nişantaşın. Fakirler Menfaatine Danslı Çay ün Kadınlar Birliği Maksim salonlarında birçok ,cuklar menfaatine eğlenceler ve oyunlar ter bir desi sa pr Çayda akir çok © eğlenceli davetliler . hazır ayr iş, Lr camiişerifinde edil. il bik GLORYA'da | 3 Mayıs Çarşamba akşamı sinema v6 MÜNİR NURETTİN verilecek olan mevs'm! SON K KONSERİ Fiatlar: 75-100-150-200 kuruşt e MELEK Fransızca SATIL tarafından temsil edilmiş gayet güzel bir film gösterecectir. sözlü Ra Bu Perşembe akşamı GL Dör FLORİ ELLE - Alice co: CEA - JEAN LEVESOUE - HENRY ROUSSELL'in ZİFAF GECESİ-w Y A Sinemasında OR t büyük yıldız bir filmde; ANGELO ve MARCEL ibdaı Fransızca sözlü