| v MERRÇÜR AAA eee İN Son POSTA Milk Müdafaa Vekâ- | " — — Bugünün Meselelerinle — Tanınmış Doktorlarımızın Günleri letlnda: 031 ve 93knelerinde mazeretlerine binaen vaktinde mü- raczat ede İkramiyelerini alamıyan malüllerle -şehit ve yetimleriniştihkaklarına ait bordroları Maliye Vekâletine ve cetvellele Askerlik şubelerine gönderilmiştir. Buna göre eshabihkakın Askerlik şubelerine müracaat etmeleri. İşbu tevziar sora müracaat edeceklerin paraları 933 tevziatında rileceğinden beyhude yere M. M. vekâletine müracaat İmemesi. 933 senese yaktinde müracaât etmemiş olanlar için ayrıca bir ti yapılamıyacağından malüllerle şehit yetim- lerinin behehal 1 N n 933 tarihine kadar şubelerine müracaatla yıtlarını yaptırmaları, bu tarihe kadar kayıtla- rını yaptırmnların müracaatlarının bilâhare kabul edil- miyeceği illolunur. İstanburlrsümrük Muhafaza Bağ- müdürlüğüden : — *126,, Adet arka çantası ilânıdır. 1 — Gümrük Mufaza Umum kumandanlığı Muhafara kıtaatı için “126,, at arka çantası pazarlıkla yapılacaktır. 2 — Kırdırma şasrı kâğıdının tasdikli suretleri İstanbul Güm- rük Muhafa: başmüdürlüğündeki komisyondan alınacaktır. 3 — Pazarlık: İstbul Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğündeki komisyon tafından yapılacaktır. 4 — Pazarlık: 1942- 933 tarihine 14 tedir. rastlıyan pazar günü saat 5 — Her istekli çilmiş bedelin * 7,5 ğu olan 40 lira 58 ku- ruşluk muvkat güvenme “ teminat ,, larile belli saatten evvel komigna gelmeleri, 6 — Örnek: İstaul İstekliler ada Gümrük Muhafaza görebilirler. Başmüdürlüğündedir. esiz çocuklara yardım HİMAYİ ETFAL CEMİYETİNİN kosımlü Osuna hazi Vali ve Belediye Rei Muhittin Beyvefendinin bi aye'eri altında 23 ŞUBT PERŞEMBE AKŞAMI Tollluyal İ İstanbul Dördüne İcra me- — murluğundan: Emniyetsandığına- mına birinci derecede rotekli olup tamamı — 1520 lira kymeti mu- bammeneli Beyazıtta İtyazıt ma- ballesinde Beyazıt me/dânı soka: ğında eski 146, 148 yeni Wıi' numaralarla — muraklam kârgir bir. bap dükkânın famâmı açık artlırmaya — konmuş — ©lup F."' namenin —1-3-933 — tarihin- den itibaren dairemizde herkes tarafından — görülebileceği gibi 20-3-933 tarihine — müsadif Pazartesi — günü — saat 14 den 16 ya kadar dairemizde açık #rt. tırma İle gatılacaktır. Artt rMa bedeli muhammen kıymetinin yüz- de yetmiş beşini ” bulmadığı tak- dirde en son arttıranın taahbüdü | baki kalmak Üzere 4-4-933 ta- rihine — müsadif Salı — günü yine Saat 14 ten 16 ya kadar dairemizde yapılacak olan arttır- masında gayrimenkul en çok art- tırana ihale edileceğinden talip- lerin muhammen kıymetin yüzde yedi buçuğu nisbetinde pey ak- çesini veya milif bir Bankanın | teminat mektubunu hâmil bulun- maları lâzımdır. Müterakim — ver- giler ile Vakıf icaresi ve Beledi- yeye ait tenvirat ve tanzifat ri- sumları müşteriye aittir. 2004 humaralı İcra ve iflâs kanununun (126) ıncı maddesinin dördüncü fikrasına tevfikan bu gayrimen- kul üzerinde ipotekli alacaklılar ile diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sabiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair olan İddialar.nı, ilân tarihinden iti- baren (20) yirmi gün içinde evra- kı müsbitelerile bildirm: ti halde bakları tapu sici Sabit olmadıkça #satış bedelinin Paylaşmasından hariç kalacakları *_lhelle alâkadarana iİşbu madde- Bin merkür fikrasına göre hare- ka elmeleri ve daha farzla malü- . ::.ı almak istiyenlerin 932-2165 Ya numarösile — mt acaatları ,.ıuuutt X | i salonlarında verilece tir. FEVROZİN Gripin, ağrı ve- sızısının düşmanıdır. İstanbul 4 üncü icra me- murluğundan : Tamamı 6868 Hira kiymeti mühamıne- neli Feriköyünde Feriköy mahallesinde Kır ve İzzet pışa sokağında ktin eski- 10-)2 yeni IZ No, la nnn bahçe kârgir bir. bap Banesin tamamı İle ğine tasamı 345 6 lira kaymctl mineli ayın mühslle ve s0r kakda ve bu hare litisalinde eski 8-8 y-nl K-8 No, larla mürakom kayden bir halen üstlerindeki odalara bir metsali o'up bu edaları havi iki bap dül ma ilg muheamınineli gine ayaı mahillede Kır ve İzret paşa so- kaklarındı. kâla sltanda 6 No, lu dükküm havi eski 74 yeni 50 Na lu kürgit hanen'n tamamı e ğine tamamı 730 Hra İaymeti Mmühammalneli ve eski T4 yesi 59 Na du ae tında #No. Ju dükkân havi ola» kürg'r bane İttisa inde ve Kır sokağunda kâin eski mükerrer 12 mükerrer 12 yeni 6i - 6) Na bir kat'a arsanın tamamıa- açık 20 şübal Y03 b mamenin — delremizde görülebileceği taratından ve 13 o mart 938 tarli Kadar da dalram'zde açık artırma İle sa 1- acaklardır. artımalar Pebiiri Börlmcl artır- 6853 lira kıyımeti muhamısine is'na Üra küymet. mühamımireli- minelisine | mubamınlını ©'up bu kerr> ea çi de - bırak lacaklardır. edecek taliplerin — ruhammet yüzde yedi bıçığu n ebetinde pey akçesini ve ya bu mik arlar Üzerindea mlülli bir bankanın teminat mektabunu hamil bülüne maları Vâzemdır. h t verfiler ile be- Tet we 1mpzlfat ras'mler müşterilere sittir. HM No, orunum Ülg vocu mad- lediyeye ait n tapu sicileriy'e na- | alocaskılar We diğer sahiplerinin ir ve masarile der elan Tddinlarını Nâa tarihinden İt baren 20 gün içinde evrakı müsbiteleri Ha bildir- Bumdi . #icillerile #xbit o'ma paylaşmasından — hariç hkarır işbu maddei kanuniye bükmüne çi « | we aha fazla meleri Axat kalda hakları Nasıl Geçer ? ( Baştarafı 1 incl sayfada ) zuuna intikal etti. Mazhar Osman B. mutavazıane: — Ben kendim bir hiçten ibaretim. dedIi 've ilâve etti: — Fakat bütün — tanıyanlar bilirler ki bütün hayatımda sabah karanlıklarından gece yarılarına kadar hem de biraz isticalkârane çalışmış bir ilim muhibbiyim. Güçük- ten beri okudum, bâlâ da oku- maktayım. Tıp kitarların:n fiyat- larını biliyorsunuz. Hele Alman caların bir cildi iki yüz liraya ka- dardır. Bakkalın belki on kuruş vermiyeceği bu kitaplara beyni- mizi yorarak hayatımızı her da- kika tehlikeye koyarak kazandı ğgımız üç beş kuruşun mübim bir- kısmını vermekteyiz. Ben bir şey olabildim iddiasında değilim, Memr leketimde bilhassa — meslekimde Âkil Muhtar, Neş'et Ömer, Tey- fik Salim, Ziya Nuri, Orhan, Ab- met Burbanettin, Ahmet Kemal, M. Kemal gibi büyük ve Alim adamlar vardır ki her memleket için medarı iftihardırlar. İlme ve saye hörmeti' İnsan- hk sayan ber fert bu gibi adam- lara, bahusus ilim ve sayle'ine dil uzatırsa bu ancak sokak kü- fürbazlığı olur. Mazhar Osman Beyin yüzü acı bir hatırası canlanmış İnsan- ların ıstırabile bulandı. Tedaü efkârı ona unutamadığı bir ithba- | mı yine hatırlatmış olacaktıki: — Doktorların kazançları hak- kında çirkin bir takım yazlar görülüyor, duyuluyor, bu mevzua biraz temas etmek İsterim dedil Dünyanın her yerinde her mes- lek adamile ufak tefek lâtifeler yapılır. Fakat bu şakalar hiçbir vakit terbiye ve Zarafet hudut- | larını aşmaz. Doktorlar hükümete angaje oldukları Mesai gaatinin | dışında hariçte halka karşı da iş alırlar. — Tlimlerinin değil ancak vakitlerinin zamânı demek — olan *bir vizite kabul ederler, Hatta Bolşevik Rusyada bile bu böy- ledir. Rahatını, — zevkini uykusunu feda eden doktor İki mükâfat karşısındadır: Birisl Yaptığı insa- niyetten dolayı duyduğu —manevi haz, diğeri de Tefahımı — daha artt racak bir meblâğın bütçesine girmesi. Bazı doktorlar ’fk"îklırindcn. şanslarından bilğ""'"d.&n ve ne- lerinden derseniz deyiniz daha fazla para kazanırlar. - Birtakımı da ayda bir Gigâra Parası bile çıkaramıyabilir. * — Dünyada vizitesi en az Glan milletler arasında Türk dokter- ları yardır. Sinema — yıldıy'arı, boksörler en meşhür. doktorların bir yılda kazanamad.klarını bir gecede — kazanıyorlar. -Avrupada kıymetli kalemlerin Yazdığı kitap- lar sahiplerini mi'yoner yapıyor. Romancılıkla dektorlardan — kat kat fazla Servet sahibi olmuş binlerce muharrir olduğunu elbet o tenkitleri yazanlar bizden daha iyi bilirler. NK Halk büyüklerin — kıymetini bitaraf göz'e daha İyi takdir eder. Bir halk ne kadar ananeye ve eski görgüsüne bağlı olursa olsun ergeç faydal: olduğunu ar hekimliğin, hocalk, efsunculuk, kırlanğ nücum, ispirtizrma, mütetabbiplik gibi halkın asırlardanberi rağbet şöstermekten fariğ olmadığı bi lerce rakipleri vardır. Öyle oldu- gu halde halk yavaş yavaş hekin- liğe teveccühünü arttrmışt r. Buş a İ doklorlarımızın — Fazla çalışarak ladığı şeye teveccüh eder. Meselâ | ocaktan yetişme ilmi | fennin kıymetini halka anlatma- sından, ve halkın cehlinden değil bilğisinden istifade yolunda yüörü- mesindendir. Halk ediplerimize muharrirle» rimize Çâyık oldukları hörmeti gösltermiyorsa bunun Amilini ara- madan adeta bir nevi kıskanç- hkla tababete hücum bilmem ne derece doğrudur. Halk ediplerimizi anlamıyor, eserlerimizi takdir etmiyor değil mi ? Bu cihettan büküm verirken çok, amma pek çok düşünmeliyiz. Ben yirmi dokuz söne evvel sinir hastalıklarına ayrıldığım va- kit bu şubenin on para bile ka- zanç temin etmediğini seleflerim ı_ö)flüyorlndı. Vakıâ dahiliye, ha- riciye gibi esaslı şubelerle kıyas edilemezse de herhalde bu şube- de de ciddi çalışmanın birçok insant? ve ilmi hazzı maneviler arasında maişeti de temin edebi- leceğini düşündüm. Bugün hanr- sun doştlarımı güldürecek ve kıskançlarımı — çatlatacak kadar ekmek sabibi olduğum gibi ye- tiştirdiğim Üç düzüne mütehass- sın hemen bir düzünesi İstanbu- da çalıştıkları halde hepsi de hallerinden az çok memnundur. Hekimin rağbet ve refah gör mesi bir memleketin medarı mef- haretidir. Her şubede hekimliği- miz derecesinde yükselir ve hak kin ihtiyacına bilgisini uydurursa memleket daha çabuk terakki eder. Ve: — Filâncanın cebine ne kadar çok para giriyor! gibi adi dedi- kodu ve düşünceler kalmaz. —Dokrtorluk çok kazandırıyor diyenler ekseriya görüyoruz, bir takım genç beylerdir. -Elbette oğunnn İise diploması vardır. İsterlerse — lütfen — darülfünunun açık olan kapısından girip bu yağınıya iştirak buyursunlar.., Saat tam dokura yirmi kala timarhanede demirledik. Bugün yapacağım size bu şöhreti dallı budaklı ve kendisi de ismi gibi yuvarlak doktorumuzun İâalettayin bir günlük bayatı, s«âyi, kazancı hakkında fikir vermek. Fakat bu okadar uzun olmıyacak. e ank bayet onun hastanedeki oda- sındayız. Serhademenin hastaane asa- yişine dair haberleri. Serhemşire- nin tekmil haberi. Başkâtibin idarl işlere ait sorguları, İmzalar filân falan, saat - akrebine ve yek kovanına birer buçuk tamam devir. yaptırasıya kadar sürdü Yeni gelen bastaların muayene- leri, teşhisleri başladı. Doktor bastanın derdini dinli- yor, soydurup muayene ediyor. Süaller soruyor, saçma, makul cevaplar alıyor. Hastayı tetkik ediyor ve teşhis koyuyor; — Paralizi jenerall.. — Demansi prekosi — Manyak!.. — Melânkolik ! Kafam bu isimlerle, deli saç- ile ağzına kadar dolmuştu. et saat birde hastaların ardı kesildi. Mazbar Osman Bey zile bastı, içeri giren kadına: — Yiyecek ne var ? Dedi. — Yumurta ve elma Efendim. — Peki hazırla getir!.. Sordum : — Sabab kahvalt sı - etmemiş- tiniz Efendim ? — Bu öğle yemeğim beniml. — Yal Afiyet olsun Efendiml.. Doktor iki rafadan yumurta İle francala ve iki elmadan mü- rekkep yemeğini bitirdikten sonra hakstahaneyi dılaştı. Ben de ya- nında idim. Sunra bu refakalime pişman oldüm. Zira hastanenin on yedi, on sekiz koğuşunu ayrı ayrı dolaşıncıya kadar köselem patladı. Hastane değil memleket mübarek, Bu teftiş bittiği zaman saat ikiyi çeyrek geçiyordu. Ssat iki baçukta — hastaneden — hareket ettik. Üçü on geçe Cağaloğlunm daki muayenehanede idik, Dok- tor söyundu ve beklemekte olan hastaları kabule başladı. İkinci hasta on beş yaşında bir ço« cuktu. Annesi marazi anlattı : — Her sözü kafiyeli söyler- miş, çok konuşur, saçmalarmış. Kahkahayla gülerken hıçkırmıya başlarmış. Doktor: — Soyunuz efendim - ço; dedi ! . Ser Çocuk asoyunuyor ve ben etralımı tetkik ediyordum. Eğer buradaki kitapların yarısı o iki yüz liralıklardansa iki apartıman.. %nk.ı. Hırr... Küt.. ıplak çocuğu anasile ben yakaladık fakat doktor o zamana kadar gözünün alına müthiş bir yuümrük yemişt'. Gürültüye koşan meşhur Arap; çocuğun anasına ! — Sahip olsana oğluna, tut- sana! Diyordu. Mazhar Osman Bey sakindi: — Olur efendim dedi olur, ne çıkar, gel bakayım çocuğum ! Hayret, çocuk bu sefer ağlı- yarak asabiye Üstadının ellerine sarıldı. Af istiyordu: — Haydi çocuğum sen bana ne yaptın ki, şöyle otur ba- kayım |.. Bu manyak gittikten #sonra - teşhisi ben koymadım ha, öyle imiş o çocuk -: a — Geçmiş olsun” efendim, demek mesleğin böyle cilveleri de var? Marzhar Osman Bey sabur ve mütevekkil bir tebessümle : — Bu bir şey değil Beyim, dedi, bu ahvali rüzumerreden !.. Ben üç defa ölüm tehlikesi at- lattım, bıçaklandım. Durun bakın. — Doktor içeriden elinde siwri uçlu bir demir parçasile döndü. Bu Toptaşında kendisini yaralı- yan delinin kendi yaptığı aleti cerhti. Üzerinde hâlâ kan yerleri belliydi. Arap: — Bir Hanım bekliyor efen- dim dedi. — Buyursun!.. İ O Hanım - içeri buyıırduîu zaman dışarı da genç bir mek- teplinin tatsız sesi: — Tabii diyordu tabü, kadur lar başka, ben de kadin olmalı imişim! Doktor mahcup gözlerini yü- zümde gezdiriyor: — Hesapta bu da var!.. Demek istiyordu. Saat altı buçukta beşinci ve son hasta çıktı. Muhterem dok- tora teşekkür ettim. —Ayrılıyor- dum, acı acı yüzü gülen muta- hassıs: Ş — Benim hesaplarımı tetkik etmiyecekmisiniz? dedi. Sordum: — Efendim, hergün bu kadar değil mi? — Aşağı yukar |... Doktor zaten refahinı ve ka- zanc mı saklamaya tenezzli! etme- mişti. Müsaade istedim. Bu satır- ları yazarken — doktorun — temiz yözünde şaklayan deli tokadını acı acı hatırladım. Gülerek: Biz bu tokatlara alışkınız, gazetecilerin haksız atıp yenilip — yutulmuyor! fakat tutuşları diyordu. ü Ben kendi hesabıma bir ilim adamrında bir serseri bıçağ ndan daha detin bir yara açacık ka- dar haksz yollarda yürüy. ceğini bilsem kalemimi kırarım.