19 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

19 Ocak 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DUi yayor ” — EBöyefendi bu sabah da- tildı, har tarat foz, toprak İçin- Ge bu ne haldir. dedi.. — Valiâğği Hanımefendi. ben sizin yerinizde olsaydım, bir güzel kavga ederdim.. İhtiyat Arkadaşımın evinde telefon ve radyosu vardı. Geçen akşam zl- yarete gittiğim zaman her ikisi- Bi de yerlerinde göremedim.. — Telefonunla, radyon ns oldu?. Diye sordum.. — Hava değişti, dedi, bora yar; ihtiyata riayet edip kaldır- dim.. ne olur ne olmaz belki bir yıldırım düşer.. — Nereye sakladın?.. — Kaynanamın odasına!.' Dalgınlıkla İki mahküm hapishanede ko- muşuyorlardı: — Sen buraya gelmeden ev- vel ne İş pörürdün?. — Berberdim.. geldin.. — Hiç, bir. dalgınlik yuzün- den.. Dükkâna bir müşteri gel- mişti... Saçımı keser, sonrada başımı yıkarsın.. Demişti. Ben dalgınlıkla evvelâ saçlarını yıka- maş sonra da başını kesmişim. Daha İyi Darlllbedayie - gidiyorlardı ; Erkek : — Loca mı alalım, koltuk mu ?. Diye #sordu. Kadın cevap verdi: — Fıstık alsak daha İyi. Hiç olmazsa yenir. Yol Sarhoş iki yanıma yıkılarak yürüyordu. Bir dostu gördü.. — Ben sana kaç defa söy- ledim, bu yoliyi değildir vazgeç. Sarhoş hak verdi: — Ben de farkına vardım, didi, onun için ya ayağıma Ikide bir bir şey takılıyor, düşüyorum. Almadım Suphi Bey, neyi yerinde bu- lamazsa 'böş yaşındaki oğluna Borar.. $ — Sen mi aldın?.. Geçen gün lügatte bir kelime Snyordu. Bulamadı canı - sıkıldi. - — Bulamadım dedi, yok.. Oğlu atıldı: " > Vallahi baba ben almadım. Komisyon Unls:iıw. terziye gitti. e bir müşteri getirsem bana komisyon verir misiniz? w;..'_ı"bll efendim. —Müşteri — Mişteri beni, — Ne kabahat yaptın dıv Lokantada — Garson, sen- | den kıvırcık sala- | a dötmltük, Yürce saat oldu — hâlâ gelireceksin diye bekliyorum. — Kivırcik sa- lata bu beyefendi, çabak çabak ha- zırlanır mı ?2.. Ka- rınızın saçları berberde daha az zamanda mi kıv- rılıp hazırlanmış oluyor ?., Tavsiye Otomobil — ala- bildiğine — koşu- gördü.. — Müşteri korktu : — Aman şoför Biraz yavaş sür'. atten başım dönü- yoru Şoför akıl öğ- retti : — Gözüzünüzü kapalın, ben öyle gyepıyorum. — Müşteri sağlam ayakkabı lstiyora — Ben gideyim mi7, | eaamla n ee —P ea e — & — Kocam bana sen hakiki bir pırlantasın diyor.. — Önun İçin dalMha sana sahtelerini alıp getiriyor dağli ml ? Beyaz Eldivenleri Bir incecik deriden, Beyaz eldivenleri.. Sanırım göderiden ; Beyaz eldivenleri.. Küçüktür benzer cine, Lekesiz güvercine ; Alsam avuç içine Beyaz eldivenleri., Beğenir onu gören, Benim olsun, der hemen; Düğmeleri sedeften Boyaz eldivenleri,, Birbirinden ayrılmış, Sanki küsmüş darılmış; Ellerine sarılınız, Beyaz eldivenleri.. İşte bu, şimdi tasam ; Acap nerde yoklasam, Tutup, tutup koklasam Beyaz eldivenleri Değildi Ya Gazete okuyor- dü : “ Yirmi yaşla- rında Bbir genç” kuyuya — düşmüş, fakat çabuk yeli- | şilemediği — için bBir saat zaman geçtikten — sonra kuyudan — ancak bir ceset çıkarıl- Mf n Kendi kendine düşündü : — Bu da lâf mı ?2. İki ceset çıkarılacak değil- di ya l Konuşuyormuş Düt dütlü değil, | Matmazelli tele- fonda — :Allı, allo sen misin ?. Ap- dal sersem herif. Ben sana yapa- cağımı Bilirim.. — Matmazel Allo, kesme. Duy- mayor musun ko- RUŞUYOrUZ.. — Nişanlım senin hbana pek bonzediğini söylüyor.. — Tovekkeli değili, dün ben! görür gürmez “ Seni çok se- viyorum ,, Dedi — Ayşenin kocası hem sı« ğır hem de dilsizmlşe — Daha iyi yu, Ayşa yalniz kendi eöylediği, kocası da hiç birşey duymadığı için hayatla. rından mMmemnun ya: Çocuk hıçkıra hiçkira ağlı- yordu. Babası sordu: — Ne oldun, niye ağlıyorsun? — Dün merdivenden düştüm başım acıdı. — Şimdi mi aklına geldi? — Dün sen evda yoktun ki !, Farkı Var İki evli arasında: — İzdivaç aynen bir piyan- göodur. — Hayırl. Yalnız bir fark yar; Piyangoda bir şey kazan- mazsan bileti yırtıp atarsin, izdi- vaçta kazanmazsan ne yapabi- lirsin?. Doğru Bey sokağa çıkıyordu.. hiz- metçiye seslendi: — Öbür odadan ayakkapla- rımı getir.. — Hizmetçi getirdi. — Ne getirdiğine baksana, bu ayakkaplar tek tek.. ikisi de sağ ayağın... Hizmetçi tekrar gitti, geldi. — Beyefendi kabahat benim değilmiş öbür odada b raktıkla- mma baktım — — da tekl.. Kârlı İş Hirmetçi haber verdi: — Hanımefendi sizin odayı süpürürken, on kuruş buldum. Alımız.. — İyi süpür... Hanım, Hizmeltçi Tramvayda yanındakine anla- tiyordu : — Bulunmaz şey azizim, şunu lsterim, bunu İsterim, demer, gayet İyi çamaşır yikar, yemek * pişirir.. Sokağa gitmer, gezmeyi sevmez. Merakla sordum: — Affedersiniz Beyafendi hiz- metçinizden mi bahsediyorsunuz?, — Hayır efendim karım Ben gazetemi okumuya ... - lamıştım. Bir aralık yine kulak verdim.. Devam ediyordu : —— Gayet şık ve temiz giyinir. Esasen kendi de güzel, Geçende bir baloya gimişti, herkesin gözü onun Üstünde idi. Öyle zarif, öyle kibac bir hali varki.. Yine kendimi tutamadım, sor- düm: — HalAâ karınızı mı anlatıyor- — | sunuz? — Ne münsasebeat canım, hiz- l metçimi anlatıycrum... | istediklerini ettin. Haydi — yine

Bu sayıdan diğer sayfalar: