7 Ocak 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

7 Ocak 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— SON POSTA İTTİHAT ve TERAKKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Tefrika No. 28 Nasıl doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü?.. Dadyan Artin Paşa Suya Sabuna Dokunmamak İstiyordu — İradeniz, can baş üstüne şevketlim... Lâkin bu işi, Ermeni patriki kalunuza havale buyursa- nız, sanırım ki daha muvaffaki- yetli olur. Abdülhamit, kararını vermişti: — Evet.. Bunü biliyorum. Hat- ta, bu ciheti düşünmedim de değil.. Ancak, bu komitacılar, dinsiz heriflerdir. Öyle patriğe, matriğe ehemmiyet — vermezler, haydi kalktım, patrik efendiyi gönderdim. Şayet onun nasihatle- rini reddeder!'erse, ruhanl bir zatın mevkil hakaret görmüş olur. Ben. bunu istemiyorum, Onun için bu hizmeti sizden bekliyorum. Diye mükabele etti... Halbuki, patriğin bir hakarete uğrayıp uğramaması, — Abdülhbamit — için ehemmiyet verilecek bir mesele değildi. Onun düşündüğü nokta, evvelâ patriğe itimat edememesi, sonra da, bu kadar in'am ve Ihsanda bulunduğu bir adamdan tam zamanında bir hizmet bek- lemek için kendinde hak görmesi idi.. Dadyan Artin Paşaya gelince: Suya sabuna dokunmamak, hele Ermeni komitelerile bhiç meşgul | olmamak — isliyordu. Çünki o | aralık Ermeni komitecilerinin, Abdülhamide taraftar olan Ermeni büyüklerine karşı nekadar derin bir gayz ve kin beslediklerini biliyordu. ( Karaköy ) de Ermeni komitecileri — tarafından — alenen katledilen (Uncıyan Apik) Ef, nin henüz kanları kurumamış; ve bu hâdise, Abdülhamidin rütbe ve nişanlarını taşıyan ( Ermeni ekâ- biri) nin kalbine büyük bir korku salmıştı.. Bunları birer birer zibminden geçiren Dadyan Artin Paşa, elem ve endişe ila titriyen bir sesle yalvardı: — Şevketlim.. Beni alfet... İhtiyar bir adamım. Böyle işler elimden gelmez. Olabilir ki, ora- ya gider, bir pot kırarım.. İyi yapayım derken, fena yaparım, Bir daha huzuruna çıkacak yü- züm de kalmaz... Onun için bu işi, başka bir ehline.... Abdülhamit derhal Artin pa- şanın sözünü kesti. Sanki paşa- nin bu cevabı. vereceğini evvek den - biliyormuş ta hazırlanmış gibi mukabele etti: | — Biliyorum paşa.. İhtiyarsın; bu işi sen yapamazsın. Fakat sizin mahdum, beceriklidir. Bu | lşi pekâlâ yapabilir.. Hem de yapmalı, o da sizin gibi, devletin en şerefli bir mevkünl kazan- malıdır. | Abdülhamidin bu sözleri üze- | rine Artin paşanın eli, ayağı buz kesildi. Şimdi, iki ateş arasında kalmıştı. Bu tarafta, Abdülhamit.. Diğer taraftan da komiteciler.. Abdilhamidin bu son sözlerinde hem tehdit hem de taltif manası vardı. Fakat komitecilere gelince: Acaba onlar, böyle bir teşebbüsü | ne şekilde karşılıyacaklardiı. *Üç saattan fazla süren bu | mülâkat, Dadyan Artin paşanın ! mağlübiyeti ile hitam buldu. Pa- | şa, ca nihayet, oğlu (Diran Dad- ı J | V atrik kaymakamı Partogomyos Etendi yın) Beyi Avrupaya göndermiye razı oldu. Dadyan Bey, birkaç gün son- ra Iılıııbuldnn hareket etti. Doğ- ruca (]enev) e€ gitti. Biri babası, diğeri ( patrik, Partogomyos Ef.) tarafından yazlmış olan iki mek-« tubu, oradaki (Taşnaksiyon komi- tesi merkezi umumisi) ne verdi. İstanbulda bulunan Ermeni komitesi ajanları, Dadyan Artin paşanın — Abdülhamit tarafından huzura kabul - edildiğini ve üç saat kadar görüşüldüğünü, birkaç gün sonra da ( Diran Dadyan Bey) in (Jenev)e haraket ettiğini bütün tafsilatile Mısır'da bulunan komita merkezine yazmşlar ve aleyhlerinde bir manevra çerril- diğini anlamışlardı. Mısır komite merkezi bu mektubu alır almaz, derhal komitecilerden ( Ammigy- yan) » (Jenev)e gönderdi. Bu adam, hem oradaki komita mer- Bu akşam saat 21,30 da Sıt Kardeşler Kom di 3 perde Yazanı: H. D. Crosse Nakleder : Btanbal Belediyesi ŞehirTiyatvosu Mij LI HALK GECESİ Yakında Sarı Zeybek öperetinin temalline Başlan seaktır. Bugün MiLLİsinemada ATLANTİD ERİĞİTTE HELM' in Frarmızca temsili muazzamı bugün — ve yarın son olarak gösterilecektir. Mat neler 2,3044,70- gecelar 8,30-10,50 da | aat BEN-HUR pazartesi yeni sesli kopyesi Şimdiye hadar buna mümesll hiçbir fılen vucuda getirilmemiştir. |KARIM kezi umumt!sini ikaz edecek, hem | de ( Dadyan Bey ) i adım adım takip eyliyecekti. Ammigyan, (Jenev) e geldiği zaman, Dadyan Bey, mektupları merkezi umumiye vermiş ve hattâ müzakerata da girişmişti. Bu mektuplar, komitacılara bu kanlı davadan vaz geçmelerini tavsiye ediyor ve (zatı şahanenin kendi- lerini affedeceğini) tepşir eyli- yordu.(Taşaaksiyon merkezi umu- misi), birdenbire Dadyan Beye cevap vermedi. — Komiteler birleşmiştir. Her iki tarafın idare heyeti bir araya gelsin, müzakere etsin, Dedi... Müzakere uzun sürme- di. Her iki taraf ta bu teklifi reddeti. Hattâ bu teklifte bulu- nan (Dadyan Artin Pş.) ile (Pat- rik Portogomyos) efendiler (Er- meni milletinin gayesini sektedar etmek) le ittiham edildi ve ko- mitece idamlarına hüküm verildi. Bundan da anlaşılıyor ki: Erme- nilerin vaktile kongrede verdik- leri karar samimi değildi. Eğer samimi olsaydı, bu vesile ile mü- zakerata girişilir ve islâhat istiyo- bilirlerdi. Dadyan Bey, bu muvaffakiyet- sizlikle İstanbula avdet ederken, Jenevden (X) isminde bir ermeni de hareket etmişti... (X), Marsi- ya tarikile İstanbula geldi, Bey- oğlunda (Rus kançılaryası) civa- rında bir evde saklandı. Bir müd- det ortaya çıkmadı. Fakat artık zabıtaca izinin tamamen kaybol- duğuna emniyet getirdikten sonra yavaş yavaş harekete geldi. Ko- mitanın lıluluıl merkerzile temas etti. Ç Arkası var ) — z rrma Matbuat Cemiyeti tarafından tertip edilen 1933 ALMANAĞI çktı, Her kitapçıda bulunur. Fiatı © liradır. Yazın akşamdan itibaren MAJıK SİNEMASI BAA ğ KA ASA vşı HL | Macrce Dekobramın büyün eh SFENKS KONUŞTU muazzam flminl takdim edecektir. Pâveten: Rad'o dünya havadisleri. Muazzam Türkçe operet ALDATIRSA Rejisörü: ERTUĞRUL MUHSİN | Klnununnl Tij Baştarafı 1 inel sayfada ) lardıe. Daha ziyade eğlenmekle vakit geçiriyorlar. Katiplerden Garbeçyo, muh- teşem -Budapeşte caddesinin Vi- neta isimli çok gözel bir bina- sında oturmaktadır. Sefaret kâ- tipleri içinde, vazife itibari e en mesüliyetli işler onun Üzerinde- dir. Çünkü sefaretin en mahrem evrakı hariciye nezaretile yaptığı gizi — muhabere — şifresi onun odasındadır. ve bir kasa içinde ka alıdır. Bu şifre, çok mahirane tertip edilmiştir. ve anlaşılması çok güç- tür. Bu, büyükçe bir daire etra- fiına senenin bütün günlerini ib- tiva eder bir surette yazılmış bir nevi levhadır. Bu dairenin merkezi hareket edebilecek — şekilde — yapılmıştır. Bu merkezi, bulunduğunuz - tari- hin Gzerine getirdiğiniz. zaman meydana bir rakam ç.kmaktadır. İşte bu şifre ve bu şifreye muka- bele eden büyük bir cilt iledir ki lâzımgelen gizli muhabere rakam- ları tanzim edilmekte ve bu sı- retle de her zaman şifre değiş- tirilebilmektedir. Bu usul, İtalya'da uzun müd- det çalışılarak vücude getirilmiş- tir. İtalya'nın, siyast — şifresini, böyle, büyük bir dikkatle vücude getirmekte hakkı vardır. Çünkü, harp sonu devresinde bu devle- tin siyasi faaliyeti son derece artınıştır. Âyni zamanda, zaman kazandırdığı için, bütün siyasl muhaberatı, daima telsiz telgrafla yapmakta ve icap eden talimat hep telsiz vasıtasile verilmektedir, Bugün için telsiz muhaberesi- ni yakalamak kadar kolay bir şey tasavvur edilemiyeceği için, bu telgrafların verilmesinde kul- lanılan şifrenin son derece karı- şık ve yabancılar için anlaşılması güç olması tabiidir. Esasen kay- dettiğimiz tarihe kadar, hiçbir casus ve hiçbir devlet, bu şifre- nin muhteviyatına yaklaşacak bir sürette bunün — kullanış — tarzını anlıyabilmiş değildi. Bu hal, Fransız telsizcilerile Yugoslar tolgrafçılarını son de- rece biddetlendiriyordu. Çünkü cülüğü Almanlar, Her şeyde teknik ve ilmi bilgiye çok ehemmiyet | verirler. Gördüğünüz resim, Ber- liv'de yeni açılan bir arabacı mektebini göstermektedir. Bu sah- ne, mektepte ameli ve nazar! olarak bir arabacı araba üzerinde nasıl durmak, - dizginleri ve kamçıyı 1 Dıplomatlara Hukmeden (nzlıl(uvvetlel Berlin İtalya Sefareti Et rafında Bir Casus Pusust İtalya'nın siyasi faaliyeti ile & ziyade alâkadar olan bu iki let olduğa için bittabi şifremil mahiyeti de, daha ziyade bu # millet ve hükümetlerinin merak' ni mucip oluyordu. ı Epi zamandanberi birçok mif tehassıs Fransız ve Yugoslâv, bi * #ir. perdesini yırtmaya memif edilmişlerdi. Fakat bütün faaliyet' lerl semeresiz kalmıştı. Berlin italyan sefareti kâtipl€ rinden Garbeçyo'nun bir daktil vardı. Bu kızcağız ne güzel, ne gençti. Orta yaşlı bir İtalyan Yinı idi, orta yaşlı idi. Faktl sevilebilmek için yuzündeki hat larının bir parça daha yumuşaf ve tatlı olması İâzımdı, - Halbükl onun çehre çizgileri bir erkek yüzünü andıracak kadar sert v" katı görünüyordu. Dordon Berline gider gitmef görüşmek için teşebbüs etti insanlardan biri de bu kadı! Bu mülâkat, bir gece vukua gel di. Dordon Berline Pervof W Poçefle beraber geldiği için ram devu mahalline kadar on! beraber gitti, sonra ayrıldı. Bu hal, iki komitecinin fikrit” de büyük bir yer etti. Fırsattaf bilistifade Dordonun - görüşt! kimseyi anlamak ve mümkünsü yeni hizmetine girdikleri Yugol” lavya zabıtası için bir hisse çf karmak istiyorlardı. Düşündüler: Muayyen bir kimsenin hüviye' tini tesbit edebilmek, fakat 50 kakta da uzun boylu beklıyerı“' peşinden takip etmiye mecbur oF mamak için ne yapmak luımdırî" Fakat bir türlü bir çare bula' | madılar, Nihayet, iki gün sonrg lâf arasında aradıkları malümat ylıo Dordondan öğrendiler, bu suale Dordon o kadar az ehem' miyet vermişti ki kadının Berlit İtalyan sefaretinde Garbeçyo atb kâtibin daktilosu olduğunu söy” lemekte beis görmedi. Bu maldr matı alır almaz derhal lelırıl’llî Fiyumeye müracaat ettiler, Ber lindeki İtalyan müsait bir vaziyet olduğunu anlattılar ve talimat istediler. (Arkası — var) Berlin'de Bir ArabaSürü- Mektebi Açıldı Arabacilik mektebinde bir dersane nasıl tatmak (âzım geldiğini göf” termektedir. Dersler, nazar! V ameli olarak iki kısma ayrılmışti” Nazar! ve ameli bilgiler ders sal0” nunda ikmal edildikten son! ki asıl filt sürücülük kısmı baf” lamaktadır. Mektebin devam müğ ı deti altı aydır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: