a b Dünya Hâdiseleri ' Kadın Kıyafetli | Bir Erkek İ y- Geçen gün Pariste bir fabrika ir Casuslak| Müdürü hususi Meselesi | | otomobili ile so- | kaktan geçerken yanlış bir manevra neticesi genç bir kadına çarpmış ve kadını yaralamıştır. Kazazedenin yere düşüp — kalkamadığını — görünce otomobiline nakletmiş ve civar bastaneleriüden . birine götürerek yalırmıştır. | Fakat mecruhun yatağa yat- masından evvel elbiselerini soy- ması ve hastanenin hususi elbi- sesini — giymesi — lâzımgeliyordu. Genç kadın ilk evvel bir türlü soyunmak — istememiş, — gürültü patırtı çıkarınış ise de uğradığı kazadan dolayı takati kalmad.ğı için fazla mukavemet göstere- memiştir. Fakat bu sırada garip bir hâdise olmuş, elbiseleri s0- yulan kadınm — hakikatte bir erkek olduğu anlaşılmıştır. Yaraları ağır olduğu için kadın kıyafetine — girmesindeki sebebi öğrenmeyi kadının — iyi olmasına talik eden bastahane idaresi, ertesi sabah mecruhun yatağında ölmüş alduğunu görün- ce derin bir hayreta düşmüştür. Zabıtanın şimdiye kadar yaptığı tahkikat hiçbir. netice vermemiş ve kadın kıyafetinde gezen erke- ğin — hüviyeti — anlaşılamamıştır. Fakat mevcut kanaat bu adamın bir casus olduğu merkezindedir. * Paris yedinci hukuk mahke- Garip Bir 'f“"'d’ Dava keğin aleyhine garip bir zarar ve ziyan davası açılmış, şikâyetçi kadın, erkeğin herhangi bir. sr retle cezalandırılmaması için, bu davayı açmak- maksadını şöyle izab ediyork — Çoktan beri hasret kak dığım yüzünü görebilmek., Esas mesele ise şudur: Bundan üç sene evvel Fransız bankasının — memurlarından - biri genç ve güzel bir kadınla tanış- mış; sonra bu kadıncağızı terk ederek bir başka kadınla evlen- miş, bu hâdise, kadın için bir iç derdi olmuş, ogün, bugün, erke- * gim peşini bırakmamış, fakat peşini bırakmamakla beraber bir şey de yapmamış, sadece takip etmiş, © nereye giderse o da gitmiş, o otobüse binmiş, kadın da binmiş; sokakta gezmiş, karşısında kadını bulmuş, velhasıl âşık kadın, canlı bir vicdan azabı gibi erkeğin gözü önünden ayrılmamış, nihayet erkek bir gün fena halde sinir- lenmiş ve sokak ortasında kadına — bir güzel dayak atmış, öyle bir dayak ki kadını hastaneye yat- mıya mecbur etmiş ve elli İira masrafa sokmuş, tedavi edilip iyi duktan sonra kadın öğrenmişki ü adam Paristen başka bir ,— şehire memuriyetini değiştirtmiş yüzünü görmek için böyle bir dava açmayı düşünmüş: Yediği dayak için yapmıya mecbur olduğu masrafın tazmini.. sadece ©o kadar, ne fazla, ne — eksik... Fakat mahkeme, bu esbabı mücibe ile bu şikâyeli kabul etmemiştir. ? W EE 'SON POSTA — TARİHİ MUSAHABE Hızır Arayan Yobaz! Hem Para Mükemmel! Bir D Kolay şöhret, kolay — gervet, birçok insanların zihnini — gicikle yan, hülyalarını şahlandıran ezeli ve ebedi cazibe- lerdendir. Şöhre- tin bir kuvvet oldağu anlaşıldığı gündenberi nice * insanlar, zahmet- sizce © kuvvete sahip olmak is- temişlerdir, ser- vetin saadet deni- len mefhuma can verdiği — biline- lidenberi kaç mil- yon kişi, o bü- yök eksiri bir bamlo de yakala- mak — hülyasını Bunu hesap değildir. Fatih medresesi çömezlerin- den Molla Ahmet te işte onlar- dan, o tenperverlerden biri idi, Didinmeden, alınteri dökmeden, küçük bir yorgunluk çekmeden zengin olmak istiyordu. Maksut, avamil, izhar, kâfiye, şafiye, izzi, celâi, kadımir vesaire — vesaire okuyup, yıllarca medresede dir- sek çürütüp ele ğeçireceği ica- zetname, kendisine nihayet gün- "de beş akçe Bir irat 'temin ede- bilirdi. Halbaki o at, köle, konak ve.. Halayık sayıklıyordu, bu sayıklayışın — bir bakikat ifade edebilmesi için de para lâzımdı ! Molla Ahmet, çok düşündü, kitaplar karıştırdı, remiller attı, en sonunda emeline ermek için müessir bir çare buldu: Ayasofya camündeki top kandilin altinda kırk gün sabah namazı kılmak!.. Ona verilen teminata ve kulağına ikide bir çalınan hikâyelere göre bu işi yapabilenler, kırk gün fa- sılasız olarak o kandilin altında namaz — kılanlar, mutlaka Hizır Aleyhisselâmı görüyorlardu. Hızır: görmek ise her merama ermek demekti, beşerin yorulmaz ve u« sanmaz yardımcısı olan bu ölmez şahsiyet, yalnız ölüye can vere- mezdi, başka ne istenilirse yapa» bilirdi. Bir dilenciyi bir lâhzada milyoner, en cılız bir adamı bir anda pehlivan haline getirirdi!.. Molla Ahmet, kolayca zengin olmak için böyle parlak bir çare bulduktan sonra vakit geçirmedi, her sabah, fecirle beraber yola düzülmüye koyuldu. Ayasofyanın en erken gelen namazcısı - oldu. Kayyumlar kapıları açmazdan evve ,taş eşiğin önünde yer alıyordu ve kapı açılır açılmaz içeri atılarak doğru top kandilin altına gidi- yordu, aşkile, şevkile namazını kılıyordu. Tam otuz dokuz gün bu bü- yük yorgunluğa katlandı, top kandilin altını kimseye kaptırma- dı. Fakat kırkıncı gün biraz geç kaldı. Koyu, çok koyu bir si şehri kapladığı için vaktini pek hesaplıyamadı, beş on dakika teehhürle medreseden çıktı. Eğer o gün de top kaadilin altında yer alamöysa otuz dokuz gönlük gütmüşlerdir?... etmek — mümktün yorgunluk heba olup gidecekti. Hızırla teşerrüf için yeni baştan Ayasofyaya devam etmek Tâzım- gelecekti, İşte bu endişe ile Molla Ah- met koşuyordu, fakat sis, âdeta kara bir perde gibi onun adım- larına çelme takıyordü, — hizimi azaltıyordu. Karanlıktan duvarlara çarpmak ihtimali de vardı. Bununla beraber Saraçhaneyi, Direklerarasını, Veznecileri, Be- yazıt meydanımı, Parmakkapıyı kör bir suratla geçti, tam Tar vukpazarına kıvrılacağı — sırada siyah bir gölge ile göğüsgöğüse geldi, yere yuvarlandı. Üstü başı çamura bulanmış, kavukcağızı da başından fırlayıp gitmişti. Molla Ahmet, kırk — günlük yeni bir çile daha geçirmemek kaygusile tos acısını mühimse- medi, hemen çamurlara saldırdı, kavuğunu aradı ve bulup ta ba- gına geçirir geçirmez yine yol- landı, soluğa Ayasofyada nldı. Kapılar açıktı, cemaat iİçeriye akın ediyordu. Molla Ahmet, ah al, moru mor içeri atıldı, önüne gelenleri iterek ve geçerek top kandilin altına geldi, yuvasını başkalarının istilâ etmesinden korkan bir kar- tal gibi soluyarak yerine, o uğur- İu yere çömeldi, tıkacfes gibi sık sık soluyordu, Şşuursüz bir telâş içinde de dört yanını göz- liyordu. Onun böyle homurdanır gibi soluyuşı, çatacak adam gibi dört tarıfı bakışı, camide hulunanla- eın da dikkatını celbetmiş olmalı ki gerek ön saftakilerlen en geridekilere kadar herkeste ona bakışıyorlardı. Fakat Molla Ah- ıııâ' üstünde toplanan gözlerdeki SON POSTANIİN İLÂN FİATLERİ #—1lânın tek sütun? satırı gazetenin metin yazısile vasati & kelimedır. 2—Aynl yazının 2 satırı ! santimdir. S3—Daba kalın ve daha ince yazılar santim ile besap edilir. A — Saylasına göre ilânlar aşağıdaki fiatlere tabidir: Savfa Santimi 1 hci 400 «kr 2 « 250 « 3 « 200 « 4-B5 « 100 « Diğer saytalarda 50 - Bön öüylüdü 25 (: Kazanır, Hem De ayak Yer hayretle alâkadar değildi, bir az sonra tecelli ede- cek Hıizın dü- şünüyordu. Nihayet na- maz kılındı, dua edildi, dağılma Ahmet, yerinden kıpırdamıyordu , sinı bekliyordu. Çünkü — Hızırın Molla Ahmedin Üzerinde olduğu halde, yerlerini muhafaza edi- yordu. İşte bu sırada ön saftan bir | adam ayağa kalktı, elile Molla Ahmedi gösterdi: — Ey cemaat, dedi. Bu papas efendi ihtida etmiş, hak dinine girip aramıza gelmiştir. Kendisine yardım edelim, biraz dümnyalık verelim. Taki din kardeşlerine isinmiş olsun. Bunun Üüzerine herkes, top kandilin altına bir para atmiya başladı ve beş, on dakika içinde Molla Ahmedin önü, altın ve gümüşle doldu. Para düşkünü molla, önünde kümelenen parlak ığına bayran hayran bakarken; endisine papas ve dönme denil- mesindeki sebebi bı 'a çalış- yordu. Bir aralık eli başına götürdü ve hakikati anladı. Me- ğer yolda çarpiştiği adam bir papasmış ve Molla Ahmet, onun külâhm — giyip camiye — gelmiş imişl.. Düzme papas, şimdi - telüş içinde idi. Bu paraları almamaz- Lk edemezdi. Fakat uğradığı yanlışlığın cemaate hazmettiri- mesi de müşküldü. Hele, bir pa- pazın müslüman olmasından neş'- elenen) birkısım camaat mükem- mel bir alay düzülmesini ve mühtedi rahibin o alayla evine götürülmesini teklif edince büs- bütün şaşırdı. Bereket versin ki Paraların - pirıiltisi zihnine — cilâ getirdi, cemaate şu nutku söyledi: — Gösterdiğiniz yardıma te- şekkür ederim fakat ilk namazı kıldıktan sonra bu kara başlığı taşımak istemem bana bir kavuk verin, sokağa öyle çıkalım. İçin için de mırıldandı: — Hızır yardım etti Amma başıma papaz külâhı geydirdik- ten sonra... * O günün akşamı Sadrazam Benderli Ali Paşa, şeyhülislâm efendiye şöyle bir tezkere gön- deriyordu: , “Fatih medresesi talebesinden Molla Ahmet nam fasıkın başıma rahip serpuşu geçirip ve kenduye mühtedi süsü verip Ayasofya camiinde sabah namazı eda eden müslimini iğfal ve bir hayli akça istihsal — ettiği — anlaşıldığından mezburün şer'i gerif ahkâmına göre ibretenlisairin tecziyesi,, Hizir Aleyhisselâm, şimdi de Molla Ahmede dayak attırıyordu. M. T, vaktı geldi. Molla herkesin dağ.lma- kendisile başbaşa gılmıyordu, gözleri Geçen Bilmece- mizi Doğru Halledenler Birer adat kitap alacakları Davutpaşa ortamektebi talebesliudes 90 M. Kemal, Eskişehir Hoşaudiye flkinektebi ikinci sınıftan 289 - Suzan Nuri, İstanbul kız öortamektebi talebe- sindea 466 Sabiha, Fatih Zencirlikuyu bakalçıkması No. 6 Oruan, Uzunköprü Sakarya ilkmektebi üçüncü sınıftan 88 Cahide, Istanbul muallim mektebi urta kısmından 525 Sermet, Ankara san'at lar mektebi ihzari birincl sımftan 6i Hüseyia Hüsnü, Saliblı avukat Hayrl Bey kerimesi Saadet, Boşiktaş Şenlik- dede mahallesi Tahsin tokak 46 Mustafa, Salihli altanordu ilkmektobi talebesine den 419 Hamdi, İstanbul 4$ inef meks tep talebasinden 2138 Orhan, İstanbul Şohremaneti civarında No. 89 Rezan, Hasköy Yenimahalle Cezairli sokak 88 Firuze, Edirne erkek Jisesl dördüncü sınıftat 217 Mohmet ÖÜzcan, Gelibolu Namık Kemal moktebi dördüncü sınıfe tan 348 Hall Elendi ve Beyler. Birer kart alacaklar; İstanbul birinei İlkmektep — talobe- sinden 433 Sıdıka, Adana İnönü müke tebi beşinci sınıftan 188 Eo'di, İstane bul kiz örtâmektebi talebesinden 269 Nimet, Boyoğlu 38 inci ilkmöktep tar lebesinden 46 Mimet İsmalil, Edirne Şehir yatı mektebli üçüncü sınıllan 89 Kayahan, Istanbul kız Hsoai talebesin- den 152 Sabiha, Kastamoni Gazi Paşa caddesi No. £7 Hikmet, Zonguldak Gazi moktebi üçüncü sınıftan 217 Nimet, Üzuünköprü Tayyaro cemiyeti kâtibi Ahmet Efendi kızı Mes'nda, İstanbul kız ortamektebi talebesinden 197 Melâhet, istanbul Hiâ! maktebi talebesinden 44 Ümran, Adana İnkilâp mektobi üçüncü sınıftan 62 Mehmet Ziya, Adana İnönü mektebi beşinci sıtıftan” 259 Nimet, Edirne erkek lisasi ikinci sınıftan 4i İsmall Özdemir, Uzun- köprü mimar Hayroddin mektebi be- şinci sınıftan £8 Fethiye, Tsunküprü mimar Hayreddin mektebi talebesindon 66 Münevver, Aydın saa'at moktebi ikinel sınıftan 158 İsmail Hakkı, Ada» na erkek lisosl onuncu sınıllan 065 A. Basri, Ankara ticaret mektobi talge besinden 110 Nimet, Aydın san'at moktebi talebesinden 127 Kenan, An- kara ticarat mektebi talebesindon 127 Beğriye, Ankara mıntaka san'at mek- tobi talebesinden 1383 Remezan, Eyüp 86 1n01 mektep talohesind ı 109 Alımat İsmall, İstanbul kız ortamektebi ikinel sınıltân ÖL9 Mes'ude, Ankara tlearet mektebi Üçüncü sınıftan 247 Lemaa, İzmir Halil Rifat paş eaddesi Hadi Bey sokak 6 M. Sabri, Adana ticaret mektebi sen sınıftan 979 Hikmot, An- kara erkek lisesi ikinci sınıftan İamail Hakkı, Ankara san'at mektebi talebo. B7 Sami, Bursa ortamektebi ikinel sı» nıltan 624 Recep, Balıkesir erkek orta mektebi ikinel sınıftan 11 Mustafa, Pertevniyal lisesl ikinci sıniftan 129 Zeki, Beykoz 40 1a6l İlkmektebi beşinei gınıftan 79 Sebahat, İs'anbul öerkek lsesi talebesinden 1023 Ensari, Balhıe kestir erkek ortamektebi talebesinden 106 Fahri, Tekldağı ortamektep ikincl Bısıftan 958 Abilirrahman, Kütahye Gazi Komal mektebi beşinci sınıltan 101 Solçuk, İzmir Eşref paşa Halit Bey mektebi dördünecü eını'tan 809 Faruk Halil, Adana erkek lisesl boşinci sır nıftan 454 Bekir Sıtkı, Bolu ilk mer- kez mektebi dürdüncü sınıftan 179 Ali, Ankara elkek lisesi ikincl sınıftan 792 Ali Ferruh, Ankara erkok orta mektebi ikiacl sınıftan 250 — Orhan Bey ve Elendiler. « A —— M Yeni, (Ölçü)ler Yapılamıyor 1 kânunusaniden itibaren yeni ölçüler kullanılmıya başlıyacağı için birçok vilâyetlerden İstanbul belediyesine yeni ölçü esasları siparişi yapılmaktadır. Belediye, İktısat Vekâleti kanunun - tasrih ettiği nizamnameyi — yapmadığı için bu siparişlere müspet cevap verememektedir.