SON POSTA Ceşrinisani 30 Bedirhan Bey, Ömer Hayyam'ı Ter- ceman Ederek Diyordu Ki: — Dünyada Günah İşlememiş Olan Kim Var?... Muharriri »4 Her Hakkı Mahfuzdur —203— Bedirhan Bey, İstanbula mu- vasalalinin üçüncü günü Abdül- mecidin — huzuruna çıkarılmıştı. Tazim merasimini icra ettikten sonra derin bir hürmet ve inkıyat e ayakta duran Bedirban Beye Abdülmecit sordu: — Hakkınızda birçok şikâ- yetler vaki oluyor. Bunların es- babı zedir?. Vukuatı bir de siz hikâye edin, Bedirhan, Abdülmecidin bu hitabında biraz infial hisseder gibi oldu. Anlaşlıyordu ki aley- binde padişah menfi hisler ile meşbu idi. Harekâtındaki maze- retlerini birer birer saymaktansa kaçamaklı bir cevap vermeyi muvafık buldu. — Şevketlü. padişahım.. Her- şey malümu seniyenizdir. Bevim | gibi &ciz bir kulunuz, huzurunuz- da ne söyliyebilir? | Dedikten sonra, (Ömcr Hay- | yam)ın şu rübaisini okudu: | ( Nakerde günah dercihan kist bigü ) ( An kes ki künet nekert çün zist bigü) ( Men bedgünem ve tü bed mükâfat dehi ) ( Pes farkı meyanımen ve tü çist bigâ (IJ ) rübaisini okumakla iktifa etti. Bu veciz cevap, (begayet müs- telzimi mahzuziyeti seniyei padi- şahi) oldu. Abdülhamit, bu fatin ve müdebbir kürt beyine birçok ihsan ve iltifatlarda bulundu. Fakat iş bununla bitmiyor- du. Fransa ve İngiltere hükümet- leri Bedirhan:n yakasını bırak- mak istemiyor, (Musul ve hava- Hisinde hiristiyanların sükün ve | emniyetini ihlâ! eden bu asf! kürt | beyi hakkında devletçe ne gibi | muamele) yapılacağını kemali ehem- miyetle takip ediyorlardı. Buna | binaen, Bedirhan Bey üç hafta | kadar İstanbulda alakonulduktan sonra (Girid)e gönderildi ve ora- | da (ikamete memur) edildi. Bedirhan, Giride gider gitmez uzunca zaman orada kalacağını anladı. Bir miktar emlâk ve arazi satın aldı. Bunlarla meşgul olmı- ya başladı... Lâkin sefirler, bir | türlü itimat etmiyor, sık sık ba- bıâliye ve saraya müracaatla: — Bedirhan B. kaçtı... — Bedirhan B. kuçacak... Diye hükümeti taciz ediyor- lardı. r Hayyamın Cenabıhakka ylediği bu Tübainin manssı | şudur : | (Dünyada günah işlememiş olan kim vardır, söyle?.. İnsan gücabh işlemeden yaşamıya müktedir olabilir mi, söyle P. Bön bir kötülük ettiğim zaman, sea de bana — kötülükle — mukabolo edormen... O zaman, Lenimle senin vanda ne fark kalır, söyle?.. ) ĞÜDÜT Bu meseleden, Abdülmecit te bıkmış usanmıştı. Bedirhan Beyi tam bir emniyet altına almak ve bu yüzden Fransa ve İngiltere hökümetile çıkması ihtimali olan bir hâdiseye meydan bırakma- mak için, icap eden tedabirin it- tihaz olunmasını Babıâliye emretti. (Ramazanı şerifin Selhi gecesi, devletlâ Serasker Paşa ve Ömer Paşa ve Ali Galip Paşa ve Ara- bistan orduyu hümayunu Müşürü hazaratile Maliye Nazırı devletlâ Paşa — Hazretlerinin - konağında birleşilerek, keyfiyet) uzun aza- dıya müzakere oldu. Bu pa- şaların bepsi de, Bedirhanın le- hinde düşünüyorlardı. — Şayet, Bedirhan Bey, bu Neler çektik? Nasıl ağladık ? Nasıl sattılar bizi ? Nasıl döğüştük? Nasıl kurtardı bizi O? Nasıl kurtulduk ? Bütün milil kurtuluşumuzan destanı! BİR MiLLET UYANIYOR filminde İpek-film studyularında İstanbul- da yapılan ilk sesli, sözlü fil REjisör: ERTUĞRUL MUHSİN Senaryo: Nizametlin Nazif Filmin me'hazı: GAZİNİN NUTKU ELHAMRÂ ve MELEK Sinemalarında HNâhi artist ERİGİTTE MAVİ harika filmi ile ZİGAN vaziyette daha ziyade tazyik edi- lecek olursa, meyusiyete duçar olur. O zaman belki hakikaten firar etmek teşebbüsünde bulunur. Buna binaen ( Affı âli ) ye maz- har olduğuna ve oradaki ikameti ascak devletin emniyet ve selâ- metine matuf bulunduğuna dair kendisine teminat — verilmelidir. Bu takdirde güzellikle orada ika- meti temin edilmiş olur. ( Arkası var) A Bu akşam saat İstanbul Belediyesi 21,30 da * Üç Saat ŞehirTiyafvosu Öperet:3 perda 37 tabla Yazanı Ekrem Roşit MN L Dree ” C FRANSIZ TİYATROSUNDA Bu ak;am SÜREYYA OPERETİ 60 kişilik yeni kadrosile ŞEN DÜL Öperet 3 perde Yarın akşam EMİR Herkesin sevdiği ve arad ğı (W WÜSYÜ, MADAM ve BİBİ l filani ETUAL Sineması | Cemal “Röşlt Umuma tekrar 4 Kânunuevvel Pazardan itibaren — göstereceldir. HELM'in temsili muhteşemi TUNA OÖRKESTRASININ kazandığı muvaffakıyet ve gördüğü fevkalâle rağbet üzerine ve bilhassa henüz görmemiş olanların görmelerini teminen M E ıl E K Sinemasında bir kaç gün daha iraesine devam olunacaktır. Tam bir hafta HÜRRIYETE CAN FEDA HÜRRİYETE CAN, FEDA HÜRRİYETE CAN FEDA HÜRRİYETE CAN FEDA HÜRRİYETE CAN FEDA Fransızlar YAŞAS'“ Almanlar'da YASASIN RENE CLAİR diye cevap veriyorlar. Bu suretle onun bu tarz çok filimler vücuda getirmesini teşvik etmek istiyorlar. Yarın akşam GALA müsameresile ARTISTİK Sinmasında D Bu akşamdan itibaren 4_ iki emsalsiz komik DÜZTABAN ve BASTIBACAK sizi her seansta bi â Çasıla OPERA" SİNEMASINDA Mevsimin an parlak komaodisi DÜZTABAN ve BASTIBACAK MUCİT B filminde kahkahalarla güldüreceklerdir. Yeni bir san'atin şaheseri Zevk ve safa ilâcı Gonç vazı sahneRENE CLAİR'in eseri Yeni sesli bir tarzda Fransızca, sözlü şarkılı nefis bir filimdir. HÜRRİYET diyorlar. SAA P C ECRE S S Yeni Neslin Düşünce- leri Nedir? ( Baştarafı 1 incl sayfada ) 38 — Dindar mısmız? 4 — Aile hakkındaki telâkki- niz nedir? 5 — Hayattan korkuyor mw- sunuz? 6 — Nasıl bir hayat istersiniz ve nasıl yaşamak istersiniz? Genç karilerimiz bu — suallere doğrudan — doğruya — matbaamıza öndermek suretile cevap vere ilirler, İşte aldığımız ilk cevaplar: Hukuk — Fakültesinden 'Taha Ay Bey diyor ki: |— Türk iakılâbı şuurlu ham- lelerin yarattığı alemşumul bir kıymettir. Bu inkılâbın yegâne seciyesi, maşerin rubunda ka- baran kavılcıraların birleşerek bir ateş balini alması ve milli idare- nin hâkim kılmmasıdır. Garp için Fransız inkılâbına mukabil, Şark için büyük Türk inkılâbı aynı kıymettedir.. İakılâbımız Şarkın kapalı göz- lerini açan bir şua'dır. Yarının tarihleri Türk inkılâbını, daba sonraki cemiyetlere büyük bir nümüne ve nurlu bir ders ola- rak terennüm edeceklerdir. Bu inkılâbı. nasıl anladığıma gelince: O eskiliği öldüren ve erine yeni kıymetler ikame eden ir kudret mecınuasıdır. 2 — Umumt harpten sonra milletlerin içtimat vakıalarına bir iület arız olmuştur. San'at hayatı, fikir hareketi, ahlâk mefhumu büyük bir değişiklik arzetmiştir. Eski kaidelere aykırı gelen yeni | vakıaların zühüru şifası kabil olmıyan bir beşeriyet yarasıdır. Manevi kıymetlerin bu tahavvül | sebeplerini halle çalışırken kare | şımıza büyük uçurumlu bir geçit çıktı: İktıisadi bahran!. Bugünkü muvazenesizliğin sebebi ve nes- limiz Üzerine tahbmil edilen bu ağır sıkıntı 1914 harbinin açtığı rahnelerden başka bir şey de- gildir. Bu geçit karşısında ferdin mukavemeti enerjisine bağlı ok makla beraber cemiyetin tedbir- lerine de istinat eder, En büyük felâketler karşısında damarların- daki metanet kanını akıtan getiç. liğin kuvveti, bulran zail olduk- tan sonra takdirlerle yadedile- cektir. 3 — Din hakkında bambaşka bir görüşüm vardır. Bence ilk dinler beşer kütlelerini bir nüfuz altında toplıyabilmek için ortaya atılmıştır. Din maddiyatla alâkası olmuyaaı manevi bir. müessesedir. Hayatın daimi tahavvülile beşerin derüni cephesi değiştikçe dinle- rin kuru bir şiddet ifade eden nü- fuzuda tabiat ve ahvale uygun gelmemesi cihetile eksi'miştir. Eğer iusan camialarına mut» laka bir din lâzımsa, onlurın ayni içtihatla bir hedefe gitmeleri bir ibadet ve programları da dinin ahkâmıdır! “ Karl Marks ,, e bü- yük bir kütle belki peygamber diyeceklerdir ! Kendi şahbsım itibarile dini “Mistik, bir şekilde telâkki et- mekteyim. Dinin eski manasını kabul edecek olursak - Ölümden sonrayı alakadar etmesi hasebile « ma'şe- rin ruhunda — yaşamasını değil ferdin ruhunda tekevrün etmesi taraftarıyım. IV — Cemiyet nasıl bir şekle girerge girsin aile ölmüyecek bir müessesedir. — Evvelemirde — aile SENİNLE ALEMD e Üü e KĞ öi PT KBA Yarından itibaron: Beklenilen şaheser başlıyor! Büyük rejisör: ERNST LUBİTSCH'in büyük eseri: MAURIİCE CHEVALİER - JEANNETTE MAC DONALD - LİLY DAMİTA a e S züane ben ö n Gie e re n di f Yaha B. mcihumu, insanların huzur ve sükünunu bir vazıkanun gibi temin eden bir müe lir. Alle, her türlü tatlı ve acılık- lora rejim bulan bir yuva ve insan neslinin idame ve tekesslirünü temin eden kuvvetli bir makine- dir. Aile mefhumunun bir cemiyet dahilinde yok olması elim felâ- ketlerin membaıdır. Bu fikrimle şunu ifade etmek istiyorum: Bazılarının zannettikleri gibi “ serbest izdivaç ,, aile hayat nın tekâmül etmiş bir şekli değildir. Bu nazariye insanların hayvani- yetinin söndürülmesile fikirlerin- den büyük — istifadeler temini mülahazasile atılmış — olsa bile kablettarihidir ve iptidaldir... Ben bu fikrin en titiz aleyhtar- larından ve amansız düşmanla- rındanım. * Hayattan korkuyor- musunnz? , — sualinin — içerisinde “istikbalden korkuyormusunuz?,, manası da mündemiç İse süurlu inkılâp çocukları için bu mevzuwr bahs olamaz. Yarının — adamlarının daha bugünden — korkmaları yakşk almıyan bir inkılâp vazifesizliğidir! Suale şahsım itibarile cevap verecek olursam — kısaca şöyle söylerim: Yaşı yirmi ikiye yeni giren bir genç için hayat Ümitler dolu bir mücevher sandığıdır! VI — Maddilikten uzak ve tefekkürün idaresine ram olarak yaşamak arzusu - bilmem ki bir az bayal mi olur?. Ötedenberi özlediğim — hayat — küçüktenberl tuttuğum kalemimin seve seve oynayacağı bir saha olmalıdır.. Nasıl yaşamak istediğime ge- lince: kalbimdeki heyecam söne dürmiyen kucağını acağı ve kıymetlerin hürmet kazanacağı bir muhitte daima çalışarak ya- şamak isterim... NOT Taha Beye ait bir. cümle yanlışlıkla dünkü nüshamızda çıkan yazıya serlevha - yapılmıştır. Tashih eder'z Bugün MİLL î Sinemada Büyük muvaffakıyetler kazanan ADALAR ŞARKISI (Rumba & Aınour& LUPE VELEZ - LAWRENCE TİBSBETT'in sözlü şarkılı müstesna şaheser filminla temaşa fırsatını kaçırmayınız. Matineler 2,30 - 4,30 suvare 9,30. İlâveten bu senenin eni FOX Jurnal halihazır dünya Tavafisleri? BİR SAAT 1 Kânunuevvel Sineması; p rşemb