— TİMURLENK — 137 — Muharriri: x4 Of Beyazıdın Kadını Olive- rayı Timura Getirdiler! — Beyazıt, daha ilk günden- beri sizin en kutsi haklarınıza el ve dil uzatıyor. Gönderdiği mek- tuplar elbette hatırınızdadır. Ha- remsarayı hümayununuza — bile hürmetsizlik göstermişti. Şimdi de.... Timur, kıpkırmızı kesildi, kor- kunç bir sayha ile Gedenin sözünü kesti: — O çirkin sözleri bana ha- tırlatma. Elimden çok kötü bir iş çıkacak. Kıyamete kadar adım kirli kalacak. Ve gözlerini kapıyarak düştün- miye daldı. Beyazıdın vaktile: * Karıların boş olsun | ,, dediğini ve © sözü işttiği gün çektiği 1s- tırabı düşünüyordu. Bu düşünce sırasında, ihtiyarsız, Tevekkülü tehattur etti, aziz hasta, bütün haşmetile, letafetile gözünün önü- ne geldi, içine yeni bir yangı daha düştü. Evet, Beyazıt, ortaya bir boş olmak sözü atarak onu o “ Yari Çan , dan, canandan — ayırmıya çalışmıştı. Şimdi de kendinin bir gasıp, bir çoban, kaşağı kulla- nacak bir seyis olduğunu söylü- yerek âdeta Tevekküle lâyık ol- madığını ima ediyordu. İşte Timur, böyle düşündü, Çempay Gedenin de ayni mülâ- hazayı taşıdığını görerek köpürdü: — Öyle ise, dedi, “ Elcezaü min cinsülâmel ,, diyelim, bu çık- gin adama işlediği günahın ceza- | sını mislile tattıralım. Bu cezayı sen bulacaksın Gede! Diplomat Gedc, düşünmiye lüzüm görmedi, tedbirini hemen arzetli: — Bursaya gidenler, elbette eli boş dönmiyeceklerdir. Ulu hakan, gelecek tutsaklardan isti- fade ederler, çılgın adama hak kazandığı dersi verirler! Timur maksadı anladı ve be- yendi. Şimdi beklemek lâzımdı | | kande ve o intikam almak için bekle- meyi bilen bir adamdı. Üç gün, beş gün hiddetini sezdirmedi, Adeta kaytsız göründü, sabah ve oyalandı. Bir taraftan da şura- dan, buradan gelen elçileri kabul etmek, ziyafetler vermek - gibi rasimelerle uğraşıyordu. Rasime, Onun unutamıyacağı, Mivecr Ai En elemli 'SON POSTA Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk ' ııııhıi d : h-lıııbull Eski Zaptiyep are: q,ıuıçı.mı sokağı 2? Telefont İstanbul - 20203 Posta kutusu: İstanbul - 741 Telgrafi İstanbul SONPOSTA ABONE FİATİ TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. 1 Sena 2700Kr 750 , GAy 1400 ,, 00 , 39 « 800 | 50 5 1 « 300 « Gelen evrak gerl verilmez Mânlardan — mes'uliyet alınmaz tvap için mektuplara (6) kuruşluk dal İüvösi Hâzımdır. | Adrea değiştirllmesi (20) kuruştur. Gazetemizde çıkan resim ve yazıların Wülle bakları muhfuz ve geretemire Alttir, bir sevd, akşam Tevekküle kâğıt yazmalda | Beraber — zihnen | Elçi Gede, i ihmal ede- | zamanında da onu düşünüyordu. Zaferden sonra dört tarafa dağılmış olan takip kolları birer birer avdete başlayımcıya kadar böylece vakit geçirdi. Her kol kumandanı gelip raporunu ver- dikçe can kulağile dinliyor, on- ların kendi işine yarar neler ge- tirdiklerini heyecanla — araştırır | yordu. Nihayet Amasyaya giden kol da döndü ve bu kol, birçok me- fis eşya, denk denk para ve mü- cevherat ile beraber Beyazındın bütün zevcelerini, kızlarını ve o meyanda Sırp prensesi Oliverayı da karargâha getirdi. Bursaya bir uğrayıp savuşan şehrzade Sü- leyman can korkusile, tutulmak kaygusile oradaki hazineleri ala- madığı gibi harem takımını da kurtaramamıştı, alelâcele sahile inip Rumeli yakasına geçmişti. Başka türlü de yapamazdı. O istikamette takibe memur olan Prens Mehmet Sultan, Ankara ile Bursa arasındaki uzun yolu beş günde almıştı, yanında bu- lunan otuz bin süvariden ancak dört bini bu inanılmaz koşuda kendisine yoldaşlık yaparak Bur- sa kalesi önüne kadar gelebil- mişti, üst tarafı yollarda dökülüp kalmıştı. Prensin dedesine getirdiği ar- mağanlar, bunlardan ibaret de- gildi. Şeyh Buhari, Şemsettin | Fenari, büyük âlim Mehmet Cez- | | ri de zincirler içinde ve harem takımile beraber Timurun huzu- | | runa getirilmişlerdi. Şahinşah o s'rada Kütahyada bulunuyordu. Torununun raporu- nu dinler dinlemez sevincinden ayağa kalktı, iş bilir ve iş görür | delikanlının alnından öptü, mü- teakıben Üç esir bocayı huzuruna getirtip zincirlerini aldırdı, iltifat etti, beraberce Semerkande ge- lirlerse memnun olacağını söyle- di. Şeyh Buhari ile Şemaettin itizar ettiler, Bursaye dönmek için izin istediler. Cezri, Semer- gitmeyi kabul ederek karargühın ulema takımı arasına | katıldı. Şahinşah bu işleri görmekle hep Beyazıda yapacağı muameleyi düşünüyordu. intikam yolunu göş- termişti, Prens Mehmet Sultan da o yola girebilmek için lâzım- | gelen vasıtaları tedarik edip ge- tirmişti. Timur için yalnız hare- | kete geçmek kalhyordu. Lâkin yine mütereddit idi, içinde bir çekingenlik vardı. Beyazıdın yap- tığı son hakareti, kesilirken ısıran bir koyun hamlesine benzediyor- du ve bu hamleden sinirlenmeyi çirkin buluyordu. “Yalnız unuta- YMadığı, affedemediği şey, Osman Oğlunun karılardan bahsetmesi ve bu cür'etle güzel Tevekkülü | diline almış olması idi. İşte bunu, bu cesareti bir türlü unutamı- yordu, zihninden -silemiyordu. * Şahinşah, berşey tekemmül ettikten ve Beııııdı yaptıklarına pişman edecek surette cezalan- dırmak vasıtalarına tamamen ma- | lik olduktan sonra tam Üüç gün düşündü, vicdanile uzun uzun mü- çadele yaptı, bazan son adımı atmak istedi, bazan sakin kalıp âlicenap olmak diledi. Hulâsa üzüldü, ezildi, uykusuz kaldı, iştahtan kesildi, yemez — içmez oldu, âdeta hastalandı. ( Arkası var) | üzerinde eskiden dört, beş ev SON POSTA Eski Eserler Nıçın İhmal Edılıyor? Çok Kıymetli Tarih Hazineleri Üstüne Apartımanlar Kuruluyor Belediye Ve Müze İdaresı Derhal Harekete Geçmelidir Belediye Sultanahmet meyda- | nında Sultanahmet ve Ayasofya camileri arasında bir park yap- tırmıya karar vermiş ve bütçesine de tahsisat koymuştur. Belediye bu isabetli kararile Türk ve Bi- zans san'atinin iki pırlanta şahe- seri olan bu tarihi mabetler sındaki çöl manzarasımı ve pisliği kaldırınış olacaktır. İstanbula ge- len ber seyyah bu iki san'at eserini mutlaka ziyaret eder. Bu iki mabedin aşağısında ve Bizans bamamının yanındaki eski Bizans harabeleri de seyyahların ve asa- rı atika meraklılarının ehemmi- yetle ziyaret ve tetkik ettikleri yerlerdir. Bir kışmı bâlâ ayakta duran bu — eserler — İstanbulun (15("0) sene evvelinden kalma san at yadigârıdır. Buralar her ellere — geçmiştir. nasılsa — hususi Bu harabeler yapıldığı gibi bu sene de muaz- zam iki apartıman yapılmıştır. Burada yeni bir ev yaptıran Gümrük Muhafaza Umum Mü- | düdürü Hasan B. bu sabanın altının tamamen san'akârane ya- pilmiş kübbeler - ve - sütunlarla dolu olduğunu gazetemize bil- dimıiı ve kendisine ıeiıkı( eden 8 Teşrinisani Salı 18 Mal- ka saz, 18,45 | 19,0 Fransızca İstanbul (1900 metre) — mut Beyin iştiraki'e alat alafranga — parçalar, dors, 19,45 alafranga parçalar, 80 Hafız Ahmnet Bey heyeti tarafından alâtarka | saz, 21,90 Nimet Vabit Hanım taralfın- dan alafranga şarkılar, 29 gramofon. Bükreş — (304 metre) 20 Radyo | darülfünunu, 20,40 gramofon, 21 şarkı | konseri, 21,20 sonfoni, Beigrat (481 metze) — 20 Fransızca ders, 20,5 gramofon,?1 Zağrep'ten nakil. | Roma — Gdi metre) S1 haber ve gramofon 21415 Dul kadın İsminde bir. opera. Prağ— (488 metre) 290,05 Bugünki Rusya mevzün #trafında bir konferans, 90,50 keman könseri, 23,20 meş'e ve- ren garkılar. Viyana — C SIT Mmetre ) Oyara “binasından — naklen — Kosi tulto İsminde bir op günün haberleri, 3935 akşam konseri. Peşte - (550 metre) 19,5 Opera- dan naklen Valkyri operası. Varşova — CİĞLL metra ) baber vo g7 *'"“(”"ı 29,30 piyanu. 9 Teşrinisani Çarşamba latanbal — (3200 metro) 18 (prog- ramı henüz taözim edilmemiştir) Bükreş — (894 metre ) 20 Radyo darülfünunu, 20,40 gramofon, 21 kılar- net konseri, 21,90 piyano konseri. Belgrat — (431 metrel 20 Doktaran tavsiyeleri, 20;30 komadi, 21 Prağ'tan neklen senfoni. a, perde araları 20,30 | halk konseri, Roma — (4d1 metro) 20'45 karışık konser. Prağ — (468 metra) — 20,05 rans. £0,29 koneer. kon'e- Viyana — ( GT motre ) 19,10 ııııı #tibaren muhtelif konforanslar, 223 akşam konseri. Peşte—(550 metre) 21,30 konlerans, 23 çiğan orkestrası. Varşova — (Cİ4LL matra ) — 20,90 Yenl! şiirle, 21 hafif musiki, 21,45 sa- lon aorkestrası, 29,15 dana havaları. Bize şayanı dikkat şeyler anlatan Gümrük Müdürü Hasan B. bir muharririmize de yerinde tet- kikat yapmak imkânim hazr- lamıştır. Burada ev ve apartıman yaptıranların birçoğu toprak al- tında gömülü duran bu hazine- leri tahrip etmiştir. Yalnız yeni | bir apartıman kuran doktor Ali Rıza Bey, apartımanının altına tesadüf eden saray kısımlarını tamamen temizletmiş ve bir müze hâline koymuştur. Burada yedi sekiz koridor, birisi Sulan Ah- met umiiııe ve birisi de Ayasof- ! yaya doğru uzanan iki yeralti yolu da keşfetmiştir. Burası Marmaraya, Adalara, Kadıköy sahillerine ve Boğaziçine hâkim olan İstanbulun en güzel bir yeridir. Vaktile bir Alman grupu burada bir otel ve gazino yapmak için bu yere 60 bin lira vermiş ve fakat Belediye sat- " mamıştır. Muharririmize rehberlik yapan Muhafaza Müdürü Hasan Bey bu yer hakkında şu şayanı dikkat malümatı veriyor : — Buraya hergün seyyahlar geliyorlar. Ben (Iisan bildiğim için bunların konuştuklarını ar- hyorum. Hemen hepsi de bu kıymetli eserleri ihmal edişimiz- den ve bir mezbele haline koyu- şumuzdan şikâyet ediyorlar. Bu tarihi yerler her nasılsa hususi ellere geçmiştir. Belediye ve Müze İdaresi burasına vazıyet ederek bu tarih yadigârlarını mahvolmaktan — kurtarmalıdırlar. Hatta Belediye ve yahut Müze burasını - temizletir ve bir müze baline korsa ziyaretçilerden ala- cağı duhuliye ile kendilerine bir varidat membaı da temin etmiş olurlar. Belediye buraya seyyah- lar için bir otel de yaptırabilir. Bu kemerlerin —üstüne — çok güzel yazlık bir gazino da ku- ml ilir. ,, eee — —a Amerika Zengınlerı Hep Böyle Garip Midir? Aslan Avı Meraklısı Bir Zengin Bir Macera Peşmde Dolaşıyor Amerikanın Sen - Lui şehrinde son derece zengin Rayt isminde bir manifaturacı vardır. Bu ada-, mm küçüklüktenberi yegâne emeli Afrikaya giderek aslan avlamaktı, Rayt bugüne kadar bir fırsatını bulup Afrikaya gidememiş ve bunun için son derece üzülmiye başlamıştır. Fakat Raytin dostla- | rından biri ona şöyle bir tavsiyede bulunmuştur : “ Azizim, şimdiye kadar Af- rikaya gidemedikten sonra şim- diden sonra hiç gidemiyeceksin. Aslan avlamak için bence Afri- | kaya kadar gitmiye de hiç lü- zum yoktur. Mademki muhakkak | arzunu yerine getirmek istiyorsun, hayvanat bahçelerinin birinden bir veya iki aslan satın al, bun- ları malikânene kadar — kafes içinde götür, sonra serbest bırak ve teker teker avla. ,, Rayt, dostunun bu fikrini doğ- ru bulmuş ve derhal adamların- dan bir kaçını göndererek o ci- warda dolaşan bir sirkten iki as- lan satın almıştır. Satın alınan aslanlar kafes içinde Raytin Mis- sisipi civarındaki — malikânesine getirilerek geniş korulukta - ser- besl bırakılmış, Rayt, birkaç dos- tu ile beraber aslanları takip et- miye başlamıştır. Bu civarda otu- | ranların ekseriyetini zenciler teş- kil etmektedir. İki aslanın bu ci- | varda serbest bırakıldığımı haber | alan zenciler telâşa düşmüşler ve derhal hükümete müracaat ede- rek, bu vahşi bayvanların — telef edilmesine mâni olmak için Ray- Garip zengin Mister Rayt tin hareketinin — mennedilmesini talep etmişlerdir. Fakat Hükü- met zencilerin taleplerine ret ce- vabı vermiştir. Rayt ve arkadaşları günler- denberi aslanların ardından koş- maktadırlar. Fakat zenciler de aslanların peşinden giderek garip garip sesler çıkarmakta, aslanla- iytin ve arkadaşlarının tü- fekleri önünden kaçırmaktadırlar. Bu sebepledir ki Rayt ve arka- daşları aslanları henüz avlıyama- m:şlardır. Profesör Wartayan Ef. Di! mütehass sı Agop Marta- , 500 sayfatk bir ması için Mnarif Ve- fından tahs sat verile- cektir.