SON POST O Vakitlerde İstanbulu Haraca Ke- senler Nasıl Adamlardı, Kimlerdi? Para Vermediği İçın Kuyumcunun Başına Neler Gelmişti? Müuharrirl X4 Her Hakkı Mahfuzdur l SOğLa Fehim Paşa, — Abdülhamitten mühim miktarda tahsisat — alır, bunun bir kısmını kendisi sarfe- der, diğer kısmını da avenesine dağıtırdı. Fakat bu para kâfi gelmezdi. Buna binaen, Beyoğlunun bek- libaşlı yerleri, haraca kesilmiş- ti... Bu gibi işleri idare eden (Süreyya) her ay bir liste tan- zim eder, meyhane, umumhane, kumarbane gibi mahallerden en yüksek kuyumcu — dükkânlarına varıncıya kadar muntazaman | 0c- ra tahsil ettirirdi. Bazan da bü- yük zenginlere haber gönderilir, ( şu kadar paraya ihtiyaç vardır. Yirmi dört saate kadar bunu ver- mezseniz, siz bilirsiniz) denilirdi.. Bu parayi muayyen zamanda ve- rönler, âdeta bu şebekenin hima- yesine mazhar olur ve korkusuz bir surette yaşarlardı. Fakat ver- miyenler, artık rahat ve huzura hasret — kalırlardı.. En — hafil ceza, — hipopotam derisinden yapılmış bastonla —dayak ye- | mekti. Eğer ceza teşdit edik mek — İâzımgelirse, o adamın karısının veyahut kızının taarruza duçar olması, işinden gücünden olması, hatta akla ve hayale gel- miyen bir kulp takılması” muhak- kakti... Büyük mağaza sahipleri, bu gibi talepleri kabul etmekte asla tereddüt — göstermezlerdi. Çünkü (Büyük Efendinin - yani Veliahdin - adamları, falan ma- gazadan alış veriş ediyorlarmış) | diye bir şayia çıkarmak ve bir iki gün de o mağazanın önünde, kırmızı fesli, bir adam dolaştır- mak, o mağazanın bütün müşle- rileridi dağıtmıya kâfi gelirdi. Para vermiyenlere, bazan da daba ağır ceza tertip edilirdi. O tarihte Galatada Borsa Han- nın kapısına muttasıl bir dük- kânda zengin bir kuyumcu vardı. Bir, gön kuyumcu işile, gü- cile meşgul olürken içeri bir adam girdi. Yanına takarrüp etti: — Süreyya Bey mahsus se- lâm söyledi. İki bin lira kadar bir paraya ihtiyacı varmış. Bu akşam ( Galatasaray ) daki oda- B7 sında sizi bekliyor. Dedi... Kuyumcu şaşırdı ve sordu: — Süreyya Bey kim?.. — Allahallab... Süreyya Be- yi bilmiyor musun yahu.. Fehim | Paşanın adamı... Kuyumcu orta — parmağının tırnağile alaını kaşıyarak cevap verdi: — Tanımıyorum.. Hem böyle bir efendi ile alış verişim oldu- | ğunu da hatırlıyamıyorum, Yan- hş olacak. Dedi ve işine Parayı istiyen de: — Pekâlâ... Diyerek çıktı, gitti.. Kuyumcu hiçbir kimse ile hiçbir. pürüzlü devam etti. | | kostrasa, 20,5 konferans, | repten nakil, işi olmuyan temiz ve ııııııuıklr bir adam olduğu için akşama kadar işile meşgul oldu. Akşam, muayyen zamanda — dükkânını kapadi. Evine gitti. Her türlü endişeden azade bir haide miüs- terihane — yattı... Lâkin, gece- yarısına doğru kapı — çalındı. Adamcağız yatağından kaldırıldı. ( Dükkânının ve kasasının anah- tarlarını hâmilen ) soluğu, Beyoğ- la Mutasarrıflığının alt katında, sol taraftaki dar ve karanlık | koridordaki ikinci odada aldı. Kapıdan içeri girince, ayakta | durarak masaya dayanan, cılız ve mariz çehreli, fesini sol tara- fiına doğru yan giymiş, ince sesli, Yahudi şiveli bir adamla karşı- | daştı. Bu adam, ( Süreyya ) idi. Süreyya, derbal emir verdi: — Götürünüz bunu Voyvada | karakoluna.. Oradapn alınız birkaç Arayınız dükkânmı., Fa- ml memurlar, dükkândan ie irmesin ha... ANDRE KADININ Mümeasilicri Nüveten? 3i — Birinci OPERA SİNEMASI “Sefiller mübdei HENRU F YEMİN Fransızca sözlü ve şarkılı filmi ile başlıyor. BURGERE FEND Vranaiz komedi ve balkon SÖ— Hususk 75 kuruştur Süreyyanın emrettiği şekilde kuyumcu, Voyvada karakoluna götürüldü. Birkaç resmi memur alındı. Dükkâna gidildi. Dükkân açtırıldı. Taharriyat yapıldı. Sıra kasanın aranmasına geldi. Ku- yumcuya kasa açtırıldı. İçindeki defter ve kâğıtlar çıkarıldı. Bun- lar tetkik edilirken, mur olan adamın cebinden çıkar- dığı birkaç kâğıt bunların arasına karıştırıldı. Ve sonra: ÇArkası var ) Şehrimizde oynamış ve İstanbal halkınca pek Fransız tiyatrosunda iyl tavınmış olan ELVİRE POPESCO öalmüzdekl Perşembe akşamı VARŞOVALI YEGENİM Fransızca sözlü ve şarkılı şiir ve aşk filmi ile ARTİSTİK SİNEMASINDA yeni mevsimini küşat edecektir. ; balkon otöyler a mevsiminc LS(.OUR'I un meşhur MADELEİNE — RENAUD 2KEĞİ YENDİ vo ee rerrAAAAAALARAA ..........ı———oooo—.—o.o.oş.ş....ş.... . * e... çi E$ arisseru 13 Eylül Salı İstanbul -© (1900 metrel 18 ork .-. eatra Manon. mefon Ho kreş — (861 metre) 90 Tadı 20,45 şarkı konseri, Me'grat konseri, 21 — ( 429 matre ) 20,80 minolon, 21,80 Zag Çigan örkestrası. RADYO ; OE eee dS ee B ada Sa lin a ee a ea SN | iyazi Bey ile arkadaşları, | 80 gün haberleri ve | * * 14 Eylüi Çarşamba İstanbul — (1200 metra) 18 gramo- fon, 19, kışim alaturka, - 20,5 raş 0,5 hi :iıll.'k B ikotof 81,15 Cello koz Belgrat — (489 metre) Tivya köonaeri, 21,10 kom orkostra, 22,00 —Kavaliera oparası. Roma —( M0 metzo ) 21 gramolan, 21,15 doktenun tavaiyeleri, 21,4ö İtal- 21,30 Rustikana | yan operalarından alıumıiş parçalar. Prağ —( 453 motce) 20 Brüno'dan | nakil, 20,85 Trio, Ru& havaları, 21,06 komah könseri, 21,50 iki kişilik ko- medi, 99 örkestra, Viyana ,20 konlerans, şam haberleri, yarçalar. 500 metre) 20 foni, Sirana'dan * Fransızca ra Uigan Peşte g1 studyoda kom ders, örkestrası. Varşova — (1411 metre) 20,2 telif parçalar, radyo g Kötiteri. Berlin —( 1685 motre ) 21 radyo konsori, 21,45 Meb'na isminde üç per delik bir komedi, 23 ınııotqı. BET metre ) SOLM sen- | sönra şarkı, | Prag — tralı Geheim Vly:nı — (BİT metre ) 91 Siraus konseri, £0 akşam haberleri ve Çigan orkesirası. Peşte könseri, (488 metre ) 20 tiyatro ha- 20,20 oparadan — nakil, Das ( motro 550 ) 20 İtalyan 20,5 Mosulini hakkında bir konlerans, 31 kemâü, konderi, 22,45 caxbant Varşova— ( 1411 motre ) 20,8ö Rad- yo gazetesi, 21 Kora wlu'ırı, 21,60 keman kongeri, 29 dans havaları . Berlin —— (1035 metre) 21 Viyanadan maklen Straus könseri, tetkike me- | l | tanbul | adedi Münir Nııınuııı Bey | ıbuldı yüksek kürgir binalar, [ Çok Eski Devirlerde İstanbul -| İsyandanKorkanPadişah- ların Garip Fermanları Bir Zamanlar İstar.ıbulda Kârgir Bina Yaptırmak Yasak Edilmişti Ha Eski İstanbul manzaralarından; Aynalı Kavak Ortazaman — ve yeni devir tarihi, İstanbul kadar yangınların tahribine — uğrıyan hiçbir şehir kaydetmer. İstanbulu böyle yangın ejderinin ağzına sayısız defalar sürükliyen başlıca sebep te güya zelzele korkusudur. Orta devirde zelzelelerle sık sık sallanan Bizansın sakinleri, binalarını ahşap olarak yapmayı tercih etmişler. Ayasofya (1400) senedenberi dört beş defa zelze- leden mütcessir — olmuştur. — İs- Osmanlılara — geçtikten sonra nüfus eskisini dört mislini bularak 600 bine çıkmış, bina de bu nispette- artmış olduğu için İstanbul daha sık ve müthiş — yangınlar — geçirmiştir. Fatih devrindeki İstanbul yan- giınlarını tarih pek iyi tespit ede- Yalnız Kanuniden sonra miyor. yangın — tehlikesine karşı bazı tedbirler — alındığı — görülüyor. Ufak, tefek yangınları saymazsak en kalabalık ve sık mıntaka olan Cibaliden başlamak şartile İstan- | bul 127 sene içinde 10 defa baş- | tanbaşa tamamen yanmış ve ye- niden yapılmıştır. Tarih ilk muazzam yangının Dödüncü Murat zamanında (H | 1043) senesinde Cibaliden çıktı- ğını ve ondan sonra da kısa fa- sılalarla şehri yalayıp yuttuğunu kaydediyor. Vilâyet Mektupçusu | Osman Beyin tespit ettiğine gö- re İstanbul 1043 ten 1269 tari- hine kadar geçen 127 senesi içinde (209) ve 1270 den 1324 | Meşrutiyet senesine kadar da (54) sene içinde (229) yangın felâke- tine uğramığtır. Divanı Humayun mühimme defterindekl (1131) tarihli bir vesikada yangın felâketi şöyle anlatılıyor: “Bundan evvel İstan- geniş avlulu ve bahçeli birçok muazzam — saraylar olduğu - için yangın set ve sühuletle söndürül- mesine sebep oluyorlardı. Sonra- ları- bazı kimseler ve - bilhassa yapıcı kalfaları peyda oldu. Sa- rayları ve arsalarını birer suretle ellerine geçirdiler. Bunları yıka- rak tahtadan çörçöp binalar yap- tılar ve yangınların çoğalmasına sebep oldular.,, Saray israfı yüzünden İstan- bul fakir düşünce hükümet tahta bina inşasını büsbitün serbest bırakmıştır. ( 1270 ) tarihine ge- linceye kadar İstanbulda iki kişi yanyana serbest geçebilecek ne bir sokak ve — meydan, ne de — bir allenin —iki batın çocuğunu — barındırabilecek -sağ- lam bir bina vardı. Bir aralık Istanbulda mesken buhranı ve hayat pahalılığı okadar artmış- tı ki buna ilm! ve ameli çareler bulamıyan padışablar İstanbuldaki taşralıları memleketlerine — sür- dükleri gibi (1160) tarihinde de bir (Çift bozan) kanunu yapmış« lar ve güya Anadoluda ziraati himaye kaygusile yapılmış hissini vermek için de Anadoludan çifti- ni çubuğunu bozup - İstanbula gelmek — isteyenlerden ağır bir ( çift bozan vergisi ) almışlardır. 45 senedenberi terkosun ya- kıp kavurduğu İstanbulun - eski- den de padişahların zalimane fermanları — yakıp kül etmişti. 1242 tarihinde — neşredilen ihtisap nizamnamesinde — şehre Arnavutlarla Kürtlerin sokulması kat'I surette — menedildiği gibi şehirde kügir han yıpılnıuınıdı müsaade edilmemişti. Taşralı bekârlar — eskiden handa — otururlardı. — Zulümden ve sefaletten bıkan bu adam- ların bir gün isyan etmeleri ihti- mali nazarı itibara alınarak bun- ların kârgir binalarda oturmala- rına müsaade edilmezdi. Dük- kânların kârgir olması da padi- şahların işine gelmiyordu. Çünkü bütün esnaf Yeniçeri teşkilâtına mensuptu. Bir gün bunların kazan kak- dırarak kârgir binalara sığınma- larından — korkuluyordu. Bunun için de eski İstanbulda dükkânla- rın kârgir yapılmasına kat'iyyen müsaade edilmemiştir. İstanbulda Müslümanların ve gayri müslim unsurların — yapacakları — evlerin yüksekliği ve şekli de hususl ka- nunlarla tespit edilmişti. Bu kanulara göre gayrimüs- limlerin kârgir ev yaptırmaları kat'iyyen menedilmişti. — Ancak zengin müslümanlar kârgir ev yaptırabilirlerdi. — Müslümanların yaptırdıkları evlerin — yüksekliği (10) ve hıristiyanlarınki de (7) arşından fazla olamazdı. Gayrı müslimler istedikleri yerde arsa ve ev alamazlar va yaptıramaz- lardı. Gayrimüslimler evlerine ha- mam yaptıramaz, su alamaz, de- nize karşı pencere açamazlardı. Bunun için de gayrimüslimler yer kazanmak için evlerinin her tara- fına çıkmalar, cihannilmalar yap- tırırlar ve bu süretle yangin teh- likesini arttırırlardı. — Xf g