BN PAZAR Yeni zenginlerden, C. tramvaya bindi. Kondüktöre bir beş liralık verdi. Kondüktör dört Çantasından çıkardı, say- Bey sordu: Kra geriye — verdi. bozukluk - paraları mıiya başladı. C. — Ne sayıyorsun? — Size doksan sekiz kuruş daha vereceğim de.:. — Ben bozuk para taşımam. Bey Benim kim olduğumu bilmiyorsun | galiba.. Koy çantana defol.. Hasan Bey C. Beyin yanında eturüyordu. C. Bey Hasan Beye döndü : — Benim nasıl bir adam ol- duğumu bilmiyordu. Simdi öğ- rendi.. Hasan Bey hak verdi: — Ben de farkına vardım.. Yanınızdan — ayrılırken batayı 'anlamiş olmalı ki, kendine budala, dedi. İstemek İçin Bir dost Beye yandı: ©o parayı kendi Hasan dert Azizim ben © kızı altı yaptığı | aydır delicesine seviyorum. Evle- neceğim, fakat bir türlü babasile görüşüp İstiyemedim. — Niye istiyemedin ? — Her zaman görmek kolay elmuyor ki: — Büşük bir. adam mı? — Büyük adam olduğundan değil efendim, hapishan Sünnet Hediyesi Hasan Beyin komşusunun ak- rabasından birinin çocukları sün- net edilecekti. Komşu Beyi bulup sordu: — Hasan Bey akrabamdan birinin çocukları bu hafta sünnet edilecek, bir hediye almak isti- yorum. Bana akıl öğret, ne alayım? Hasan Bey düşündü.. — Dar bakayım, dedi, evve- l4 söyle, çocuklar oğlan mı, kız mı?.. — Gürdün mü hazrel b içinde yırtık pırlık gezersin.. Hasan Numara en — gaşırmamak çin vagonun Nu asına — baktı kun Numara t0. Hasan kendi kendinet halde — unülm slasyon — memurtr na sordut — Taze mi diye sormıya lüzum var mi Hasan Bey; bir kere baksana çırpınıyorlar, — Canlı olduğu isin amma hiç taze değlisin |.. Kimseye minnetim yoktur. etendim, Sırtıma hırkamı atip gezerim.. işle benim; Ne olsa etrafa çatıp gezarim.. Âlemde pervasız bak Karada aslanım Ne çıkar hepsi canlı l. tazeliğini ispat etmez ki, sen de canlısın — olar OLA HASAN BEY (l Tehlike Bir »':"-, yaşlıca adam yolda y kızla | üyorlar- Terkos Magi)e:i Eğer senelerdir. onün — için di. . Bir otomobil | edilen inkisarları bir araya top- atle — arkadan enç kızi Hasan Bey atı- di, kizi ya kona kti. Yay kalayıp ida Hasan Beyo nasıl kür edeceğin miyordu Bey kozümın — yül — Hasan dedi, zünden kend nni tehlikeye koy- dün Hasan Bey gül Yok, için kızınk hiç- nelhuz ledi, benim zin yüzünd. bir tehlike ; bekâr da değilim ki evliylim | layıp ucuca bağlasaydık şehir dabhilini dolaşan kurşun borula- rından daha uzun olur; hakkında yazılan yazılar için sarfedilen mü- rekkeple bir değil birkaç tane Terkos gölü dolardı. Etrafı denizle çevrilen, her yerinde tepelerden, taşlardan su fışkıran İstanbulda bir gün ban- yomuzu — doldurup içine girip yıkanmak değil, şöyle üstünkörü yüzümüzü bile rahatça yıkaya- mazdık. Terkos musluğunu açar açmaz bir iki damla sudan- sonra j * glü glü glü ,, diye: — Çok oluyorsunuz, benimle | uğraşmayın. A L ETRAFA ÇATIP GEZERİM denizde kaplan; koradan hem fi Bir ara dalgaya düştüğüm zaman; Vız gelir, sulardan batıp gezerim. P.0. H, B. Şair Hasan Beye hir genç şairden bahsediyorlardı: — Müthiş bir istidadı yazılarını herkes okuyor. Bilhas- var, p ... İ sa sokakta birçok kişi yolunu | bekliyor!.. Hasan B. gülümsedi. — Bekliyenleri tanıyorum, de- onlar şairin perestiş- fenalığını, böyle Üst baş kir ayıplar.. — Aman Hasan Bey sen de benim gibisim.. — Öyle, takat ben yırtık pirtik gezsem de beni ayıplamazlar karımı ayıplarlar.. NO a Teselli Beye Hasan genç komşusu anlattı : — Biz iki kardeşiz, ikimiz de | biribirimize çok benzeriz. Bu yüzden benim başıma bilsen ne büyük felâketler geldi.. Küçükken beraber mektebe | gidiyorduk, ayni sınıfta idik. Bir gün kardeşim hocanm başına mürekkep şişesini attı; ikimiz biribirimize — benzediğimiz — için hokkayı kardeşim attığı halde beni zannedip mektepten kov- dular. Yine kakta kavga etmiş, birini döv müştü.. Dayak yiyen dava etmiş polisler beni yakaladılar. Davacı : — Beni döven bu adamdır, Dedi. Bunun Üzerine hapse atıldım. Daha sonra bir genç kızla sevişmiştik, evlenmiye ka- rar verdik. Kardeşim bunu duy- muş.. Benden evvel davranıp genç kızla evlendi.. Hasan Bey genci teselli etti: — Merak etme, kardeşinden mtikam alacağın zaman inşallah gelir. Günün birinde sen ölüve- rirsen, belki de seni zannederek onu gömerler.. bir gün kardeşim 80- | Dinlemem ftazia lâf Yemadim yiyemam ben asla haram, Kalmasa ne çıkar cebimde param; Evdeki eşyamı satıp gezerim.. | ettim mli meram; nadan, Hırsız Hasan — Beyin evine girmiş, evde ne kadar eşya varsa almış — götürmüştü. — Tahkikata gelen polisler Hasan Beye sor- dular.. — Siz evde “imişsiniz, hiç gü- rültü duymadınız mı? — Duymaz olurmuyum.. — Poki duydunuz. da uiye odanızdan çıkıp hırsızları kaçır- madınız. Yoksa korktunuz mu?.. —Korkmak mı?.. Ben hırsızlar- dan korkmam, odadan çıkmayışı- mit sebebi hırsızlardan nefret | ettiğimden görmek istemeyişimdir. — Hasan Bey, herkes | istikbal için musluklara ko | mül hırsiz. | | | birenin beyazın Demek ister gibi bir ses du- yulur ve artık imusluğu - ister sağa, ister sola bükelim, bir damla dahi su akmazdı. Ölü gözünden yaş terkos musluğundan su!.. Son zamanlarda kendisine bir kibarlık — gelmişti, — evlerin alt katlarına hergün birkaç saat te- nezzülen uğruyor, fakat ihtiyarlı- gından mı nedir bir türlü üst kata çıkamıyordu.İzaz ve ikram etmek için gümüş borular, altın musluklar yapılsa yine nafile idi. Alt kata bile teşriflerini ha- alır almaz bütün ev halkı ardık. Fakat muslukların birinden.. bir Çerkes gelini gibi kırıta kırıta akınca diğer musluklarda yine bir damlasına tesadüf edemezdik; bu yözden, ev balkı kaç defa biribirimizle, — Sen orada musluğu kapa ben açacağım.. diye kavga ettik. Hatta gırtlak gırtlağa geldik. Terkosun fena huylari yalnız kendinde kalsaydı gene taham- edilebilirdi. Fakat arasıra Üsküdar ciheti musuluklarında akan su da İstanbuldaki karde- şinden sirayet eden hastalığa tutuluverip kesiliyor. Tevekkeli: “Üzüm üzüme baka baka kararır!,, dememişler. Birkaç sonra terkosu Be- lediye işletecek ve biz şimdiye kadar bu yüzden başımıza gelen dertlerden kurtulacağız. Fakat yine can çıkmayınca huy çıkmaz dedikleri gibi arada sırada sular kesiliverirse elimiz- den “gölü 'kurusun, — demekten başka ne gelebilir. ber içeraen sod biye