16 Ağüstos Gsrfs *0 TİMURLENK Muharriri : df Xf c SON İPOSTA — | Almanyanı Fakat Meb'usan M * Pa n İstikbali Çok Karanlıktır eclisi Reisi “Alman- Tevel;lî;il Hanım Zamanın Yada Diktatörlük Olamaz,, Diyor Güzeller Güzeli İdi - |/ Sürkü Mecliste Ekseriyet Demokrat Fırkaların Elindedir Bu sebeple fena halde sinirlendi. Kadınları kovmak istedi. Fakat ev sahibi, ikramı reddolunduğu takdirde, hakareti reddetmiş ve aile şerefini muhafaza diğinden tamiri müşkül bir rezalet yukuundan çekindi, ister istemez inkıyat gösterdi, kadınların refa- katini kabul etmek mecburiye- tinde kaldı. Kafilenin başka ça- dırlarda yatan diğer fertleri de ayni suretle izaz edilmişlerdi. Timur, bütün gördüklerini not ediyordu. —Avdetinde esaslı ve etraflı teftişler yaptırmayı, müc- rimleri cezalandırmayı, yolsuzluk- ları kökünden gidermeyi tasarlı- yordu. Baştanbaşa gülşen san- dığı memlekette haylı dikenler bulunduğunu — göziyle — görmek onun hükümdarlık gururunu in- citmişti. Devlet işlerinde - kanaat getirmek için kulağa değil, göze kiymet vermek lâzım geldiğini bir kere daha öğreniyordu. İşte bu mülâhazalar ve duy- gularla yüklü olarak Hızır hoca- nın memleketine vardı. Bir yer kiralıyarak getirdiği malları piya- | saya çıkardı, davullar çaldırıp sürekli reklâmlar yaptırdı, büyük gürültüler kopardı. Yanmda, fu- kara takımının değil, orta hâllile- rin de satın alamıyacakları kıy- mette eşya vard.. Bu ne- | fis eşya, açılıp ta teşhir edi- Hr edilmez kasabada — muaz- zam bir dedikodu koptu, kambur bir bezirgânın hakanlara lâyık eşya getirdiği dillerde dönmeğe başladı. Oranın beyi olan Hızır Hoca, tabiatile keyfiyetten haber | almış ve adamlar göndererek “kervanda neler bulunduğunu tah- kik ettirmiştir. O, yakın bir zamanda impe- ratoriçelik tacını — giyecek olan kızı Tevekkül Hanıma çeyiz ola- rak bir şeyler ve çok şeyler al- mak istiyordu. Binaenaleyh kafile reisile çarçabuk münasebet tesis etti, kendisini evine çağırıp ye- mek yedirtti, iltilat etti ve söz arasında münasebet düşürerek karılarile kızının getirilmiş olan eşyayı görmiye geleceklerini söye ledi, Tiümurun istediği de zaten bu idi, Hızır Hocanın verdiği haberi sevinçle karşıladı, mallarını asil hanımlara feda edeceğini bildirdi SON POSTA a v' Hati Wdarg; — istanbul: Eskl Za Çatalçeşma sokağ: Telefon İstanbal - 20203 Posta kutusu: İştanbul - 741 Tolgrak: lstanbul SONPOSTA Yevmi, Siyası, Hava l ' 3 ABONE FiATİ | TÜRKİYE Eecneb 1400 Kr. 1 Sena V'J:—n Kr. 7b0 » & Ay 403 » 40 » 3 » BÜ » BU » ** v . | Gelen evrax geri verilmaz. ı mos'uliyat va altnmaz 6 kurajlak abr 2V kazimytar. | | | eylersiş | medi. olmak için silâha sarılacağını söyle- | ve kendisine de hürmet ve mu- habbet nişanesi olarak güzel bir hançer hediye etti! Beklenen ziyaret çok gecik- Bir gece bir tahtırevan, ve beş kadının içeri görüldü. Bunlar Hızır haremleri ve biricik uydurdu girdiği hocanın kızı idi. Timu, asil misafirlerini kapı- dan karşıladı, önlerine düşerek eşyanın teşhir. edildiği odalara götürdü. Yanında arkadaşlarından kimse yoktu, kılavuzluğu tek ba- şına yapıyordu. Hanımlar, saçı ve sakalı kmalı aksak bir kamburun mecbudiyetini — mühimsemedikle- rinden yüzlerini açmışlardı. Ku- maşların, halıların ve mücevhera- fin önünde uzun uzun durarak tetkikler yapıyorlar, fikirler teati ediyorlar, —münakaşalar yürütü- yorlardı. ÂAra sıra ev sahibine de hitap ederek izabat alıyorlardı. Mütefekkir imperator, basit bir satıcı gibi onların sorgularına cevap veriyordu. Her malın ne- reden alındığını, kaça mal olup kaça satılmak istenildiğini yoruk maz bir talâkatle — anlalıyordu. Ayni zamanda Tevekkül Hanımı da derin derin süzüyordu. Kız, hakikaten eşsiz bir sabate malik | değildi. Gerçi, yobazların dediği gibi güldükçe yüzünde gül açılır yordu. Lâkim yanakları her gük den daha renkli ve daha cazibe- liydi. Gözlerinde ğ dğkülmediğîne :np;:h):.lı:lç:. hİ—ll-.ıl kin o gözler, bizatihi birer siyah inci idi. — Dudaklarında hiçbir çileğin — taşıyamadığı bir — şekil vardı. Gerdanında nür mefhumu- nu karartan bir beyazlık uzanı- yordu. Endamı, akı! alıcı bir za- rafette idi. Konuşması, yüreklere baygınlık getiriyordu. Ulcay Hatundan Turhan Hatu- na kadar bütün eski güzellik kraliçeleri, Semerkant sarayının göz kamaştıran hatunları Tevek- kül hanımla müsabakaya girişe- mezlerdi. Onlar çok sönük ve bu Moğol kızı pek - ihtişamlı idi, Mümkün olup ta hepsi bir araya getirilseler Hızır Hocanın yavrusu hakiki bir ay ve öbürleri nihayet birer yıldız vaziyetinde kalacak- lardı. Timur, seri fakat derin bir mukayese ile bu neticeye erdik- ten sonra Moğol güzeline s0- | kuldu : — Elendim, dedi, bir şey be- ğgenebildiniz mi? Hoşunuza giden eşya var mı ? Kız, bir top frenk dokuma- | hıi]'âıl:ir gerdanlığa gözlerini kap- — Bunları beğendim, babama söyliyeyim de pazarlığını yap- tırsın. Başka bir şey hoşunuza git- medi mi? — Eşyalarınızın hepsi güzel, hepsi seçme. Fakat gözlüme en çok bunlar hoş göründü. — Gelin olacak bey kızları daha bol iştihalı olmalıdır. Moğol kızı kızardı, hanımlar- dan onun annesi olan kadın muğ- ber bir sesle söze karıştı: — Siz kızımın gelin olacağını ne biliyorsunuz? Haydi öyle bir kuruntuya düşseniz bile toy - kız- | lar yanında düğün lâfı, dernek | horatası yapılır mı? ( Arkası var ) Almanyanın geçirdiği siyast hüdi- selere dair Meb'usan Meclisi Reisi M. Löbe bir tahlil yazısı yazmıştır. M. Löbe sosyal demokrattır, yani - tol cenahtandır. Bu itibarla gerek Hitlerin ve gerek Hitlere müzahir her kuvvetin pronsip itibarile muarızıdır. Tahlilini, bu hakikat hatırda tutularak okun- mak Matmdır. Esas itibarile M. Löbo, vaziyeti, gayet esaslı ve derin bir gözle görmektedir. Merkext Avrupanın vaziyetini teşrih etmiş olmak için bu yazıyı nakladiyozuz : “Bir hakikati inkâr etmek gülünçtür: Gerek Alman Cüm- huriyet hükümetinin Prusya işle- rine karışması, gerek son inti- habatın neticesi, Alman sosyal demakrasisine sert bir darbe indirmiştir. 31 Temmuz gününün intihabat rakamlarını ele alalım : 13,7 milyon müntehip, bir ne- vi faşist diktatörlüğü için rey vermiştir. 5,3 milyon insan da nev'ima bir Sovyet hükümeti istiyor. 2,1 milyona gelince; bun- lar da meşrüti - hükümdarlığa taraftardır. Bunlara karşı 15 milyon müntehip mevcuttur. Ve cümhuriyet içinde demokrasi ve parlâmantarizm usulünün terke- dilmemesine taraftardır. Bu kütle bir ekalliyet olduğunu bilmekle beraber — hasımlarınım — biribirini ifna etmelerinden dolayı zâfının küçüldüğünü görmektedir. Demokrasi düşmanı olan bu | fırkalar ayrı ayrı. ele - alındıkları | takdirde parlâmanlarizime taraf- tar olanlardan daha az azaya | amalik bulunmaktadırlar. Diğer | taraftan şunu da — unutmamak fırkalar, birtakım umumi ve ik- tısadi zaruretlerden dolayı kendi mezarlarımı kazmadan cebir ve şiddete müstenit herhangi bir tecrübeye kalkışamazlar, Sağ — cenah — müfritlerinin | demokrasi aleyhine müteveccih olabilecek açık bir — hareket- leri sol cenahın öyle şiddetli bir mukabelesini — davet — edecektir ki, icra —kuvvetinin — bizzarur bu teşebbüse karşı her vasita ile mukavemet etmesini icap etti- recektir. Kabine azasının bu hw sustaki muhtelif beyanatı nazan- dikkate alınırsa, hükümelin buna | kat'i karar vermiş olduğu derhal anlaşılır. Cümhüriyet Başvekili M. Fon Papen, Stütgratta toplanan Cenubi Alman hükümetleri — nazırlarına lâzımdır ki, cümhuriyet düşmanı | | rından verdiği teminatta, — intihabattan sonra dahi Almanyada diktalör- Nük ilân edilmiyeceğini bildir- miştir. Fakat bir temerküz hil- kümeti teşkili ihtimalinden bah- setmiştir. Bu söze itimat edile- bilir.. Çünkü Kanunu Esasinin tadili üçte iki ekseriyet nisabı ile yapılabileceğinden, zayıf bir ek- seriyet kararile bir diktatörlük ilâm “meşru, addolunamaz. Cebirle tesis edilirse, derhal akamete uğrar, Görülüyor ki domokrasi düş- manlarının bugünkü Alman reji- mini değiştirmelerine imkân yok- tur. Acaba, bir, temerküz bükü- meti teşkiline — veziyet müsail midir?, Pı;lımımuimı rejimine kâfi derecede devamlı bir temel kura- bilmek için siyasi grupları bir araya toplıyıbilmık_mııeleıı ise bir hayli güçtür. Çönkü: Böyle bir teşekkülün — derhal vücut bulabilmesi, Meb'usan Meclisinde kâfi —ekseriyet temin — edecek ve milliyetperverler dahil veya hariç olduğu halde mühim teşrii faaliyetleri yürütebilecek bir Hit lerciler merkez fırkası anlaşması lâzımdır. Halbuki bu fırkaların arasında büyük siyasi fikir farklarını te- barüz ettiren © derece şiddetli münakaşalar olmuştur ki tabiye ve — programlarından — birtakım mühim noktaları feda etmeden anlaşamazlar. Hitlercilerin son intihabatta ——— Yaz Balos Hilâliahmer Yat kıüpte Bir Balo Verecek Her sene yaz mevsiminde verilmesi mutat olan Hilâliahmer balosu bu sene de bu ayımn 25 inci perşembe akşamı Büyükadada Yatkulüpte verilecek, Baloya M. Meclisi Reisi Kâzım Paşa riyaset edecektir. Şehrimizin en maruf simala- müteşekkil bir heyeti tertibiye bir haftadan beri balo- nun mükemmeliyetini temin için meşgül — olmaktadır.. Bu sene biletlerin fiati erkekler için iki ve hanımlar için de bir lira olarak tesbit edilmiştir. Bostancıda Spor Bostancıda bundan on sene kadar evvel teşekkül eden İdman Birliği klübü son günlerde daha esaslı bir şekilde spor faaliyetine girişmiştir. Birçok klüplerle ya- pılau muhtelif maçlarda Bostancı gençleri galibiyet temim etmiş- lerdir, Almanyada son hâdiselerden; Meb'usan meclisi önünde askeri bir nümayiş manzarası adeden kazandıkları muvaffak- yet üzerine böyle bir anlaşmaya yanaşmaları — şüphelidir. Hattâ, yapacakları feâklrhlı o kadar büyük olabilir ki devletin şek- lini değiştirmek — hususundaki gayelerinden — bile vazgeçmeleri lâzım gelebilebilir. Vaziyeti yürütmek için müm- kün görünen bu yegâne anlaşma çaresi mümkün olmazsa, fırkaların haricinde ve üstünde bir hükü- met teşkili tecrübesine baş vuru- lacaktır. Böyle bir - hükümet, muhakkak ki sağa — meylede- cektir. Fakat in — ya- ni milli sosyalistlerin prensipleri ne bağlı bulunmıyacaktır. Bu takdirde ya Rayhştağ Meclisinin arzusile ve muayyen bir zaman için ondan tam salâhiyetler ala- rak Meclisi tatil edecek, yahut ta Rayiştağın icra işlerine müdahale nisbetini tahdit ederek çalışacak- tır. Bazı emareler, bu ihtimalin içtinabı mümkün olmadığını gös- terecek kadar sarihtirler. O vakit hukukşinaslar için geçilmesi demokrasiyi ihlâl de- mek olacak hedudü tayin ve alınacak kararlarda — maşruliyeti baltalamadan zevahiri kurtaracak formülleri bulmaktan başka çare kalmıyacaktır. Bundan bilistifade bazı siyasi şahsiyetlerin intihabat — usulünü değiştirmek istemeleri ve intihap dairelerini yeniden tensik etmeyi düşünmeleri - varittir. Bu cümle- den olarak müntehiplerin asgarl yaş haddini 24 e çıkarmak ta mutasavverdir. Fakat bu tedbir bazı müşkül- ler doğurmaktan hali kalmıya- caktır. Çünki bu bal, kanunu esasinin — tadilini icap eyliye- cektir. — Hayatiyeti haiz — bir meclis teşkil — edebilmek — için küçük intihap dairelerinde veri- lecek reyleri namzedin - şalhsına tâbi tutmak ve meb'us adedini (600) den (400)e indirmek daha kolay bir tedbirdir. Gözden geçir- diğimiz muhtelif şekiller arasında Vaymar Kanunu Esasisinin sarahati ni ehemmiyetli surette ihlâl eden kısı ııhrı vardır. Fıkit bıın!şıdl:u_ içbiri İtalyan veya Rus rejimleri :;Ğlimuı idare tesisini istihdaf eden teklifler kadar mubataralı değildir. Demek oluyor ki Alman parlâmantarizm makinesinde bir değişiklik yapılması beklenebilir. | Fakat onun yerini hiçbir. dikta- törlük almıyacaktır.,, Löbe a Alman Meclisi Neb'usun Reriat X