13 Teummuz — e— Te İM SON POşTA_» Muharriri: x4 ö #öitüe —e K Timur, “Delhi Yanıyor!,, Haberi Üzerine Birdenbire Yerinden Sıçradı Delhi, Bir Tarih Kitabı Gibi Varak Varak Yanıyordu | İşte bu düşünce ile Timur, Süvarilerini koşturdu ve beklen- miyen bir zamanda Delhi kapıları önüne geldi. Asıl ordu geride, ilometrelerce uzakta idi. Büyük tmandan, Delhi kalesinin ıu_nkl- Vemet edeceğini umuyordu. Fakat böyle bir ihtimalden sıkılmıyordu ünki ordusunda her türlü mu Asara âlet ve vasılaları yardı. Delhiyi değil bütün Hindistan elerini — süratle iskat etmck_ Şarelerine — malikti. Elverir ki Meş'um sihirbaz, kalabahğa kari: HP Savuşmuş olmasın. İşte bu düşünce - ile l“'f &diyordu ve şehrin önüne gelir mez — süvarilerini — çevreleme Yayarak herhangi bir ferdin ka- ilen Çıkmasına müâni olmak is- temişti. Binlerce süvari bu vazi *Yyi mükemmelen ylPlb'h'd" Kaleden bir kuş bile artık uçar » Uçurulamazdı. Timur, sık> bir teftişten sonra kurduğu — tarassut — şebekesinin "â&mlığmı itimat geürdid ve at nde taşınılıp sayvan dep küçük bir :ıdıı': girdi, bn_yfıcelıı Post — üzerine gelişigüze Uzandı Hep o sihirba düşünü- Yordu ve yeni esirler rüyerek '—eım'kle olan ordu:—0 bek- Yordu. ibiyet har- galibiyet ! © ği düşünce- Zafer neşesini, Zim ve Delhi gibi bir kaleyi ::çîl'mek imkânının d *vinci unutarak bütün . Sini çıplak — Hintliye — basretit olan Cihangir, — acaba pasıl ı; Maksat güdnyordıı?.. Ğ Bullubu- dakikada belki kendisi de Miyordu. — Yalnız Delhiyi — Sa- plerine bağışlamak bıl_ns_lnl D herifi yıkılımnk.ııtıy K © emel, ruhi bir ihtiyaç h:ıı.ı de cihangiri tahrik ve tel ıî'ıç tdiyordu. Ömrünün hemcıık e: günü bir macera taşıyan b:î imur, hiçbir hâdise Ve Z ile önünde bu kadar hey.ecın |:iy- Mamıştı, sayısız ııfcrl?nndeıı eıç; biri de çıplak, Hintliyi tekrar geçirdiği anda elde edeceği hazzı Ona vermemişti. Timur, uzandığı hep bu hulya ile adamlarındanbiri - içeri telâş ile haber verdi: — Delhi yımyorl ç Aksak cihangzir, ını.lol.ıye(m c? beklenmiyen bir çeviklikle doğ rularak sordu : — Yamyor mu? post üstünde “i"prkeıı i girdi ve — Evet, — yanıyor. Alevler: gökyüzünü yalıyor. Â dakika sonra yine at üzerinde idi, davul çıldırırı.k askerlerini toplanmıya davet ed'ı- yordu. Büyük şehri ihata el'mıı olan süvarilerin bu davete İcâ> betle cihangirin bulunduğu noİ.(- için uzunlAa bir geliyordu. Timur iki taya gelmoleri taman geçmek lâzım : O vakite kadar Timur,sessiz bir temaşa- ile müthiş yangına baktı. Delhi ateşe atılan bin!erce yanıyordu . ve yüzlerce rak varak her yanan — varakla, Y,."ı_k mazi hatıraları kül olup gidi- yordu. Bütün şehir, kızıl duman içinde idi. Kalenin kuleleri - ve duavarları, bu — duman arasında bazan görünüp bazan görünmer oluyordu. düşünceli Timur, düşünceli ğ 3 erken bir- maşasında devam ed :'!e:nbiş:o kaşlarını çattı. Bîr u_ol(ıt:ı dikkatini tahrik elınişliî şemıhk! Evet. Şu yanan şehir, içine kun- dak sokulmuş - 1ssız bir. orman sükütu — taşıyordu. Alevlere ne feryat, ne vaveylâ kırı.şıyordı.ı. Sanki yanan mesküön bir şehir değil de bir mezarlıktı, o derece derin bir sessizlik vardı. Acaba Delhi, boşaltıldıktan — sonra mi ateşe verilmişti ? Eğer bbyleuuı: çıplak Hintliyi elde etmek müm kün olmuyacaktı ! bu Aksak cihangir yalnız ___,_.'-!F' Bütün Servetini Hayvan- lara Terketti Servetini hayvanlara veren milyoner kadın Paris ( Hususi )— Zengin bir kadın geçen sene Pariste müs- temlekeler sergisini gezerken hay- yanat bahçesinde kalın parmak- hıklı yuvaların içinde kudurmuş gibi çırpınmakta ve oraya buraya saldırmakta olan arslan ve kap- lanları — görünce çok acımış, ve onların vaziyetlerini ıyılthıııek için çalışmaya — yemin etmiştir. Bir müddet evvel zengin kadın ölmüştür. Birkaç ay sonra vasiyetname açılınca kadının iki milyon_ franga baliğ olan servetinin kâmilen as- lanların, kaplanların ve zürafele- rin vuiyeîlerinin daha iyi bir şekle konulması için hayvanat bahçesine terkedilmiş — olduğu bayretle görülmüştür. Mirasçıların itirazları Üzerine hükümet bu #asiyetnamenin mu- teber olup olmyacağını - tetkik noktayı düşündü ve bütün süva- rilerin — toplanmasına tahammül edemiyerek emir verdi: — Hücum kapılıra hücumt Şimdi atların| bir tarafa bıra- kan asker, balta ile topuzla ve hatta kargı ile kale kapıları- ni kırmıya, merdivenler kurup savaşıyordu. dıvarları — aşımıya Alevlerin kucağında kızarıp — ka- | raran kale bu hücum altında ya- narken döğülen bir göğüs gibi hüzünlü bir manzara teşkil edi- yordu. Bir, iki ve belki üç saat | devam eden hummalı bir tazyik- ten sonra kapmin - biri kırıldı, başta Timur olmak üzere süva- | se de, kuman “maktop Gdbdl riler şehre girdi Hayret !.. Ne sokaklarda, ne evlerde bir canlı mahlüka tesa- düf olunmuyordu. Koca Delhi, ateş almış bir yuva gibi yalnız yanıyor ve yalnız ateş püskü- -| rüyordu. Ateş te, kan gibi muharipleri şevklendiren bir zafer remzidir ve orta zaman muharipleri mu- zaffer kılınçlarının yarattığı kan kendi derelerinde kudretlerini toprağın göğsüne işliyen pembhe | bir yazı gördükleri gibi, şehirlerin | yanmasında da ayni kudreti se- malara tebliğ eden kızıl bir işa- ret sezerlerdi. Ayni hazzı yir- minci asır muhariplerinin de duy- madıkları ne malüm?.. Eğer kan we ateş, hâlâ ve hâlâ insan gay- zını tefrih eden bir şey olma- saydı harp vesaiti yapan fabri- kaların yerinde mektepler vücude gelmek lâzım gelirdi. Mademki © fabrikalar vardır. ve onların bacalarından fosur, fosur duman çıkmaktadır. İlk ve orta zaman muhariplerinin duyguları da henüz yaşıyor demektir. Timurun askerleri, ateşte gez- diği masallarda söylenen semen- derler gibi kısmen yanmış ve kısmen yanmakta bulunmuş olan evlerin kızıl yaralarla bezenmiş göğüslerinde gözlerini dolaştıra- rak ıssız sokaklarda at koşturu- yorlar, bizzat cihangir de ayni geyi yapıyor ve hedefsiz bir ce- velânla dolaşıp duruyordu. Bir aralık Delhi Sarayını, milyarlar kıymetinde — hazineler — saklıyan © meşhur servet kaynağını, hatır- ladı, oraya gitmek istedi. Şayet © hazineler merkezi de yanıyorsa askerlerini saldırıp yangını sön- dürecek ve milyarları heder ol- maktan kurtaracaktı. Lâkin dudaklarına kadar gelen emri tefevvüh edemedi, daha doğ- rusu ağzı açık kalıverdi. Çünkü aradığı ve ele girmesini yakıcı bir iştiyak hâlinde isteyip durdu- gu çıplak Hintli ile ansızın kar- şılaşmıştı. ( Arkası var ) N Sayfa 9 Kasaîîı Mektui) 1 Ş o“— 7 . Bu Sene Maarif Ve Ziraat Vaziyeti Çok İyidir 4445 Çökuk Te Chi Gi Yeni Mekteplere İhtiyaç Var Kasaba, (Hususi) — Şehrimiz | Mili Mücadele esnasında tama- men denilecek derecede yanmış, harap olmuştu. Fakat o0 zaman- danberi girişilen faaliyet sayesin- de bugün yepyeni bir şehir vü- cuda getirilmiştir. Size kazamızın umumi vaziyeti hakkında yaptığım tetkikat neticesini bildiriyorum. Maarif vaziyetir. Kazamızda dördü merkezde ve yedisi de nahiye ve köylerde olmak üzere I1 mektep vardır. Fakat bugün- kü okuma hevesi karşısında bu mektepler - ihtiyacı miyor. tatmin ede- İşte bu ihtiyaç ehemmiyetle nazara alınarak tamamen değil- çoğaltılması hususunda kayma- kam Haşim Bey tarafından faa- liyete geçilmiş, bunun neticesi olarak kazanın dağ Marmara na- hiyesinde iki, Ahmetli nahiyesin- de üç mektebin yeniden ve bi- nalarında tadilât yapılmak sure- llede dört mektebin bu ders senesi başında tedrisata başlıya- cak hâle getirildiği memnuniyetle görülmüştür. İşte bu mekteplerde tahminen dört yüz vatan yavrusu daha okumak — fırsatmı bulacaklardır. Bu arada kaza merkezi ihti- yacı da ihmal edilmemiş, fakat şimdilik mektep yaptırmak im- kâmı olmadığından dört mektebin herbirinde — ve ilkmektep sınıf- larında yarmışar gün tedriaat yapılmak — suretile daha — dört dershanelik talebe kazanmak için teşebbüsatta bulunulmuştur. Kaza dâhilinde tahsil çağına girmiş çocuk miktarı geçen sene (4325) iken bu sene (2310) u kız. (2132)si erkek olmak üzere (4445) tir. Bunlardan (497) kız ve (926) erkek elyevm mek- teplere devam ediyor. Geride kalan 3032 çocuk maalesef he- nüz mektebe gitmiyor. Şu vaziyete mazaran vasati olarak her mektebe ( 250 ) şer talebe tevzi edilmek şartile kaza merkezinin en az daha dört ve köylerin de (14) mektebe ihti- | yacı olduğu meydana çıkıyor. Fa- kat yukarda bildirdiğim şu yedi mektep, ihtiyacı epeyco azalta- caktır. Kaza dahilinde (928) senesin- den 931 senesi birinci Kânunu nihayetine kadar millet mektep- lerinden (706)s1 kadın ve (2126) s1 erkek - olmak ( 2832 ) şahıs — mezun olmuştur. Bu adede (932) senesini de ilâve edersek Millet Mekteplçri- nin okutup ellerine şehadetna- me verdiği yekün ( 3281 ) e ba- liğ olur. Yollar: Bugün köy kanununa tevfikan kaza hududu dâhilinde yapılan yolların miktarı 166 kilo- metreye varmıştır. Dört sene ev- Üzere Kasaba Kaymakamı Haşim Bey vel inşasına başlanılan bu yollar- da bugün araba ve otomobil nakliyatı arızasız. surette yapı- maktadır. — Kasabamız — evvelce yandığı için yapılan binalar tan« zim edilen haritaya göre inşa edilmektedir. Bu suretle cadde ve — sokaklarımız. muntazamdır, Caddelerimiz ağaçlarla tezyin o- lunmuştur. Halkın hava ihtiyacının temini için de müteaddit yerlerde park- lar meydana getirilmiştir. Ayrıca bir de muntazam ve fenni mezba- ha vardır. Bundan başka beledi- ye tarafından idare edilen 12 yataklı bir hastahane ve muuta- zam itfaiye teşkilâtı mevcuttur. Ziraf vaziyet: Halk bu seneyi geçen — senelerin tesirile sıkıntılı olarak - geçiriyor. Fakat bu hâle rağmen bu seneki zeriyat miktarı kım — vaziyeti niyettir. gayrimüsait ve bağların ba- şayanı — memnu- Kazanın istihsalâtından — “caç maddelerinin en mühimmini teş- kil eden üzümün bu seneki re- koltesi geçen — senelere — kıyas edilemiyecek derecede iyidir. Şimdiye kadar hiçbir arızaya uğramamıştır. Buna mukabil tü- tün zeriyatı geçen senenin dü- şük fiatlerinin tesirile bu sene beşte bir nisbetindedir. Hulâsa diyebilirim ki halk bu seneki mahsullerin — idrakini — müteakip oldukça refaha kavuşacaktır. A, Celâl Tarihi Türbeler Müze Müdürü Aziz Bey, İs- tanbul türbelerini gezerek - tarihi haiz olan türbelerden bir kısmının tamire muhtaç oldu- ğunu görmüştür. Bunlardan bir tahsisat verilince — lamir kıymeti kısmı edilecektir. lik Tedcisat Müfettişleri İstanbul İlk tedrisat müfettiş- yarın tekrar bir toplantı yaparak mektep sergileri üze- rindeki — tetkiklerine — devam. edecekler ve müfettişler kongre- sinin ruznamesini bazırlıyacaklar« odirt x —e eğ leri 4