l!"ııyıı » so İngiliz Sefiri Sir Jorj Klerkın Bir Mektubu Hindistanda Şimdiye Kada r MuhtarBir. Hükümet Niçin Teşekkül Edememiştir. Hindistanın vaziyetini halledemiyen son Yuvarlak Masa Konferansı (Baş tarahı 1 inci sayfada ) İngiltere hühümeti, Hintlilerin kesbi mümarese — edebilmeleri maksadile ve muvakkat bir za Mman iç'n cari olmak üzere bazı Bsgarl V) muktezi şerait daire- sinde — Hindistan — hükümetini Hintlilere devretmeyi teklif etmiş- tir. Bu şerait, hakiki müdafaaya, mali ilibarın muhafazasını ve mkalliyetlerin himayesine mütcal- liktir. Halbuki bükümetin Hintlilere devrolunmasını - kabul — etmekle beraber Hinduların bir sülüsünü teşkil etmekte olan islamları di- çl'ekıuiyedeı yeni hükümette indu — faikiıyetinden — korkarak ayrı intihabat, tegril meclis ve Hezaretlerde asgari yüzde şu ka- dar aza bulunması ve hidematı umumiyede de asgari yüzde şu kadar memuriyet itası gibi husu- Balın tahti temine — alınma- sını talep eylemişlerdir. İngitere :::ümeıi. Hindistan — idaresin- çmesul — bulunduğu — vakit ı“_ nisbetleri doğru zannelttiği için tatbik ediyordu. Holbuki Hintlilerden teşekktil edecek bir Hindistan — Hükümetinin — barici bir devlet tarafından vazedilmiş esaslar üzerine de işe başlaması muvafık görülmüştür. Bu itibar ile de İngiltere Hükümeti, işbu esasın muhtelif Hint cemaatleri tarafından - vazedilmesini — teklif etti. 1930 da Londrada, yuvarlak masa konferansında bir - ililâfa vasıl olunamadı Murahhasların Hindistana av- detlerinde itilâf akim kaldı. Ge- çen sene Londrada Yuvarlak Masa Konferansında dahi bir itilâfa muvaffak olamadlar ve nihayet bu sene Hindistanda ak- tedilen konferansın hususi ko- misyonunda da yine itilâf edile- medi, İşbu hususi komisyonun Müracaatı üzerinedir ki İngiltere kümeti elyevm vaziyete mü- ah etmiş — bulunmakladır. Birinci derecede mühim olan keyfiyet şudur ki, İslâmlar yeni anunu Esasi de kedi himaye ve lt:nsîllerî için umumi ahkâm fol_'medikçe diğer esaslı mesele- €ri müzakere etmeklen imtina etmişlerdir. Kanunu Esasinin tan- ,ı_'m_iıinc mani — olmaktadırlar. akriben 80,000,000a baliğ olan âmlarla — beraber — takriben 40,000,000a baliğ olan fakir si- tuflar. yani bikes Hinduler ve | 6,000,000 - Hristiyan Hintliler bu noktada birleşmiştirler. İngiltere bükümeti, bu dahili meseleyi Hintlilerin bizzat kendileri hallet- meleri noktai nazarını şiddetle ilti- zam etmekle heraber, Hindistanda aktedilen konferansın inkıtar do- Tayısile mezkür meseleyi hallet- mek mecburiyetinde bulunduğun- dan bu sureti tesviyenin ancak muvakkat — olması — lâzımgeldiği noktai nazarını şiddetle müdafaa eylemektedir. Bu şerait dairesin- de maksat, Hintlilere nihayet muvakkat tesviye makamına kaim olmak üzere kat'i bir tesviyeyi doğrudan doğruya kuvveden fiile getirmek imkânını bahşetmekten ilaret bulunmaktadır. Şimdilik — İngiltere hükümeti iki muvazi siyasi hattı hareket takip etmektedir: | — Muhtar idare teşkilâtını tamamlamak için Hintlilere ke- mali teveccühle yardım etmek. 2 — Kanun ve nizamın kuv- vetli fakat âdilâne surette mu- hafazasını temin eylemek. İkinci hattı hareketin tahakkuku vadi- sinde İngiltere bükümeti bir ih- tilâlci muhafelet ile karşılaşmıştır. Nitekim Mr. Gandhi ve diğerle- rinin riyaseli altında içtima eden —a DA Bize * * .. !* . Size Tabiatinizi Söyliyelim... Resminizi 58 Nermin Hanım: Noşeli vo açık külplidir. Çabuk arkadaş — olür, Bamimi arkadaş larını heyecan ve tohalükle k: bal ve derağuş eder, huklarında ikramcı ve uy sal olur. Konu gürken bir şeyi takip — öderkon ellerile — iştirak eder. Pek sıkin tıya, üzüntüye — gelemex* hayalperest bir salon kız olmaktan ziyade muta vazı ve samimi bir tabiat kızıdır. Fotoğraf Tahlil Kuponunu 11 inci Sayfamızda bulacaksın z. ve hemen cümlesi Hindulerden mürekkep — bulunan kongrenin waziyeti malümdur. Bu ihtilâlci muhalefet, hükü- met makinesini tesirsiz bırakmak için boykot ilâm, vergi tediyesin- den imtina, unf ve şiddet, fesada tahrik ve teşvik gibi her türlü vasıtaya tevessül etti. Bu ihtilâl- cuyane harekete mukavemet et- mek için bu sene bazı hususi nizamlar veya — kavanin kabul ve tasdik edildi. Bu sayede şim- di Hindistanda iki sene evvel- kinden daba ziyade sükünet hü- küm sürmektedir. Ayni zamanda yeni kanunu esasiyi mümkün oldu- ğu kadar en yakin bir atide mevkü icraya koymak için muh- telif komisyonların muaveneti ile kanunu esasi işi ilerletilmiştir. Ümit ederim ki bu muhtasar malümatla gerek zatı âlileri ve gerek kıymetli gazetenizin kari- leri, İngiltere hükümetinin Hin- distandaki siyasetini vazıh, müs- takim ve Hindistan ehalisinin yüksek menafiini tatmin edecek bir mahiyette olduğuna bu su- retle kanaat hâsıl eyliyeceksiniz. | Ankara : İngiltere Sefareti George D, Clerk Gönderiniz, Hasan Süleyman Etendi: ( Fotoğ- rafının deremt '““’“"x-w-" Zevk ve sa- faya düşkündür. Yarırlın adişesini tar şımaksızın yemek, İçmek ve eğlenmek ister. Çabuk ahbap ve kaladar bulur, , çok delidolu hareketlerile ketdini sevdirir, sözleri batınaz, vadeder ——— ——— Âleni teşekkür Tüccardan Kamoudo vo Mime Alfasanın | vekili pederimiz İstani dan Avram Bel 1 avgkatların t Efendinin vofatı do- günü İcra kılınan — ce: gerek bizzat ve ge beyanı etmek tes- taz suretile teessürlerimize ve liyoye şötap eden ehibiş; aynı ayrı teşekküre tecasi olduğundan — kendilerine vağıtasile beyamı gazeleniz teşekkür olunur. Damatları Merhumua oğulları Avtam, Menahim, Levi — M Şevki, Huyati !HARUNURREŞİT A 93 A ycccrn : « Ş Tarihin Esrarengiz Sayfaları Ve birdenbire ağır bir cid- diyet takındı. Tam bir melike eda ve sadası aldı: — Sakın ha! - dedi - bu gü- lönç şeyleri Abbaseye açma. Du- rup durürken kadıncağızın kal- bini incitirsin ve Aliyye hakkın- daki temayüllerini de ona ifham etmiş olursun. —Senin vazifen susmaktır, benim — vazifem de evimde gördüğün rüyayı hakikat yapmıya çalışmaktır! Genç prens, yengesinin elle- rine sarıldı: — Demek ümit edeyim! — Hay hay. Mekin, metin ve hele zeki olursan — Aliyye senindir! Gördüğü rüyaların tam bir hakikat —olduğunu ispat eden birçok delillere rağmen, İbnül- hadi Zübeydenin sözlerine inan- miş görünmek ıstırarında kaldı. Aliyyeyi kazanmak, — amcasına damat olmak ve bu sayede taht ve taca yakınlaşmak için bu 1s- tırara boyun eğiyordu. Abbasenin şahit olduğu sakin manzara, bu muhaverenin ve bu itilâfın neticesi idi. Güzel dul, bittabi bu anlaşmayı tahmin ede- miyordu. Binaenaleyh İbnülhadinin kendi rüyasına şahit olmadığına kükmelti ve o inşirah ile yenge- sini, yeğenini selâmladı: — Ya uhti! Dedi, aklımı sağa çıkar. — Ne var çocuğum, aklına ne oldu? — Gördüğüm rüya, beynimi sarstı. Beni tenvir etmezsen © sarsıntıdan kurtulamıyacağım! Zübeyde, o rüyanın ne oldu- ğunu sormadı ve sadece İbnilha- diye söylediklerini tekrarladı : İlâç içtin yavrum ilâç. Gördüklerin hep o yüzdendir. — Peki amma gördüklerim inanılmıyacak kadar canlı ! — İlâcın en büyük hassası odur: Yüreklerde yatan emellere vücut verir, ruh verir, hareket verir. — Demek ki bir rüyadan uyanıyorum ? Yeğenim de ayni vaziyette mi ? — Muhakkak : Abbase, — dikkatli — dikkalli İbnilhadinin yüzüne baktı, onun küçük bir telâş veya çapkınlık göstermediğini görünce herşeyi ve her şüpheyi unuttu, yengesi- nin ellerine sarıldı : — Kardeşim, dedi, bu rüya- yı bir daha görmek isterim. Fa- kat kendi evimde. Kabil mi? Bu, yüreğindeki arzuya bağlı. O arzu henüz geçmemişse ve gördüğün şeylere hâlâ meylin vavrsa bura a da, kendi evinde de rüyayı tazeliyebilirsin. Zübeyde yalan söylüyordu. Çünkü sanalkârane tertibat ile Aliyye ve Cafer kıyafetine sok- tuğu halayıkla kölenin başka bir yerde aynı rolü oynamalarına im- kân yoktu. Fakat o gün için Ab- baseyi savsaklıyordu. İlerde baş- ka plânlar ve hilelerle vaziyeti idare edebileceğini omuyordu. Yaltız İbnilhadi, dudaklarını ısırmıştı. Zira Abbasenin Caferi düşündüğünü ve onunla yeni bir rüya yaşamak istediğini anlamış- tı. Zübeydenin sözleri, tevilleri ne kadar kuvvetli olursa olsun o müşahedeye müstenit imanını sö- küp atamamıştı. Şu kadar ki, sü- küt etmeği menfaaline muvafık buluyordu, bazı müphem noktı- ların aydınlanmasi - için de tem- niye lüzum vardı. Bu sebeple iti- dalini bozmadı, Abbase gibi he- yecan göslerdi ve yengesine yabk vardı. — Ben de rüyamı tekrarlamak | isterim. Bu lütfu esirgemeyin!.. | W Abbase - Caler Zübeydenin — tertibatı kendi hesabına mükemmeldi. Abbase- yi, İbnilhadiyi ve İbnilmaliki ayrı ayrı pençesine almıştı. Harunun güzel kız kardeşi, bir rüya daha görmek için fırıl fırıl yengesini tavaf ediyordu. İbnilhadi ile İb- nilmalik te Darülkarar sarayının gediklisi vaziyetine girmişlerdi, Zü- beydenin yanından ayrılmıyorlardı Bu iki amca çocukları, aynı şule- ye gönül veren pervanelerdi, ikisi de Aliyyeyi istiyorlardı. Fettan Emire, — İbnilhadiye — gösterdiği rüyayı aynen İbnilmaliğe de gös- termişti. Amca oğulları şimdi o müşterek rüyayı müşterek hulya halinde kafalarında taşıyorlardı ve hulyanın hakikat haline ge- çebilmesi için de — Zübeydenin yardımını bekliyorlardı. Harunürreşidin mrhteşem b& nikbete mahküm olar zeki karı- sı, yalnız birşeyden gafildi. Vezir Yahyanın — geniş bir - istibarat şebekesine sahip ve amir oldu- ğunu — bilmiyordu. — Evet, vezir Yahya, yalnız devlet — idaresini elinde tutmakla iktifa eden siya- silerden değildi. İkbaline, ihtişa- mına, nüfuzuna — herhangi bir taraftan vukua gelebileğgl taar- ruzları sezinek, anlamak ve dur- durmak için de şümullü tedbir- ler almıştı. - Harunun - yüreğine soktuğu dilber Denanir, onun sadık bir hafiyesi idi. Zübeyde- nin sarayında — erkek ve kadın birçok casusları vardı. Bu teşki- lât, Emirülmüminin ile karısının sarayına münhasır değildi. Beni Haşime mensup irili, ufaklı her sin ve prensesin hareketleri tarassut aitında idi. (Arkası var| — Rusyada Traktör - İmali Moskova, 21 — Sovyet Rus- yanın Merkezi İcra Komitesi & senelik plânın tatbikı cümlesin-, den olarak günde 144 - traktör yerine 150 traktör — istihsaline muvaffak olan Stalingrad traktör fabrikasını Lenin nişanile taltil etmiştir. Cemiyeti Akvam Tahkik Komis yonunun Talebi Reddedildi Çang Çu, 21 — Cemiyeti Akvamın Mançuri Talıkik Komis- yonu, Tsitsikar — seyahatinden sarfınazar — etmiştir.. Komisyon azaları Pekine gideceklerdir. Moskova, 21 Harbinde bulunan Litton Komisyonu, Sov- yet — hükümetinden, — komisyon azasından Jeneral Ma'ya mülâki olması için müsaade edilmesini iltimas etmiştir. Sovyet hükümeti, komisyonun bu kararını - is'af edemiyeceğini bildirmiştir. Kayan Toprak Kurban Vermedi Valpareze, 21 — Toprak ak tında kalan amelenin hepsi sağ olarak ç.karılmıştır.