Ş İ ü *Cayaklı yatağile, camlı dolaplarda - bir ürperme uyandırır. HARUNURR GESEEN 88 Yine bir köşede mükellef bir sofra kurulu idi," mütenevvi şa- raplar içine konuldukları billür sürahilerde renklerini teşhir edi- ,(;hrdı. Bir operatör salonu, yüksek parıldıyan aletlerile, yerde uza- nan sedyesile uzviyet üzerinde Büyük — kültüphaneler, bin bir hakikat ve binbir fikir haykıran cilvelerile dimağımızı düşüncelere düşürür,. Bir kuyumcu vitrininde gözümüze neşe bulaşır. Bir çiçekçi dükkâ- nında damarlarımıza seyyal renk- | ler ve ıtırlar akar. Bütün bunlar muhbitin sinirlerle alâkasını gösterir, Hayat bizatihi hareketten ibaret —olsa da rengi..: — ve manasını — mubilten —alır. Ab- baso ile İbnilbadi de içine gir- dikleri odanın sırri hususiyetin- den mütcessir olmuşlardı. Orada başka, bambaşka bir bava vardı. Yüreklerde çırpıntı. Gözlerde dal- gınlık yaratan bir hava ki ancak mabetlerde eşine tesadüf oluna- bilir. Fakat bu hava, ruhi bir te- mevvüç yaratmakla kalmıyordu. Sinirlere tatlı bir rehavet te aşılı- yordu. Zübeydenin misafirleri, kade- hi görüp te sarhoşlaşan nazen'ı- ler gibi odanın yalnız vaziyetin- don istiğrakımsı hatlar almışlardı. Yumuşak yastıklara yanlarını ve- rerek — kendilerini — dinliyorlardı. Bir şeyler, düşündürücü ve eğ- kendirici bir şeyler göreceklerini umuyorlardı. Lâkin yüreklerin- deki — dalgalanışla sinirlerindeki rüküdet te hoşlarına gidiyordu. Zübeyde, ilk tesirin mükem- mel olduğunu görerek neşelendi: — Şimdi, dedi, fidan boylu- İarımı göreceksiniz. Onlar, yalnız mahir süvari, üstat rakkas, hü- nerli muganni, san'atkâr sazende değildirler, ayni zamanda aşk mütehassısıdırlar. — Sevmeyi ve sevdirmeyi bilirler! Güzel melikenin tarihe de geç- miş olan “ Makdurat ,, — isimli gariyeleri, uzun bir mur dizisi gibi odaya girdikleri vakit, İbnik hadi de, Abbase de rüyanın baş- ladığına bükmetmekte — mustar kaldılar. Çünkü o giriş bile seyyal bir. hayali andırıyordu, © kadar cazipti. Fidan boyluların bepsi süt maisi ince ipekten sade birer gömlek — giymişlerdi. Bu zarif gömleklerin — elekleri, — yandan | yırtmaçlı olup ber yırtmaç iki karış kadar uzun tutulmuştu ve iki müsavi moktadan altın düğmelerle bağlanmıştı, yürün- Jükçe gümüş topukların nuru avuç avuç açılıp kapanıyordu. Başla- rında sarıklı kısa külâhlar, bel- lerinde altın — kuşaklar — vardı. Beyaz mevceler gibi odaya ak- mışlar ve mevzun birer sütun gibi mralanmışlardı. Hepsi güzel- di ve — hepsinin — gözlerinde, dudakarında, gögüslerinde şuh: lak — titriyordu. Güya işve diyarında — doğmumuşlar — efsunla beslenmişler, — cilve teneffüs etmişler gibi — duruşlarında ve bakışlarında — başkalıklar - sezili- yordu. Fidan boylular, içlerinde ka- “ran neş'eyi dökmek için Ka lı EŞİT Yazan: x » H Tarihin Esrarengiz Sayfaları işaret beklerken bapının perdesi | açıldı, bir dizi nur daha göründü. Bunlar tabil kıyafette — kızlar- d. Fakat öbürlerinden — daha ince) ve daha zarif giyinmişlerdi. Baharın bulutuna sarılmışlar gibi hafif görünüyorlardı. ve bizzat beyaz bir bulut kümesi gibi uçar görünüyarlardı. Onların odaya girişi fidan boylularda bir kaynaşma vücuda getirdi ve lJemkhatülbasarda iki takım biribirine karıştı. Şimdi odada nurani bir kasırga vardı. Sarıklı kızlar, saçları açık ve da- ğinik hemcinslerile kolkola, gö- ğüs göğse gelmişlerdi, çılgın bir hercümerç içinde dönüyorlar, dö- nüyorlar, dönüyorlardı. Bu, haki- ki bir aşk fırtıası idi. Fakat şuurlu bir cereyan gösteriyordu. Kolların biribirine kilit!'enmesinde, ayakların ileri ve geri gidişinde, başların sağa ve sola iği yanılmaz bir intizam ve şaşırmaz bir ahenk vardır. Canlı ve heyecanlı kasırganın serpinlileri Abbaseyi de, İbni- hadiyi de yelpazeliyordu. Fidan boylularla eşlerinin saçlarından ve ayaklarından zuhur eden muattar rüzkâr, serin bir buse halâvetile onların yüzünü yalıyordu. ( Arkası var) Nekadar Fındık Var ? İhracat Ofisinin aldığı malü- ma'a göre, nisan sonuna kadar memlekette fındık istoku şudur : İç fandık: ( 70,320 ), kabuklu Endık: ( 830,667 ) kiloudr. Fındık fiatleri 65-07 arasındadır. —at SERADYO — 10 Mayıs Salı İstanbul — (1200 metro) 18 fon, 19,5 Hafız Bürhan B $ mofon, 21 Halız Burhan Bey kestra . Bükreş— (804 metre) 20: Edebi kon- ferans, 90,40 gramolon, 2? senfoni, 23 Mült Rumen bavaları. Belgrat — ( 429 metre ) 20 Çek lisa> ti hakkında konferans, 920, Ç tik, 21,80 Zağrepten nakil . Roma — (4$1 metre) 21,45 Salon or- SIT metre) bil sanayil hakkında EFlüt konseri, 21 konset Peşte — (360 motro) 20,90 Konsor, 22,5 Çigan orkestrası. Varşova — (1411 motro) valiera Rustikana oporası Berlin -- ( 1685 metre ) 21 Risnzlo Vağgner operası. B0 Ku “ |1 Mayıs Çarşamba İstanbul — (1200 metre) 18: Gramo- fon, 19,5 atudya heyeti, Hayriye Hanım 20,5 konferans, 21 Belkis Hantm, 22 orkestra . Bükreş - kı konseri, 21, piyano konseri keman konseri Relgrad 429 motre ) 20,30 Çi- gaa orkestrası 21,40 operadan naklen Karmen operası Roma —( #4i metre ) 21 gramofon AAS operadan naklen Bislin İnci avcıları İsmindeki operası. Viyana — ( 517 motre ) 20,90 Siyasi musahabe, Zi Viyana, Viyana yalnız gensin, şarkıları, 23,15 dans bavaları, Peşte — (650 metre ) 20,30 opora- dan naklen Bank Ban opereti. Vargova — (141 motro) 20,35 gra- mofon, 21,15 hafif musiki, 22,15 salon orkestrası. Berlin — ÇI6985 meotre) St den itibaren Viyanadan naktfi. (3804 motro V SÖLMİ Şar- 21,45 | kaldırmıya K . Musolini İtal- X Ni K i yancayı Temizliyor İlk Olarak Şoför Kelimesi Tardedi!di Roma (Husust) — Faşist hükümeti İtalyan lisanına karış- mış olan ecnebi kelimelerini or- tadan kaldırmıya karar vermiştir. M. Musolini bir. beyanname neşrederek İtaalyan Hisanına ka- rışan ecnebi kelimelerini ortadan bütün — vatandaşları davet etimmiştir. İlk olarak (şoför) kelimesi ortadan kaldırılarak bu kelimenin yerine ( Otista ) keli- mesi kullanılm ya başlanmıştır. Bundan maada 50 ecnebi keli- me daha ortadan kaldırılm ştir. Bazı ecnebi gazeteler M. Muso- linin bu hareketini takdir etmekle beraber “ Bar, çek, dansing, jaz, koktayi, sandoviç gibi ecnebi kelimelerin yerine kaim olacak kelimeleri acaba M. Musolini İtalyan lisanında bulabilecekmi- dir ,, diye sormaktalar. Bir Haydut Yakalandı Birkaç gün evvel Korsikanın meşbur haydutlarından biri olan Polen Pinelli yakalanmışlır. Pi nelli, bir ötelde hizmetçilik eden sevgilisini ziyarete geldiği ansızın basıldığı için m etmeden teslim olmuştur. Henüz 37 yaşında olan Pinelli birçok defa hapishaneye girip çıkmış, nihayet 1924 senesinde hapisha neden kaçarak Korsikada yalnız başına eşkiyalık etmiye ba;la- mış ve polisin bütün takiplerine rağmen ela geçmemişlir. SPOR Beşiktaş Belgrattaki Üçüncü Maçı 1-3 Kazandı Belgrat, 9 (A. A.)— Skoplije takımı — ile Beşiktaş arasnda bugün yapılan müsabakada Türk takımı 3 - | galip gelmiştir. Güreş Müsabakaları Güreş Heyetinden: 13-5- 1932 tarihinde C. H. Fırkası Beyoğlu kaza merkezin- deki mıntaka idman salonunda tecrübesiz güreşçiler arasında bir müsabaka yapılacaktır: ( — Klüpler; müsabıkların isim ye sicil numaralarını havi cetvelleri - müsabakadan — evvel heyete tevdi edeceklerdir. 2 — Tartlı saat Tden Ibuçuğa kadardır. Müsabaka tam saat 2de başlıyacaktır. Dr. Ali Esat Gülhane doğum ve kadın hastalıklatı muallimi Hastalarını cumadan —maada — hoegüla 2den * ya kadar Cağaloğlunda Yerer Batas caddesinda Orkan Bey apartı- manı No 3 te kabul ve tedavi eder, Teletfon | 23204 : Di Bri e- 3t BOLŞEV İKLİ Nasıl Geldi? Nedir? Ne Oluyor? Yazan: De Monzi Bu kat'i ifadelar karşısında tam bir sükün hasıl olmuştu. Burjuvazi erkânımın — oturdukları koltukların, — Tocaların üstünden bir titreme geçmişti. Troçkinin sözlerini umumi sü- küttan evvel kürsülerden, salon- dan kopan ve gök gürlemelerini -den alkış — tufanı karşılıyordu ir aralık memlket iki dikta- bunlardan - biri sınıfı, öbürü jenerallerdir. fakıyet ihtimali Lenin tara- in şimdiye kaldar hep yı bekleyip durur- şimdi hareket vaktinin gek- tanzir bir teşrinin onu ; Bolşevik Merkez komitesi top- lanm ştir. Lenin, Zinovief, Kame- nef, Stalin, Troçki, Sverdlof, Uriç- P- ki, Dzerjininski, Kollontai, Bub- nof, Sokolnikof, Lomof mecliste hazırdır. Müzakerede iki muhalif reye karşt on rey ile derekap İsyana karar — verdilir.. Bunu pişirmek vazifesi Lenin, Teoçki, Zinovief, Stalis, Kamenef, Sokolnikof, Bub- . noftan mürekkep bir teşekküle burakılır. “Sovyetler Rus ittihadı ikinci kongresi, Petrogratta birinci teş- rinin on beşinde toplanmak mu- karrer iken menşeviklerin srarı üzerine birinci teşrinin 25 ine bırakılmıştır. Köngrede bolşevik- lerin ekseriyet kazanacaklarına ve bunumn Üzerine derbal iktidar mevkiini — alacaklarına — şüphe yoktur... Troçki isyanı sovyetler kon- gresine dayatmak istiyor, Lenin ihtilâlin kongreden ovvel yapıl- masını ve kongrenin olan biten şeyi teyit etmesi Tüzumuna kani bulunur. g Harekete geçilmeden bir gün evvel verdiği son mütalealarda Marksın — şu sözlerini hatırlatır: “Harp gibi, müsellâh isyan da bir san'attir.,, İsyan ile oynamıya gelmez ve ona bir kerre başlayınca mutlak muvaffakıyeto — götürmek lâzım- dır!Gene Lenin bir yazısında“Rus ihtilâlinin, ayni zamanda dünya ihtilâlinin zaferi," iki nihayet üç günlük mücadeleye bakar.,, der. İsyan bir usul dairesinde ha- zırlanmak, evvliden tayin edilen bir zamanda tatbik — olunmak lâzundır.,, 25 Birinci Teşrin 7 İkinci Teşrin İhtilâli Sovyeti 12 birinci teş- rin tarihinde askeri bir ihtilâl ko- mitasının teşkilini tezekkür eder. Nakleden: Haydar Rifat Petrograt askerleri bolşevik ok muşlardı. Muvakkat — hükümet Almanların bir taarruza geçmek üzere clduklar'ını öne atarak e- niyet etmediği alayları cepheye sürmiye karar — verdi., —Askeri ihtilâl — komitası buna karşı gelerek askerlere“mevki kunmam danlığından gelecek hiçbir emre itaat etmemesini,,bildirdi. Bu su- retle iki askeri kuvvet karşılaşmış ve isyan hareketi yavaşlamıştı. Kerenski durmaz nutuk — irat eder, her tarafa: “Bütün Rusya bızıml:djrl Hiçbir şeyden kerkıur muz yokl,, demektedir. O bir taraf ta yine böyle bir tecrübe yapar- ken, ötede kızıl hassa ve ihtilâk ci alaylar - birinci teşrin 24 - telgraf merkezini, köprüleri, gar- ları, devlet bankasını basar. Asilere yardım için Finlândiya- dan kuvvetler akım eder. Oror kruvazörü Nevada mevki alır, muvakkat hükümetin içtima etti« ği kışlık sarayı topları altında tutar. Birinci teşrin, 25,sabah. Kro- nştattan gelen ihtilâlci kara ve deniz askerleri kışlık sarayı ku- şatır. Sarayı akşama doğru tes- lim alır. Kerenski'nin on üç nazırı oradadır, kendisi — sadık askerler bulmak ve onlarla Pet- mw üzerine dönnek Üzere Pskof'a kaçmıştır. (Arkası var » Keaeeaeaa ereae sere ee sAReeEReREm LA eee Yunanistan Tütün Tröstü- ne Karşı Çok Taraftardır (Baş tarafı 1 inel sayfada) raç et'ikleri tütünleri, istihlâk p- yasalarında sürmek için biribirle- vine karşı fena bir rekabete giriş- mekte, bu vaziyet üç memleketi de müteessir etmektedir. Halbuki müşterek bir tröst vücuda getirilecek olursa bu re- kabet ortadan kalkacak ve şark tütünü diğer ecnebi tütünlerine karşı müttehit bir cephe alacak, piyasalarda kıymeti artacaktır. Ecnebi memleketlerine ihraç edilccek tütünlerin mıktar ve nis- çeti için, ber memleketin melüm lan istihsal mıktarı esas tutula- caktır. Yunanlılar, çark — tütünle- rinin nefasetlerinin azasını zaruri görmekte ve bu maksatla tütün islıhsalinin tahdidini muvar fik bulmaktadırlar, Zaten dünya istihsalâtınır cuz'i bir mıktarını teşkil eden —bu — tütünlerin kıymeti de azlığında, çokluğunda değil, nefasetindedir. Amerikanın yetli bir ı.i.k.ktu degildir. Amerikanın bu tütünleri nefase- tini temin için şark — tütününe muhtaç bulunmaktadır. Böyle bir tröstün teşkiline karar verilecek olursa, meselenin teferrüatini iİdare için muhtelit ve daimi bir komite teşkil edi- lecektir. * * Türkiyeyi Tehdit Eden Tehlike MaziyeKarışmıştır kapitülâsyonları - kaldıran, * e. ü & A ö e üi (Baş tarafı ( inci aayfada ) Birkaç defa isyanlar bile tertip ettiler. Fakat Sak tanatı kökünden yıkan Sevr Muahedesini yırtan, yeni harfleri kabul et- mek suüretile milleti cehaletten kurtaran Türkiye, bütün bu isyanları bastırdı. Bu suretle büyük devletlerin plânları bir kere daha altüst olmuş, parçalanmıştı. Ve onların cephane ambarı yapmak istedikleri (Boğaziçi ) sulh kapisı olmuştur.. Sovyet Rusya Türkiyeyi Çarl.k Paşanın iyi anlamış ve kendileri maksatları çok güzel görmüşlerdir. Türkiye Cümhuriyeti kendisini tehdit edea teh- likeleri etrafile görüyor ve ona göre tedbir alıyor. ile Türkiye şimdi biribirini çok aleyhine beslenen fena Rusyası senelerce tehdit etti. Fakat şimdi bu tehlike maziye aü Mbskotya bie Rüs- Türk dostluğunu bir kat daha