Di LA v0 Sayfa SON POSTA Cenup Denizlerinde Bir Seyahat Macerası Altın Peşinde.. Üç Serserı.. Uç Milyoner Hagton sordu: — Bu servet sakın bir maden olmasın! — Maden mi? Hayır, hayır! Bir iştir, bir iş ki birazdan (Sid- ney)in en büyük zenginlerinden birine teklif edeceğim. Bu iş tam yirmi senedenberi benim ka- famdadır. Bu müddet zarfında bu işi kendi başıma becermek için hep para aramakla vakit geçirdim. Fakat bulamadım, “Meseleden evvelâ — Bornco civarında haberdar oldum. He- men Timor arazisinin Portekiz- lere ait olan kısmına geçtim, Bir zengine anlattım. Herif Ho- landalı bir aptaldı, gülmekle iktifa etti, o sıralar- da biç param yoktu, geçinmek için gemi- , lera eşya yükliyen | X arasına ta- kıldım. — Sonra sıhhi bir sebep dolayısile tayfa olarak Sanfran- #iskoya gittim. Talih orada da müsait git- medi. Kapağı Vah diviyaya attım. Ufak tefek iş yaptım. Bir İspanyol ile ortak olarak bir kumarha- ne açtım. Bir. gün Bişleri toplarken bir de baktım ki ortağım paraları derceyp e- derek sırra kadem basmış. Polis te bir baskın yaptı. Ken- dimi bir gemiye at- tım. ( Liverpol ) a gittim, Vakıa bu şeh- regitmek arzusunda değildim. Fı- kat ne yaparsınız, geminin yolu o tarafa imiş. Mürettebat arasın- da bulunduğum için çaresiz kat- hkandım.., Piposunu potininin ökçesine vurarak boşalttıktan sonra devam etti: — ( Liverpol ) dan (Nev- york ) a döndüm, oradan da bu eski müstamereye geldim. Bura- da da sağa sola baş vurdum. Aklımda hep o İş vardı, bir gözle projeme bakıyor öbür gözle de bana ortaklık ede- bilecek — münasip — bir. adam arıyordum. Tam yese kapıl- mak Üzere idim ki Market çaddesinin bir — meybanesinde karşıma anadan asil doğmuş bir adam çıktı, tıpkı bu dakikada sizinle olduğu gibi © adamla da dost oldum. Kendisine kafamdaki projeyi açtım, derhal göz kulak kesildi. Bu zatin parası yok ise de bura- da birçok tanıdıkları vardır. Ken- disi Bobbi Tilman adını taşımak- tadır. Ba sabah beni bir sermaye sahibine takdim edecektir. Saat en birde buluşacağız. Eğer iş yolunda giderse Tilman — bize lâzımgelen gemiyi ve mürette- batı bulmak için yaratılmış bir adamdır. Çünki bütün ( Sidney ) i avucunun içi gibi tanımaktadır. Vakıa bu gibi teşebbüslerde para faydalıdır. Fakat işi iyi bir neti- ceye bağlıyacak olanlar insanlar- dır, eğer iyi seçilmiş olmazlarsa işin akıbeti çürüktür. Hagton doğruldu: “Mesele Şımdı Sermayedarı Bulmakta, Stakpool öi 'Ö Ondan Sonrası Cepte Keklik...,, — Bu işin ne oldugunıı bıl— miyorum. Mütecessis görünmek te istemem. Fakat anlaşılan ser- güzeştle dolu bir İştir ve bu işte adama ihtiyaç hâsıl olacaktır. İster misiniz ben de bu işte her- hangi bir rol deruhte edeyim? Makar cevap verdi: — Neden — olmasın? Eğer sert ve müşkül bir hayat sizi korkutmazsa hay hayl Yalnız bana öyle geliyor ki, size in- sanın — önüne — çıkan herkese ı!vlcnmı)ıcek birçok şeyler söy- ledim. Bunun sebebi munha- #ıran — sevimli oluşunuzdur . Maamafih der- hal söyliyeyim: İçinde bulunan herkesi xzengin edecek bir iş mevzubahs oluyormuş gibi ken- dinizi hemen hayale kaptırmayı- nız. Öyle bir şey mevzubahs de- gildir. Ve şimdiki halde her şey ona bağlıdır, Eğer adam teklifimi kabul ederse iş yürür, siz de hissenize düşen parayı alırsınız. Bu para belki çok olmaz, Fakat (Sidnay)- de bulabileceğiniz herhangi bir işten defalarca kârlı olacağını temin edebilirim. sonra bana söyleyiniz. Siz gemi- cilikten anlar mısınız ? — E., Vaktile bir hayli za- man yat gezintileri yapmıştım. Makar bir kahkaha kopardı: — Şu İngilizler cidden garip insanlardır. Biraz tembellik biraz da spor içinde büyürler. Sonra müşkül zaman geldi mi, uzak memleketlere gittiler mi bu spor sayesinde kurtulurlar. Tembellik- leri o vakit işe yarar. Tahmin ederim ki tüfek kullanmayı da bilirsiniz ? — Evet, zararsız nişan alırım. — Mükemmel! O halde işe yarıyacağınızı zannederim. Fakat şimdi her şeyden evvel yapılacak şey bu sermaye sahibini ele geçirmektir. — Kimbilir belki bana bu noktada da yar- dim - edebilirsiniz. Benim kıh- ğim kıyafetim pek yolunda de- ğil. Halbuki siz iyi giyinmiş bir haldesiniz. Şöyle bir yıkamp saçlarınızı da taradınız ı - tekrar | (Sıdney) e henüz ayak basmış bir İngiliz centilmeni haline gele- bilirsiniz. Bir insanın karşisındakine iti- mat telkin edebilmesi için herşey- den evvel lâzım olan kılık kıya- fetlir ve surattır. Vakıa Tilman da bu bahiste oldukça iyidir. Fakat maalesef biraz kusur« ludur. Babası gemi levazımı satı- yormuş, öldüğü xzaman oğluna büyük bir servet bırakmış, oğlan bu servetin yarısını yemiş, yarı- sını da dolandırıcılara kaptır- mış, şimdi eli büsbütün boş değil ama.. Pek ağır da değil, güç hal ile ancak karnımı doyur rabifiyor.. Her ne ise, İsterseniz derhal işe başlıyalım. Ben bir yer tanıyorum ki orada kahvaltı edebiliriz. Cebinizde para var mı? Hagton meteliksizliğini itiraf etmekte en küçük bir utanma hissi bile duymadan söyldi: — Topu topu iki şilin! (Arkan var) # o t Barslon Muvaredatı Hudut ve Sahiller - Sıhhat Müdürlügünden: 13-11- 1931 tarihindenberi Veba vak'ası zuhür etmediği an- laşılan ( Barslon ) limanı muva- redatına karşı konulmuş olan muayensi tıbbiye ve itlâfı far tedbirleri kaldırılmıştır. *« (Hayfa) (Cezayir) (Filipvil) ve tekmil (Tunus) limanları mu- varedatına karşı konulmuş - olan muayenel tıbbiye tedbiri kaldı- rılmıştır. Yeni Neşriyat Olimpiyat Çıktı Olimpiyat Spor mecmuasının bugün çıkan 64 ımcı sayıst hafta maçlarını, memleket ve bütün dünyaya ait en yeni spor haber- lerini ve mühim makaleleri ihtiva etmektedir. Periler Mağarası Nezihe Muhiddin Hanım tara- fından çocuklara mahsus ( Periler Mağarası ) isminde küçük bir hikâye neşredilmiştir. 1 Nakleden: X4 1915 — senesinde — Erzberger italyaya gelmişti. Avdetinde İtab- yanın Almanya lehinde harbe girip girmiyeceği hakkında edin- diği kanaatleri imparatora anla- tacaktı. Mülâkattan evvel baş yaver israr ile rica etmiş: — Ümit ederim ki haşmet- penaha iyi haberler verirsiniz, demişti. x İmparatorun kütüphane me- muru:! — Harpte İmparator -serlev- bası altında bir kitap yazmış ve lınpırıtor bu kitabın nüshaları Üzerine imzasını atarak maiyetinde bulunanlara hediye etmişti. Alıp bakınız: İçinde yalnız imparato- run otomobil gezintilerini, yemek ziyafetleriri:, nutuk söyleyişlerini, madalye dağıtışlarını görürsünüz. | Başka birşeye rıılgılıınııiniı. lııpıııtonı nikbinliği sadece * Mücerret ., “Kendi başına,, bir hayat geçirmiş olmasından ileri gelmiştir. Amiral Tirpiç diyor ki: —İmparator bittabi neşelidir. Kendisile ciddt konuşmak için, birçok defalar teşebbüs etmiş olmaklığına rağmen — mümkün değildir. İmparator bu haleti ruhiye içinde —müttefiklerine de saray müdavimlerine yaplığı muame- leyi yapıyordu. Muharebenin ilâ- nından Üç hafta sonra bir gün Avusturya askeri mümessili (Kont Stürgh ) a ansızın: — Haydi ne duruyorsunuz, ilerlesenize! demişti. Bence Arşi- dük Fredrik harekete geçmelidir. İmparator bir müddet sonra da Avusturyanın — bu ayni resmi mümessiline Alman prenslerinden birinin meşhudatına atfen Avus- turyanın kumanda heyetini şid- detle tenkit etmişti. Avusturya mümessili de maa- lesef — Şüphesiz Avusturya zabit- lerinin zihniyeti Alman pren- sine yabancı gelmiş olacaktır. Şeklinde bir cevap iktifa etmişti. Bu basit cevap bile impera- toru hiddetlendirmiye kâfi gek- mişti. * Plessel, Müller ve Treuter adı- ni taşıyan Üç zat imparatorun kulağıma gidecek haberleri arzu- larına göre seçmek suretile ge- rek sulh ve gerek harp zama- nında hükümdarın içine düştüğü hayallerden — istifade — etmişler, *“Giyom, u daimi bir uykuda bırakmışlardır. Amiral ( Tirpiç) in hatıratında kaydedilen şu hâdi- seyi okuyunuz: Türkiyeden Bir Haber — “ Türkiyeden hususi bir memur gelmişti, İİmparatoru gör- mek istiyordu. Vürudunun haber verilmesini rica etti. Fakat Plessel: — Türkiyeden daha fazla bah- setmenin İmparatorca hoş gö- rülmiyeceği bahanesile memurun bildirmekten — imtina vermekle vürudunu elti., 914MUHAREBESİNDE Almanya Neden yenildi? AUA L aC ZN Mart 13 Yazan: Emil Ludviş İmparator Ciddi Konuşmadan Hoş- lanmıyan Neş'eli Bir Adamdı Amiral “Tirpiç,, in daha 1915 senesinin mart ayı içinde kay- dettiği bu hâdise dikkate şa« yandır ve bu hâdiseye bakarak daha mühim olan diğer yüzlerce hâdise hakkında hbüküm yürüt- mek mümkündür. Filhakika işte ©o hafta içinde idi ki, Türkiyeninn mukadderatı ve Rusyanın ablı- kası taayyün — ediyordu. Ve cihan harbinin sür'atle hitam bulması Çanakkale mücadelesinin neticesine tâbidi ve vazifesini müdrik olan bir ordu kumandanı nın Türkiyeden gelen memur ile konuşması lâzımdı. Alelhusus bu memur bir zabitti. Çok şeyler görmüştü. Bu kat'? ehemmiyeti haiz olan noktada vaziyetin bir gün evvel ne halde olduğunu bi- lecek mevkideydi. İmparatorun — Meşgalesi Buna — mukabil — İmparator ne yapıyordu?. Amiral (Tirpiç) in 1915 temmuzunda yazdığı gu satırları okuyunuz: — İmparator harita üzerinde muharebenin tarzı cereyanını ka- lemle işaret etmekte ve bununla vakit geçirmektedir. Amiral Tipriç bu müşahadesine gu müteleayı da ilâve etmiştir: — İmparator bu şekilde yas vaş yavaş kendisini uykuya bı- rakmıştır. ,, Filhakika günde yalnız bir saat faal olarak görülmektedir. Alman ordusu, Alman milleti, altınış milyonluk bir halk kütlesi sâyini bir — misli arttırmıştır, binlerce adam işin yükü altında inlemekte, bitap kalmaktadır. Cephede düşmanla karşılaşan neferin ne çektiğine gelince onu burada hatırlatmak bile günahtır. Bütün bu milyonlarca halkın içinde yalmz İmparatordur ki, sabahları vaktini karargâhının — bahçesindae | rapor dinlemek ve konuşmakla geçirmekte : — “ İnkârı kabil olmıyan tehlike dolayısile,, bütün faaliyet sahasmı buraya hasretmektedir, Öğle üzeri de bir saat Erkâm- harbiye Reisinin — mütalealarıni dinlemektedir. Bu bususta Him- denburgun yazdığı şu mütalcayı da okuyunuz. — Öğle üzeri Erkâmharbiye Reisinin raporunu dinlemiye has- redilen bir saat müddet de ekseriyetle Alman hükümetlerinin mümessillerini kabul etmiye kas- rediliyordu. , Demek ki askerl istihbarata tahsis edilen bir saatçik zamanın içine siyasi istihbarat ta sıkış- tırılmıştı. ğ (Arkası var) Türk Hanımları Esirgeme Dernağinin Balosu Türk Hanımları Esirgeme Der- neği menfeatine ayın on yedinci perşembe günü akşamı Eden mw salonunda bir balo verilecektir. Biletler Eden müce- sesesinden tedarik olunabilir.