Birinci Sahne (HÜRMÜZ HANIM — NECİP EFENDİ) Perde açıldığı zaman, sabnede tcmiz bir oda 'görünüyor. Hürmüz Hanım kanepede fanile örmekle meşguldür. Kapı açılır, Necip Efendi üstünde göğüslük, kolları sıvalı içeri Ogirip, yaktığı mangalı getirir. Evin ekser işlerini kendisi gördüğü için, suratı asık ve — yorgündür. y NECİP EFENDİ a. v İşte ateş te yandı.. İsın rahatça, H.; Sen tandır safası yap, çıksın benim de canım, mutfakta didineyim, abretlik bir kız gibi! Yorgun argın mindere serilir : Gece, gündüz çalışmak.. Necibin bu nasibi! ataş te ydı.. İsaa rahatça Hanım; VS D ça pama basar di Si HÜRMÜZ HANIM Yocok!.. Böyle naz çekemem, bir ateş yaktın diye, Eğer pişman oldunsa, al mangalı geriye! NECİP EFENDİ Çileden çıkarırsın sen insanı, inan ki, “mangalı geriye al..,, Bu lâkırdı mı sanki?1. Bir erkeğin mutfağa girdiği görülmemiş ; Kanları otursun, kocaları yapsın iş, Ocoh!.. Ne âlâ memleket... HÜRMÜZ HANIM Sözünü keserekı Herif !.. Yeter, artık sus, Sen beni üzmek! için, söyleniyorsun mahsus! Bak; billâhi başıma hücum ediyor kanlar, Necip Efendi bir söz söylemek ister, Hüre müz Hanım bağırarak tekrar #özünü keser: Dostlar!.. Kurtaran yok mu? Boğuyor hafakanlar |.. İyi kalpli erkekler karılarina bakar, Bir gün ateş yakmışsın, kış gününde, ne çıkar? Bak: Rüzgürlar esiyor dışarda boğuk boğuk, Şubatta donalım mı? Hava nekadar ; soğuk |.. NECİP EFENDİ ateş yakmak miı?.. — Yahu; sabahtanberi Dinlenmeden süpürdüm,temizledim her yeri Yağ dökülmüş.. Dedin de, sofayı bile sildim, Artık dermansız. kaldım, — haraboldum, kesildim !.. HÜRMÜZ HANIM Efendim!.. Ölmedin ya, biraz verdinse emek ; içinde yuvarlanalım demek, Demek etrafın kiri vücudumuza dolsun.. Hiçbir ev süpürülmez mi haftada bir gün olsun ?1.. NECİP EFENDİ Geçen gün mendilleri suratıma fırlattın, Tam bir sepet dolusu çamaşırı yıkattın, Parmaklarım .. Ya ne buyrulur buna?, H&;:l%z HANIM Hasis herif! Acıdın belli biraz sabuna; Bizi kirpas içine görenler sonra ne der? Billâhi halimize komşular lânet eder! Kirden bak simsiyah olmuş, bak aynada yakana ; Giymek istemez misin temiz birşey arkana? NECİP EFENDİ Kalkar kalkmaz mutfağa soktun beni bu sabah, Ahçılıktan mı geldim?'Yahu bana da günah! Gözlerim yana yana,oturdum sovan soydum, Yalnız Hep toz, toprak BUYURUN CENAZE NAMAZINA EŞHAS NECİP EFENDİ. . . . Sabık Babiâli ketebesinden, sessiz, kılıbık fakat zengin bir zat. HÜRMÜZ HANIM ... Necip Ef.nin karısı. Eli bayraklı, asabi, mütehakkim. NAİL BEY (Tapu memurları, hastabakıcılar, asistanlar) Yemekleri pişirdim ; aldım sofraya koydum! İltifat etmediniz, “tuzu çok olmuş..,, Diyel Isyankâr : Artık çektiğim yeter... HÜRMÜZ HANIM Birdenbire feveranla: Aç oturalım demek, Midemize girmesin şöyle bir sıcak yemek? Herif1.. Bunu dilerim, olsun iki gözün kör, Yedirdiğin yemekte gözün mü kaldı,mankör? NECİP EFENDİ Yel, Afiyetler olsun!. gözüm kalmadı.hayır; Fakat evin içinde kendine de iş ayır: Ben erzak almak için, dolaşımm sokakta, Sen onu pişirirsin; getirince, mutfakta, Böyle birbirimize borçlarımız ödenir ; Hanım!Buna her yerde (taksimi amal) denir! Ben hergün evimizin işini yapiyorum, Sonra da, dinlenmeden, zembili kapıyorum: Gidiyorum bakkala, koşuyorum kasaba, Benim çektiğim mihnet, saysam, gelmez hesaba !.. Pastülökünün “Paçasım arvayıp — dizindeki yarayı gösterir: Karda geçen gün kaydım, taşlara yuvar- landım, Hem öyle bir düşüş ki, dizim kırıldı sandım, Bana bir hediyedir, sayenizde, bu yara !.. HÜRMÜZ HANIM Demek ki ben gideyim sabahları pazara, Saatlerce yollarda gereyim, dolaşayım, Böylece erkeklerin arasında yaşıyayım ? Banu kabul eder mi hiç namuslu bir koca? NECİP EFENDİ Kadınlar erkek olur ellisini bulunca, Nereye gidersen git; kalmamışlır mesele, Karkmal, Kimse istemez seni geçirmek ele! Bütün kadınlarda olduğu gibi, bu yaş bahsi Hürmüz Hanımı fena halde sinirlendir. miştir. Asabi, hırçın haykırır : Sen kendi haline bak:Çoktan büküldü belin kaç yıldır tatmaz oldu artık ayağın, elin! Bütün tanıdıklarım oldu mesut, bahtiyar, Sen de binbir kalırınla, beni ettin ihtiyar! İstiyorsun: Durmadan, dertlerini çekeyim, Bir de evde iş görüp, bütün bütün çökeyim! Bak, yediği nanel Billâki, gebertirim: Yürü “Defterhane, yelı NECİP EFENDİ Hanım ; gel öyle ise tutalım bir hizmetçi, Artık o zaman olur, gül gibi evin içi, Ben de rahat ederim, de rahat edersin! Nasıl, razı oldun mu? Teklifime ne dersin? HÜRMÜZ HANIM Parmağını tehditkâr sallar: gmtınberi biliyorum ben senin maksadını: lizmetçi.. Diye, tutup güzelce bir kadını, Gizli gizli başlamak soora el peşrefine!. Kurnaz bir kadın almaz hizmetçi kız evine, Bil ki, ne yaşlısını, ne gencini tutamam, Bile bile, göz göre bu dolmayı yutamam! Hürmüz Hanım ağlar gibi yüzünü buruş- turur. Serzenişle : Beyefendi!.. — Hürmüzü Zaten senin maksadın beni .çoldıı:v bırakmak, Halbuki sen eskiden nasıl bana tapardın. Bir an tevakkuftan sonra: Beni sevmiş olsaydın son arzumu yapardın! NECİP EFENDİ Senin her dileğini y:ıgnm yirmi senedir; Haydi, söyle bakalım, bu son arzu da nedir? HÜRMÜZ HANIM Hani, karına karşı mertlik gösterecektin: Oturduğumuz evi sen bana verecektin ?... Susl. Bana “Kanıcığı Seni gözüm görmesin. ; diyemezin sen artik, , dışarıya çık l NECİP EFENDİ Tıpkı bir çocuk gibi düşünüyorsun hanım, Ev değil, feda olsun hatta uğrunda canım! İÇİNDEN İstermisin elimden bir de mülkümü alsın; Ah, mel'un, cadi. karı! Boynun altında kalsın ! HÜRMÜZ HANIM Neler söyleniyorsun yine kendi kendine, Senin gibi adamın akıl ermez fendine : Mutlaka aleyhime bir kumpas kuruyorsun: Haydil, Takrir vermiye.. Herif! Ne yorsum ?.. NECİP EFENDİ Meselenin ciddiyet kespettiğini etmez, etekleri tutuşur: Bugün pek dermansızım.. hisseder Yorgunum.. Yürüyemem, Sultanahmete kadar ölümü sürüyemem, Bak, dizimde yara var.. ahu, insaf et biraz | Bu karda, deli olsa, insan sokağa çıkmaz!, HÜRMÜZ HANİM Oraya kadar gitmek pek müşkül bir iş değil, Daha güçlük çekersen, tutarız otomobil ! NECİP EFENDİ Yook 1. O kazalı şeydir .. HÜRMÜZ HANIM Yerinden fırlar : Bak yediği naneye Billahi, gebertirim: Yürü“Defterhane,,yel, Hürmüz Hanımın gözleri, faitaşı gibi açıl- mıştır. Zavallı Necip Efendi, korküsundan beş dakika içinde elbisesini giyer. Karım bundan evvel, takrir için bütün muameleyi gizlice ikmal etmiştir. Evrakı dolaptan çıka- rir. Kendisi de çarşaflanır. HÜRMÜZ HANIM Kapıdan çıkarken, adamcağızı iterek : Bugün herşey bitecek.. Haydi —yürü.. Dışarı !... NECİP EFDNDİ Deminden söylediği sözü tekrar eder : Boynun altında kalsın! Ah: — mel'un cadı karı |.. LÇIKARLAR | İkinci Sahne NECİP EFENDİ — DOKTOR BEY Biçare Necip Efendi bütün emvalini, Tapv gdairesinde Hürmüz Hanıma verdikten sonra karısı ansızın hastalanmıştır. Fakat bu bas- talık şimdiye kadar görülmemiş bir şeydir: Büsbütün atak, kuvvetli, yağız olur. Sesi kalınlaşır. Kocasına bir zevce gibi değil, | | | İ | | | | sanki bir erkek arkadaş gibi, bakmaktadır. Doktora müracaat ederle-, Doktor kadını miüşahede altında bulundurmak üzere, hasta- habeye kaldırır. İşte bugün Necip Efendi karısını ziyaret etmek için, hastahaneye git- miştir. İntizar odasında bekler. DOKTOR BEY IÇERİ GİREREK: Göstermesin Allah böyle felâket; Fakat bir kere edin, hastanızı ziyaret !... NECİP EFENDİ Sözlerinizden birşey anlayamadım fakat, Bir tarafımı oldu yoksa hanımın sakal!... DOKTOR BEY Sakat olmak bu işten daha ehvendi bence; Size izah ederim.. Ziyaret edin öncel Necip Efendi şaşkın bir haldedir. Yanla- rındaki kapıdan hasta kovuşuna girerler. ÜUçüncü Sahne Hürmüz Hanım, saçlarını dibinden kesmiş, ağzında cıgara,yatağına uzanımış, garete okur. Necip Efendi, korka korka yaklaşır: NECİP EFENDİ Seni gördüm de, çokşükür, yüzüm güldü, Karıcığım! Neoldu: saçların mı dökül dü?.. HÜRMÜZ HANIM Kalın bir soda ile Sus!..Bana “karıcığım,, diyemezsia sen artık, Seni gözüm görmesin..Haydi,dişarıya çık!.. Hürmüz Hamımn şiddetle arkasımı döner. Döktor, Necip Efendinin koluna girip - dişarı çıkarır: Dördüncü Sahne EVVELKİLER — HASTA BAKICILAR — ASISTANLAR NECİP EFENDİ Doktor; anlamıyorum, söyle Allah aşkıma, Beni, karımın hali, döndürdü bir şaşkına? DOKTOR BEY Hiç kimse anlayamaz feleğin cilvesini, İradene hâkim ol, söyleyeyim hepsini: Gerçi bizi şaşırttı karınızın bu bali, İstanbulda olmuştu fakat bir kaç misali! hayret edeceksiniz, size söylersem eğer: Zevceniz Hürmüz Hanım gizli erkekmiş meğer! Söylediğin gerçek mi: divane olacağım, bizim karı erkek mi? DOKTOR BEY Ne çare, bu hakikat artık tahakkuk etti, Erkek olmas: için bir ameliyat yetti!..: Efendim !.. NECİP EFENDİ Aman Doktor!... Nededin? Hay, senin dökterğizibi, O tıkansız ağtına. Klendileri.. Buyurua, cenaze namazınal... Doktor mustarip bir vaziyette başını önü-' ne eğer. Bu ameliyatla otuz senelik evi yıkı- lan Necip Efendi, iki sene evvel gazetelerde buna benzer bir hâdiseyi okuduğunu düşünür. Elinden bin işkence çektiği bu acar karıdan kurtulduğu için, tam memnun olacağı da, bütün emvalini bir hafta evvel kendisine ver- diğini hatırlar. Bu meraklı sahneyi seyretmek için bütün asistanlar ve hasta bakıcıları ora- 'a dolmuşlardır. Karısının bu suüretle resmen ıımilılıloı boş düştüğünü ve on parasız so- kakta kaldığını, bir şimşek süratile, düşünen zavalh Necip Efendi. deliye dönmüştür. Ba- gırır, NECİP EFENDİ Hay senin doktor gibi, ot tıkansın ağrzına.. “ ( Asistan'ara dönerek: ) Efendiler!... Buyurun, Cenaze namazına!... Necip Efendi düşüp bayılır. Su getirmeğe kı lar. *” “BERDE İNER n di