27 Şabâat Bir Ölünün Hatıra Defterinden : HAİNLERİN İÇ YÜZÜ|. Yüz Ellilikler Nasıl Gittiler, Ne Yaptılar “SON POSTA 'aherriri 4x KADRİ DİYORDU Kİ: “NE BAŞ, NE AYAK, HEPİMİZ BEYİZ, HEPİMİZ EFENDİYİZ,, li Rıza Tevfik, zaten komiteye girmek — taraftarr — değildi. — İki grup ta, dil bildiği için, kendisini belki intihap edeceklerdi. Lâkin ©, zabit tarafından kaçık telâkki olanduğu için gücenmişti. Çünki dünyada inanabildiği yegâne ha- kikat, kendisinin dehası ve bilği- «i idil.. Dehasına cinnet denildi- gini işitmek içine bir fütur, yazık ' bir: iğbirar ' getirmişti.: O sebeple dalgın dalgın düşünüyordu. Hoca Sabrilere, Zeynelâbidin- lere yardaklık edenler azdı, çokluk beri tarafta idi. Yalnız miralay Sadık Bey bitaraftı. Zabitin gel- mesi üzerine yarım kalan tesbi- bini tamamlamak bahanesile ba- şına bir battaniye çekerek plân kuruyordu. — Sefarethanede — ve burada gördüğü şeyler, onu ikaz etmişti. Artık bu güruh ile bağ- daşamıyacağını ve çünki iplikle- rinin pazara çıktığını anlıyordu. Söz çoğala çoğala küfüre mün- €er oldu. İki taraf, malüm ve meçbul küdürleri biribirine savur- du, nihayet komite seçmek da- wasından vazgeçildi, herkes başlı başına hareket etmek kararını aldı. Pehlivan Kadri: — Ne baş, ne ayak, diyordu, hepimiz beyiz, bepimiz efendi- yiz. Kimsenin bizden üstün gö- Tünmesini istemeyiz. Ağzımı ki- raya vermedim ya. Derdim varsa kendim söylerim. Dil bilmiyorsam tercüman çağırtırım. Tereüman, bir saat sonra, ko- Yuşa gelince onları yorgun ve biribirine küskün buldur — Komite seçildi mi, defter bazırlandı tm? Diye sorunca Pehlivan Kad- riden şu cevabı aldı: — Biz, dostumi, Alaturkaya- Şıyoruz. Organizasyon, halatızas- yon filân iplemeyiz. Emriniz var- sa topumuza birden söylersiniz, toptan cevap alırsınız. Bizim ri- camız olursa teker teker geliriz, size anlalırız. Üst tarafı vız ge- lir bizel Tercüman, müstehzi bir ba- kışla bu siyaset kahramanlarını(!) yaparız. Ve cebinden bir defter ç- kardı: — Ayağa kalkın. Beşer beşer dizilin! Bütün © kalabalık, bu emre itaat etti, sıralandı. Tercüman da ilkin Kadriye sordu? — Adın ne, nerelisin, necisin? $ Yarım saat içinde oradakilerin bimleri, sıfatları o deftere geç — brişti. Sabık şeyhislâmlar, sabık Pyan azası, sabık mazırlar, belki Hir kötü piyazçının ahlâksız oğlu clan ga tathsufrengi tercümana kürmetle cevap verip hüviyetleri- vi — kaydettiriyorlardı. — Giydiği Hikeri serpuşun kuvvetile kendini Burada da mı efendi- liğe, paşalığa ilibar var? Bir de o efendilikleri, o paşalıkları bana sorun. TYecüman sesini sertleş- tirdi: Benim her sözüm emirdir. Sizin de borcu- nuz itaat. İtiraz ettiniz mi ağzınızı yırtarım. An- ladın mı eşek7 tercüman işini bitirdikten sonra, yazdığı isim- lerle adamları karşlaştırdı, ken- dince kontrol yaptı: — Tamam, dedi, eksik yok. yüksek — gören Şimdi komiteyi ben seçeyim: Mustafa Sabri Ef., Zeynelâbidin Ef., Süleyman Şefik Paşa, Haa di Paşa, Mustafa Natık Paşa ! Pehlivan Kadri bunların se- çilmelerindeki bikmeti anladı ve bağırdı: — Burada da wm efendiliğe, paşalığa itbar var? Bir de o efendilikleri, o paşalıkları bana sorun | Terecöman, uşak azarlar gibi, sesini sertleşlirdi: — Benim her sözüm emirdir, sizin de borcunuz itaattir, İtiraz ettiniz mi ağzınızı yırtarım. Anla- dın mı eşek? Kadri, dayak yiyen bir fino gibi küçüldü, küçüldü, homur- danmıya da kudret bulamıyarak çekildi. Artık taraftarlarının ya- nında haysiyeti kalmadığını seze- rek elemleniyor ve tercümana karşı yaptığı gevezelikten neda- met getiriyordu; fakat ok yaydan çıkmışlı ve onun kabadayılığını parçalamıştı. Vaziyetin tashihine imkân yoktu. Berikiler, iki suretle mem- nundular. Hem şu haşerat içinde | kertenkelenin sümüldü böcekten üstün çıkması kabilinden; faikiyet temin etmişlerdi, hem de -tercü- man ağzile olsun- mübarek isimlerine kıymet verilmişti, Zey- nelâbidin, kalın boynunu Mustafa Sabrinin cılız omuzuna dayıyarak fısıldıyordu; — Zafer mükemmel oldu. Elvekilü kel asil, velev kâne kel Vasill değil mi?.. Tercüman demek zabit demektir. Zabit ku- mandanı, kumandan da — kıralı temsil eder. İntihap — olutuşu- muzun zevki buradadır! #otoğraf Tahlili Kavrnı Tabintinlsi öğrenmek İst'yorsıma fotağrafının S adet kupoa 4 vi lizte gönderiniz. Fetoğrafını mrapa tabidir. ve iada edil vax, 19,3$ Fr. İdare heyetinin reisliğini he- men benimsemiş olan Mustafa Sabri ciddileşmişti ve arkadaşı- na da l:id_diyel tavsiye ediyordu: — Ağır olalım, — tercüman beyi dinleyelim. Her halde Kumkapıda falan doğmuş ve şöyle böyle bellediği ecnebi Tisandan ziyade doğduğu | memleket hakkındaki fena dü- şüncelerine, menfur kinlerine iti- mat olunarak tercömanlığa geti- rilmiş olan sütü bozuk gen Pehlivan — Kadriyi ın.riıdı'kıı:’ sonra bir nebze susmuştu, © ka- rışık kalabalığı gözden geçiriyor du. Bu bakışlar, kendi kuvvetine başkalarının yüzünde şahit arıyan süfil msanların gülünç gururunu taşıyordu. gurura kapıl- Maamafih onun makta — hağkı — yardı. Çünkü ve balen bir aslen, — neslen hiçten, bir piçten başka birşey olmamasına rağmen işte bir sürü siyasi rical (), onun önünde rüküa varıyordu. Daha dün Şey- hulislâm unvanını taşıyan mükek lef sarıklı şu hoca, koyun cebin- deki süslü kartdövizitlerde sabık nazır kelimeleri yazılı şu herif ve bülün şu haşerat, necatlarını onun t il — edı üöründüğ BÜ ldar, gööründeğa (Arkası var) Şayamı dikkat bir teklif Yalsırz 75 kuruş gönderiniz. Mukabilinde Reisicümbur Hz nin tabii. büyüklükte, san'at. kârane bir büst portrelerini elde edeceksiniz. Türkiyenin bilâmum Ricali Aliye Portre- lerinin fiatleri dahi aynidir. Posta mesarifi yukariki bedele dahildir.. FOTO — FRANS liklâlcaddesi Na 128 Beyoğlu Bu Akş — -— Dünyanın Serik Meşîıür zemaz Muharriri: Vallas Anası, Babası_B_eİİi-OImıyan Bu Adam A 25 Milyon İngiliz Lirası Kazanmıştır Yandaki küçük resim Boer barbi esnasında muharrirlala muhabirken alınmış Gençlik resae İngilterenin en çok okunan muharriri Edgar Vallas geçen- lerde Amerikanın Holivut şeh- rinde birdenbire öldü. Gazete- mizde kisaca hayatından bah- settiğimiz bu muharrir, Üüzerin- de durulmıya değer bir simadır. Çünki hayatı © derece şayanı dikkatir. İngilterenin en çok okutan bu muharririnin şimdiye kadar ne anası, ne de babası belli olmuş- tur. Onu bir gün Londranın baş döndürücü bir faaliyete sahne olan rıhtımı üzerinde, bir kundak içinde bulmuşlar ve bir çocuk bakım evine teslim etmişlerdir. Edgar Vallası, bu bakım evinden bir balıkçı almış ve ken- disine evlâtık yapmıştır. Edgar Vallasım çocukluğu, Londra rih- tunının bucurgat gürültüleri, ha- mal küfürleri, gemici faaliyeti arasında geçmiştir. O, hoyatını anlattığı zaman, benim — ilk | gidamı da — pişmemiş — balık | ve sokakların süprüntü —kap- larındaki çürük meyvalar teş- | kil etmiştir, der. Biraz büyüdükten sonra onu hamal am Radyoda Neler Dinliye ceksiniz 27 Şubat 932 Cumertasi Istanbul— (1208 metre, $ kilovatğ 18 gramofon, 19,$ birinci kısım alatarka saz, 20,5 ajans haberleri, yeni p'öklar, 21 ikinci İımım alaturka sar, Z7 orkestra. Hellaberg — (276 metre, 75 kila vat) 20,05 büyük şen gece, Brüno — ( 341 metre 36 kilovat ) 20,05 Çek istasyonlarından makil, ker — (360 metre, 75 ki'ayat) klurttan makil, 20,05 gen gece, 23 dane havaları, Bükreş— ( 394 metre 16 kilovat ) 19,40 gramolon, 20 şarkı konseri, 24,30 sadyo orkstrası. Belgrat — ( 629 metre 2,5 kilo- vat) 19,50 Zağrep operasındaan nakil. Roma — (1 metre, 75 kilovat) 20,15 gramofon, 21 operadan nakil. Prag — (488 metre, 120 kilovat ) 19,20 Bratslavadan nakil. Viyana— (SI7 metre, 20 kilovat ) 1940 senfoni, 22 akışam konseri, Peşte — (550 metre, 23 kilovat) 20,30 Apolla tiyatrosundan naklen Dico Fledermauz. Varşova— (1411 metre, 158 kilo- vat) 70 musahabe, 20,15 bafifxonser, 22,10 Şopenden parçalar. Berlin — (1635 metre, 75 kilovat) 19 V yanadan nakil, 20,15 şen gece, Dercetmekte olduğumuz programların Avrupaya ait olan kısmı vasati Avrupa saaline göre tanzim edilmistir. kstanbul saatine tatbikı içla Avrupada saat (12) olduğu zaman — İstanbulda (©) e geldiği Farzedilmelidi. l Edgar Vallas cıgara içerken düşünüyor görüyoruz. Az sonra muhtelif mesleklere, gezete müvezziliğine, seyyar satıcılığa intisap etmiştir. Fakat bu müddet zarfında da şu, bu muharrir ve bilhassa şae- irlerin eserlerini yutarcasına oku- maktan nefsini menedememiştir. İlk şürlerini meşhur Kipling beğenmiş, cümlelerinde ve gö rüşlerinde bir hususiyet görmüş we ona çalışmasını tavsiye eb miştir. Boer harbi başladığı zaman onu tesadüfen Transvalda görü yoruz. Derhal, İngiliz gazetclerine mektup yollamıya ve fili bir muhabirlik —ihdasına — muvaffak olmuştur. Edgar Vallas, zekâsım ve şöhretini işte bu sırada yap- mış, İngiliz saasörünü atlatarak muhabirlik yaptığı — garetelere, diğerlerinden iki gün evvel mu- harebe haberlerini vermek — sute- tile büyük bir — muvaffakıyet temin etmiştir, İngiltereye döndüğü raman, onu, “ Hâkimler ,, isimli rtoma- mim) neşretmiş — görüyoruz. Bu kitap (25) milyon nüsha basılmış ve satılmıştır. Oun eserleri, ilk hayatının bir aynasıdır. ve hepsi cinayet ve sefalet — yuvalarınır tasvirlerile doludur. Bu yazıları okadar rağbet çörmüştür ki Ed- gar Yalles birçok İngiliz gazer telerine yazı yazmıya başlamıştır. Sabah saat yedi buçukta İlşe başlar, gece on birde yazılarım bitirirdi.Kendisinin beyanına göre bir gazete makalesini, çok delh yarım saatte yazardı. Bir zabtta romanımı dört, e» muvaflak tiyatro piyeslerini (14) gönde tamamladığı olmuştur. Son intihabatta Hberal parti namına namzetliğini koymuş, fa- kat — muhafazakârların ağır bir mağlübiyete uğramıştır. Bu tecrübeden sonra Holivuta gitmiş, sinema romanları yazmıya başlamıştır. Bu is için haftada (4000) delar alyordu. Haya- tında (25) milyen İngiliz lirası kazanmış, öldüğü zaman ancak (80) bin İngiliz lirası servet br rakmıştır. Çünki Edgar Vallas kazandığını yiyen bir adamdı. Birçok yarışlara iştirak edenm atları, hayvanları, araba ve oto- mobilleri vardı. W htaçlara yar- dım etmeyi'de sca derece se verdi. 2 K aai öi 5 l LAĞAİA