Dı NAKİLİ : ZİYA ŞAKİR Her hakkı mahfuzdur — 141 — 17 Kânunzanl 329 Rifat Bey, odadan içeri girer girmez, Abdülhamit, hemen elini uzattı : — Hay Allah razı olsun.. Bu gece hepimiz de rahat bir uyku uyuduk. Dedi. İstitrâden şunu söyliye- yim ki dün, kadınefendi, dişle- rinden çok mustaripti. Gece ka- tiyyen uyumadığı gibi Abdülha- mit te sabaha kadar onun ya- nımdan ayrılmamıştı. Dün, bir aralık Rifat Bey geldi dişine ilâç koydu ve kadmefendi geceyi ıstırapsız. geçirdi. Bunun için, derhal Rifat Beye teşekkür etmekte Abdülhamit haklı idi. Rifat B. Abdülhamide gelen cevapları verdikten sonra, Kadmefendinin otorduğu şezlon- ga yürüdü. Şezlongun bir kısmı, her zamanki gibi bir paravanla kapa- | tılmıştı. Rifat B. Kadınefendi ile meşgul — olürken, Abdülhamit te, | Rifat Beye refakat ederek gelen muhafız Vâsıf Beyle lâkırdıya daldı. Evvelâ söze, havadan başladı: — Burası, pek soğuk.. Sanki kutuplarda oturuyoruz. Ben, ro- manları ve bilhassa seyahatna- meleri pek severim. Bazan ka- lâzım- dınların yanında oturduğum - za- man da roman okutur, dinlerim. Kutup seyahatlerinde (Nansenjin vakayüni pek iyi bilirim. Bunları okuturken bizim kadınların da aklında kalmış. Şimdi biribirimizle ediyoruz. Zaten İstanbulun hava- sı, böyledir. Burada kendini çok iyi muhafaza etmek ister... Ah Se- de bu | lânik, ah..Oradan çok memnundum. Allah bilir, bazı defa düşündü- ğüm zaman göz yaşları döküyo- rum. Bir kerre, 0 güzel emle.- keti kaybettik. Bu, umumi bir kederdir. Bundan başka, oradan ayrıldığımız için ben şahsen de müteessifim... — Selâniği — birkaç tihetten severim. Evvelâ orada bir medeniyet vardı. Akşamları Pencerenin önüne oturup gelen, (Ş geçenleri seyir ile meşgul olur- | dum. Herkes, kemali edep ve lizamı ile gezintisini yapardı. Sonra, havası mutedil idi. Benim Ayaklarımda — romatizma vardır. Halbuki Selânikte bulunduğum Müddetçe ondan mustarip olma- m. Salisen manzarası da gayet kâtif idi. Benim, eh, şöyle böyle iraz da ressamlığım vardır. Bir- &ç defa oraların resmini .yap- Mak istedim. Fakat, pozisyon iyi gelmiyordu. Bir fotoğraf ol- Baydı, evvelâ fotoğrafla alıp bi- İshara kâğıda nakletmek kolay Olurdu, B İçla yapamadım. Gürüp Za- Katninda oranın ne güzel — man- &50 vardır. Âlem — içinde Fakat o da yoktu. Bu- İğ Ahmet Riza Boy ovalar, manzara sahralar, Sonra âlemler açılır.. peyda — olurdu. birdenbire değişir, bir. takım güzellikler meydana çıkardı. Gurup, tam bir Ben, gurüpu seyrederdim. bu sefer de yeniden saat sürerdi. her akşam bir zmalıdır... Hasılı Selânik pek güzeldi. Otuz üç sene devlet hizmetinde yoru- İnsan şair olup orada Şiir duktan sonra orada pek müsteri- hane yaşıyordum. Arasıra - elişle- rile de meşgul oluyordum. Bazan sizlerle de görüşmek frsatını bu- luyordum. Bu, güzel bir benim için pek Yaşayıştı. Bu esnada diş tabibi Rifat Bey, Şöhreddin Ağadan bir bıçak istedi. Abdülhamit, hemen sözü bırakarak derhal başmnı çevirdi, | sert, endişeli bir tavır ile sordu: (Kutuplarda oturuyoruz) diye lâtife | — Bıçağı ne yapacak ?... Rifat Bey, birdenbire kızara- rak bizzat cevap verdi: —Eczahanenin anahtarını unut- muşum efendimiz. Biçakla kili- di açacağım. Rifat bey, hem bunu söylü- yor, hem de önünde duran kü- çük, portatif bir ameriken ecza dolabımı. gösteriyordu. Abdülhamit, müsterih — bir BAHRİSEFİT FELEMENK BANKASI| İSTANBUL ŞUBESİ AMSTERDAM Mezun sermayesi: 25,000,000 FL. Tediye edilmiş sermayesit 5,000,000 FL. İdare merkeri: İhtiyat | riniz bakayım.. başka kilit bulamarsınız. | ELHAMRA | ETUVAL akçesi: 3,250,000 FL. Galatada Karaköy palasta Telefonı Beyoğla 3711-5 İstanbul tAli şubesk #Nerkez Portanesi ittizalinde Alialemci han, Telefon İst. 563 Bilâmum —banka muamelâtı EMNİYET KASALARI bbRıftBeymBır Bıçakİstemesi Abd ilhamidi Kuşkulandırmıştı Bu Bıçakla Bir £ Kılı'( Açılacagını Anlayınca Tavrı Değişti vaziyet — alarak ecza dolabma baktı. Ve sonra: — Haaaa... Onu bana geti- O, benim san'a- timdır. Dedi, Şöhreddin ağa, ecza dolabını getirip önündeki masanın üstüne koydu. Bu, şık, zarif, üstöndeki mail kapağı sürgülü bir dolaptı. | İçinde, diş tedavisi için lâzım olan hernevi ilâç bulunuyordu. Abdülhamit - kilidi, dikkatle muayene ettikten sonra: — Olmaz.. Bu kilit açılmaz. | Bunlar, Amerikadaki (Recister, Limitet, Kembel) fabriasının ma- | mulâtındandır. Bunlara ne alet ı uyar, ne de başka anahtar. Bu kilidi kırmak ta günahtır. Hem dolabı bozarsınız, hem de böyle | Şimdi size lâzım olan ilâcı yazınız da, çabucacık dışarıdan, bir eczahanc- den yaptırsın, getirsinler. Rifat Bey, tabii muvafakat etti. Hemen bir reçete yazdı. Şöhreddin Ağa ile gönderdi. (Arkası var) ı BUGÜN — 15 teşrinisani 931, Pazar, Rumi 2 teşrinisani 1347, 4 Recep 1350. GÜNEŞ — Doğuşu 6,47 Batışı | 16,52 NAMAZ VAKİTLERİ — Sa- bah 4,58, öğle 11,59, ikindi 14,36, akşam 16,52, yatsı 18,27. — Li Damlta — Hüküm gecesl — Bülo ALKAZAR ALEMDAR ARTİSTİK ASRİ EKLER çe — Aşka Tövbe — Eğlence köprüsü — Könser, varyete — Aşk hütretleri — Yıldınm. Ekspres — Şafak keşif kelu — Müşkül ittraf — Hayalin sonu | OÖPERA — Niçin Sevdim ŞıK — Coşkun Belde Üsküdar HALE — Bonjur Hâkim E£ DARÜLBEDAYİ — Dektor İhsan — Pronsin metresl FERAH GLORYA KEMAL B. MAJİK MELEK MİLLİ İCARI ( ŞA Holivuta Nasıl —- aa REK YILDIZİ K.ıçtını Yıldızlar Arasına Nasıl Karıştlım ? 9 Sizin, © geceyi nasıl geçirdiği- | bizi biliyorum, Fakat ben, saba- | ha kadar hiç uyumadım. Ertesi günü eczanede enjek- siyon- için kolumu açarken; size | kararımı anladiyordum: — Düşündüm.. düşündüm doktor. Bütün gece ve karar — verdim Sizinle Parise kadar da beraber geliyorum. Fakat duru- | nuz.. Elleriniz çok Fena titriyor. Muhakkak — iğneyi — yanlış bir yerime — batıracaksınız. — Hem de, artık bu enjeksiyon oyununa Kizum yok zannederim, Derken, siz helecandan titri- yordunuz.. ve gözlerinizde minnet ve şükranın en geniş manası | seçiliyordu. * Bir hafta sonra, (Pake) kum- panyasının (Suvira) vapuru rıh- tımdan hareket ederken güverte- nin gizli bir köşesinde iki yolcu vardı ki, bunlar ayrı ayrı bisler ve ümitlerle İstanbula veda edi- biri - sizdiniz.. Siz, bana malik ben de yorlardı. — Bunun Öteki de, ben... olduğunuzdan, gayeme doğru ilk adımı atmıya muvaffak | 'Denizde olduğumdan — dolayı, ikimiz de ayrı ayrı memnunduk, vardı. Size karşı, iki şartım | Biri, benim sizinle beraber Parise giltiğime hiç. amma — hiçbir vâkıf — olmiyacaktı. kimse arıyacaklar, birçok dedi nihayet hakkımda | kodulardan sonra adımı unutacak- | lardı. En çok, intihar ettiğime zahip olacaklardı. Nitekim, bazı arkadaşlarıma da bu zehabı ver- | miştim, Maamafih, antrparantez söyliyeyim ki bu büyük ketumiyetten sevgili arka- olarak şunu | daşım (Nihal) müstesna idi, Doğ- rusu, onun kulağına hafifçe çıt- | latmaktan nefsimi menedemedim. Siz isterseniz buna, (biraz kadın- lık) deyini Sizinle ikinci şartım da, ha- yatımız meşru bir neticeye bağ- lanmcıya kadar aramızdaki çizgi- yi bir milimetre bile — tecavüz etmemekti. Filvaki bu, feci bir zulüm oluyordu. Fakat Kabileler Staj İçin Yeanir Tali- matname Yapıldı Kabile mektebinden — çıkan ebelerin staj görmeleri için ya- pılan talimatname mucibince bun- ların muhtelif — hastanelerde altışer ay — çalışmaları âzımdır. Halbuki mektepten çıkan tale- benin adedi fazladır. Staj için ayrılan yerlerin adedi ise pek azdır. Bunun için talebeye sitaj sırası gelmiyor. Bu mahzuru orta- dan kaldırmak ve diğer lıleheyc de staj müddeti temin için be- lediye yeni bir sitaj talimatnamesi hazırlamaktadır. Bu - talimatna- meye göre meselâ (20 ) doğum gören ebeler mümarese kazanmış ve stajlarını bitirmiş addedile- cek ve yerlerine başkaları alı- nacaktır. — YAZAN: Selma Z. | sun size doktor Bey., Değme babayiğitin tahammül edemiyece- ği bu zalimane kararı kabüul et- tiniz ve aramızdaki hududu teca- vüz elmediniz... Şu satırları yazarken kahka- halarla gülüyordum. Haydi sebe- bini- söyliyeyim de şu acı daki- kalarınızda biraz da siz gülünüz.. Bilmem, pasaport meselesini ha- | tırladınız. mı?... Tamam bir hafta, kafanızı - patlattığınız halde, bir türlü Çaresini bulup ta bana bir pasaport tedarik edememiştiniz. Halbuki, ben sizin muayenehane- nizdeki Romanyalı kızla uyuşarak önun pasaportunu çarçabuk ele geçirmiş ve zavallı ( Selma ) cığı bir anda ( Silva ) yapıvermiştim. Size bunu tepşir ettiğim zaman | ellerime kapanarak; Kadın zekâ- sıma pek yöksek olduğunu bir daba ispat ettin. Tevekkeli (kadı- nın fendi, mişler... — Yaşa Selma.. erkeği yendi ) deme- Diye hayret ve heyecan için- Beni | bulamıyacaklar — ve | aşkok | de kalmıştın... (Arkası va:) Korkunç Bir Macera Berat ( Hususi ) Burada bulanan İngiliz kuvvetleri irtibat zabilti M. Davides ile Kuk şir- keti mümessili M. Antuvan üç | gün evvel hususi bir motörle de- niz gezintişine çıkmışlardır. Yanlarında vefikaları ve bazı misafir Madamlar da vardı. Bir iki saatlık bir gezintiden sonra döneceklerdi, Gece polisler Gümrük daire- sinin Öönünde, Üzerinde İngiliz bayrağı bulunan bir otomobilir sahipsiz olarak durduğunu gör- düler. Tahkik edilince iş anla- şıldı. Bunlar denize açılınca hava birdenbire bozulmuş, motör sa- hile dönememiştir. İngiliz konso- losu her tarafa telgraflar çekerek kaybolan — motörün —aranmasını emretmiştir. Nihayet üç gün — dalgalar içinde kalan motörün, binbir sergüzeştten sonra Kıbrısta bir limana iltica enıgı bğıenılmışlır D.. A. KÜTİEL Cilt ve zührevi hastalıklar tedavi- hanesi. Karaköy büyük mahallebici yanında 34 ON ALTINCI PATRON KUPONU No. 3 Gözetemizde o1 beş günte vermekte — elduğumuz — Palrisı ke almak — İst'yorsamıı, bu kuponu kesip saklayımız ve i5 kupon toplayınız. — Patronları vü.>