Resminizi Bize Gönderiniz, | x * x Size Tabiatinizi Söyliyelim... ee ; : K : Edğered: ahim Efendi: “Damzi Efendi: $ z 3 «.-BiN : Sakin, tutuk ç g b oolh od | Girgindir — ve ve — mabi cuptur. Devamlı Diş Ağrıları Abdülhamide ee Ka aluptur. çönla y edıbwnyl altında kalır, bir . 'apar, aya işte baş olarak Hayli İstirap Çektiriyordu Ki Bie , M aka kendi tlle — mes'uliyet : Bi B İA büZm Ça x fikrinin kabul bsini Fakat Bir Yandan Da Sünnet Düğünü Hazırlığı Yapılıyordu Trlg İ kabil etmeyi -— 25 < z aa — Evet Efendim.. Bazan başı- ter, rahatma Her yere sokuüe — Bendenizce de, icabati ha- | | — S e :': ’"î"m kaplıyarak pek muz- DB Pdl. düşkün lup kendini göse yeliye bumel ö yiğo. ÖAFTR ış“':fuğ:;?:.bu cevabı üzerine i istical ile bili de*çueîı nl]ş:: SÜS çöğeker Ş zi e bilirir. efendim?.. Abdülhamit, yine bazı tavsiyeler- | den yılmaz. L — Evet.. Bakınız, — İranlılar, e Üükmi | » ' rşinastır. Mes hâlâ (İçtihat) ile hareket ederler. S z Fatihte halim Salih efendi: z a Bizde de (Sultan Salâhattin) za- mıx:l:ıi:.;îejeo ge_çıfııı!:-l Aly;ığl: 5 Fotoğrafı a—uıı.ı,.n.ı.:!î & ::'l::::' müşe köğmaniz Badgti napdi 5-O nman, ülhamidi selâmla: eşeli ve alaycıdır.. Kadın İ çıki olmaz, euilstimal edildiği için kapandı odadan çıktık. ıııeuulu:ıle fazla —meşgul olur, . şıklığı — zarafetl Maamafih, bugün tekrar açılma- Galiba yakinda (ABLER.) yi SN eyük Bber Ve inak Üyer e a sna lüzüm yoktur. Çünkü kıyas sünnet o; g :ı_ındı ( B arar etmez, fül nıhın-.k.:tıl,:ıî | rünmek Tıt'.' tatbik edilerek herşeyin halli Ne. u::g:iı;nbcrî bunu ta- | Mütehavvildir. Şıklığa ve elbiseye GÜ çabuk ıltuı.: Bönkünder. Kıyasta hiç birşey vüvvEr eden. ARANMAMİY Denllr |0 5 HSi v C) olur. Kadın me- Boksan bırakılmamıştır. Rasim Beyi çağ Bu ' a bi Hiat ulemasından, ismi iyice (î: ş:hyı'n?i[lr;:l- .md"!“m“md&: Ziya bey: Soktılıın ve hatır- hmk kıskançe aklımda kalmadı; galiba (Rahme- rica etti. Abdülhamit, hem Âbit | ginastır. Gürük ğ #İebi e tullah ) < >vi; onunla Hoca Efendiyi ve hem de valdesi Na- | tücü ve kavgacı dih ve takdir- hak Ekk an bu hususta çok ciye Kadınefendiyi memnun ve değildir. — Her- güzel eserleri vardır. Bu Hintli tatmin edebilecek şekilde birşey- kesle iyi geçin- * zat, Hindistanda bütün hristiyan ler yapılmasını istiyor. Ti miye ve anlaş- 198 Orkan Ali papazlarından mürekkep bir >>c- 99 Gylü mıya mütemayil- Histe bunların hepsini ilzam vwiş. m;:ıiıı sBıey, âbdgl.h;îzîl: | dir. Bir işte ön- Efendi: Hoppa Mesele, İncil üzerine imiş. ğ Duh ı" tan q:ldi ayak olur, iş bo- ve havai değik cilin münderecatının bütün akıllara T gankârı (Zengin programlı zanlık — yapmaz, dir, Tavrı hare- muhal olan şeylerden ibaret ol- e CN | bir. düğün ,;,f,...... imkân E muhitini ve mu- ketleri —ağırdır. duğunu birer birer ispat edince, olmıd.ığındııı.yul:ai saray dahi- hatabını sıkmaz. Fazla yorulmak papazlar cevaptan âciz kalarak Mubafız zabitlerden Arif Hd çot m edecek Kadın mevzulacını da ihmal et- Bey çocuğu — memnu (Sehvi Hüp. Sı_hvl kâtip...) de- | Nöbete çıkarken onları giymeli. | tarzda — bir şey yapılmasını ) | Mez. istemez, — tecer- —th iktifa — nişlor. İshak hoca, | Fakat gelince, tekrar çıkarmalı- | tavsiye ediyor, “k. N, H.:,,,.. 7 süse mütemayik 5—;*- moşbhurdur. mnız. Buranın havası, Selânik | — Naciye Kadmefendi, buna hiç — Eotoğrafının dercini istemlyor — dir. — Evet efendim... Fakat bu | gibi değildi. Çok korunmak lâ- | memnun olmadı. Hattâ Abdülha- Güzelliğile mağrurdur. Güzel Fatihte Halim Efendi : :Iııı maalesef mevce- | nndır. midi biraz da tazyik etti. Fakat, | ve zarif eşyayı severse de hüsnü — Fotoğralı deri ecektir — Ka . Ba sırada Rifat B. işini bitir- Hı':ll;îinııiı' ;m iradesine karşı ne | istimal etmez, derbederliğe mü- k Aîıl başlı '0. dindardır. Her bulunur. Ben tarif « aflarda | miş, yanımıza gelmişti. Abdülba- | **PAL dülhamit, tekrar Rasim Bi temayildir. Kendi elem (ve ker |K e l nn ve kanar Par edip aldırayım | mit sordu: amit, tekrar eyi | derlerile etrafını meşgul eder, | Seye Çabuk inanır ve vi da size vereyim. Bakınız, —oku- ğırtb. Uzün uzun Ni- z 5 — Bu gece ağrı devam eder- g: et, (Hayalt Kâti, g:îsîüfen& dostluğu ve düşmanlığı devam- | şünür, herkesle Kuna bir süküllan somra ABİ D Ki? KA (Exrüğbe ) öyumtüma: | ö0 Hbirn çabük nutur. — | taraftardır. M ) dülhamit tekrar söze de Bey, rahatsızlığın asabi | sına karar verildi. başla: bir ağrıdan ileri geldiğini söye ——— eai — Ben daima geceleri erken | liyerek bir. (Asprii ) verilmesini yatar, sabahları sabah ezanıncdan tavsiye etti, ON BEŞİNCİ bir satt evvel uyanır, herkesi ra- Abdülhamit, b: FTE JN KUPONU Üa ealE OT eu (HĞN tabiğde (:p* el Üİ S PATEĞ İ budur. Hayvanlar bile gece olunca — Asprin, bilhassa baş ağ- yuvalarına girerler. Benim, olduk- rılarmda kat'i tesir yapıyor. Se- Ayakkaplar Şösonlar emtrda ea beş günde bir | ça (Malümatı tıbbiyem) de var- | u;::t;“'::" b." gün sizi hasta .î’::ııı oldağacanı — Patrome » Sizde de b ğa- mak istiyorsanız, ba dır. Doktorlarla çok görüşürdüm. | |. oıîyo. SÜ Orda ea ee Te saleymı ç 11 Halil ve Arif Müessesesi Her şahsa göre ayrıca tedbir | Oinizle tuhf-ık Nu: % dl?' S y saşas M T ar Gi ister.. Siz, nöbetlerde hariçte kab- | (Asprin) istemişti reddin ağadan d gee geğmim ÖO dığınız için kendinizi korumalısınız. a wk':nî:"% dl:: '_ıî:t';.'“ e İtanbal karilerimle möbetten avdetinizde, —mutlaka | seslenecektim. İhtimal ki ogün d: a .;ı':- =ın :;l._.: Yani miçıe_liıhig._ Teninizin üstüne | başinız ağrıyordu. (Elile tarif 4 Piüküla e giymelisiniz. Güderi —— | ederek) ağrı, şöylece ksdğa lekler, rutubete karşı pek iy- r. mu geliyor? ——— — — - - lndşi YEFRİKA — NUMARASI 25 ettirebiledek miydi? kemlik etmek istidadı, Türkün onu kara kara düşüncelere düşürü-| — Şaban, bu düşüncelerin taz- | hilkatinde yoktur. Bu hakikati Y A n ı yordu. İstanbuldan çıkarken tek | yikı altında sendeler gibi oldu. | tekzip eden her hangi bir hâ- ] bir “dwnrdu Şüleymııı P'ıııı- Yola çıkmazdan evvel elini ba- disenin sebebi, Mmuhakkak — stt YAZAN: | yı geçmek! Şm&' b_u endişeyi | şıaa koyarak niçin düşünmedi- | bozukluğudur, kan karışıklığıdır! F LAN: / * * zayıflatan yeni yeni mülâhazalarla | ğine şimdi nedamet getiriyordu ea eZ ti gi Bu, battat Hasan Paşanın İs- | gidişle belki ona yetişemiyecekti, | zihni sarsılıyordu. Meselâ, giriş- | ve iyi havalı bir yerde adama- | çek bi gözete. tanbuldaki memuru' Şaban - idi. | yetişemeyince de efendisinin kel- | tiği işin sonunu düşünüyordu. | kıllı dinlendikten sonra türkü | | Mısu ir yarışta israr Saraydaki dostlarından Süleyman | lesini kurtarmak müakün olm- | Kovaladığı adama yetişmekle ve | göyliye söyliye geri dönmeği ku- _=k:do olan Ş'b." Trakya- Puşanın Bosnaya vali tayin olum- | yacktı! ondan evvel Saraybosnaya var- | ruyordu. Fakat içinde, benliğinin bin b myayı birulak süratile duğanu, efendisinin idamına da Şaban, tam sekiz gün at | makla neyi temin etmiş olacaktı? ta derinliğinde kımıldanan birşey, | * ve Arnavutlarla meskün ferman çıktığını haber alır alınaz kaoşturdu. Azrailden vekâlet alarak | Hattat Hasan Paşa, ölüme mah- | bu kararı daima sarsıyordu ve o, topraklara gel_dl. Kovaladığı ada» atlanmıştı. Emeli, hedefi, battat efendisinin — canıni — nezetmiye | küm olduğunu Öğrenm ekle ölüm- | yine yürüyordu l ma İ?İll Y*_**mımî;ti, aradaki Paşaya ölüm götüren şu yeni va- giden — veziri geçmiye — çalışu, | den kurtulacak mıydıi? Koca bir Şaban Türktü. Bir vezir da- on iki saatlik mesafeyi bir türlü liden evvel Saraybosnaya yetiş- muvaffak olamadı. Aralarındaki | vezir, nereye, kaçardı, kaçabilirdi? | iresine — kayırılmış, venk - renk azaltamamışlı. Önde — yürüyen mekti. İstanbuldan çıkarken pek | mesafe, daima sabit kalıyordu. | Beri tarafta Sü eyman Paşa, ya- | adamlar arasında yaşamak izti- ölüm, ardında koşan necat ile te endişeli değildi.. Bir vezitin | Ne at değiştirmek, ne geceleri | kalayıp kesmiye memur olduğu | ranada kalmış olmakla beraber sanki eğleniyordu. Ne adımını | yekusuz kalmak bu sabit ayrılığı | adamı, kolaylıkla elden kaçırır | milliyetine has olan meziyetleri | genişletip irişilmer bir hayal has yorulmadan yol alacağını zanne- Ş MA ; diyordu ve binaenaleyh ardına | gideremiyordu. — Hangi —menzile | mıydı? muhafaza ediyordu. İşte ölüme | linç inkılâp ediyordu. Ne biraz yae düştüğü devletliye nasıl olsa ta- | varsa Süleyman Paşanıa birgün O halde sabahtan akşamlara | mahkâüm bir adam için bukadar vaşlayıp tutulabilecek bür hakikat | evvel geçliğini görüyordu. kadar dere, tepe aşmakta, bin | sıkmtı çekmekte omu — muztar | şekli alıyordu. Müphem bir ümit kaddüm — edeceğini —umuyordu. v Halbuki birinci, ikinci, üçüncü Onuncu — meuzilde fedakâr | bir. türlü rahatsızlıklar çekerek | bırakan da © meziyetlerdi. Çün- vaziyetinden çıkmıyordu ve kend& mehzillerde Paşanın kendisinden Şabanın metaneline tezelzül çel- | koşmakta ne mâna vardı? Mu- | ki Türk, yalmız iyi ve iyiliğe | sini takip eden fedakâr adamı mişti. Yol me akkatinden ziyade | kadder ve mukarrer olan bir meftan olmakla kalmaz, 1::60- izinde koşturuyordu. € l daha seri hareket ettiğini gör- -i a N n müştü ve telâşa dü'mğü:ıu. Bu iç üzüntüsü yücudunda ağır bir | ölümü, kendisi tehir veya rüc'at | ğü iyiliği de unutmaz. iğe Şikai ğ 4i