23 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

23 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Abd e Hiç (tter hakkı mahfuzdur ) Şimdi hepimizi bir hayret Ve taaccüp istilâ etmişti. Bu ir reçel değildi. Her halde küvvet macunu - olduğu "_'l'odıyordu. Naci Bey, işi az da alaya bozarak: — Lâlaml. Bu kavanozun Muhteviya'ı biraz şüpheli gö- Tünüyor. Bunu tamamen mu- #yene etmeden içeriye ver- Mek kabil olamıyacak. Belki #lunda başka bir şey vardır. Dedi, Zaten kavanozun ka- Pağı açıldıktan sonra, her- bangi bir şekilde olursa olsun bunu Abdülhamidin :lınş:: etmiyeceği pek tabil idi. halde, artık iskartaya çıkmış ©lan bu macunun istenildiği gibi muayene edilmesinde bir beiş görülmüyardu. Naci Bey, bir kaşık getirtti. Küpün içine tokarak iyice karıştırdı. Di- bini muayene etti. Şüpheyi telbedecek hiçbir. şey görlü- lemedi. Kaşığın her macunla bulaşmışt'. Ucunda da büyücek bir fındık kadar ma- cun parçası kalmıştı. Nacı Bey, bir kere de bunun taaınını ve lezzetini anlamak için o fındık kadar parçayı ağzına aldı ve dilini şapırdattı. - Bu esnada dikkat ettim, Şöhrettin gizli bir tebessimle 'Naci Be, ye bakıyor ve gülüyordu , Naci Bey, merak etti. Bu leziz. macunun kaç kuruşa mübayaa — edildiğini Hasan amcadan sordu. Eh.. Ne ola- bilir? Haydi olsun, olsun ba iki yüz, üç yüz kuruş olsun... Fakat Hasan amca, parmağını kavanozun üstüne bastırarak : — Tamam on adet altın lira... Der demez, hepimiz, gayri —Hyıd: — Aaaaaa... Diye bir nidayi hayret ko- Yüvermiye mecbur olduk. Be- keri, on adet altın liraya mü- bayaa edilen bu kavanozların muhteveyatında acaba ne i bir kudret ve kuvvet Vardı?... O esnada Rasim Bey de Reldi. O da bu macanları Rördü. Muhteveyatında, mu- 'Gza işi ile alâkadar birşey Olmadığı için içeri verilme- emretti. * Aradan pek az bir zaman Teçmişti. Naci Bey, harıl ha- hi Rasim Beyi rdum: — Ne yapacaksınız? Dedim. Telâş ve ıztırapla | *evap verdi: | Aman azizim, izin alıp | Lllnbıılı gideceğim. l Dedi. Onun bu telâşlı hali, daha tiyade nazarı dikkatimi celbe- kı | — Hayrola.. yoksa rahat- ©e mısın? î arıyordu. Dedim.. O, etraftan is- dat eder gibi nazarlarla K Beyi — araştırmakta Eczanelerde ;_ ülhamit, Dokto Yapılan İtimat Et NAKLEDEN: ZİYA ŞAKİR — — devam ederek meyusane ba- |) T Çök vabab sızım.. Hem de pek oo.'l_t- Burada bir vak'adaha ha- tırlıyorm. Ge- çen ramazanın -zannedersem- yirmi veyahut yirmi ikinci nü idi.Vahdet- tin'n sarayından gelen bir İ'Aİ; rem ağası, dülhamide bir hediye getir- odasına alındı. Kat katbeyaz ve etrafı zımbalı patiska içine sarılmış bohça açıldığı zaman içinden ağm itina ile mühür- lenmiş bir sepet çıktı. Sepet açıldığı zaman, nefis bir mis kokusu birande odayı okadar istilâ etti ki âdeta hepimizi sermest etmişti. Sepetin için- de, Karaköy fırınının yuvarlak kuru poğaçaları kutrunda ve ka- hınlığında nim şeffaf daha ziya- de bal rengini andıran katkat şekerlemeler çıkmıştı. İyice hatırlıyorum. O gün Naci Bey orada idi. Hedi- yeyi tesellüm etmek ve içeri götürmek için — gelen Ağaya sordu: — Bunlar nedir? Nuri ağa cevap verdi: — Efendim, ( Zatışahane ) ramazanın on bi B eeede) 1 ziyaret "etmeli açi 'opkapı) saraı ittiği man, bîınhr (E::er:ı:i'lı:: un) da yapılır. Ve Zatışa- Lne ile (Efendiler hazeratı) na takdim olunur. Bunlar “Şe- ker, dir. Bayağı, bildiğiniz er)... g”kYı. bu koku... —O koku mu efendim?, Şeke rin içine, (Mis), ile (Akamber) koyarlar da ondan... Yoksa, bu gördüğünüz, alelâde (şe- ker) den başka birşey değil- dir.... Mademki — açılmıştır. Bir tanesini alınız. Rica ede- rim, alınız da tadıma bakınız. Şekerin bir tanesini aldılar. Ucundan birer lokma kırarak yediler.. Yediler amma, yiyen- İerden o gece sarayda nöbetçi kalanlar pek çok ıstırap çek- tiler. Tesadüf, o gece Naci de nöbetçi idi. Be-,— Hay Al:îıh müstahakkını Dıyı ellerini birbirine vura- rak dolaşırken, Nuri Ağanın tatlı tatlı gülerek : — Rica ederim.. Alınız da tadına bakınız.. Dediğini — hatırladım. Ve arkadaşlara — bir — muziplik etmek istediğini anladım. * Abdülhamit, mütcaddit de- fa vaki olan beydı:ıı:ı:dı, dınlara pek - iti 'ane rı.ğbet ettiğinden bahsetmiş ve hattâ birçoklarına da bu bususta imsak ile hareket lü- zumunu tavsiyede bulunduğu- söylemişti. ıwl'ıh,ııl (hııiııdır) lardan miyordu: 120 İdare memaru Saip B. mişti. Hediye, usulen nöbet SUN FUSLA LE_B rla Muhafız zabitlerin- den Salih B. bazılarına karşı Abdülhamidin aldığı mültefit tavırlar, bu ihtiyar Hakanın daha hâlâ sönmiyen bir kalbe, henüiz külliyen zeval bulmıyan bir kuvvete malik olduğunu gös- teriyor. Kendisine -bu hususta kıymettar yardımı. - dokuna- cak- Şeker gönderilmesi, ken- di tarafından vaki olan bir talep ve arzuya binaen değildi. Bu, alelâde bir saray âdetinder ibaretti. Sarayın eski bir an'a- nesine ittibaen (Enderunu hümz- yun) ağaları tarafından (Efen- di)lere takdim olunan o, mis ve amber kokan şekerlerden dnu mahrum etmek istememişler ve bir cemile olmak üzere göndermişlerdi... Bizzat ısmar- hyarak aldırdığı 6 kıymettar ve leziz macuna gelince: Ben bunu ancak bir ihtiyat ted- biri olmak Üüzere telâkki et- tim. . Çünkü hiçbir. zaman lh_“' yarlığı kabul etmiyen ve hiç> bir sebeple vücudunun ğ ret ve zindegisini söndürme istemiyen it, bir ta- raftan kuvyetli ve mugaddi yemeklerle kendini dikkat V€ itina ile beslerken, diğer t raftan da recüli kuvvetinin zeval ve iflâs tehlikesini gör memek için bu macımları aldırmıştı. Z Yalnız burada dikkat edi- lecek bir nokta var. Bu ma> cunu satan Misırç; laki dükkânı, sarahat ve kat'iyyetle tarif etmesine nazaran evVE” ce de Abdülhamidin bu Mü” cundan istimal ettiği anlaşıl- maktadır. Saltanat zamanında etrafını ihata eden birçok ( Tabibi husust ) lerine - böy- le bir ilâç yaptırmayıp ta niçin mahiyeti — meçi P"' macundan kullanıyordu, dli'. bir sual varit olmak ihtimali var. Ben bu sualin cevabını pek kısa olarak vereceğim; itimat- sızlık... y Bugün bile öyle değil mi?.. Ambalâjını bizzat açmak şar- tile, (asprin) den başka hiç- bir. ilâç — kullanmıyor. Ge- rek macuna ve gerek at- prine gelince, bunlar, bilhassa kendisi — için — yapılmamıştır. Buna binaen bunları korkusuz bir surette kullanmaktan çe- kinmiyor. ( Arkası var ) Ve| İlâçlara | .e arme z Geçen Haftaki Bilmecemizi . Halledenler ( Dünkü nüshadan Devam ) Birer Kilap Kazananlar tebi 114 İszet, Şehslivarbey mahab lesi Hamam sokak 21 Gülrar Urunkdp- yü portane yanında Albert Şoef, Şişli Beomcati bira fabrikasında — kentrol Feyzullah, —Adana — Ticaret 928 Ahmet Refik, Adana Fote Alle M Ali Beyler ve Hanimler. Birer Albüm Kazananlar Adana Ticaret Mektebi 239 Süley- man, İsmir Karşıyaka — Alaybey Günay- ada sekak 12 numaralı hanede Hasan, Çoram Pastahane civanında müskir-t bayli Yaşar Beyin kızı Neşe, Denb'i Baldanpaşa zade Ali Riza - vamtasi Türkün, Adana Hilâlinhmer civarında tersi Tevfik Fikret, Ankara Tabakha e mahallesi Gicloğlu sokak $ Jak, Beyarıt mahallesi 13 Emin Hüsn”, Edirne Ayşekadın Fırıncı Ahmet Vi, oğlu İbrahim, Konya Ahmethaki ma- hallesi $8 M Agâh, Aydın Gazipaşa yaektebi 168 Mürüvvet Türkâm, Salihli Posta ve telgraf müdürünün oğlu Mu- zafler, Ankara İlsesi & inci sınıf 127 Hikmet, Balıkesir erkek orta mektebi s21 Tabela, İzmit Karabaş mahallesi Yol sokak 34 mumaralı hanede Musm- mer, Salihli Esnaf ve Ahali Bankasında Şerif Beyler ve Hamımlar. Birer Muhtıra Defteri Kazananlar Tokat Askerlik daire reisinin kıtı Ayten, Hisar Diviran :mahallesi Mesçit sokak 9 Necibe, Ankara Yeni Hayat Mektebi 265 Salih, Ankara erkek lisesl 137 Şükrü, Ankara Ulucanlar Anafarta mahallesi $ Nimet, Ankara erkek lisesi sımıf 1 de 44 Muamrrer, Ankara Atpa- zarı Bakkal AN Efandi vasıtasile Mu- şmmer, Ankara erkek W >esi 401 Faruk, Askara Hisar Demirfirka maballesi 15 Münire, Ankara Atpazarında 45 Hamdıi, İstanbul orta mektebi 156 Azls, Adana 166 Azis, Konya Allettin civarında Yıldız. öteli karşısında 479 Reşat, Galate Nestele Şirketinde İbra- him Beyin kızı Seher, Kulada Şekerci zade Orhan Seyfi B, vasıtasile Ziya, Beykor Kavakdere caddesi 68 Bedret- Üm, Kümll, Ankara Hizar Ramazan- şemseddin mahallesi 3 Müjkân, Eyüp İslâmbey mahallesinde — Bahçeliçeşme çıkmazında 2 Mürüvvet, Ankara Atpa- zarı Çengel ban 5 Salih, Ankara erkek Teti talebesinden — 104 No, Ahmet, Adana hükümet civarı, bakkal Mahesa! Bey vamtasile Hasan Basri, Adana Okuma Odası Memuru Rahim Bey va- miaalle M. Nuri, Balıkesir jandarma mülhakı yüzbaşı Tayyar Bey hemşiresi Zişan, Beyazıt Vecihi Münmir, Edirne Üç şerefelif kurşısında Berber — Halil Ef. mahtumu Rifat, Beyazıt G6 mc Kiz mektep 387 Handan Fevzi, Adana Foto allehanesi Süleyman vamtasile Hakkı Beyler ve Hanımlar. Birer Kart Kazananlar Bursa İsmetpaşa cnddesi Kocabaş çılkmazı 2 No, hanede Ferzane, Lüle- burgaz Maliye Veznedarı Raşit, Edirne San'at Mektebi 88 M. Rahmi, Kadıköy Brkek İlsesi 119 Nedim, Ankara Şakar- ya İlk mektep Emin, Zonguldak orta mektebi 220 No. Bustafa, Usunköprü Mimar Hayrettin meklebi 136 Nerkir. 1 Mmel illk mektep 259 Macit, Ankara Erkek Hscel talebesinden 73, Ankara Cebeci, Hapisane caddesi 18 No. da Rıdvan, Beyoğlu Müsevi İlsesinde Ne> mika İbrakln, Vefa Orta mektebi 76 Galla, Galatasaray 1148 Osman Nadi, Adanü Orta mektebi 172 Bedri, Artova ÇiİRİk tahrirat kütıbi. Ruhl Bey kını Nermin Hanımlar ve Beyler. ON DÖRÜNCÜ PATRON KUPONU No. 12 Garetamizde oa beş günde bir vermekte — olduğumuz — Patrona bedava almak — İsliyorsanız, bu kuponu kesip saklayınız ve 15 kupon toplayınız. - Patroularımız: dan pek memmsaa olacaksınız. Patronlar nöşredi! li ci güme den İtibaren İstanbul karlerinlı bir. hafta, taşca karil>cınla a gün içinde kuponil, gönder melidirler, Bu müldde: geçtiktes vonra kupoalar kabul edlimez. Ford fabrikasinin merkezden aldığı bir emre tebnan Edisonun '—. TTT ĞÜL AA — — (Ford)Ta Matem Günü Bitti Sayfa 7 ğ LAİ M O li a Yt fatı münasebetile dünyada mevcut bütün diğer Ford müesseseleri — gibi alâmeti matem olarak bir gün işi tatil ettiğini yazmıştık. Yukar» — da gördüğünüz resira, işte bu tatil gününde alınmıştır. Bakınız: Kos | ca fabrikada canlı tek birşey göremezsiniz. Her taraf bomboçtur. | Fakat matem günlü geçmiş ve Ford dün yine çalışmıya başlamışlır. müddet ısrar- dan ziyade te- nevvüden hoş- lamır. İmtizaç bususunda uysa'lığa mütema- yildir. * Kadiköyde N. M. hanım: — Fetoğrah dercedilmiyecektir — İnce ve hassastır. Çabuk alınır, başkalarının elem ve kederlerile alâkadar olur. Küçük şeylerden derhal gücenir, kin tutmaz, iğbirarını devam — ettirmez, bidayette çok sevdiği eşyalarından ça- buk bıkar, tenevvli ve yenilik taraftarıdır. Muaşereti mera- sim ve usuüllerine — ihtimam- kârdır. Lânga Faciası (Baştarafı 1 inci sayfada) Bu zaman zarfında Madam Rozanın, sağındaki Berber Yorgi, solunda Anastinin ev- leri yanıyor ve ateş karşı ta- rafa atlıyor. Bu suretle tehlike büyüyor. Nihayet ( 5-6) tahrip bom- bası atılmak suretile saat(ö,30) ta yirmi ev yandığı halde yangın söndürülebiliyor. * Tahkikat gösteriyor ki yan- gin ihtiyar Hıristonun attığı sigaradan çıkmıştır. ve ken- disi kurtarılamıyarak yeğeninin evi ile birlikte yanmıştır. Yangını söndürmeğe çalışan Mehmet çavuş ismindeki bir itfaiye —memuru da üzerine çıkdığı damdan düşerek muh- lif yerlerinden yaralanmıştır. Yanan evlerden eşya kur- tarmak mümkün olmamıştır. Bunların sabipleri şunlardır: Madam Roza, Aristi, Dimitro, Galip, Süleyman, Lisador, Salih Ef. ler ve Sıdıka, Emile, Yorgi, Davit, Madam Anna, Mehmet — Nuri, — Anastasya, Resminizi Bize Gönderiniz, * * * Size Tabiatinizi Söyliyelim... | | J J İ İ İ İ ça cünlük — göse termez. İsr. —. müçteniptir. Azx para ile dahi idare etme> — sini bilir. Hususiyeti hakkında — ketum olmak ve renk verme- — mek ister. * Kadıköyde Ş.K.K. hanımı — — Fotoğrafının darcini İstemiyor — Zeki ve kurnazdır. Herkese açılmaz, sırları hakkında fazla ihtiyatkârdır. Büyüklüğü se- ver, kısmen ; : Si balâpervazdır. — Menfaatlerinden muhitin mah- rum etmemiye, — cömertliğe mütcmayildir. Kendini çabuk sevdirir ve saydırmasını bilir. ;î K Nakşiye, — Dimitri, Fahriye Hanım ve Efendilerdir. 32 numaralı Yorgi Ef. ye ait evin bir kısmı yanmıştır. Emin Bey ismindeki zatın evi de yangın söndürülmek İ d İstafilya, Fabriye, Pakize ve — için bomba ile tahrip edilmiştir. ğ Yangın yerleri araştırılır! dün, ankaz arasında 50 adet altın bulunmuştur. Tütüncülük Çiftçinin Şîl&yetine hemmiyet Verilmelidir İzmir, (Hususi) — Akhiser Ticaret Odası Tütüncüli kâletine göndermiştir. O da bu. raporda, Tütüncülerin bun- dan sonraki senelerde Tülüm Târan'tile İŞS52! etmekteo iç- tinap etmek tasavvurunda duklarmı zikretmişti» aamlii <e

Bu sayıdan diğer sayfalar: