Cebimde Para YAZAN: M. — 131 — — — (Bayburt ) tan ayrılırken bu — havaliyi yakından tanıyanlar — - bize nas'hat etmişlerdi: — Eğer Kop dağının tepe- lein dumanlı ve karanlık görürseniz handan kımıldan- O mayınız, aksi takdirde baş- — mıza felâket gelir, demişlerdi. Bizim de Kop dağının ete- ginde barındığımız gecenin — Babahi yaptığımız ilk iş, dağın - tepesine bakmak oldu. Müt- — biş bir sis içindeydi, zirvesi — görünmüyordu: - — Dikkat ediniz, kar tipisi — altında mahvolursunuz, diyen- — leri hatırladım ve doğruca b r dönerek odama girdim. O Yangalın başına çömeldim ve — eebimde kalan parayı hesap — ettim: Hanın o geceki parasını da /— verdikten sonra cebimde an- — cak beş buçuk İlira kalacaktı. — düşündüm : — — Burada bir iki gece — daha eğlenmek mecburiyeti ile karşılaşacak olursak, pa- /— ramız bizi Erzuruma götürmi- — yecekti.. O halde, o halde — ölümü göze almaktan başka yapılacak bir iş yoktu: — Arabacı hazırlan baka- ım ! Zavallı Mehmetçik şöyle — bir dağa baktıktan sonra — boynunu büktü: — Peki efendim, dedi. — İşte Türkü tarihin her dev- /— rinde muzaffer yapan Meh- B mehtçiğinin amirine — karşı — gösterdiği bu itaattir, bu mattır. — Tuhaf değil mi, biz tepeye — yaklaştıkça sis dağılıyor, du- k uzaklaşıyordu. — Zirveye yardık ve orada kar fırtınası yerine mütedil bir hava ile cal tık. — Tepenin üzerinde bir jan- — darma karakolu vardır, teh- ikeye düşenlere yardım eder. müddet burada dinlene- çay içtikten sonra tekrar ı çıktık. Akşam Üüzeri da- diğer eteğinde küçük bir köye vardık. Fakat maalesef burada dinlenecek yer yoktu. . ' te pis bir ahırı gösterdiler : — — Buyurunuz, burada ya- tabilirsiniz, dediler. — İçeriye ik. İki kısma ayrılmıştı. kısmında hayvanlar, diğer mında da insanlar, tabir izse koyunkoyuna — yatıyor- h lara mahsus olan kısmı mehmaemken temizle- t içine yerleştik. Tam dyuyacağımız sırada dışardan bir ayak sesidir aksetti. Me- Erzurum tarafından bir sürüsü gelmiş ve ahırın — hayvanlara mahsus — kısmına sokuluyormuş. Artık sabahi — masıl ettiğimizi siz düşününüz. — Aydınlık olur olmaz yola çıiktık ve — cebimizde kalan don parayıdâ Erzurüm yo- ida son menzil olan (İlıca) da harcettikten — sonra iyel z Beş Buçuk Lira Kalmıştı Olarak Ancak EGALİM ee ) Erzuruma — vardık. İlk — işim mevki kumandanını” görmek oldu. Bu makamı şimdi Emin Bey ismini taşıyan bir kay- makam işgal ediyordu. Bilâhara maiyetinde bulun- duğum zaman ne darece âli- cenap — olduğunu anladığım bu zat: — İsterseniz bırada kalınız, isterseniz Karsa kadar gidiniz, ben size elimden gelen yar- dimi yaparım, dedi. Kendisine hararetle teşek- kür ettim. — Fakat, dedim, bir defa Karsa gidip vaziyeti anlamak isterim. Benim Türkistandanberi ta- şıdığım — zavallı atımdan ay- rılmamın — günü — bugünmüş. Mecburen 90 liraya sattım ve bu paranın 45 lirası İle bir vurgun kiraladım. (Mabadi yarın ) “Hafız Ali,, Memleket Bu Nefis Üzümden Mahrum Kaldı Bir zamanlar Bursa ve ci- varında (Hafız Ali) ismi verilen çok nefis bir üzüm yetişir ve mebzul miktarda ihraç edilir- di. Fakat bir aralık bu ciyar- daki bağlarda filoksera Üre- miş, bütün kütükleri ve çu- bukları kurutmuş, netice itiba- rile de (Hafız Ali) üzümünün nesli mahvolmuştur. Fakat bu hâdisden biraz evvel bir Bul- gar mütehassısı Bursaya ge- lerek bu üzümün çubuklarını Bulgarisatana götürmüş, ora- da üretmiye muvaffak olmuş- tur. Bugün Bulgaristanın bir çok bağlarında bu nefis Bur- sa Üzümleri yetişmekte ve harice mühim miktarda ihraç edimektedir. Fakat bu işin bir de bizim için feci olan tarafı vardır. Bulgar hükümeti Bursada (Hafız Ali) üzümünün tamamen mahvolduğunu öğ- renince çubuklarının İ ye ihracını bir kanunla yasak etmiştir. Buna ne buyurulur ? Kral Boris Kraliça İle Birlikte İtal- yaya Gidiyor Sofya, 18 ( ALA ) — Kral ve kraliça, kısa bir müddet ikamet etmek üzüre, İtalyaya haraket etmişlerdir. Müşarü- nileyhima, mütenekkiren seya- hat etmektedirler. — İtalyada İtalyan kral ve kraliçesinin misafiri olacaklardır. Bir Kadın Yaralandı Saadet isminde 60 yaşların- da bir Hanım Sirkecide tram- vaya atlamak isterken düş- müş ve tehlikeli surette yara- HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Muharriri: Safiye Peyman SAĞ . EL Bir ay evvel, karımla ben, güzel bir kadınla tanıştık. Bu kadın, bir dostumuzla bera- ber, evimize misafir gelmişti. Kadın gittikten sonra kar- ma dedim ki; — Bu kadın tehlikeli, — Çok güzel, değil mi? — Hayır, o mânada değil. Ellerini görmedin mi ? — Rek dikkat etmedim. — Bir daha gelirse unut- ma, sağ eline bak; sol elin- den daha büyük, daha kaba ve gergin. — Ne çıkar bundan? — Bundan çok müthiş bir- şey çıkar. Biliyorsun ki ben son zamanlarda — cinayetlere ait ilmi tetkiklerle fazlaca meşgulüm, — Eyvah, burada da mı ilim ? — Şeker - karıcığım, - ilim her yere, senin mutfağına bile girmelidir. Ve bu soğuk ilim, bu kadının sağ eli için ne diyor, biliyor musun? — Ne diyor? — “Bu kadın katildir.,, di- yor. . — Sen bu kitaplar arasında nihayet oynatacaksın, doslum. Dünyanın en güzel kadınla- rından biri katil, cani ha?.. Güleyim bari... Erkekler bu sıklaştı. Sağ eli kanaatim — gün retlerimiz hakkındaki ' geçtikçe kuvvetleniyordu. bilirler, fakat... — Hayır sevgilim, bu kadın, ya bir adam öldürmüştür, yahut ta öldürecektir. Bunu bir tarafa yaz. Sonra görü- Şürlüz. Münakaşayı uzatmadım. Ne- riman (o güzel cani kadın ), ta karşımızdaki apartımanda oturuyordu. Bir kere de biz onu ziyaret ettik. Karımla dost olmuıya başladılar. Ziya- Bir sabak, erkenden, karım beni müthiş bir çığlıkla uyan- dırdı: — Kalk, dedi, kalk.. Şim- di hizmetçi haber verdi, Ne- rimanın kocasını öldürmüşler! — Neriman öldürmüştür! diye yataktan fırladım. Çabucak — hazırlandım ve karımla beraber Nerimanın apartımanına gittik. Henüz polis — gelmemişti — ve hiz- metçi ortada yoktu. Neri- man da kırklara karışmış. Kapı açıktı. Cesaretle girdim. Faik Bey, Nerimanın kocası, yatağında, kanlar içinde ve yüzükoyun yatıyordu. Yatak odasından içeri ikinci adımımı atınca karım beni kolumdan çekerek bağırdı : — Girme! girme! Karımla beraber sofaya çıktık. Elimi soğuk kanlılıkla omuzuna koydum : — Gördün mü ? dedim, ilim istikbali görür; bu asmın falcılığı ilimdir; ilim (8 x perdelerini yırtar, karanlıklara aydınlık doldurur, ilimle meş- gul bir adam için herşey malümdür, — meçhul yoktur, gördün mü ? İşte ilmin ha- rikasıı Ben bunları karıma anla- tirken omuzuma bir el dokundu, başımı çevirdim ve hayretten sıçradım: Nerimanın — kocası ve Neriman! kahkahayı bası- yorlar! Maktul Faik B. dedi ki: — Bu muzipliğe dair sizin ilim ne buyuruyor? Karımın gülüşünden de bel- liydi ki, o, bu oyunda, katil ve maktulün şeriki cürmüydü. Sebze Ve Meyva Ziraat Odası Hayırlı İşlere Girişti İstanbul Ziraat odasının ver- diği bir karar üzerine Eren- köyündeki fidanlıktan halka parasız fidan verilecektir, Oda yerli meyvaların ıslahi. için de faaliyete girişmiştir. Bu cümleden olarak hariç- ten gelen meyvalar vasıtasile memleketimize meyva hastalığı girmesine mâni olunacaktır. Bunlardan başka bağ yap- mak — istiyenlerin — topral tahlil olunacak ve toprağın cinsine asma çubuğu verilecıkâ:"Ayncı şehrimiz- de asri bir çiçek pazarı te- sis edilecektir. küçük ilânlarından isti- fade ediniz. 25 kuruş sizi işsizlikten — kurtar- abilir. 16 kelimelik bir ilân 25 kuruşa SON POSTA — İ — — — — Bir Tavzih Gazetenizin 14 teşrinievvel 931 tarihli nüshasının 6 ıncı sayfasının 4 Üncü sütununda birinci sayfadan nakledilen 44 balya eşya hakkındaki namı- ma atfedilen beyanatta bu balyaların (Mizrahi biraderlere ait) tâbiri eşyanın bu nama vürudetmemiş olması dolayısile gayrivarit görüldüğünden tas- hihini rica ederim. İstanbul G. Başmüdürü Seyfettin Yeni Neşriyat Kaynak Mecmuası İzmirde san'at ve ilim ha- reketlerile meşgul ( Kaynak ) isminde bir mecmua İtişara başlamıştır. Muvaffakiyet te- menni ederiz. Adsız Mecmua — Bu mec- muanın altıncı nüshası çık- mıştır. Mündericatı: — Millt ahlâk, Kapitalizim Buhranı, Türkiyedeki diller, Eski ta- rihte mektep, Basılmamış Bek- taşi şiirleri, Memleket manileri ve daha bazı müfit maka- leler vardır. Karilerimize tav- siye ederiz. &y | : : ( SİNEMALAR | Yarın Akşam ELHAMRA sinemasında | Bütün dünyanın en maşhur dansözü ROSİTA MORENİ ve (Rio-de- Janciro) milli tiyatrosuna mensup FERMAND REY ile birçok büyük İspanyol yıldızları tarafından temsil edilef| ŞEN İNSANLAR Tamamen İspanyolca sözlü ve şarkılı muazzan Yerlerinizi tedarik ediniz. Paramount filmidir. opereti ilk defa olarak gösterilecektir. — Yarın akşam R a v MELEK sinemasınd | MURNAU'nun şaheseri, aşkın şüiri olan ve tamamen — cenubi | denizlerin adaları — ihtişamı | K, ın n u ufilminde | — güzellikte ş ihtişam... içinde sinemaya alınan inkılâp... — Gözlerde Kulaklarda neşe... Ve kalpte küşayiş... Hissedeceksiniz. Paramount filmidir. ( Niebelungen'in Siegfried'i ) sevimli P AUT Viyana Operasına mensup KIRALIN 2? Teşrinlevvel ARLİ KPT TU K İRENE EISİNGER ile beraber temsil ettiği GÖZDESİ birinci Almanca sözlü ve şarkılı filminde görmiye hazırlanınız. Perşembe — akyamı S YD 't !ı Radyo lll Tiyatro Ve Siııemal ı 20 Teşrinievel Salı İstanbul — | 1200 metre 5 kilovat | 18 gramofon 19,30 alaturka saz, 20,30 gramofon, 21 alaturka konser, 22 orkestra. Heilsberg — (276 metre, 15 kilovat ) 19,25 mektep saa- l ALKAZAR — Manuelâ ALEMDAR — Yanık kalpler ARTİSTİK — Sevil Dansğzü ELHAMRA — Parliali Kahvecl ETUVAL — Caz kıralı FERAH — — Altına hücum GLORYA — Atlantik KEMAL B. — Mukaddes dağ a MAJİK — — Al Jolaan ti, iki talabe arasındn felsele | MELEK — — Parlali Kahveel mübahasesi, 20 Lâypçıklan | MİLLI — — Busenin kaymet naklen — mandolin — koönseri, | OPERA —— Varşova Kalesi 2110 konser. ŞIK — Cennet yolu Mühlaker — (360 metre, 75 kilovat | Freiburgden nak- len Fransa hakkında bir kon- ferans, 20,30 Derfliger ismin- de bir dram, 22,30 son ha- berler, gece konseri. Bükreş — |3M4 metre, 16 kilovat | 20440 gramofon, 21 orkestra, — 21,45 — musahabe, 22,15 orkestra. Roma — | dAl metre 75 kilovat | 20,30 muhtelif haber- ler, 20,35 İngilizce ders, 21 orkestra. Viyana — |517 metre, 20 kilovat) 19,40 halk - şarkıları, 20,10 radyo mikrofonu, 20,40 konser. Peşte — (550 metre 23 kilovat | 19 eski halk şarkıla- rı, 19,30 operadan naklen Lu- bengrin, sonra dans havaları. Varşova — ( İ411 metre, 158 kilovat | 19,30 gramofon, 20 tefrika, 20,15 konser. Königsvüsterhavsen — (1635 metre, 75 kilovat ) 19 İngilizce ders, 20,15 Lâypçigden naklen mandoölin könseri, 21,10 sen. foni. Üsküdar Hâle — Aşk resmi — geçidi Pamuk Piyasası Adanada Fiatler Ansızı! Yükseldi Adana, ( Hususi ) — Son hafta içinde koza fiatleri çiftçilerin yüzünü güldürecek derecede yükselmiş, Iıoıııııı çekisi seri bir çıkışla 130 | kuruştan 180 kurüşa kadar fırlamıştır. Dün borsada son — muamele 184 kuruş üzerinden — yapılmış, alım satım epeyce hararetli olmuştur. Yalnız şu- w rasınıda kaydetmek lâzımdır ki bu yükselmiye Liverpol | piyasa — telgraflarının yüksek — gelmesi değil, en çok, alıcır ların iştahlı talepleri sebep olmuştur. Bu itibarla piya- sanın daha ziyade yükselmesi pekte muhtemel — görülme- mekle — beraber memleket iktısadiyatında büyük bir tar havvül husule gelmiş, çifçi lerin ve ihracatçı tacirlerin maneviyatı da o nispette yük* aa