19 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

19 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kari Gözile Gördüklerimiz Taşdelen Hakkında Memba suları ve bilhassa Taş- hakkında beş altı ay- malümata iİstinaden rilen yanlış bilmiyerek yazmakta olduğu ya> zilar daima nazarımıza çarpmalı» fa idi. Taşdelen suyunu gidip görenler bu yazılara gülmekte iseler de tabildir. ki oraya gi- dip görmiyenler de pek çoktur. işle alâkamız — olduğundan *t vermiye mecbur olduk. Bir » suyu membal saatte Bir tön su verir. Ğİ'. ton sudan on *lt damacana olur, oradan alınan Yuların miktarı herhalde on beş tondan fazladır. ve bugün piya- Saya çıkan küçük şişe miktarı yevmiye azami altı bini geçmer. Şu hesaba nazaran yevmiye üç ton su küçük şişelere imlâ edil- mektedir. Baki kalan on iki ton da damacanalar ile satılmaktadır. Yine bu gazete yazıyor ki sular kontrol edilmemekte ve mçabamda otuz İira Ücretli bir tabsildar bulunmaktadır. Halbuki membainda münavebe ile çalış- makta olan ellişer lira maaşlı Istanbul belediyesinin tayin ettiği iki memur vardır. Bütün dama- canalar bunların huzurunda dolar ve kendileri tarafından temhir edilir. M. Talât Fazla Ceza Alınıyor Şirketi Hayriyenin nizamna- Mmesi mucibince Köprüden Üskü- dara veya herhangi yakın bir iskeleye gitmek üzere vapurlara biletsiz binenlerden mevki farkı mazarı itibara alınmıyarak tam 32 kuruş küsur para ceza alın- maktadır. Bu nispetsiz cezanın birinel ikinci mevkle göre azami! iki misli alınması hususunda alâka- dar yüksek makamın nazarı dik- kati celbolunur efendim. T. Rahmi Cevaplarımız Necip Efendiye: Meseleyi ehemmiyetle tetkik ve takip ediyorur. Aldığımız ma- lümatı sirası geldiği — zaman yazacağır. Malatyada Mehmet Beye: Mektubunuzda şahızlarla çok faz a alâkadar oluyorsunuz. Mua- melâttan bir şikâyetiniz. olsaydı o kısmı yazmak, tahkik ve tetkik etmek tabil vazifemizdir. Ancak resmi şahıslar hakkındaki şikâ- yetinizi ait olduğu makama - bil- dirmeniz daha hayırlı neticeler verir. » Manlsa Umumi MecHa Azasin- don Doktor Hakkı Halil Beye: Fotoğraflarda bir yanlış ol- duğunu anladık. Ancak bir. daha tekrar edilemiyeceği tabildir. 'Tü. tün meselesi hakkındaki nutla. rınızı da mubabirimize bildirdik. Alacağımız cevabı. mevzuubahe edeceğiz. ——— TEFRİKA NUMARASI 16 V Düny;ıd Tehlikeli B Cenevredeki Akvam Cemi- yeti büyük bir imtihan geçi- riyor. Bu cemiyet kurulurken programının — başına milletler arasında harbe, kanlı ihtilâf- lara mâni olması kaydi 'ko— nulmuştu. İste günün birinde karşısına Çin - Japon muha- rebesi çıktı. Tabit Akvam Cemiyeti bu işe derhal .ııh- dahale etmeli, bu kanlı ihtilâfa mâni olmalı idi. Uzak Asyadaki çarpışma- ların ilk günlerinde n;illctler iyeti vaziyetin açılmasını ;înkıleydi. ve şimdide bu kanlı mücadelenin önüne âeçışek için uğraşıp duruyor. Bu me- ;îıl:y:ğ:ıirpıon gelen haber- lerini şuraya bulâsa ediyoruz: Fransa ve İtalya Hariciye nazırları dün Akvam Cemiyeti binasında uzun bir mülâkat yapmışlar ve Çin - Japon ih- tilâfının ne suretle izale edi- lebileceğini — görüşmüşlerdir. Fakat henüz bulunmuş bir çare veya verilmiş bir karar yoktur . Diğer bir telgrafa göre de bu ihtilâfın halli çok müşkül olacaktır. . ge Çinliler Nasıl Düşünüyor Diğer taraftan Şanghaydan gelen bir telgrafta şu cümle- ler vardır: Changhai, 18( A. A ) — Çin matbuatı Cenevre müzakere- lerini umumiyetle barit bir görüşle — mütalea — etmekte- dir. Efkârı ümumiye propa- gandalarla hararetlenmiş bu- lunmakta ve Çinin pek bariz olan hakkının müzakere Bang zuu teşkil etmesini müşkü- lâtla kabul eyliyebilmektedir. Maamafih Amerikanın Cenevre meclisinde — temsil — edilmesi meselesi iyi bir kabul gör- mektedir. Hususi bir memba- dan verilen ciddi malümata göre, hükümet mehafili, Man- çuri hâdisesine ait olarak Cemiyeti akvam meclisinde vukubulan müzakerelerin, ihti- lâfın halli için iyi bir çare olduğuna kani — bulunmakta, fakat — müzakerelerin neticesi hakkında mutlak bir. ketu- miyet ve ihtiyat muhafaza etmektedir, YARIŞ Bir ftemadiyen — uğuldıyan © Yük konak, ölüler aşıyamı gibi Seslzdi. İçerde, harem dairesin: de belki hayat vardı. Lâkin bu Mestur hayatiyetten de dışarıya Baer ezmıyordu. Uşaklar, kavat- har, sekbanlar sırrolmuş gibiydi. Hatte ahırlar da - boştu. Sanki Yağmur ve fırtına, bu velveleli dairenin bütün ruhunu sllip gö- Yürmüştü. Her yerde sükün vardı Ve her yer kapalıydı. Hacı Sinan, karanlık bir çöl- * kendi gamila, kendi elemile | kalmış gibi basin. bir | hlasediyordu., Daba dün YAZAN: * * bu memleketin en kudretli bir msuru İdi. Sesl gürdü, gözü keskindi, bilekleri sağlamdı. Şim- di dili mengeneye konulmuş gibi epkemleşmişti, göz bebeklerinde yalnız karanlıklar — dolaşıyordu. Kollarında muazzam bir derman- aızlık titriyordu. Bu büyük tahav. wülün bikmeti ne İdi, hangi gü- mahın cezasını çekiyordu. Hacı Sinan, dikenlerle dolu payansız mesafeler aştıktan son- ta göz karartıcı bir uçurum kenarına gelen İnsanlar yurdun. dan matrut bir serseri hissile | vali konağının — eşiğine oturhıîu. Tayyettiği merafeler, şimdi bir- | SO 'Ü Olup Biten Cenevredeki Akvam Cemiyeti ir İmtihan Geçiriyor Hddiseler SUFT & MAi SA Vrsmmsa JA - G1 . a Almanyada hitler tarafdarları iktidar mevkiine geçmek istediler, — fakat parlâmentonun son — celmelerinde mağ- lüp oldular. Resimde Hitleri tarafdarlarına bir geçit resmi yaptırırken — görüyorsunuz. İngilterede Mücadele Daha Bitmedi İngilterede meb'usluk mlü- cadelesi bütün hararetile de- vam etmektedir. Şimdi bü- tün İngilterede hemen her şehirde — fırka liderleri ve meb'us namzetleri tarafından nutuklar, — konferanslar — ve hitabeler irat edilmektedir. Bu meseleye ait şu telgraf çok şayanı dikkattir : İ Londra, IT(AA) — M. Mak Donaldın, son günlerde yapılacak intihap mücadeleleri yorgunluğuna Eırşı koyabil- mek için birl istirahat etmıkçl:ıen hsî= mu- farekat etmiş olduğu haber verilmektedir. Namzetler şim- diden intihap turnelerinin prd- gramını tanzim — etmişlerdir. Bugün öğleden sonra turneye çıkmıya başlıyacaklardır. Londra Borsasında Londra, 17 (A.A.) — E&- ham borsasında, Paris bor- sasında tescil edilmiş olan fiatların, iş mebafilinin hükür metin muvaffakıyetine i“m:? olduğuna — delâlet — etmekte bulunduğu — beyan - edilmek- tedir. Beamezl AA MA L l E e -— TAKVİM —— Gün S1 -19Tş.cvel- 931 Hımr 167 Arabi Ruf 6 Cemaziyelah.330 | 6 -Teşrineyel-1347 çakıt-esani yasati | yakıt-ocani- vasıli Güneşl12.50 | 615 Akşamliz—| 17,75 Ökle| 634 (12.59 | Yata ( 181 1857 936 1501 | lnsak İTi-0, 436 denbire — silinmişti. — Arkasında mehip bir boşluk ve önünde derin bir uçurum — vardı. Ne ileri ne geri gidebiliyordu. Öne ve arkaya atacağı tek bir adım kendisini korkunç — boşlukların nihayetsiz derinliklerine düşüre- cek gibiydi. a Artık para, pul düşünmüyordu. yalnız oğlunu batırlıyordu ve onu arkasındaki boşlukta, önündeki uçurumda göremeyince acı bir yese düşüyordu. Paranın, yetmliş senedenberi yegâne mabut tanı- diğı © büyük kuvvetin biçliğini ilk defa hissediyordu. Binlerce ve binlerce altından mamul bir ehramın temsil ettiği o müşaşa mabut, şimdi bütün kıymetlerin- den tecerrüt ediyordu. Hacı sııııı.’uı bakarkör rssızlığa satırabile — etrafındaki | uzun bir müddet nekeran oldu. Sonra takatsiz ayaklarını sürü- lAlh;anya Ve Fransa Anlaşması Fransa Başvekili M. Lavalin Amerikaya bareket ettiğini ve orada bilhassa harp borç- ları meslesinin konuşulacağını dün haber vermiştik. Diğer taraftan Fransa ile Almanya arasında doğrudan doğruya mü- zakerelere başlanmak üzeredir. İki memleket murahhasla- rının — iştirakile teşkil edilen Muhtelit komisyon yakında kendilerini — alâkadar eden iktısadi işleri görüşmiye baş- lıyacaktır. Alman murahhas- larına Başvekil M. Brünning riyaset edecektir. Siyasi mehafilde bu komis-; yonun birçok iktısadi - ihtilâf- ları halledeceği ve iki mem- leket için de faydalı olacağı kanaatini ileri sürüyorlar. Yeni Alman Kabinesi Diğer taraftan yeni Alman kabinesi son parlâmento mü- cadeleleri neticesi olarak dört gündenberi hiçbir iş göreme- mişti. Bu mücadeleler nihayet bitti ve kabine itimat reyi aldı. Bu zaferden sonra ka- bine faaliyete geçmiştir. Belçika Kralı Milâno, 17 (A.A) — Belçi- ka kralı mütenekkiren buraya gelmiştir. Müşarünileyh Grig- na dağına çıkmak lÜzere he- men Lecco'ya hareket etmiştir. yerek evine doğru yürüdü. Her adımda bir. acıklı manzaraya rastlayıverdi. Şurada boğulmuş bir. çocuk, — ötede bir 'evin ankazını sırtında — yatıran bir kadın daha ötede külâhsız bir derviş gibi başı açık düşünen bir. minare, semavi afetin in- safsız tahribatımı gösteriyordu. Fakat sel, kendi yarattığı facinyı yine kendi yıkamak İstiyormuş gibi hâlâ devam ediyordu ve yıkılmış evlerin, çökmüş dükkân- ların & dan homurdana ho- murdana akıyordu. Bütün sokaklarda ölüm sey- reden milyoner, ancak kendi evinde canlılık gördü. Lâkin, bu da, İnliyen ve ağlıyan bir hayat idi. Karısı ağlıyordu, kız- ları ağlıyordu, hizmetçileri ağlı» yordu. Hepsi, yuvasına dönmi- yen Mustafayı anarak, neş'eji bir günü yaslara boğan — fırtınaya .| Hakiki Anlaîılır Y0 Ş Kendinîzî_İ Her aşk, aşağı yukarı, mu- vakkattir. Ezeli aşk, — ezeli saadet kadar muhal bir ha- yaldir. Fakat bazı aşklar vardır ki sadece muvakkat bir heye- candan ibarettir. Bir Tüzgâr gibi gelir geçer. Diğer bir aşk vardır ki, başlangıcı sade ve mütevazıdır,' fakat için için işler, devam eder. Sevişen gençler, sevdiklerini nasıl bir aşkla sevdiklerini tetkik etmek mecburiyetinde- dir. Çünkü muvakkat bir ca- zibeye kapılarak sevdiğine zahip olan ve bu zehap ile ev- lenen gençler, az zaman sonra hakikatle karşı karşıya kalın- ca şaşırır, sukutu hayale uğ- rarlar. Hakiki aşkı anlamak - için elimizde miyarımız nedir? Şu kiz veya adam hoşuma gidi- yor, fakat hakikaten seviyor veya seviliyor muyum? Her yeni Aşıkın kalbinde bu istif- ham işareti vardır. Bu istif- hamı halletmek — istiyorsanız, sevgilinizi şu mihakten geçi- riniz. Sevdiğiniz adam veya kızın kusurlarını görebiliyor musu- nuz? Saçını taramadığı, Üzerine bakmadığı, giyinmesini bilme- diği gözünüze batıyorsa, on- da — herkesin — bulabileceği kusurları - bulabiliyorsanız, o takdirde aşkınızın hakikt ol- duğuna inanmayınız. Hakiki aşk — bu — kusurları göre- miyecek kadar kördür. Ku- Hindistanda Gürültüler Tekrar Başladı — Cadikx, 17 (A. A.) — Sa- bahleyin metcaddit hâdise- ler kaydedilmiştir. Arkadaş- larının işlerini terketmeğe sev- keden müteaddit ekmek fırın- ları amelesi tevkif olunmuş- tür. Puerte - Roal'da da bazı hâdisler ihbar edilmiştir. Bir yaralı birçok ta erzilenler var- dir. - San - Fernando'da — sivil muhafızlar bir çok defalar halk Üzerine hücum etmek zaruretinde kalınışlardır. lânet püskürerek gözyaşı dökü- yorlardı. Hacı Sinan, ilk önüne çıkan adama sordu: — Vali ne oldu? — Atını, uşağını topladı, Sek- banlarını önüne kattı, alukaya ! — Ya Mustafa? — O da beraber! İnsan yüzü görmek ve İnsan sesi işitmek, çamurlu bir ssızlık içinde uzun dakikalar geçirmiş olan Hacı Sinanın aklını başına rmdl. Şöyle bir köşeye çömel- i, vakıayı tahlile girişti. Valinin gocuğu alıp götürmesi, kendisini sızdırmaktan başka bir #sebebe mahmul olamazdı. O halde ço- guğun bayatından endişeye ma- hal yoktu. Yüz kese, beş yüz kese, bin kese vercrek, hatta | bütün servetini Allahtan korkmaz valinin ayağı altına sererek Mus- tafayı kurtarmak mümkündü. Hacı Sinan, bu mes'ut neticeyi ] Aşk mtihan Ediniz Nasıl sür ona meziyet gibi rünür, Keza sevilip - sevilmediğik. nizieanlamak — istediğiniz z1 man, ayni miyarı ku 1 ve sevgilinizin size kal amelesine — bakınız. c fek kusurlarınızı görerel hihe kalkıyorsa, onun inanmayınız. x İzmirde Namiye Hanım: —— İki sene tanıştıktan — sonra sizi terkeden erkeği tekrar kazanmak için size yol göstere- mem. Bilâkis sizi bırakan bir erkeğin arkasından gitmeyi iz- zetinefsi kıran bir hareket sayı - rım, Bırakınız gitsin. Dünyada- erkek kıtlığı yok yal * Cagaloğlunda Fatma Hnun: — Âlemin dedikodusuna aldı mayınız. Âymı zamanda âlemi: dedikodusunu davet edecek hareketlerden içtinap ediniz. Âlemin ağzı torba değil ki, dikiverelim. * Üsküdarda Naciye Hanım : * Kocamın kazancı bize 23 geliyor. İyi elişi bilirim. Eşe dosta yapacağım elişi ile min masrafına yardımım kunabilir. Fakat kocam * varken sen — çalışamazsın »— diyor. ” Kocanız haksızdır. Madem- ki evi geçindiremiyor, artık caka atmasının mânası yoktur. Çalışınız, eve ilk yardımı yap- tığınız gün ilk sevinen koca- nız olacaktır. ; Hanımteyze +. Dd Bombay, 17 (A. A.) — Kak kütta kongresi erkânı, siyasi vaziyet hakkında ve bilhassa meclis kaidelerini ihlâl tüh- metile iki ihtilâ'cinin. kurşı dizilmiş olduğuna dair Gan- dhiye malümat vermek üzere Londraya müteveccihen va- pura binmişlerdir. : Bombay, 17 (A. A.) — Ke- münist Roy, kırala karşı fes sat tertibatı yapmış olmak töhmetile cinayet mahkeme- sine verilmiştir. (e f" önüne getirdikten sonra biraz nşirah buldu. Valinin, felâk: zede ki ayı bu perli hi Yyüz üstü bırakıp Benslu vuşmasındaki — sebebi arı Küpegündüz adamı kaçıran Ha: 'aşanın, Saraybosnada bir heyer can ve bir kıyam vukua gelmes — sinden böyle bir seyahate lüzum — gördüğüne hükmetti: — Kurt herif, —dedi, ininl emin görmüyor. Hele Muatafayı — alalım, sonra kendisile hesap: — uraz. Boznalı milyonerin — tahmini doğru İdi. Hattat Hasan Paşa, fırtınadan mütevellit kargaşalık arasında atlanıp yürüdükten sons ra düşünmüştü. Yaptı; çire | kindi, tam hyduıç'ı qlrı..huı- € ketti. Bir Iradesizlik deminde bu münasebetsizlik . vukua — gelivere — | mişti. Esirini lade etse de, etmes — | se de' an ta'ın ve teşmlinde | kurtulamıyacaktı. Bu sebeple naatte sebat göster v c zerurl (Arkanı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: